Şu hidroelektrik santraller çoğaldıkça
Artık nehirler, çaylar çağlamıyor
Bu güzelim cennet ülkede
Dereler, vadiler cehenneme
Berrak mavi göller su yatakları
Ormanlar, bağlar çöllere döndü
Artık güller, çiçekler kokmuyorlar
Nergisler, menekşeler, çiğdemler dallarında kurudular

Şu hidroelektrik santraller çoğaldıkça
Yeşilbaşlı gövel ördekler, bülbüller
Börtü böcekler ötmüyorlar
Ağılı dikenler ellere, ayaklara batıyor
Yaşadığımız şu acılar
Kaderimiz, yazgımız değil
Gerici düzenin kötülüğüdür bize
Bugün buraya direnmeye bugün buraya isyana
Güneşi doğurmaya pınarları, dereleri doldurmaya geldik

Şu hidroelektrik santraller çoğaldıkça
Zümrüt rengi yeşillikler katledildi
Yapraklar sarardı
Çiçekler karardı
Renkler ağlıyor
Yüreğimiz sızlıyor
Gözlerimizden yaş akıyor
Bu ne cüret bu ne aymazlık
Üzerinde yaşadığımız şu dünyanın
Doğasını, güzelliğini, mevsimlerini bozdular
Uysallığı bırakıp isyan bayrağımızı aldıkta geldik
Bizim tüm öfkemiz, hiddetimiz şu bozuk düzenedir

Şu hidroelektrik santraller çoğaldıkça
Doğayı öldürenlere karşı
Pasif olamayız
Aktif olmaya mecburuz biz
Kan kusup kızılcık şerbetti içsek de
Asla koyun gibi uysal durmayacağız
Akdeniz maviliği
Karadeniz yeşilliği
Munzur vadileri
Kürdistan dağları susuz kalmasın
Başımız dik
Bileklerimiz çelik
Yüreğimiz sıcak
Kavgamız büyük kavga
Kanayan şu doğanın hatırana
Buraya yel olmaya
Fırtına olmaya
Boran olmaya
Yaşamın can damarı ırmaklara kıyanlara
Tüm karanlıklara tüm zalimler direnmeye geldik buraya

Mehmet Çobanoğlu
16.10.2015
İstanbul

2.5/5 Toplam verilen oy :