Şiir Tutkusu

Menü

Züğürt Tesellisi

Sevmelerin şiddeti nerelerde başlar?
Ölçekleri kaçtır bu depremlerin?
Hüngür hüngür kimleri ağlatır?
Nerelere dökülür?
Zamansız yağan yağmur taneleri...

Hani diyorum, rüzgar getirseydi nefesini de
Öyle kopsaydı kızılca kıyamet...
'Kızılca kıyamet ' dedim de,
Büyük kıyametlerin alameti mi ki bunlar?
Yoksa, bu kadar delice akmazdı kanım.

Aramadığım yer kalmadı,
Her taşın altına baktım da bulamadım,
Geçtiğim patika yollarda ayağıma dolanan,
Bu kopan kaçıncı tespihimin ipi.

Gölgemi önüme katıp, dilim bir karış dışarda,
İt kovalar gibi koştum koştum da yetişemedim
Yoruldum, Çin seddinde kana kana su içtim,
Virane evlerin içlerine kadar girdim,
Kapsama alanının bir hayli dışına çıkmışım,
Hangi cehennemdesin, yerini bildir,
Yine sana erişemedim.

İncik boncuk işlerle uğraştırma beni,
‘İncik, boncuk’ dedim de,
İncimsin sen, kıymetlimsin,
Nerelere saklandın kız sen?
Çabuk çık gel, hangi taşın altındasın?
Depderin bir kuyuda mı,
Yoksa derin bir uykuda mısın?

Ülke sınırlarını ihlal ettiğimden olsa gerek,
Hakkımda kırmızı bülten çıkarmışlar,
‘’Kırmızı’’ dedim de,
Kırmızı renk seni çok seksi gösteriyor,
Siyahlar içinde de fıstık gibisin...
Bir de maviyi deneseydin,
Kredi kartına dokuz ay taksit yaptırırdık.

Seni bir bulayım gerisi Allah kerim,
Sadece bir isteğim var,
Kahve renkli gözlerinle bana bak,
Ambargo koydum, gitmen yasak!
Sen delice sev beni, kahveyi sonra içeriz,
Şekersiz olsun benimkisi.
Gerçi kendime ısmarlamıştım ama,
Senin yerine de içerim,
Geçmez ki sensiz boğazımdan telvesi.

Resimlerine baktıkça,
Kendimden geçerim,
Her akşam kafayı seninle çekerim,
Oh! canıma değsin, iyi ettim.
‘Canıma değsin‘ dedim de,
Canıma da değsin tenin...
İşte al, bir öpücük daha verdim,
Sabah akşam, keyifli keyifli öperim,
Benimkisi züğürt tesellisi...

Biraz önce posta güvercinlerini seferber ettim,
Kimse kaldıramaz bu ağırlığı,yola cümbür cemaat düştük...
‘Yol’ dedim de, aklıma geldi,
Yolun, izin bulunmaz mı senin?
Sahi, yolun yolcusu adressiz mi olur?
Kutupta olsan bulurdum da,
Yer yarılmış sanki içine girmişsin.
Bir elime geçirirsem seni,
Baştan söyleyeyim, günah benden gitti!
‘ Günah ‘ dedim de,
Ağır tahrik altında işlediğim,
Son günahımsın...

Biliyor musun kaç iç savaş çıktı yüreğimde,
Devrik aşığın olmasaydım,
İhtilal bile çıkartırdım da,
Sözüm kendime bile geçmiyor, neyleyeyim?
Yine de pes etmem,
Seni görmeden terk etmeyeceğim dünyayı.

Kolay av değilim, Azrail bilir huyumu,
Ölmek şimdilik uzak bana...
‘Ölmek‘ dedim de aklıma geldi,
Kendimi senden hiç ayırmadım ki,
Ölümüm de ardın sıra gelsin.
Tövbe haşa, yine günaha soktun beni.

Yakındır,
İzini bir bulayım,
Verilmiş sözüm var.
Vesikalık fotografını şimdiden çektir,
Yedinci ayda düğünümüz var!
Desem de, inanma, bu şimdilik bir hayal.
Olsun bebeğim, hayali bile güzeldi.

Hep merak etmişimdir,
Adem ne halt işlemiş, neden gelmiş dünyaya?
Kim sev demiş ki Züleyha’ya?
Manyak mıymış Ferhat ?
Dağları neden delmiş?
Bari sen onlardan olma,
Yedirme zehir zıkkım,
İçirme bana baldıran zehiri.

Aklıma ‘ Bir teselli ver ‘ şarkısı geldi,
Nereden de dilime dolandı gece gece,
Ne diyordu Orhan abimiz,
‘Bir teselli ver bir teselli ver,
Yarattığın mecnuna bir teselli ver!’

Bu şiiri es kaza okursan,
Deli Dumrul nedir ki yanımda?
O derece keyifliyim, o derece bahtiyar,
Bakma sen bana.
Deliler bir güler, bir ağlar,
Benim kafa sayende gidik,
Çıkmaz ayın çarşambasına bir şeyciğim kalmaz,
Öptüm seni, iyi geceler canımın içi.


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
15/04/2014-Isparta- Saat : 23.35
Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan