Çok uzun zaman oldu,
Kol saatimi çıkarıp atmıştım,
Şu zamansız zamanı sevmiyorum çünkü.
Zamansız gelişine sevinmek isterdim,
Çocuklar gibi gülmek isterdim,
Olmasın harçlığım, doymasın karnım,
Yeter ki sen hep yanımda olsaydın...

Sevmiyorum işte, sevemiyorum bir türlü,
İçinde sen olmayan yalan dünyayı…
Zamanı alamıyorum geriye, yetmiyor gücüm,
Kum saati misali eksiliyor ömrüm,
Ben sana çoktan kavuşurdum da gurbet kuşum,
Çok aradım ama bulamadım,
Yoktu senden bir nefes, bir iz...

Hızla tükeniyor zaman,
Kanamalı yaralarım kabuk bağlamıyor,
Kıyamet ha bu gün ha yarın koptu kopacak…
Sana öyle çok ihtiyacım var ki,
Nerelerdesin melek yüzlüm?

Sen hele bir çık gel saklandığın yerden,
Ben her gün kuru ekmek yemeye razıyım,
Başkalarının olsun şan şöhret,
İstemem makam mevki,
Bunca zaman sevgini taşıyan bendim,
Hamallık mı yapamayacağım?

İsterse, çakıl taşları batsın ayaklarıma,
Oyuk oyuk oyulsun içim,
Cam kırıkları her yerimi kanatsın,
Kangren olsun uzuvlarım,
Tinerci çocuklar beni vursun,
Sen yeter ki gel, bir kez olsun gel…
Beni daha fazla bekletme…

'' Sobe '' de,'' şaka yaptım '' de,,,
'' Senden hiç ayrılmadım aşkım'' de,
Sen hele bir çık gel aşkım, can yoldaşım,
Seninle geçsin ömrümün kalan baharı...
Ama, bu son şakan olsun…
Beni daha fazla üzme…

Ya da, bir gören, yerini bilen varsa söylesin,
Bulayım...
Nerede o Alaaddin’in sihirli lambası?

Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
21/01/2015-Isparta

2.5/5 Toplam verilen oy :