Hayat yordu,
Hamur gibi yoğurdu,
Gelen vurdu, giden vurdu,
Eş vurdu, dost vurdu,
İçim yangın yeri, yetim yurdu,
Bir de ayakkabım vurmasaydı...
Elimle tuttuğum zarlar,
Hep yek, atamadım düşeş,
Sevseydi de zar sevseydi,
Öper koynumda saklardım...
Gündüzler, geceler, bir bir geçiyor,
Trenler, uçaklar, kuşlar geçiyor,
Ölümlü dünyada ömür geçiyor,
En çok da selamsız geçmen koyuyor...
Uzağı karıştırırım bir tek,
Yakınıma gel de anlatayım,
Çayı bile şekersiz içerim,
Karıştırma eski mevzuları...
Her şey netleşti, şekillendi,
İçimdeki ses dillendi,
Buzul çağını mı yaşıyorsun,
Fetret dönemini mi?
Tefeciden mi borç aldın,
Aramıza kara kedi mi girdi?
Yoksa selamsız bandosu gibi
Suskun kalmazdın böyle…
Ben mi sigarayı sardım, sigara mı beni,
Yoksa hasretin mi, bilemedim,
Bahane filan aramıyorum, hata da,
Seni arıyorum, bir tek seni,
Çık gel saklandığın yerden kâfirin kızı…
Şerefsizim, onun bunun çocuğu olayım,
Sanki yedi asır beklettin,
Yedi düvele rezil rüsva eyledin,
O saçlarını bir bir yolmak vardı da,
Çok meşakkatli işler bunlar...
Ecelim geldi,
Bir sen gelmedin,
Bir şeyler ters gidiyor,
Gelsen gider miydin ki?
Baştan sona yazarsam, sonu gelmez,
Tek gelseydin de sonum gelseydi...
Laf-ı güzafla halı, kilim dokunmaz,
Yanan ciğerim, esamesi okunmaz,
O düğmeleri çekip koparmak vardı da,
Ah bir de kalbine dokunmak olmasaydı…
Bana bak!
Beni kendine bulaştırma!
Çok kötü bulaşırdım, çok da güzel severdim,
Lakin, o kadar çok kalbim yok ki...
Olsaydım da keşke bardağında dudak payın olsaydım,
Özlemle kavuşur, sevgiyle dökülür, aşkla taşardım…
Cennetimsin dersem,
Yerim direk cehennemlik,
Allah çarpsın yine yaktın,
Bari a’rafta azıcık göreydim....
Bir hayal, rüya diyelim,
Her gün de görülmez ki,
Öyleyse serap olsan gerek,
Ondandır bu iç yangınım...
Senden bana hayır yoksa,
Evet ya, sen de seviyorsun...
Kelimelere anlam yüklemek bu olsa gerek,
Ya da gönlümün bir tesellisi...
Uzun lafın kısası oluyorsa,
Kısa lafın uzunu da olur,
Lastikli söz derler adına,
Beni hiç sevmedin, hiç,
Hiç kadar değerim olsaydı
Hiç ayrılır mıydın ki?
Şunu da iyi belle gâvurun kızı,
Süs bitkisi değil ki kalbim…
Ne elimdeki ekmeği, ne bir tebessümü,
Ne bir eşyayı, ne parayı, ne de bir sözü,
Bende olan hiç bir şeyi paylaşmam kimseyle,
Adam değilim, bencilim!
Hepsini, hepsini sana verirdim hiç düşünmeden,
Bende hiç bir şey kalmasın, ama yoksun!
Kara biber gözlere sevgiyle baktım yandım,
Hiçbir şey görmez oldum, ateşe düştüm sandım,
Kör kuyulara girdim, bir tatlı dile kandım,
İflah olmaz kimliğim, yine elde var kahır,
Kalbim yapboz oyuncak, kırıldı ağır ağır...
Bir gelsen gitmesen, olsan benimle,
Yirmi dört saat az, kalsan benimle,
En tatlı rüyaya dalsan benimle,
Allah kahretsin! yine yoksun, yoksun!
Gelmişiz gidiyoruz, var mı bunun ötesi,
Şu naif bağrımıza yakan yakmış ateşi,
Son kalemiz düşünce, kırılır su testisi,
Bir acayip komedi, ağlamaya değer mi?
Sana daha ne şiirler yazardım da,
’İlhamın bol olsun, esen kal ’ dedin,
’Toprağın bol olsun, bir başına kal ’ der gibi...
Adamlık isteme benden, olmam!
Bağlanırım sonra, ayrılamam…
Gözlerinin kıyısına ulaşmaya çalışan kaçak bir yolcu gibiyken,
Firari duygularımla dudaklarına nasıl göz koyabilirim de,
Mahzun gülüşlerini kurtuluş günü ilan edebilirim söyler misin?
Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
19-20 Ekim 2017, Isparta,02.50
Hikayesi:
Ajidasyon majitasyon bilmem,
Provokatör değilim,
İstasyonum her halde,
Acılarımı bilirim sadece...
VMS
YOKSUN
Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Şiir Adresi : http://siirtutkusu.com/yoksun.denemesi
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan