Şiir Tutkusu

Menü

Yine Beyaz Olacak Kefenim

Ah benim kör talihim,
Kemiğim kırılsa candan sıyrılmaz,
Mayına bassam, ayağım kopar da,
Gövdem ayrılmaz…

Anamdan çırılçıplak doğduğumda,
Gözleri yumulu bir kedi yavrusu gibi,
Ciyak ciyak ağlarken,
Alaya alır gibi, karşıma geçip gülmüşler,
Kıçıma bir teneke bağlamadıkları kalmış,
Şimdiki aklım olsaydı neler yapmazdım ki,
Ah, başımı bir doğrultabilseydim,
Hele gözlerimi bir açabilseydim,
Öç almaya,
İlk beni kucağına alan hemşireden başlardım,
Bir tek dişim olsaydı,
Isırmadık yerini bırakmazdım…

Gelmişim ya bir kere dünyaya,
Düşmüşüm ya ellerine,
Önce bezlemişler altımı,
Sonra sarıp sarmalamışlar her tarafımı…
Anam kendi elleriyle işlemiş,
Sakız gibi bembeyaz kundağımı…

Çelimsiz, ama pek sevimli bir bebekmişim,
Oksijen çadırında hayata tutunmaya çalışırken,
Ha bu gün, ha yarın öldü ölecek diye,
Başımda çok beklemişler,
Gelmişim bir kere dünyaya,
Yedirir miyim kendimi size,
İnadım inat, hala ayaktayım,
Daha çok beklersiniz…

Bir saniye öncesi bile geçmişte kalmışken,
Şu vakit gibi hala aklımda her şey…
Her bir şeye imrenerek geçti çocukluğum,
Bayramlık giysileri vitrinlerde gördükçe,
Arefe günü başlardım sızlanmaya,
Almancıların Ali’nin bayramlık elbisesi,
Cicili bicili ayakkabısı olurdu,
Benim ise yerlere ve göklere sığmayan hayallerim…
Vay anasına ya, tersine dünya,
Bilseydim anamdan kız doğardım…

Harçlığım olsa da ciklet parasıydı,
Kalırsa gazoza, ben de adam gibi,
Çok bayramlar görürdüm,
Bir mucizenin olmasını diler,
Yaratana el açıp, dualar ederdim,
Uykularımda, karabasanlar basardı bedenimi,
Birileri rüyalarımın içine girerler,
Beni evire çevire deli ederler,
Rengarenk ayakkabılarımı, elbiselerimi,
Elimden zorla almaya çalışırlardı,
Geceler boyu kan ter içinde kalır,
Sürüye dalan itleri kovalar gibi,
Irz düşmanlarıyla boğuşurdum…
Ah gücümü bir toplayabilseydim,
Ben biliyordum ne yapacağımı da,
Dermanım yoktu…

Sabahleyin uyandığımda bir de bakardım ki,
Ağlamaktan yastığım,
Korkudan altım ıslanmış,
Donumu saklayacak yer ararken,
Koşardım banyoya…
Biraz biraz erkek olunca,
Aklım ermeye başlayınca,
Yanık yanık dertli şarkılar dinlemek,
Ferdi’nin vizyona yeni giren filmlerini izlemek,
En çok da, komşu kızını arka bahçede görebilmeyi isterdim,
Topu topu bunlardı saltanatım…

Ters giden bir durum vardı,
Çok da sordum kendime,
Ulan dedim,
Bu ateş nereden düştü de, içim yanar ki böyle?
İki kefil, sekiz ay vadeyle aldığımız teypte,
Orhan Abimizin “Bir teselli ver” nağmeleri çalardı,
Kaç kez olmuştur, saymadım ama,
Kendi kendime teselli verir,
En sonunda da “Batsın bu dünya” derdim…

İşte böyle geçti çocukluğum,
Tatsız, tuzsuz, yavan ekmek misali…
Belki bu gün, belki yarın,
Herkes gibi ben de bir meçhule gideceğim,
Son kez batacak dünya,
Son kez sarıp sarmalayacaklar bedenimi,
Son tesellim bir ömre değecek,
Bu kez gülemeyecekler yüzüme,
Kundağıma kara leke sürülmemiş ki,
Kefenime sürülsün…



Vecdi Murat Soydan
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
18/03/2017, Saat : 23.42, Isparta



Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan