Hicap
Hey benim buğulu sitemkâr yârim,
Sevdanın sükûnu kaplamış seni.
O zümrüt gözlerin içinde varım,
Baktıkça sarıyor mahrem deseni.
Her lahza tenhada hicaptan yana,
Biz aynı bahçeden aynı yan yana,
Dahası silinmez ziya ve mana,
Peşinden koşturdu talih hep beni.
Hislerim tüy gibi dört yanım lale,
Bir başka yürürüm bindim hayale,
Beşinci mevsimden seslensem bile,
Zaman tamam artık halvet dönemi…
Ömer Ekinci Micingirt
Sus Bülbül
Sabır yangınında vuslat var ama
Bilmem daha nasıl kalabilirim
Ötme bülbül ötme değme yarama
Belki kokusunu alabilirim
Her seher her seher sesleniyorum
Hicran katarından besleniyorum
Yakıyor ötüşün hisleniyorum
Seni de sevdaya salabilirim
Ağardı saçlarım verdim ecele
İster ezber oku ister hecele
Ezanlar okunur işim acele
Görünce secdede ölebilirim
Fecir büyülendi bak yavaş yavaş
Yüreğim sancılı gözlerimde yaş
Ağlaştık bülbülle olduk arkadaş
Bir tatlı rüyada bulabilirim
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Geçti Ağladım
Yaşın koydum hecelerin yerine
Bir kelebek ömrü, uçtu ağladım
Gönül verdim beni yakan soruna
Gözlerin gözüme geçti ağladım
Benim yaşım mavi yeşil sende çok
Hep seni aradım giden gelen yok
İster oku ister gizle ister yak
Gizlerin gizime geçti ağladım
Seninle şiirden kubbeler kurduk,
Hakikat ruhuyla pek kafa yorduk
El ele yan yana ahenkle durduk
Nazların nazıma geçti ağladım
Ne yazdım ben ne yazdığım bilinmez
Seni yazdım dört dörtlüğe silinmez
Sessiz sevdalarla Leyla olunmaz
Sözlerin sözüme geçti ağladım
Ömer Ekinci Micingirt
Vur Beni Kadın
Sensiz gecelerim ölüm varlığı
Seni bekliyorum sar beni kadın
Sende peyda ettim ihtiyarlığı
Dile düşmüşlere sor beni kadın
O gözlerin benden aldı rengini
Sen bulmuşsun bende dengi dengini
Hem sevda tanımaz fakir zengini
Umutsuz aşkınla yor beni kadın
Ne eski köşküm var ne yıkık hamam
Kör olsun gözlerim tamam de tamam
Vuslat dalgaları söyle ne zaman
Azapsız günüm yok gör beni kadın
Ömür tükeniyor nağmenin dibi
İsmin yutkunurum mecnunlar gibi
Ölmeden öldürme sensiz edibi
Eriyip gitmeden vur beni kadın
Avutmaz dörtlükler yaş oldu elli
Varlıkta yokluğun belli besbelli
Benimki olmasın kuru teselli
Sensizlik ömrümü yer beni kadın
Ömer Ekinci Micingirt
Bir Meçhul Gibi
Aşkın sütununa kazdım ismini,
Teberrük misali, gizledim seni
Gözyaşım boyayıp çizdim resmini,
Vuslatı giydirip sözledim seni.
Uzat yüreğini ses ver sesime,
Sebebin sormadan his ol hissime,
Bari sitemkâr ol son nefesime,
Bir bilsen ne kadar özledim seni.
Tılsımlı oyunun kader setinde,
Zerrecik bir leke yok iffetinde,
Aşure gününde Binbir Hatim’de,
Sükûta yaslayıp gözledim seni.
Dinmedi içimde kahreden hüzün,
Ölüm soluyorum sezdirmeksizin,
Tahtası olsaydı aşk kabrimizin,
Aşkın gizemiyle giz’ledim seni.
Sebebim tükendi mecalim geçti,
Bu akşam üstümden kaç ölüm geçti,
Gece yarıladı ecelim geçti,
Hep bir meçhul gibi izledim seni.
Ömer Ekinci Micingirt
Gözlerin İnşirâh
Sevi bahçesinde çiçeksin açan,
Bahar şenliğinin sıcağı gibi.
Hüznün arkasında büzülüp yatan;
Umutsuz bir aşkın kucağı gibi…
Yalnızlık başköşe başımın tacı,
Gözyaşı derleyip buldun ilacı;
Kıvrak vücudumda üç köşe acı,
Kaçtım hep bir asker kaçağı gibi.
Vakti geçmiş anlar hâlâ var dedim,
Çevirdim akrebi kaç mevsim yedim,
Ben ağu yutarken sen gülümsedin,
Gözlerin inşirâh bıçağı gibi…
Ömer Ekinci Micingirt
Gurbet El
Beni ettin otağımdan yurdumdan
Ne demeli sana bilmem gurbet el
Hasretin bırakmaz gezer ardımdan
Hastayım kasvetten gülmem gurbet el
Rüyalarda Micingirt’te gezerim
Karabasan sabahlarım gurbet el
Kaf dağından köye mektup yazarım
Zehir oldu yataklarım gurbet el
Ömür gitti bahar gitti kış gitti
Sevdalarım heba oldu gurbet el
Amcaların mezarında ot bitti
Hülyalarım dibe vurdu gurbet el
Bizde büyüklere hürmet varidi
Burda moruk olmuş baba gurbet el
Nasırlıydı eller rahmet varidi
Çıbanım çok ağır veba gurbet el
Sinem kebap oldu kalmadı ciğer
Duygular köpürdü yine gurbet el
Saçlarım ağardı ak düşmüş meğer
Ömrümü bitirdi Ömer gurbet el
Ömer Ekinci Micingirt
ilham Olsun
Nakış nakış hece hece,
Eller sana ilham olsun
Yâr koklayıp aşk gelince,
Güller sana ilham olsun.
Huzme huzme huzur sarsa,
Edirne’den serhat Kars’a,
Ay yıldızı sorarlarsa.,
Allar sana ilham olsun.
Mevsim sarhoş vakit buruk,
Hisler renk renk gece kırık,
Yeşil hüzün mor hıçkırık,
Hâller sana ilham olsun.
Neredesin kutlu şarkı,
Sende buldum gerçek farkı,
Fırdönüyor yaşım kırkı,
Diller sana ilham olsun.
Ben bir mecnun bu aralar,
Asrı boğdu sığ veralar,
Asır değil kul yaralar,
Kullar sana ilham olsun.
Yüzen zaman mâna madde,
Gözyaşlarım kızgın cadde,
Gül yüz imam çöl seccade,
Çöller sana ilham olsun.
Ömer Ekinci Micingirt
Yel alsın
Yaş döken yürekle koş gel bin kere
İsmimi hecele dokun el alsın
İçten ağlamaklı söyle ezbere
Cehenneme hâram bana helâlsin
Taptaze duygular eser serince
Şiir gibi yüzün mâna derince
Bu başka balayı yan yeterince
Sen belki de ateş yüzlü zülâlsin
İçimi besliyor yeşil verâlar
Ben i hep sitemkâr sözler yaralar
Züleyha’nın aşkı günah mı arar
Hicabı bilmeyen dili yel alsın
Ömer Ekinci Micingirt
Gözyaşların
Uyumayıp ara ara çık cama
Çevir bana gün görmemiş yüzünü
Nilüferler kuruyunca suçlama
Sona bırak yaprak gibi güzünü
Çalkaladık çok bol ettik niyâzı
Aşk aşk dedik Leyla ettik bu yazı
Kenetlenmiş ayrılığa kim razı
Sarnıçlara saklamışım sözünü
Hislerinle hareket et beri gel
İsmin gibi kalbe dokun duru gel
Siyah giyip yeşillenip sarı gel
Ülfetlerin hâr ediyor közünü
Şair derler ben deliye habire
Şiirleri gömdüm taştan kabire
Korkuyorum teslim oldum kebire
Unutmuşum fark etmenin izini
Sen macera sevmezsin ki gel hele
Kalp çizelim el değmemiş kumsala
Gözyaşların ne yeşildir ne âlâ
Esirgeme benden mahzun gizini
Ömer Ekinci Micingirt
Gönül
Mâtem rüzgârları yokuş desem de
Füsunlu bakışla düz etti gönül
Doldurun hüznümü pişsin kâsem de
Benli hissiyatı biz etti gönül
Gönlü bende amma vuslat pek ırak
Aşılmaz engel var hâlime bırak
Ölüm ve beyaz aşk başka ne gerek
İffetin hissiyle va’z etti gönül
İlan-ı aşk o ne, bilmem takıştık
Hasbıhal eyledik, dostça bakıştık
Kaderde böyleymiş böyle yakıştık
Bilmem ki ne kadar hazzetti gönül
Ümitle bekledim gelmedin hâlâ
Izdırabım ol hem, durma gel hele
Yeşilin bağrında tutsak el ele
Apayrı mânâ var, naz etti gönül
Ömer Ekinci Micingirt
Gecenin Türküsü
Rüya düştü gece gitti desen de,
Tekrar sardı hislerinin büyüsü.
Yalnızlık yok, sen bendesin ben sende,
Ağır olur, sensizliğin öyküsü.
Keşke güneş doğmasaydı kal biraz,
Tebessüm et, yüreğime şiir yaz.
Rüyalarda var mıydı hem itiraz,
Tadımlık düş,şairlerin uykusu.
Ruhunu aç, gerçek mana ser gelsin,
İşvelerin duyuşumu ne bilsin.
Rüya bu ya hissiyattan sebilsin,
Senin değil bu, gecenin türküsü.
Ömer Ekinci Micingirt
Hazan
Sitem yok işveyle,aramam seni,
Hem zaten yüreğim arasında sen.
Hislerim köpürür göremem seni,
Zifiri sevdamın karasında sen.
Senle bütün renkler aslına vardı,
Yeşil, mavi, ela sarısında sen.
Son mevsim ümidim senle ağardı,
Bilmem ki mevsimin neresinde sen.
Tat oldun ruhuma gözlerimde nem,
Sevdamın ahengi küresinde sen.
Gecelerim hazan sensiz cehennem
Sızılar yüreğim, yarasında sen.
Ömer Ekinci Micingirt
Senden Sonra
Başın koyup yamacıma yaslanan
Düşündükçe senden bana hal oldu
Mavi aşkla yüreğimde ıslanan
Sütbeyazı yanakların al oldu
Rüya gibi söz eyledin naz ettin
Buz ellerin vur sineme hazzettin
Aşk oduna attın beni köz ettin
Hasret hicran, uzaklıklar kül oldu
Gül- i ranâm helalimsin dön bir bak
Yüreğimin zifirine ışık yak
Şu gönlümün feryadına taş bırak
İçimdeki o işveler bal oldu
Sen derdimin dert ortağı zarısın
Sen ciğerim ciğerimin harısın
Sen benimsin söyle kimin yârisin
Deme bana bir acayip kul oldu
Yol eyledim gam dağının başını
Güne sakla silme gözün yaşını
Gözyaşımla sürmeledim kaşını
Senden sonra gözyaşlarım bol oldu
Ömer Ekinci Micingirt
Peçelemişim
Uyurgezer oldum içimde hüzün
Ve parka bakarken gecelemişim
Göğü aydınlattı bendeki yüzün
İsmin çocuk gibi hecelemiş
Yalnızlık yenilgi fakir zengine
Neyi yaşamışsak dengi dengine
Rengin çevirmişim, rengim rengine
Aşkı desen desen keçelemişim
Kaygı bekleyişi mısralar ama
Kader yazgısında kural arama
Tez gel yosun gözlüm tuz bas yarama
Yokluk hasat edip hiç elemişim
Ağlayan gülenim ağıt türküm sen
Büyülü zamanım yaşam farkım sen
Songüz’üm baharım dönen çarkım sen
Vuslatı kendimce nicelemişim
Seni sayıklarken kurudu dilim
Çorak yüreğime tez gel sevgilim
Balım, karçiçeğim hele ver elin
Sensiz yeryüzünü peçelemişim
Ömer Ekinci Micingirt
Züleyha
Yazması oyalı elleri kına,
El açmış semaya nazla Züleyha.
Şevkle büyülenmiş Allah aşkına,
Her güzellik sen de fazla Züleyha.
Bu dava çileli böyle sürecek,
Cennet bahçeleri gelinceye dek,
Ben gecikmiş çınar sen de bir çiçek,
Kardeşlik rengârenk sizle Züleyha.
Şiir beste beste ismini andım,
Edep deryasında kendimi sandım,
Gönül kazanımdan bir buket sundum,
Çileyle hüzünle sözle Züleyha.
Hislerim armoni kokladım gülü,
Yetimler babası sevdamın tülü
O gitti gideli kainat ölü,
Kâinat gülecek bizle Züleyha.
Niyazda yer ayır senden dileyim,
Nurlu şarkılara beste olayım,
Ekinci ölürse nerden bileyim,
Hislerin söylerse gizle Züleyha.
Ömer Ekinci Micingirt
Gelmezsin
Nedir bilmem sendeki bu endaze,
Yok olmuşum gizlerinde gelmezsin
Ruhum sarar taptaze bir firuze
Ne var bilmem sözlerimde gelmezsin
Tıpkı mecnun gibi belki bu şair
Hüzün vadileri bire bin verir
Gözyaşlarım zemheride yeşerir
Yeşersem hep dizlerinde gelmezsin
Gurur kibir tekmilini yıkıp gel,
Ağla biraz ciğerparen bakıp gel,
Bir kerecik, bir kerecik çıkıp gel,
Ölsem mavi gözlerinde gelmezsin
Ömer Ekinci Micingirt
Seviyorum ki
Aşkın yumağına kelepçe vurdum
Yine de ben seni seviyorum ki
Sözü bıçkılayıp göğe savurdum
Yine de ben seni seviyorum ki
Hâlime muttasıl gözlerin var mı
Ve beni hisseden gizlerin var mı
He kurban diyecek sözlerin var mı
Yine de ben seni seviyorum ki
Yoklar tükettikçe var olup durdum
Kırık saat gibi kurulup durdum
Yordun kıyasıya yorulup durdum
Yine de ben seni seviyorum ki
Ömer Ekinci Micingirt
Yel alsın
Yaş döken yürekle koş gel bin kere
İsmimi hecele dokun el alsın
İçten ağlamaklı söyle ezbere
Cehenneme hâram bana helâlsin
Taptaze duygular eser serince
Şiir gibi yüzün mâna derince
Bu başka balayı yan yeterince
Sen belki de ateş yüzlü zülâlsin
İçimi besliyor yeşil verâlar
Ben i hep sitemkâr sözler yaralar
Züleyha’nın aşkı günah mı arar
Hicabı bilmeyen dili yel alsın
Ömer Ekinci Micingirt
Sor beni
Nasıl seviyorum hele bir bilsen,
Beni bana bırak elden sor beni.
Gölgesiz gecede naz ile gel sen;
Sürç-ü lisan etsem hâlden sor beni.
Sakın haram sürme dişe dudağa,
Vuslat çiçekleri eksek bu bağa.
Resmini asarım ta Uludağ’a,
Efsuni yemyeşil şaldan sor beni.
Bu bir sitem değil belki amandır,
Bir leyla ararım hayli zamandır,
Duyuyor musun can, gel bari kandır,
Gözlerini sakla tülden sor beni.
Hep seni yazmışım bir kırık kalem,
Sen benim her şeyim sen dünya âlem,
Yetiş rüsva etme öl de ben ölem,
Umutsuz bir hasta kuldan sor beni.
Hâlimi arz ettim gelirim söz de,
Sevdanın ahı var ağlayan gözde,
Yaram pek amansız yine bu güzde,
Mavzer gibi yaktın külden sor beni.
Ömer Ekinci Micingirt
Oldu
Ben ben’le oynaşır beynim de bile,
Gürbüz gecelerle hâl bahçem oldu.
Saklı efkârlarla geldim ne hâle,
Hoyrat mangasında bol bahçem oldu.
Hiçlik çağıltısı tüter gözümde,
Dürtüler başköşe aklım dizimde,
Bir varlık bir yokluk bencil sözümde,
Kuru bir kavga ki kâl bahçem oldu.
Gündelik konuştum gündelik aldım,
Hüznü katleyleyip neşveye daldım,
Pörsümüş ömrümle bir ömür çaldım,
Sonun uğultusu çöl bahçem oldu.
16.01.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Yâr
Ne kadar samimi hakikatsin yâr
Gözyaşı peyledin sen benim için
Hasret sütunları senden yadigâr
Mor türkü söyledin hem benim için
Yorgun gecelerde ateş hârımsın
Ellerin elimde helal yârimsin
Vuslata efsunlu sitemkârımsın
Ahuzâr eyledin dem benim için
Ne kadar muhtacım canım demeye
Masum bir iltifat nağme nağmeye
Gözlerim al götür gülümsemeye
Sen beni neyledin can benim için
Ömer Ekinci Micingirt
Kara Kız
Bakışların pakize efsunluydu dillerin,
Gül bahçemde hazan var çıkıp gittin kara kız.
Yanakların rengârenk morarırdı alların,
Aklım aldı gülüşün yıkıp gittin kara kız.
Gamzelerin tüllenir ter kokardı ellerin,
Bir buselik sevgiyi ekip gittin kara kız.
Sekişlerin can yakar kıskanırdı güllerin,
Mahmur mahmur bakışıp çekip gittin kara kız.
Ay parçası mor çiçek atlastan eteklerin,
Alev alev sevdamız yakıp gittin kara kız.
Visalın yalan mıydı ne oldu cilvelerin?
Sevdamızı ateşe döküp gittin kara kız.
Huri miydin melek mi mest etti gelgellerin,
Yudum yudum içmeden akıp gittin kara kız.
Senin olsun peteğin çiçeklerin balların,
Kovanıma çomağı sokup gittin kara kız
Muammaydı Ömer’e mektupların pulların,
Ciğerimi kökünden söküp gittin kara kız
Ömer Ekinci Micingirt
Tut Elimden
Gözyaşlarım ateşinde yeşerir
Mecnun gibi boş dağlara ağlarım
Ateş söner dört biryana dem verir
Yokluğunu yokluğuma bağlarım
Muhabbetin merhem olur yarama
Engebeler engebeyi öteler
Çile varsa büyük vuslat var ama
Yokuş biraz aşılmıyor tepeler
Gözlerimi gözlerinle boya can
Ve diz çöküp yakınına varmışım
Bu aç ruhum güzelliğe doya can
Sensizliğin kollarında durmuşum
Son şafakta markatına al beni
Korkarım ki başka köye koyarlar
Tut elimden efkârıma sal beni
Sen almazsan sensizlikte yuyarlar
Ömer Ekinci Micingirt
Neylerim
Çokluklarım hiçliğimi öldürdü,
Tedbirlerim takdirine uymadı.
Bir şey olmak içgüdümü güldürdü,
Gözyaşlarım gözyaşımı yuymadı.
Hâlin arzı ilham katar efkâra,
Teslim olmak yakarıştır O Yâr’e
Şaşıyorum inkârdaki inkâra,
İdrâk edip bu ben beni duymadı.
Ağalarım paşalarım beylerim,
Ben kabımın nispetinde söylerim,
Geçmiş geçti gelecekte neylerim,
Ümit korku beni rahat koymadı.
Ömer Ekinci Micingirt
Meram Eyle
Gözlerin ham zümrüt, bakışın mahzun
Görür gibi konuş kal harem eyle
Ve naz kapısından birkaç sitem sun
Yanmasın yüreğim al verem eyle
Ben senden pürmelâl sen ise benden
Sakladın kalbimi ta ki o günden
Gövdem ölüm solur sanki kökünden
Benli öfkeleri sil kerem eyle
Yokluklar çektirme dayanamam hiç
Ben bulut gibiyim sen bir kırlangıç
Nergis tarlasında vuslat suyu iç
Aşkın tozlarından kül dirhem eyle
Yârenin gözleri yarasındadır
Kırağı göğsümün haresindedir
Ne varsa kalbimin arasındadır
Hep benim ateşim ol haram eyle
Yüzün bana dönüp Uludağ’a bak
Sükûta sarmala gözyaşı bırak
Peşimden koşuyor malum kaydırak
Bakışın saklayıp gül meram eyle
Ömer Ekinci Micingirt
Seviyorum ki
Aşkın yumağına kelepçe vurdum
Yine de ben seni seviyorum ki
Sözü bıçkılayıp göğe savurdum
Yine de ben seni seviyorum ki
Hâlime muttasıl gözlerin var mı
Ve beni hisseden gizlerin var mı
He kurban diyecek sözlerin var mı
Yine de ben seni seviyorum ki
Yoklar tükettikçe var olup durdum
Kırık saat gibi kurulup durdum
Yordun kıyasıya yorulup durdum
Yine de ben seni seviyorum ki
Ömer Ekinci Micingirt
Aşka Koşan
Ağlamaklı hâlim özlemim neye
Sen nerelerdesin senin hüznün var
Olmuşum pranga mahpushaneye
Yüreğim virane derin sızın var
Yeşerir kururum söyle neyim ben
Unutmuş gülmeyi meşgaleyim ben
Madem aşka koşan divaneyim ben
Hele gel haber ver bana sözün var
Firavun sokaklar kızıl karası
Mavzer gibi tıpkı hasret yarası
Gözlerin gözlerim meçhul sonrası
Ne zaman uyansam yokluk izin var
Ömer Ekinci Micingirt
Ruhumu Sular
Sen gri tebessüm, bense hep çile,
Sevinç hüzün keder kimden yadigâr!
Yaşımı hüznüme saklasam bile;
Gerçekte acının derin izi var.
Derdime yol buldum hicran iziyle,
Bak heder olmuşum yalan mı söyle.
Aşkın yumağıyla, varlık gözüyle,
Kalbine hükmeden, filan mı söyle!
Gözyaşın, sitemin yakarışların,
Gecemi, günümü, rüyamı sardı.
Çok şeye gebedir ses verişlerin,
Gelir mi bilmem ki zamanın ardı.
Hem beni ararsan gözyaşına bak,
Duygunun hem demi bağlar hayata.
Acı bir melodi yaşlar muhakkak;
Geç kalmak elde mi, bizde mi hata!
Umuttan azâde, açma arayı,
Yüzünün neşvesi ruhumu sular.
Sen benim gönlümün, sükûn sarayı,
Emekle boy verir yüce duygular.
Ömer Ekinci Micingirt
Ağlayacaksın
Gerçek hislerinle terki derince
Şekli ifşa edip ağlayacaksın
Kalb-i dudaklara zannın sorunca
Farkı fark eyleyip ağlayacaksın
Klasik ya her şey, rüya düş idi
Görmez gayyaları zihnim üşüdü
Mânasız ifade neyin çeşidi
Sözü itekleyip ağlayacaksın
Eşarbı süs etme mor saçlarına
Nankörlük engebe miraçlarına
Şiir yorumlarsın sertaçlarına
Keşke zikreyleyip ağlayacaksın…
Şey olmak her şey mi, ve gelip gider
Gayesi ney olan ney çalıp gider
Hevası hep olan aldanıp gider
Zaafın yoklayıp ağlayacaksın
Şak şak olsun arzu emel niyetin
Ebedi ömrü mü vermek diyetin
Varlığın yokluğun hüsnüniyetin
Bir gün terk eyleyip ağlayacaksın
Ömer Ekinci Micingirt
Elif
Kemâl-i insafla şakıyacağım,
Yaşayan Leyla mı bilmem ki Elif.
Her gece ruhuma okuyacağım,
İnkişaf etmese olmam ki Elif.
Bütün sıfatların tüm sergisini,
Yunus Emrelerin aşk türküsünü,
Tıbbiye bakışı ve görgüsünü...
Sensiz gurbet elden gelmem ki elif.
Dün rüyamda gördüm nazlı resmini,
Yıldızlara sardım astım ismini,
Yağmurlara sordum yoksa küstü mü?
Yağmurlar gözyaşım silmem ki Elif.
Utandım yutkundum bak yüzüm kara,
Sensiz Lokman gelse geçmez bu yara,
Kendimi atarım vallah Hazara,
Yesinler yunuslar kalmam ki Elif.
Elif doğruluktur Kuran hazine,
Elif nazlanıyor bakmaz gözüme,
Elif gül diyorum bir kez yüzüme,
Elifsiz gülemem, gülmem ki Elif.
Rüyada buluşsak gelsen bu gece,
Rengârenk bakışsak gülsen bu gece,
Yaşımı saçınla silsen bu gece,
Ümitle yaşarım ölmem ki Elif.
Micingirt kurudu yaşım masamda,
Yüreğim ağlıyor ağlamasam da,
İzmitten Baküye selam desende,
Sahipsiz selamı almam ki Elif.
Ömer Ekinci Micingirt
Kara Sevda
Sessizlik rengârenk sardı bendimi,
Her kime sorarsam der kara sevda.
Ararım kendimde kendi kendimi,
Günbegün ömrümü yer kara sevda.
Bazen nefsanîdir bazen insani,
Bazen mecnun gibi bazen Sümmani,
Bazen Yunus olur bazen Reyhanî,
Sen nasıl âşıksın der karasevda.
Geceler yanıyor ben yanıyorum,
Hummalı bakışıp utanıyorum,
Tebessüm edince uyanıyorum,
Kararmış kalp gözüm kör karasevda.
Seherde sevdalar hakka bürünür,
Nağmeler tüllenir eşya görünür,
Âşıklar buluşur ruhlar arınır,
Cemale hayransa nur karasevda…
Alev alev hüznüm sihirli serap,
Bazen buğu buğu bazen ıstırap,
Sevdamı vuslatla buluştur Ya Rab!
Beni ak kefene sar kara sevda.
Benimki gördüğüm bir tatlı düştü,
Huriler gılmanlar cinler üşüştü,
Ömere sevdalı bir peri düştü,
Bulmuşum leylamı ver karasevda.
Ömer Ekinci Micingirt
Secda Ateşleri
Şu sevda ateşleri
Gönlümün gözyaşları
Hayat suyu bakışı
Duvaklıdır kışları
Şu sevda ateşleri…
Etrafımda adamlar
Cıvıl cıvıl kuşları
Çığlık içime damlar
Mecnun ya da eşleri
Şu sevda ateşleri…
Pek hüzün köşkün dibi
Çatık gibi kaşları
Surat aynı ben gibi,
Tasa yağar yaşları
Şu sevda ateşleri…
Bazen ne kadar yakın
Benle sobe taşları
Beni bana bırakın
Belki tâlih işleri
Şu sevda ateşleri…
Şahittir Hünkâr Köşkü
Şahit köşe taşları
Sarar yemyeşil aşkı
Kuğu gibi dişleri
Şu sevda ateşleri…
Rengi renklerim tutmuş
Terk ettim üç beşleri
Kalbi kalbimi yutmuş
Düşlerimdir düşleri
Şu sevda ateşleri
Ömer Ekinci Micingirt
Sevdiklerim
Kazılacak bir gün adım,
Ne diyecek sevdiklerim.
Yaklaşıyor adım adım…
He diyecek sevdiklerim.
Yüreğim var ellerinde,
Ye diyecek sevdiklerim.
Kalayım mı kollarında,
Yo diyecek sevdiklerim.
Namahrem hem helalime,
Na diyecek sevdiklerim.
Hazan düşer melalime,
Ya diyecek sevdiklerim.
Elvedâ der yâren canlar,
Ve diyecek sevdiklerim.
Azrail ve şadırvanlar,
Bu diyecek sevdiklerim.
Teker teker, birer birer,
Hu diyecek sevdiklerim.
Toprak rüzgâr ibrik su ver,
Su diyecek sevdiklerim.
Ömer Ekinci Micingirt
Sır
Yollar uzun dere yokuş,
Nere Micingirt, Micingirt!
Koş yorulma kanatlan koş
Vara Micingirt, Micingirt!
Vakit miat hesap tek tek,
Çile gerek emek gerek,
Candan öze demek gerek,
Çıra Micingirt, Micingirt!
O benimle benimle sır,
Zihnim yanık ruhum kısır,
Kimler yandı sor kaç asır,
Sora Micingirt, Micingirt!
Mevzu uzun konu derin,
Cilvesidir hep kaderin,
Ezel ebed kafa yorun,
Yora Micingirt, Micingirt!
Deş yaramı yaram azsın,
Deşmez isen eremezsin,
Sebat yoksa varamazsın,
Yâre Micingirt, Micingirt!
Ömer Ekinci Micingirt
Vurgun Gibiydin
Nur topu bebeğin büyümüş meğer,
Gösterdin uzaktan dargın gibiydin.
Edepli bakışın dünyaya değer,
Dertleri sırtlamış yorgun gibiydin.
Mor pembe günleri unutsam keşke,
Yönümü çevirdim uhrevi aşka,
İffetin endamın bakışın başka,
Selamı verince kırgın gibiydin.
Tebessüm edince biraz hislendim,
Yıllarca gönlümde “kurban” seslendim,
Himmetle sabrettim aşkla beslendim,
Tüllendi sessizlik durgun gibiydin,
Ne dedi bu mecnun bilmem ki küstün,
Dua et deyince bir ara sustun,
Kardeşçe dertleştik poyrazca estin,
Hüzünle burkuldum gergin gibiydin.
Ekinci tükendim bak perde perde,
Mevla düşürmesin Lokmansız derde,
Şifaa’yı aradım zamansız yerde,
Elveda deyişin… Vurgun gibiydin.
Ömer Ekinci Micingirt
Gecenin Türküsü
Rüya düştü gece gitti desen de,
Tekrar sardı hislerinin büyüsü.
Yalnızlık yok, sen bendesin ben sende,
Ağır olur, sensizliğin öyküsü.
Keşke güneş doğmasaydı kal biraz,
Tebessüm et, yüreğime şiir yaz.
Rüyalarda var mıydı hem itiraz,
Tadımlık düş,şairlerin uykusu.
Ruhunu aç, gerçek mana ser gelsin,
İşvelerin duyuşumu ne bilsin.
Rüya bu ya hissiyattan sebilsin,
Senin değil bu, gecenin türküsü.
Ömer Ekinci Micingirt
Gel Hele
Ne bakarsın yağmur gözlüm yüzüme
Vuslat zamanıdır durma gel hele
Sevdam büklüm büklüm inan sözüme
Ceylanî bakışla vurma gel hele
Menekşe bakışlım bumu kaderin
Kalbim hicran yüklü sevdam çok derin
Ya beni öldürün yâ da gönderin
Eteği sırmalı durma gel hele
Adın billur billur yazdım dağlara
Vallah yar etmezem başka sağlara
Sensiz hazan düştü bütün bağlara
Kolları burmalı yorma gel hele
Kumru gibi, tutsak oldum hem sana
Kömür gözlüm sensiz öldüm ben ama
Mecnun neymiş leyla kimmiş sor bana
Yaralı kalbimi kırma gel hele
Gel beraber acı çorba içelim
Aşk yolunu Yunus gibi seçelim
Bu diyardan o diyara kaçalım
Ölmeden bedenim sarma gel hele
Ömer Ekinci Micingirt
Türkü Tadında Şiirler
Ömer Ekinci Micingirt414 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Şiir Adresi : http://siirtutkusu.com/turku-tadinda-siirler
Ekleyen Kullanıcı : Ömer Ekinci Micingirt