Şiir Tutkusu

Menü

Bir Ehliyet Alma Hikayesi

 
Çok yeteneksizim, ne saz çalma ne de araba kullanma yeteneğim var. Yüzme yeteneğim de yok benim. Yüzme hocası bile illallah dedikten sonra siz düşünün artık. Problem ya benden kaynaklanıyor, ya da hocalar anlatmakta yetersiz kalıyor. Basbayağı yetenek işi bunlar. Ehliyetim var ama o da araba süremez ki. Bunlar olmayınca kendimde bir eksiklik hissediyorum. ’Peki nasıl ehliyet aldın?’ derseniz, ben de bilmiyorum, yanlışlıkla vermişlerdir. O zamanlar bu kadar zor değildi ehliyet almak. Arka koltuğa heyet oturdu. Ben vitesi filan adam gibi geçirdim, hatta ondan önce arabadan indim, heyetin gözünün içine soka soka arka lastikleri tekmeledim. Oturdum arabaya. Hatırlayamadığıma göre demek ki emniyet kemeri takmak filan zorunlu değildi o zamanlar.Arabada o kemerden var mıydı onu da bilmiyorum.Sol lamba mıydı neydi, onu yaktım. Aynayla oynayıp durdum. Heyetteki adam sordu : ’ Niye aynayla oynayıp duruyorsun?’ Dedim ki, ’ Lastikleri tekmeledim, havası inmiş mi, inmemiş mi diye. Siz de gördünüz değil mi?Aynayla oynadığımı fark edin de, puan verin bana diye .’ Hoşuna gitmiş bu cevabım. Nerelisin dedi, Ankara’lı olduğumu öğrenince, ’ Benden sana fazladan 5 puan dedi.Ben pazarlıkla 5 puanı 10 puana çıkardım. İşte ben o puan sayesinde almıştım ehliyeti.Hayatta alamazdım yoksa.

Hadi saz çalma neyse de, araba da mı sürülemez ya? Kalabalık zaten canıma yetmiş, trafikte süremiyorum, nerde duracam, nerde dönecem, nerde geçecem karıştırıyorum.Park bile yapamam ben ya. Dur derseniz, gaza basarım.Bir tek debriyajı karıştırmam, sol ayakla basılıyor ona. Diğerlerini karıştırırım ama. Vites filan da değiştiremem. Bir keresinde vites kutusu mu diyorlar, hani var ya sopa gibi bir şey, işte o elimde kalmıştı. Yerinden sökmüştüm o kuvvetle.Araba maceram kısa sürdü.Allah’a şükür herhangi bir canlıya zarar vermedim ama arabayı geri geri garajdan çıkarırken, garajı tutan kalın demir çubuğa vurdum. Sağ ön kapı haşat oldu. Bir keresinde de hava soğuk ve yerler buzluydu. Geri geri giderken lastik mi kaydı, fren mi tutmadı anlayamadım, ağaca tamponu dokundurdum. Bagaj biraz yamuldu. Son kazam da, aracı durdurayım derken fren yerine gaza basmamla önümdeki bahçe duvarına toslamam oldu. Baktım olmuyor, vura vura araba elimde iyice haşat olacak, sattım da kurtuldum. Şimdi bedava araba verseler istemem de sürmem de.

Yetmişlik hatunlar sürüyor, ağzında diş kalmamış dedeler sürüyor,yeni yetme çocuklar, gencecik hanımlar sürüyor, bende tık yok. En çok zoruma giden de eşimin her defasında başıma kakar gibi yarı şaka yarı ciddi laflar etmesi. Bu kadın milleti var ya bir punduna getirip en küçük bir eksikliği var ya adamın başına kakıyor.Aradan yıllar geçse de asla unutmuyorlar. Bozuk plak gibi geriye alıp alıp lafları saydırıyorlar. ’ Araba sürmesini herkes öğrendi bir sen öğrenemedin. Millet karılarını arabayla gezdiriyor’ diyor.Ulan diyorum, anandan arabayla mı doğdun? Oğlana aldık araba, o gezdirsin diyorum, yine başlıyor kaldığı yerden. Madem bu kadar kolay araba sürmek sana da alayım bir araba, yazdırayım ehliyet kursuna, sınava girip kazandın mı, sen de sürersin arabayı diyorum.Çıt yok.Sonra tekrar başa dönüyoruz.Tabi derhal odadan çıkıyorum.Ne yapayım bende demek ki başka meziyetler var ki farkım olmalı başkalarından değil mi? Mesela otururken millet dinlenir, ben yorulurum. İllaki yürümem lazım. Dağ, bayır, yağmur, çamur, kar, boran dinlemem, saatlerce yürürüm, bana mısın demem. Hatta işi o kadar iddia boyutuna götürdüm ki, şimdi, şu an, hangi branşın sporcusu olursa olsun, aynı zamanda başlayalım yürümeye, o kesilir, nefessiz kalır, yorulur, ben hala yürümeye devam ederim ve yorulmak nedir bilmem. Saatlerce, kilometrelerce yürürüm.Korkuların üzerine üzerine gidilmesi lazımmış. Çok bilmiş psikologlar öyle diyor. Ben de öyle yaptım, korkularımın üzerine gide gide sonunda şair oldum çıktım.Oh iyi yaptım.

Vecdi Murat SOYDAN
(Kara Kaplı Defterim)
10/01/2018, Isparta
Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan