Adam, kadına deli gibi aşıktı,
Kadın bilmezden gelirdi.
Yorgun argın düşünceler ise,
Adamın peşinden.
Adam, kadına çiçekçi dükkanında her rastlayışında,
Göz göze gelmekten çekinirdi.
Utanırdı, sıkılırdı,
Dokunsalar,
Oracığa yığılırdı

Bu gün de öyle oldu…
Saatler sabahın sekizini gösterdiğinde,
Adam, her zamanki yaptığı gibi,
Nefesini tuttu,
Kalp atışlarını bir eliyle bastırarak,
Biraz da cesaretini toplayarak,
Hoş bir tebessümün ardından,
Bir ‘günaydın’ la dükkandan içeriye girdi.
İşte kadın, yine karşısındaydı.
Yine sessizlik oldu.
Yine bakıştılar..
Birbirlerine ne de güzel yakıştılar…

Kadının elinde kırmızı bir gül vardı.
Adam, hiç düşünmeden,
Başka çiçeklere yönelmeden
Kadının elindeki çiçeği aldı.
Kokladı, kokladı…
Sonra kadına şunları söyledi :
‘Yeryüzünün en güzel, en nadide çiçeği sensin.
Sen varken, başka çiçeklere asla bakmam, bakamam.
İnanmıyorsan, bu kırmızı güller şahidim olsun.’

Ortalık bir anda sessizliğe büründü.
Kadın hem duygulanmış, hem de şaşırmıştı.
‘Her şey için teşekkür ederim.’ diyebildi.
‘Her şeyi ve seni yan yana koysam,
Hanginiz en çok ve her şey olabilir ki? ’ dedi adam.
Başka da söz söylemedi.
Belli ki, suçluydu…
Ne de olsa,idam fermanını,
Boynunda taşımaya mecburdu.
Boynunu bükerek hızlı adımlarla, mekandan uzaklaştı.
Şimdi nerede kırmızı bir gül görsem,
O adamı ve kadını hatırlarım.

Demekki; en değerli sevgiler yüreklerde yaşananlarmış,
Demekki; imkansız aşklar en yüce aşklarmış,
Demekki; böylesi bir dünyada, kirlenmeden kalabilen tek şey,
Sevgiymiş...



Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
19 Temmuz 2012-Isparta

2.5/5 Toplam verilen oy :