Şiir Tutkusu

Menü

Güle Güle Üstat... (yusuf Hayaloğlu’nun Aziz Hatırasına)

Güle Güle Üstat... (Yusuf Hayaloğlu'nun aziz hatırasına)

03/03/2009 tarihinde genç denecek yaşta (56 yaşında) solunum yetmezliği nedeniyle aramızdan ayrılan değerli söz yazarı ve şair Yusuf HAYALOĞLU’nun kendi şiirlerinden oluşan şiirleri derleyerek, aziz hatırasına hürmeten tüm sevenlerine armağan etmek istedim. Çok değişik bir çalışma oldu.. 150 ye yakın şiirini okuyup, büyük bir dikkatle taradım…Şiirin bütününe bakacak olursak, dizeler üstadın kendi imzasını taşımaktadır. Ayrıca, fondaki müzik de, üstadın kendi eseridir... Beğeninize sunulur…




GÜLE GÜLE ÜSTAT


Ah! be üstat,
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Biz şimdi, bu koca deryada,
Tek başımıza ne halt edeceğiz?
Senden ayrılacağımızı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, biz de geliriz!
Bir Yusufçuk havalandı sanki gökyüzüne…
Daha dün gerçektin…
Sen de hayal oldun gittin be koca çınar…
Olur mu böyle, şaka gibi ayrılmak?
'Olsun be! ne olacaksa olsun!
Bu da benim size
Ayrılırken şikayetim olsun..'
Demiştin de inanmamıştık, ansızın gideceğine.
Şiirlerin ortada kaldı sanma!
Sen şiirlerinde yaşıyorsun…
Yufka yürekli, iyi niyetliydin
Asi bir küheylandın yerine göre.
'Kesmez beni bu acılar
Beni vursa da bu puştlar
Ancak sırtımdan vururlar
Lanet olsun! ' der,
Serzenişte bulunurdun.
Bu sözün de, şerefsizlere, namussuzlara,
Kapak olsun!
Ah! be üstat…
'Bir yanım şiir destan, bir yanım kirli fistan
Bir yanım güller açmış, bir yanım viran
Bir Anka kuşu gibi,
Kendimi külümden yarattım.'
Diyordun…
Hadi şimdi de yarat üstat…
Yarat da, aramıza dön, gittiğin meçhul yerlerden…
Gidişine alışamadık, şiirler, besteler öksüz kaldı.
'Geceler tanır beni; konarım göçerim ben.
Geceler tanır beni; kan damlar içerim ben.'
Diyordun…
Yine kon üstat, nereye konmak istersen…
Bizim için bir şeref, bir onur olur.
'Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu? '
Diye düşünme…
Sen hiç ölmedin ki…
Nereye, nereye gidiyorsun böyle apansız?
Vakitsiz gitmeler, gitme sayılmaz üstat…
'Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara,
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek...
El tetikte kulak kirişte
Ve sırtımız toprağa emanet...
Vakit tamam, sizi terk ediyorum.
Hoşça kal iki gözüm hoşça kal.'
Deyip, şaka yapar gibi gittin…
Ne diyeyim, Allah’a emanet ol.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükettin kendini be üstat.
Sanki bir oyun bu, birazdan uyanacaksın...
Birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaksın
Hesabın kalsın mahşere
Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığın son şiir öyle yarım kalacak!
Gitmek istiyorsun, git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamit...dışarısı enkaz!
Güle güle git!
Şarkılara bel bağlamak faydasız.
Üstümüze kapıları kaparcasına gittin...
Artık bitti diyorsun, git…
Dışarısı panik, dışarısı izdiham!
Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam…
Sorma git!
Karşılaşmak ömür boyu imkansız.
Bizleri hazanda koyup bahar dalına gittin...
Bilmiyorum ne yapsak, ne söylesek anlamsız.
Ayrılmıştı dünyamız; kendi yoluna gittin...
Gittin ah... bir mevsimdin,
Çizemediğimiz resimdin.
Kalbimize bir çiviyi,
Çakarcasına gittin...
Sen ardında yas bıraktın
Ağlayan bir eş bıraktın
Çürüdü gözlerin, yüreğin, bu yağmurlu şehirde…
İşte gidiyorsun...
Hicran kalsın teneşirde.
Bize yüzyıllardır sesini kaybetmiş
Bir türkü söyleyecektin...
Ve bir yayla şefkatiyle
Kirpiğimizin ucundan öpecektin.
İşte gidiyorsun, hiçbirimiz, hiçbir dilde seni anlayamadık.
Sen başını verdin, bizimse,
İnsafsız bir linç oldu karşılığımız.
İşte gidiyorsun,
Penceresiz bir dünyanın labirentine
İşte gidiyorsun,
Seni gönlümüzde,
Şiirlerini dilimizde yaşattığımızı unutmadan,
Git! ...
Güle güle üstat…
Güle güle git…


Vecdi Murat SOYDAN
24/03/2009-Isparta
Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan