Şiir Tutkusu

Menü

Fesleğen

Yok, şiir falan çıkmaz bu mısralardan…
Sabaha çıkar mıyım o da meçhul,
Karamsar, asi bir adam oldum çıktım,
Yok, bu laf da, denize girip çıktım der gibi oldu,
Kafam acayip karışık, arap saçına döndü düşüncelerim…

Duygularım şahsıma münhasıran,
Taze açan gül goncaları gibi,
Burnuma daima mis gibi çiçek kokuları gelir,
Hatta bu mısraları yazdığım dakikalarda bile gelir…
Düşüncelerime bakmayın siz, duygularım güzeldir benim…

Geniş zamanda da anlatırım,
En çok da fesleğeni severdim,
Sevmek ne kelime, okşardım adeta…
Elime ne de güzel bulaşırdı kokusu…
Di’li geçmiş zaman da nereden çıktı demeyin,
Dilimiz zengin, gönlümüz gibi…
Desem de inanmayın,
Gönül zenginliği para etmiyor,
İşsiz güçsüz kalın da görün,
Karınız bile eve almaz olur…
Sakın yatalak falan olmayın,
Anladınız siz…

Konu dağılmadan, fesleğene döneyim,
Döndüm de, elimi bile sürmüştüm alırken,
Hatırladıkça hep o kokuyu duyarım…
Şimdi bile…
Hatta saksıyı alıp eve getirmiştim,
Koymuştum yanı başıma,
Haftasına kalmamış, kurumuştu iyi mi,
Ulan demiştim bu işte bir yanlışlık var,
Fazla mı ilgi göstermiştim ki,
Hiç mi ellemeseydim ki,
Karı okşar gibi çiçek mi okşanırmış,
Uzaktan mı seyretseydim acaba?
Ya da hiç mi muhatap olmasaydım,
Toprağından olsa, bu meret nasıl yeşermiş peki?
Suyunu mu çok vermiştim ki?
Miş’li zamana her zaman gidilir,
Anılar olmasa insan yaşar mı?

Biz şiire dönelim,
Sanki şiiri, cümbür cemaat birlikte yazmışız gibi,
Bu da çok ukalaca oldu, farkındayım,
Sizli bizli laflar da ettim,
Çok ayıp ettim,
Yüksek müsaadenizle kabul ettim,
Şiiri bir tek ben yazamıyorum,
Kabiliyetsizim…
Bu mevzu da nereden araya girdi,
Anlamış değilim…

Ne diyordum son kelamımda;
‘’ Ne de güzel kokuyor, alayım en iyisi..’’
Karıştı her şey, fesleğeni çoktan kuruttuk…
Hikayesi yarım kaldı, birazdan ana fikre geçerim,
Anti parantez açıp devam edeyim,
Satıcı da kefil olmuştu,
Yalan söylemiş olmalı,
Onun derdi para…
Elime verip, savuşturmuş kitapsız….

Tavus kuşunun güzelliği geldi de aklıma,
Kuyruk sallayan kancık köpekler olur ya,
Onlar gibi, sürüklemiş beni peşinden,
Bağlamış kendisine,
Göz boyamış demek ki…
Demek ki, mal elden çıkana kadar temiz,
Albenisi nefis, kokusu misk,
Eve getirince değişirmiş genleri…

Tabi ya, nasıl da düşünememişim,
Eşyanın tabiatına aykırı,
Hangi fahişe, sadık kalmış ki kocasına,
Hangi konsomatrisin eli hangi adamın cebinde olmamış ki,
Satıcı beni kandırmış,
Saksıda fesleğen kurumuş çok mu?


Giden param olsun,
Bundan da çıkardım bir ders…
Attım çöpe, yıkadım ellerimi,
Bir daha fesleğen görmek mi,
Asla…
Her şeyden adam akıllı tiksindim şerefsizim.


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
24/10/2015- Isparta- 00:26
Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan