Şiir Tutkusu

Menü

Bir Sevda Ugruna

Kadın yirmi yedi yaşında... Yüreği, kar beyaz soğuklara terkedilmişama inat bu ya hala sımsıcak. Düşünceleri kah hayatın gitgideağırlaşan gerçeklerinde kah aydınlık hayallerde dolaşıyor nefesnefese.. Elinde samur fırçası, geçmişi karalayıp bugünürenklendiriyor hiç durmadan. Renkler kıpır,kıpır , içindeki çocukhaşarı mı haşarı... Gözleri ise buğulu bakmakta hüzünlere yenik...Hayatı sorgulamaktan çoktan caymış.Omuzları
bir küçük kız çocuğun şımarıklığını sergilercesine "Bana ne"
ifadesinde. Kıpır,kıpır ya içi.. Arayışları var kendisinden bile
sakladığı. Bela da geliyorum demez ya... İşte böyle bir anda; ruhu,
sanal dünyanın kapısından sızıverir içeri sessiz, habersiz.. Hani şu
chat canavarı var ya bu günlerin belalısı. Orada kendisi gibi şaşkın
yüreklerin arasında buluverir kendini. Ve... olanlar olur o zaman. Hiç
beklenmeyen anda buzda kayar gibi "Hooop" havada bulur duygularını
darmadağınık. Sanki başında deli rüzgarlar hiç esmiyormuş, esenler de
yetmiyormuş gibi.  Erkeğin yaşı otuz. Hırslı, kendinden emin.
Kendisiyle barışık ve yaşadığına memnun. Kahkahası ekrandan yüreklere
taşan, mutlu ve duygu dolu bir bulut adam. Eşi ve çocuğu için yaşamakta
olduğunu saklamadan kadını davet eder sanal dünyanın sanal aşk oyununa.
Acemidir kadın. Belki genç adam da öyle. Oynadıkları oyunun
tehlikesinden habersiz bir masalı yaşamaya başlarlar.Ekranın karşısında nefeslerini tutup beklerler sevdalınıngelmesini. 
Karşılaşmaları her defasında kahkahaları hatırlatırcasına şen olur.
Zamanın koordinatları buluşamadığında, birbirlerine teğet
geçtiklerinde, hüzün yayılır gecelere.  Uyku tutmaz bekleyişlerde
ikisini de. Sabah yeni umutlara gebe başlar. Ve ekranda doğarlar her
buluşmayla yeniden.. Duyguların en fırtınalısına yakalanırlar.
Birbirlerini gerçekten merak ederler. Bulut adam kadının
açlığından, üşümesinden bile sorumlu tutmaya başlar kendini. Kadınsa
adamın yorgun hallerine dayanamaz. Elleri dokunmasa da ellerindedir
artık. Birbirlerini elüstünde tutarlar anlayacağınız.Günler, aylar geçer...Hayaller ekranlara sığmaz olur. Artık görmek isterler birbirlerini. Dokunmak sarılmak isterler. Hatta çılgıncasına sevişmek...Kadın kıvranır onsuzluğun acılarında.. Özlem şiddetedönüşür. Acıtır... İşkencelere yatırır kadını. Oyun değildir artıkbu. Aşk ekranda değil hayatın ta içinde yaşamaktadır. Bulut adam sorar durmadan ;-N'olacak şimdi...Kadın, adam kadar cevapsız..."Bilmiyorum" der."Bilmiyorum"Artık sorgulamalar başlar duyguları ..."Bu nedir?...Bunun adı ne..?"Kadın
aşkı tanımlar ama çare değildir tanımlamak.. Yaşananlardır gerçek olan.
Hissedilenlerdir. Her sevdanın başını bir karabasan bekler
ya...Beklemese sevda denen şey olmaz zaten. İşte bu bir sevdadır ve
başında karabasanlar. Kadın unuttuğu aşk gözyaşlarını hüzünlere,
sancılara, onulmaz ağrılara boyar, alaca bulaca. Artık her şeye
gözlerindeki buğuların ardından bakmaktadır. Ve ekrana şunları;
buzların arasından aldığı yüreğinin kalemiyle yazar. Yüreğini buzlara
iade etmek üzere...  "Beni ignore et*.Ne olur bunu yap."Bulut adam şaşkındır belki ama adı gibi bilir. Doğru olan budur. Düşünür bir süre.Susar ekran. Susar kadının yüreği... Ölümanıdır bu.Verilen son nefestir sanki.. "Sevdam
Hayır dese" " Sensiz yapamam dese" diye bekler nefes almak için. Bulut
adamın suskunluğu bozduğu yerde ölecektir kadın.. Bunu ikisi de
bilirler. Bir yazı belirir ekranda çaresizce okunan "Netten çıkıyorum o zaman" "Hoşçakal"Mavi
üzerine siyah yazılmış sözcükler kararlı ve kesindir... Titreyen ve
cansızlaşan parmakları son bir kez tuşları gezinir kadının "Hoşçakal"Düşer Bulut adamın gülen yüzü ekrandan. Ve Kadın ölür...
kemal mert8 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :