Gözlerin
Sen bende yaşayan kelebek gibi
İnce zülüflerin melodi sesi
Tıpkı el değmemiş bir bebek gibi
Gözlerin yakıyor ela mavisi
Hep seni ararım sükût sesinde
Salmışım kendimi uçsuz hislere
Yer ayır yüreğin bir köşesinde
Takatim kalmadı sensiz seslere
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
İmkânsızlar
Gizemini gizlemişim gizimde,
Gönlündeki aceplerin dupduru.
Başım koyup ölebilsem dizinde,
Gözyaşınla paylaşırım huzuru.
Sen büyülü sen bendeki muamma
Hissiyatın renklerini peyliyor
Yüzünde hep neşe izi var amma
Hüzünlerin sanki beni söylüyor
Deme bana imkânsızlar mümkün mü?
Belki tekrar doğacaktır şafaklar.
Şu gözlerim, denizlere döndün mü?
Mecnun gibi yaralarım, aşk paklar.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Hazan
Sitem yok işveyle,aramam seni,
Hem zaten yüreğim arasında sen.
Hislerim köpürür göremem seni,
Zifiri sevdamın karasında sen.
Senle bütün renkler aslına vardı,
Yeşil, mavi, ela sarısında sen.
Son mevsim ümidim senle ağardı,
Bilmem ki mevsimin neresinde sen.
Tat oldun ruhuma gözlerimde nem,
Sevdamın ahengi küresinde sen.
Gecelerim hazan sensiz cehennem
Sızılar yüreğim, yarasında sen.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Kime Yalvardım
Gün hüzün yağıyor bense pek yorgun,
Yazıp duruyorum o günden beri.
Dantelâ bakışlım gelirse bir gün;
Geceyi arala ekle şiiri.
Tasa fasıl fasıl, acı peş peşe,
Salmışım gönlümü alev ateşe,
Hislerim ağulu dışım pürneşe,
O mahzun gözlerle bekle şiiri.
Gömüldüm geceye ben sana vardım,
Senli tepelerde rikkatle durdum,
Nâzen hecelerle kime yalvardım,
Aşkın füsunuyla kokla şiiri
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Tüy Gibi
Elemli eyledin ney gibi bizi
Seni anlatamam ifade çok zor
Rengine gizle gel yâr ikimizi
Ölümsüz renklerin soldurmadan ver
Gözlerin yaş senin hüznün gizi var
Sevinç gözyaşların kime yağacak
Olmuşum tüy gibi vuslat izi var
Ayaz yüreğime güneş doğacak
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Yitik Yâr
Baş tacıdır ne verse,
Gülümserim rengiyle.
Vuslat derim severse;
Bir bahar ahengiyle...
Gam keder yaş silinir,
Mest eder beni yer yer.
Söz edepte bilinir,
Sükût altınsa eğer.
Ruhum yine tümsekte,
Pek zorluyor bedeni.
Yitik yâr pek yüksekte,
Göğe vuruyor beni.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Bu Akşam
Çıkıyorum ruhum yorgun
Sonum bilmem mecnun gibi
Şair gönlüm bana dargın
Bu akşamda gidiyorum
Gidiyorum yavaş yavaş
Var sebebi var elbette
Sonsuz şarkı tatlı savaş
Bu akşamda gidiyorum
İşve sitem her haliyle
Ayrı vuslat ayrı mâna
Gitme der mi hâl diliyle
Bu akşamda gidiyorum
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Izdırabım Ol
Mâtem rüzgârları yokuş desem de
Füsunlu bakışla düz etti beni
Doldurun hüznümü pişsin kâsem de
Benli hissiyatı biz etti beni
Gönlü bende amma vuslat pek ırak
Aşılmaz engel var hâlime bırak
Ölüm ve beyaz aşk başka ne gerek
İffetin hissiyle va'z etti beni
İlan-ı aşk o ne, bilmem takıştık
Hasbıhal eyledik, dostça bakıştık
Kaderde böyleymiş böyle yakıştık
Bilmem ki ne kadar hazzetti beni
Ümitle bekledim gelmedin hâlâ
Izdırabım ol hem, durma gel hele
Yeşilin bağrında tutsak el ele
Apayrı mânâ var, naz etti beni
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Şiir Yaz Bana
Bana şiir yaz
Vuslâtın ritmiyle
Isıtsın güneş gibi
Umutlar vaat etsin
Geleceğe yön versin
Saadet devrini hatırlatsın
Şiir yaz bana şiir
Züleyhalara haykırsın sessizce
Yusuflar duyana kadar, birer birer
Hislerim sindire sindire
Yeşeren soluklarla
Teveccühe kalk
Gecenin bir yarısı
Ciddiyetle latifeyi unutmadan
Emanete sadakatle
Gözyaşını mürekkep
Tebessümü kalem ederek
Şiir yaz bana
Bana şiir yaz
İçinde elvedâ olmayan
Mâtem söylemeyen
Hep çileyle dopdolu
Mûsikiler yakarak
Takva zırhı takarak
Sonsuzluğa bakarak
Şiir yaz bana
Şiir...
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
O Köy
Ölürsem dermansız sıladan ırak
Yüzümü çevirin o köye doğru
Sonsuzluk yolunda olsun son durak
Özümü çevirin o köye doğru
Hasret yudumlarım alev ataştan
Gurbeti yeniden başladım baştan
Buz gibi gezerim en kara kıştan
Gezimi çevirin o köye doğru
Bayramlar yad elde pek fark etmedi
Yaşım elli oldu yaş kırk etmedi
Dizim çözülmeden yön çark etmedi
Dizimi çevirin o köye doğru
Bendeki sapanlar boşluk sürüyor
Az mantık çok hüzün kışlık sürüyor
İçimde bir başka hoşluk sürüyor
Azımı çevirin o köye doğru
Gevenliye gömün alın bu cânı
Neylerim yârensiz bütün cihânı
Gözlerim yollarda bekler o anı
Gözümü çevirin o köye doğru
Sözü tımar ettim mısra kokladım
Rüya hayal gerçek tek tek yokladım
Fikri hissi sözü yer yer sakladım
Sözümü çevirin o köye doğru
O köy ki Micingirt özlemin tülü
Bütün heveslerim tasa örgülü
Sözlerim rengârenk vaazım ölü
Va'zımı çevirin o köye doğru
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sessiz Mekân
O sessiz mekânda kimler durdular
Dolaştım kalbimle dokundum tek tek
Sessizliği bozdu loş çıtırtılar
Sandım yalan gibi gelip geçecek
Düşünüp daraldım insan ne demek
Bilmem ki ben neyim ben nasıl insan
Var mı babayiğit ölçüp biçecek
Ne söylesem ben boş Allah'a ayan
İstersen dinleme sende dolaş git
Birazda sen ağla benim yerime
Hayat bir perdedir vakit bir şerit
Hüznümü parçala gir içerime
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Ufukta
Bu nasıl hasretlik düştü peşime,
Kafamda helezon o günden beri.
Dağın yamacında ruhum işi ne,
Yemyeşil dolaşır duygu çemberi.
Tıpkı Ferhat gibi yüküm çok ağır,
Her halim sırtımda yüreğim zar zar.
Bağırdım rüyada bağır ha bağır,
Her gecem nedense hep onu arar.
Yok, olmaz zamanla ufukta diyor,
O hâlâ sinemde sükût peyledim.
Kalbim ürperirken şafak giriyor,
Ben onu gönlüme gönül eyledim.
Ömer Ekinci Micingir
________________________________________
Nere Gidelim
Rüzgâr okşuyorum estikçe huşû
İkbâl soluyorum acep ne zaman
Mevsimin âhengi mahzun duruşu
Ezelden ebede beklerim her an
Dizeler zor sabrın izâhı derken
Yaz kış sabreyleyip bekleyip durdum
Ah ettim inledim her sabah erken
Laleye bülbülsüz vuslatı sordum
Üzülmem yâr olan yârene gider
Nedense vuslatı tükenir sandım
Ömrüm nağmeleri sorana gider
Günbegün kendimden kendim kıskandım
Rikkatle bak hele efsunlu hecem
Eğer bakmaz isen ne olur hâlim
Med vakti gel artık bitsin bilmecem
Öldüm ben nerdesin nere gidelim
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Anlatamadım
Kendini savurur boşluğa doğru
Alıp götürüyor hep mutsuzluğa
Gözlerim kupkuru içimde ağrı
Beni de düşürdü umutsuzluğa
Vuslata örülmüş ölüm kıskacı
Yüzüme yokluğun gizini sürer
Kuşkulu hislerin yoktur ilacı
Yer yer acısını bana da verir
İdrâki atlatıp yürekten geçti
Ruhumu çiğniyor hep adım adım
Kahır yudumlattı hareler saçtı
Baktım gözlerine anlatamadım
Ömer Ekinci Micingirt
Sükût Güzeli
Bir çiçek bekledim ayazda gelen
Ve güle rastladım her yanı titrek
Nihayet ruhuma açtı kardelen
O sükût güzeli söze ne gerek.
Ömer Ekinci Micingirt
____________________________________
Yüreğin Ver
Güz yüreğim sende açtı baharı
İçine sığmayan bir koruk tayım
Kimden kaptım hiç sönmeyen bu harı
Hem sende kendimi aramaktayım
Hüzün ikliminde gel sen hoş olur
Ruhum doğar bahar olur kış olur
Elin tutsam taşlar erir tuş olur
Yüreğin ver yüreğimde tutayım
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Vuslat Nağmeleri
Mahzun gözlerine kurban olduğum
Gözyaşım ateşi söndü seninle
Sen bendesin yüreğim sen bildiğim
Pervaz eder ruhun döner benimle
Yamaca yürüdük kaldırımlar taş
Sessizce beraber git diyene dek
Yeşil bürümüştü beni arkadaş
Ben bir yorgun yolcu sense kelebek
Göz göze gelmiştik yanağında ter
Zümrüdî bakışın durgun elemli
O sendeki hüzün bana da yeter
Vuslat nağmeleri renginden belli
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Şiir Anlatamaz
Öyle bir azap ki içime atmış
Vakitten vakite sarmala gel yâr
Hasretle birlikte seni yaratmış
Sesini duyunca ruhum kıpırdar
Çok şeyin nabzıdır saçtaki aklar
Sinenin feryadı yüreğin sesi
Ağır teklemeler buzdan başaklar
Bitimsiz şifadır aşkın zerresi
Getirin bir buse yüzüme sürün
Şiir anlatamaz işte o anı
Güneşsiz mehtapta alıp götürün
Soranlara deyin o artık fâni
Gerçekler engebe rüyalar sızım
Şu mübârek şehir öldürdü beni
Sokak kalabalık ben hep yalnızım
Bana anlatmayın gülü dikeni
Derin hüzün sarar hep Uludağ'ı
Fesleğen kokusu gelir sazlıktan
Çaresiz sevdanın tek sığınağı
Vuslat mı unuttum uykusuzluktan ________________________________________
Gözleri vurdu
Kavradı ruhumu feryadım durdu,
Emsali olmayan sızı bıraktı.
Yemyeşil panzehir gözleri vurdu,
Ah deyip ayrıldım içimi yaktı.
Uhrevi buğulu çocuk yüreği,
Yanan yüreğimde sürprizler saklar.
Belki bu yanmalar aşkın gereği,
Şiir tulû eder sözü yasaklar.
Beni hep o sarar gelir rengârenk,
Şafağın bağrında yer gök uyanır.
Nasıl anlatayım bu başka ahenk,
Bilmem titrek kalbim nasıl dayanır.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Yeşerir
Bir özlem var içimde
Engin denizler aşar
Güneş başka biçimde
Dalga hep gece başlar
Kim içimde tek şarkım
Matemlenir yaralar
Belki benim tek farkım
Rengârenk makaralar
Uludağ, Molla Arap
Sarar gönlümde erir
Mevsim bahar mı Ya Rab
Sevdalarım yeşerir
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sevdiklerim
Kazılacak bir gün adım,
Ne diyecek sevdiklerim.
Yaklaşıyor adım adım...
He diyecek sevdiklerim.
Yüreğim var ellerinde,
Ye diyecek sevdiklerim.
Kalayım mı kollarında,
Yo diyecek sevdiklerim.
Namahrem hem helalime,
Na diyecek sevdiklerim.
Hazan düşer melalime,
Ya diyecek sevdiklerim.
Elvedâ der yâren canlar,
Ve diyecek sevdiklerim.
Azrail ve şadırvanlar,
Bu diyecek sevdiklerim.
Teker teker, birer birer,
Hu diyecek sevdiklerim.
Toprak rüzgâr ibrik su ver,
Su diyecek sevdiklerim.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sen Bendesin
Canım sana can olsun
Sözümüz Kur'an olsun
Gözyaşım dört biryanda
Yeşerip yâren olsun
Ömür denen caddede
Sen ben birde seccade
O efsunlu harmanda
Yaş dökelim hacca de
Gezme rüya içinde
Vakur nazlı biçimde
Talih gizli ummanda
Deliyim de, hiçim de
Hem acaba desen de
Renkler aynı desende
Yürek sesi beyanda
Sen bendesin ben sende
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Bahar
Billur billur bahar köpürür her yan,
Nakşeder sırrını cânân peş peşe ...
Semavi orkestra hu senin deryan,
Cezbeder muhabbet kardeş kardeşe..
İnancın kalemi yazar derince,
Vuslata açılır görenin sesi,
Zihnim kâmil değil pek yeterince,
Endişe terk etmiş hemen herkesi.
Yine de ben derim bahar bir sera,
Aşkın renkleriyle içimde huzur,
Gönlüm son baharda götürse yâre,
O'nun musikisi eyledi zuhur.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sokaklar
Nasıl oldu bilmem öyle bir anda,
Yüreğiyle geldi taht kurdu birden.
Rüya gibi aynı eşsiz cihanda,
Kuşattı her yanım en derin yerden.
Kaybetmek hissiyle hep nabzım durur,
Vuslata erer mi acep bu rüya?
Hep bazen yemyeşil bazen pembe mor,
Dingin sokaklarda yattım uykuya.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Nevhalar
Rüya hele közleri, yakar mağmalar gibi,
Gecenin nevhaları dökülür birer birer...
Başlar ağlama sesi, delinir göğün dibi,
Hissettiğim hendese benim içinmiş meğer.
Ne bir ağlama mevcut ne bir nida sesi var,
Hasretin gayyaları beni fecirden tanır
Belki ulaşmak ister, gece yağmur ben rüzgâr,
Yapayalnız o ve ben, gel demeye utanır.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Tâlih
Sıra sıra atlı ve piyadeler,
Dolaşır beynimde neyin peşinde.
Duyulur hıçkırık ve seccadeler,
Tekrar çiçek açar asrın döşünde.
Yeşilin ahengi yeşil göz deler,
Sonun heyecanı beni yaralar.
Arşın gölgesi hem kimi gölgeler,
Tâlih vadisinde tek tek sıralar.
Orada ölümler orda var baki,
Orada erenler sözünü tutmuş.
Düşündüm vallahi yatmamışam ki,
Ömür denen yalan ruhumu yutmuş.
Ömer Ekinci Micingirt
Hünkâr Köşkü
Şu sevda ateşleri
Gönlümün gözyaşları
Hayat suyu bakışı
Duvaklıdır kışları
Şu sevda ateşleri...
Etrafımda adamlar
Cıvıl cıvıl kuşları
Çığlık içime damlar
Mecnun ya da eşleri
Şu sevda ateşleri...
Pek hüzün köşkün dibi
Çatık gibi kaşları
Surat aynı ben gibi,
Tasa yağar yaşları
Şu sevda ateşleri...
Bazen ne kadar yakın
Benle sobe taşları
Beni bana bırakın
Belki tâlih işleri
Şu sevda ateşleri...
Şahittir Hünkâr Köşkü
Şahit köşe taşları
Sarar yemyeşil aşkı
Kuğu gibi dişleri
Şu sevda ateşleri...
Rengi renklerim tutmuş
Terk ettim üç beşleri
Kalbi kalbimi yutmuş
Düşlerimdir düşleri
Şu sevda ateşleri
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sükût-u Lisan
Uyan deli gönlüm kime varmışım,
Dışım güler lakin içim hafakan.
Yer yer engebeler, zonkluyor başım,
Görünür bir ışık bilmem ne zaman.
Ayrılık vaktine sözlerin kalır,
Tutsağım ben sana mevzu derinde.
Her gecem sabaha titrer mıhlanır,
Bir yıkık söz saklı eşiklerinde...
Sızlar kuytularım inceden ince,
Yanar yüreğimi alır gözlerim.
İçime ayrılık hissi gelince;
Eşsiz bir hasretle dolar gözlerim.
Sükût-u Lisan hem senle duyulur,
Renklerin köpürür ruhuma eser.
Vuslatım vuslata senle yol bulur,
Gül, mahzun düşlerim senle gülümser.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sükûtuma Yaslan
Kan kırmızı düşler, yirmi dört saat,
Hâl makam herkese açılmıyor ki.
Dünya bu bitmez ki, çile nihayet,
Zifiri zamanlar,içilmiyor ki.
Nefesim bir soluk, aileden ırsi,
Sıtmamsı bir durum, yer altan alttan.
Döşüme yatırdım, edeple hırsı,
Hırs edep ben de mi, oksa fıtrattan.
Elliye yaklaştım, bizarım kırktan,
Sabır taşlarımı yitirmişim hem.
Bıçak emiyorum susuz çıkrıktan,
Mavzerden dert yaptım, hançerden merhem.
Mecnun serkeşim ben, dem diyecekler,
Yok yok frengili, bendeki yürek.
Huzurda upuzun, kim diyecekler?
Vurdukça mor kazma, ses verir kürek.
Sen de gel kazma vur, bin bir ah işit;
Paramparça hüzzam, susar bu şehir.
Sükûtuma yaslan, yaş dök ağla git,
Hesap vakti ateş kusar bu şehir!
Buz kar yağmur dolu, gözlerimde sis;
Kitap yazdım oku, ay ışığında.
Yılan çıyan gelir,cürmüme mahsus
Feryadımı sakla, kırışığında
Titrek sarsıntıyla buldum huzuru,
Sonun eteğinde, öyle bir gece...
Biraz keşke'lerim,biraz göz nuru
Ağladım mezarım genişledikçe!
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Musikin Olayım
İçimdeki sevinç sahilsiz ada,
Zorun kuytuları içimde yaşar.
Sanma yıkık sevdam ölür dünyada;
Hep seni, hep seni, hep seni arar.
Yer yer kapışırım yokluk sesiyle,
Boşlukta bekleyen esirler gibi.
Hazan gölgesinde ağlasam bile;
Gözyaşım hecesiz nesirler gibi.
Gece dökülürken dağın döşüne,
Kuşatır yamacı gölge gerilir.
Kimler bakıverir fecrin peşine,
Bendeyse matemsi sala verilir.
Karalar bağlamış yorgun notalar,
Uzatma bir tanem gel ara ara.
Hatıran bendeki tatlı yaralar,
Musikin olayım senli bahara.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Gölgeni Görüyorum
Yaş döken hecelerle, ben hep sana hasretim,
Sadakatin iksiri ve üslubun mihengi.
Sen apayrı bir mâna, sen büyülü kesretim,
Hiç olmanın ötesi, sen hiçliğin ahengi.
Ve zamandan bihaber, zamanı yoruyorum,
Şuh kuşatan iklimde şafaklar tez ağarır.
Az ötede her yerde, gölgeni görüyorum,
Var edenin hazzıyla, ruhum hep sana varır.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Belki
Her gece bir sokakta
Eyüp sabrı duyulur
O yok ve ben yatakta
Bir acayip şey olur
O benden de elemli
Yansın geceler yansın
Fer yok yüreğim demli
Biri bana dayansın
Tat kalmadı damakta
Duygu nefesim keser
Kapı gıcırdamakta
Belki gelir gülümser
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Dinliyorum
Bakışların dizseydim, hecelerin yerine,
Hüzünlü bir edayla sabahın sularında...
Ruhumun çığlıkları, aksaydı içerine,
Uyanırdı gözlerim, tenha uykularında,
O gözlerin dizseydim, hecelerin yerine.
Kalbim ateş yağıyor, irade yeksan yerle,
Sensiz o günden beri, derinden inliyorum.
Sen yokken yıkanırım, simsiyah köpüklerle,
Veda yok dönemeçte, havf,reca dinliyorum,
Kalbim ateş yağıyor, irade yeksan yerle.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Neredesin Can
Zannını geçmekse,seyir hem madem;
Hiçliği değişmem, saraya yat'a.
Ademiyet benim, asli ifadem
Ruhum feda olsun büyük sanata!
Kafam boş gönlüm boş, bitti takatim,
Acizlik bu olsa, insanlık hâli...
Sanmayın üç dörtlük tek liyakatim,
Bende ki bu acı hâlin vebali?
Yönelişim Ona, neredesin can?
Aşk bir arayıştır, belki arifi.
Zıtları cem eyle yüreğimde yan,
Belki aşk yanıştır, var mı tarifi!
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Gecelere Sordum
Köz döken gözlerim aleve sabret
Gözler tasavvuru ateşe verir
Belki göz yaşlarda gizlidir ebet
Aşkı düşündükçe ruhum yeşerir
Bende anlamadım bendeki huyu
Bazen renksiz kalır bazen pembe mor
Günbegün tükenir beynimin suyu
Rüya ikliminde sanki kudurur
Donakalır rüya ve sonra biter
Nasıl anlatayım bilmem ki bunu
Uyanırım baygın dört biryanım ter
Gecelere sordum derin uykunu
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Yıka Gözlerinle
Gökte bulut gibi, yerde dupduru,
Kılıçtan keskinsin ve kıldan ince.
Sen hep ağlamaklı bense kupkuru,
Bana ölümü ver, ölmeden önce
Sonra mahsun mahun çağırana bak,
Birlikte yıkasın, pak tenimizi.
Hissiz duygularla ağlaşsın sokak,
Hırsızlar yıkasın bedenimizi.
Kefenin içinde, sarıl sar bırak,
Fırsat melekleri gelmeden önce...
Yıka gözlerinle öp ıslanarak;
Bana son kez dokun haber gelince!
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Ruhumu Sular
Sen gri tebessüm, bense hep çile,
Sevinç hüzün keder kimden yadigâr!
Yaşımı hüznüme saklasam bile;
Gerçekte acının derin izi var.
Derdime yol buldum hicran iziyle,
Bak heder olmuşum yalan mı söyle.
Aşkın yumağıyla, varlık gözüyle,
Kalbine hükmeden, filan mı söyle!
Gözyaşın, sitemin yakarışların,
Gecemi, günümü, rüyamı sardı.
Çok şeye gebedir ses verişlerin,
Gelir mi bilmem ki zamanın ardı.
Hem beni ararsan gözyaşına bak,
Duygunun hem demi bağlar hayata.
Acı bir melodi yaşlar muhakkak;
Geç kalmak elde mi, bizde mi hata!
Umuttan azâde, açma arayı,
Yüzünün neşvesi ruhumu sular.
Sen benim gönlümün, sükûn sarayı,
Emekle boy verir yüce duygular.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Koşuyor
O titrek bir ceylan bekliyor hâlâ
Sükûtu duyulur her an gün boyu...
Hep benle beraber hep benim ile
Dertleri boşaltır derin uykuya
Ürperten yalnızlık ve yokuş diyar
Yürüyor geceye boyun bükerek
Bazen bir ilkbahar, zemheri yer yer
Boşluğa koşuyor beni çekerek
Ömer Ekinci Micingirt
Sultanım
Aklı irâdeyi attım da geldim,
Zaafım ruhumu gerdi sultanım.
Gâm keder üzüntü sattım da geldim,
Duygular hükmüne erdi sultanım.
Dirilten deryâya daldım sizinle,
Çilenin zevkini aldım sizinle,
Aşk ile hizâya geldim sizinle,
Mevlâna Şems'ine vardı sultanım.
Semâvi bahçede hisleniyordum,
Dökük hecelerle sesleniyorum,
Yaş döküp markata yaslanıyorum,
Avluya heybetli girdi sultanım.
Perdeyi terk edip geçilse bile,
Bu hayat bir hâyal belki aşk çile,
Pişmanlık ötede boşa nafile,
"Yâ Râb Ben Pişmanım" derdi sultanım.
Küfrün gayyâları hâşâ ne arar,
İrem bahçesinde dirilten bahar
Keşke nidâları peşinden rüzgâr
Rahmet bulutları sardı sultanım.
Gayrisi aslında şeytana secde,
Çöl kokan yüreğim gelir mi vecde,
Yol, hakka giden yol tövbe var hac'da,
Yaş döküp diz çöküp durdu sultanım.
Gerçeğin yolunu arayamadım,
Bilmem ki ömrümü nere yamadım
Kendimi kendimden koruyamadım,
Zekâ beynimdeki urdu sultanım.
Yalnızlık, Allah'a mahsustur derler,
Asla eksik olmaz siz gibi erler,
Sizle cennet olur mübarek yerler.
Semerkand ne güzel yerdi sultanım.
Sükûtun nasihat, ârifibillah,
Her asra müceddid gönderir Allah,
Ve "Hizmet Nimettir" koştum inşÂllah,
Bir güzel kalbimden vurdu sultanım.
Kimisi çorbayı yemeğe gelir,
Kimisi emeksiz, emeğe gelir,
Kimisi pişmanım demeye gelir,
Ateş-i suzân ki nardı sultanım.
Yeryüzü, gökyüzü, kışı, yazı var,
Kâinat mührünün sizde izi var,
Ve Hakk'ın perdesi, gönül gözü var,
Yanık sinelere yârdi sultanım.
Ve tövbeye koşar getirir tekbir,
Her renkten her ırktan münafık kâfir,
Dönmeyi unutur giden misafir,
Kardeşlik postunu serdi sultanım
İsmin yutkunurum, yeşerir vezin,
En son müjdecisi sizler sonsuzun,
Belki Varaka'sı son kılavuzun,
Görmeden göreni gördü sultanım.
Dost'un huzurunda konuşmak hata,
Hâl makâma gider makam fıtrata,
Senin olmadığın sensiz hayata,
Şu Micingirt kördü, kördü sultanım.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Vebâlimsin
Seninle beraber içimde huzur
İç içe tutunmuş tek dalımsın sen
İçten ağlamalar kalbim yoruyor
Sonsuza yürüyen mecalimsin sen
Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen
Seninle kesilse bu ömrün hızı
Sihirli duyulmaz masalımsın sen
Vuslat mehabeti kaplamış bizi
Ömrümün son vakti, zevalimsin sen
Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen
Hele de o mahzun bakışın var ya
Vuslata uzanan hâl elimsın sen
Mahmur bakışların köpüren derya
Kaderin sunduğu helâlimsin sen
Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen
Ne mutlu vebâlin olabilene
Dünya ve ahiret moralimsin sen
Aşkı ifşa edip hele gel bana
Renkli bir ceylanım, yâr alımsın sen
Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen
Yakarış kavuşmak, dua vesile
Huzur sevgi hayret her hâlimsin sen
Aşkta vuslat gizli, sevgide çile
Sükût-i lisanım delalimsin sen
Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen
Sema yıldız ışık renk renk giyinmiş
Yalnızlık çiçeğim ve balımsın sen
Seyri güzellikler, ruhuna inmiş
Bedenim şuurum, hayalimsin sen
Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen
Her şeye rağmen terk var gerçekte
Matemim matemin melalimsin sen
Mevla gizlemiştir vuslatı terkte
Sen esen rüzgârım zülâlimsin sen
Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Vuslat Ver
Aşkta akıl iflâs, aşk ürkek ceylan,
Bir şehri kuşatır, dünyayı yer yer.
Adeta eriyen mum gibi her an,
Bazen de cân verir canını ister.
Aşk nedir mecnun kim Leyla ne söyle,
Belki de hep yanmak, yanmak hep böyle,
Allah'ım gayeyi hayırlı eyle,
Sabır ve metânet birde vuslât ver.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Gözlerime Bak
Vakti yoruyorum yine bendeniz,
Beklenen liman var huzura doğru.
Ne bir nefes kalır nede gölgemiz,
Tıpkı Aras gibi Hazar'a doğru...
Sönmüş ocak gibi ezelden yanık,
Şehri mâtem basmış ben mi uyanık,
Yüzümü okşayıp gözlerime bak,
Arada bir can, mezara doğru.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Biz
Öksüz iklimlerin kirvesiyiz biz
Yüce gayelerin zirvesiyiz biz
Geçmişiz, bu günüz, geleceğiz biz
Sessiz yığınların hür sesiyiz biz
Yunus'u hatırla, Mevlana'yı yaz
Verenin arzusu yükselen niyâz
Zulmü beyinlerden sileceğiz biz
Bütün sesler bizde yâr sesiyiz biz
Bir elimde nâğme bir elimde saz
Hecelerin dili, hû avaz avaz
Yükselen tebessüm, güleceğiz biz
Çokluğa ser çekmiş var sesiyiz biz
Kırdı tüm putları çöle düşen söz
Ve "asr"a muştuyduk tarihe önsöz
Vicdanları cennet kılacağız biz
Fışkıran sükûnet er sesiyiz biz
Zebercet iklimler, mevsim artık yaz
Şaşarım yapana Hakk'a itiraz
Sevdayı secdede bulacağız biz
Issız sokaklarda nur sesiyiz biz
"Gayesiz nasip yok" der; Sadi Şiraz
Aklın bir hacmi var düşün, yaşa, sez
Vecdin seslenişi olacağız biz
Evlad-ı Resulün pir sesiyiz biz
Gönüllere ziyâ, kubbelere iz
Biz büyük milletiz tut ki serfinaz
Meltem dalgaları salacağız biz
Kutlu geleceğin mor sesiyiz biz
Hep olmak isteme, hiçi dene az
Hiçliği tatmadan dağlar aşılmaz
Kulluk mertebesi alacağız biz
Aşkla yanan dönen sır sesiyiz biz
Vuslata vesile, miraçtır namaz
Ve büyük gün var, bahtsız anlamaz
Âhâd ne Samed ne bileceğiz biz
"Râhman'dır, Râhim'dir" bir sesiyiz biz
Avâmda kabâhat, ârifteki naz
Kulluğa gerektir liyâkat biraz
İdrâk der; ölmeden öleceğiz biz
Hakk'ın divanında var sesiyiz biz
Gerçek sâmimiyet hâl ile vaaz
Kutsi fedakârlık erendeki hâz
Ben, sen, o yok, "biz"de kalacağız biz
"Lebbeyk Allah lebbeyk" tur sesiyiz biz
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Vuslat Sarığı
"Eriyen erendir" der ehli kâmil,
An olur nazar aşk gizinde olur.
Hivâ,Yesî,Taşkent,nedir Şeyh Şâmil,
O'na giden yollar izinde olur.
Kulun râbıtası sonun merağı,
İnancın renkleri közünde olur.
Seherde sarmalar vuslat sarığı,
Ve kutlu arayış özünde olur
Azaptır kendine, kulun kendisi,
Çehrenin zifiri hazzında olur.
Lâkayt her sine ne efendisi,
Çılgınlık cinneti vâzında olur.
İçim hep burkuntu yaş oldu elli,
Yanış tek birinin dizinde olur.
Sonun tesellisi nabzımdan belli,
Dönüş tekbirinin bezinde olur.
Getir salâvatı, zirâ bir satır,
Uhrevi derinlik sözünde olur.
Korkutan gerçeği kim hatırlatır.
Belki de bir veli gözünde olur.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Ölesin Ayrılık
Ak düştü kaşıma hasret çekmekten,
Belâsın ayrılık duyuyor musun?
Vuslâtı unuttum sâbır ekmekten,
Hilesin ayrılık duyuyor musun?
Su gibi çağlayıp yel gibi estin,
Dağları belleyip zamanı kestin,
Mecâlsiz gecemde bir mâvi sestin,
N'olasın ayrılık,duyuyor musun?
Uykuyu giydirip geceyi soydun,
Zamanı tarayıp mevsimi oydun,
Sanki teneşire ölümü koydun,
Salâsın ayrılık duyuyor musun?
Bulutlar neşveli, yıldızlar sissiz,
Neden ben çileli sen benden sessiz,
Git ordan hâl bilmez,tasasız hissiz,
Çilesin ayrılık duyuyor musun?
Aşk sen ihânet sen, işkencede sen,
Hüznün her kuşağı, her hecede sen,
Azâpsın aşırı derecede sen,
Bilesin ayrılık, duyuyor musun?
Susman tıpkı Nemrut, konuşman belâ,
Yüreğim ağzımda yaşarım hâlâ,
Bu bâhtı karayı râhmete ala,
Ölesin ayrılık, duyuyor musun?
Leylâ'da ayrılık aşkın fermanı,
Derdi halk eyleyen verir dermanı
Ve sonun başında vuslât harmanı,
Olasın ayrılık, duyuyor musun?
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
El Yazması Mektuplar
Ceylanlar gibi ürkek, kuş sesi gibi ılık,
Aynen ikbal yıldızı, susmuş yazgıyı bekler.
Sükûtun imbiğinde, bakışlar kalabalık,
Her ne zaman ağlasa, ona benzer bebekler.
Lacivert zamanlarda, hüzün salar her dâim;
İffet ile örülmüş, gerçek iklimi arar
Sen derken tenhâlarda ne kadar da mülâyim,
Ellerinden tutunca yanakları kızarır,
Cemrelerde ısınıp, mektuplarda yanıyor,
Mektuplar el yazması, bende varım bir baktım.
Yemyeşil duâlarla, günbegün boyanıyor,
Nurlu yüzünden öpüp, tebessümler bıraktım.
Hem aşk bir vuslât ise; neylerim kuşkuları,
Kazanlarda demleyip, beyaz kefene sarın.
Bıçkılayın peşimden, kan rengi coşkuları
Sorulursa hakkınız, helâl deyin haykırın!
Biliyor sığınağım, yürek sesi bu konu,
Teneşire gül koyun, çelenk neymiş hurâfe!
Cürmüm pek çok olsa da unutmam hâşâ O'nu,
Yine oldum tüy gibi, üveyk gibi bu defa.
İffetin her rengi var, vallâhi başka edâ,
Kırdım tüm heykelleri, hüzne sarmalar attım.
Artık vuslât ölümüm, nâkış nâkış şühedâ,
Cânım, mâhzûn bakışlım, yine seni anlattım.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sensizliğe
Aşkın serinliğine kovalıyorum seni
Zümrüt saçlı baharlara
Gözlerin parıldayan kehribar
Ellerin yed-i beyzâ
Kızaran akşamlarda izliyorum yokluğunu
Sensizliğe bürünüp
Sakın unutma sensizlikte olduğumu
Hissiyatımı öğütlüyorum sana
Gökkuşağı misali
Renklerinin altından geçiyorum
Bulutları delerek
Güneşi heceleyerek
Her gün ayrılık türküsüne inat
Ozanlar dinliyor
Vakitler avutuyorum
Anlasana geçmişe bakıp buğulanıyorum
Öksüz kız yanağında tüllenen yaş gibiyim
Boşluklara koşturuyorum arada
Duygularım renksiz
Öldürücü hisleri kovalıyorum
İnliyorum durmadan
Takatimi teperek
Hasretin pençesinde
Sende başka bir esinti var
Bambaşka
Ta hücrelerime kadar işleyen
Azgın çocuklar gibiyim
Kör oluyorum seni görünce
Yaş döken gözlerin olayım
Mısra mısra dopdolu
Senli gurbetleri ne çok sevdim ben
Divâne vâdilerinde
Gel gir kırık kalbime
İki büklümün olayım
Duyuyor musun?
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Ağlez Yazdılar
Hasret dudağında hudutsuz hârım
Yazdıkça derinden kem söz yazdılar
Rüyayı kuşattı hüznüm efkârım
Gece yamacıma Ağlez yazdılar
Hem dünya oyunsa geldik oyuna
Çile mevsimine aşkın köyüne
Uzandım tenhâya boylu boyuna
Bakıp gözlerime öksüz yazdılar
Ruhumu tütsüler köyün dumanı
İhtiyâr söğütü kotan yamanı
Asfaltta koşarım hasat zamanı
Mecnun'u unutup gürbüz yazdılar
Hiçe sürüklenip irkiliyorum
Sessiz gecelere dökülüyorum
Bu bendeki közü ben biliyorum
Ruhum frengili sessiz yazdılar
Ve bir düş içinde bol ettim azı
Ağlez'e kalır mı ömrün birazı
Ömer'in şiiri Kenan'ın sazı
Gurbet türküsünü bizsiz yazdılar
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Ferhat'ın Çığlığı
Nedir bu dünyanın akı karası
Belki ifşâ etmek yok varım olur
Sâmimiyet ilhâm duygu arası
Gerçeği yaşamak tek kârım olur
Hani bâde derler ilâhi elden
Konu derincedir, incedir kıldan
Gelin söz edelim ebed-ezelden
Aynalarda gezmek zararım olur
İfadem kendimce gördüğüm gibi
Mısralar zihnimde kördüğüm gibi
Hüznü tabutlara sardığım gibi
Ferhat'ın çığlığı efkârım olur
Eşsiz değerleri boşa eskittim
Günâhlara düşe düşe eskittim
Ve hesapsız koşa koşa eskittim
Cürüm pişmanlığım ikrârım olur
Kefenim yıkasa tevbeli testi
Sanki yolculuk var bir şeyler esti
Gözlerim kaparsam bir akşamüstü
Belki Liva-ül Hamd diyârım olur
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Geçecek
Kuşatıp gecemi verdin acını
Eşsiz duvarları atlattın tek tek
Nasipse içersem hiç ilacını
O gün bütün güller renk renk açacak
Hep mağrip duygular ruhumu eler
Sahilsiz koşturur sabahlara dek
Zihnim hendesesi derin geceler
İnşallah hayırla gelip geçecek
Ömer Ekinci Micingirt
Gözlerin Gizemi
Bu bendeki neşe sevinç aşk senden
Gözlerin gizemi ah neler neler
Sen beni çıkardın küflü mahzenden
Hem yaşanmışlıklar kimi örseler
Yalnızlığa değer seni bulduysam
Dokunur ruhuma rengi simânın
Ne zaman bir yerde adını duysam
Çığlığı olurum sensiz zamanın
Yelken açıyorum masumca her an
Coşkulara doğru "keşke"li yorum
Bambaşka yaratmış seni yaratan
Bütün engelleri lanetliyorum
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Neredesin
İçimde akşamın mehtâbı kaldı
Seyrine doyamam hoş manası var
Aşka mahkûm ettin ömrüm çoğaldı
Yüzün ben kokmalı ölene kadar.
Yamaçta görürsen gölgemi şayet
Koş gel kavuşalım Leyla'ya inat
Hasret köz düşürür yakar nihayet
Beni yakan ateş senide yakar
Geldik gidiyoruz neredesin yâr
Canımın nazlısı sende bir hâl var
Şu hikâyemizi eylesen ikrâr
Vuslata kapalı aşk neye yarar
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Ki
Tasvirledim seni, hüzne sakladım,
Yer yer gülümsedin, darılmadın ki.
Yokun dudağında "ki" kucakladım,
Siretin görüldü, görülmedin ki.
Söküklerim arttı seni görünce,
Zamanı unuttum,zamandan önce,
Mısralar döktürdüm sessiz derince,
Sükûta ram olup durulmadın ki.
Üşüyorum yaklaş, hele tut beni,
Kuşat güneşinle, sar ıslat beni,
Bahtiyâr eyler ki bu vuslât beni,
Kim bilir nerdesin, sarılmadın ki.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sessizlik
Muttasıl bakışlar yorgun ifâde
Veyahut müşterek sözlere varmak
Maksadı arz etmek sözden ziyâde
Melali anlatmak belki yalvarmak
Yine akşam yakın bilsen hayatım
Ölümlü geceyi sağıyor herkes
Vakit mışıl mışıl uyku bir atım
Derin bir ürperti sessizlik tek ses
Tesbih çekiyorum şeytana inat
Mısralar yol yürür uykular tekler
Şu mor dörtlüklerim kime emânet
Alnı seccadede birini bekler
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Vurgunum
Vurgunum ben tıpkı Kerem misâli,
Toprağa yaprağa taşa vurgunum.
Dokunuşlar vardır yoktur emsâli,
Dertleri nasırlı yaşa vurgunum.
Ömrümü uzattım ulu davâya,
Koşturamam artık nefsi hevâya,
Bir avuç aşk ektim deli sevdaya,
Secdeyi titreten başa vurgunum
Durgun vakitlerde öten boruya,
Gergefi peteğe saran arıya,
Yaşam şehvetinde o zor soruya,
Âlemin hasreti beşe vurgunum.
Süvâri bekleyen küheylanlara,
Ölümü kuşatan Alparslan'lara,
Vurgunum yarına, kutlu dünlere,
Kubbesi çöl kokan taşa vurgunum.
Kara sevda belki taptâze diyâr,
Kaderi koynunda ikliminde yâr,
İki gözü çeşme Rabia'lar var,
İffet abîdesi eşe vurgunum
Sözlerim mülteci solmakta sesim,
Lisan-ı hâfi mi acep nefesim,
Nerdesin ıstırap, nerdesin âsım,
Son ilkbahar, güze, kışa vurgunum.
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Bakışın
İhlâsın renkleri sendeki hayâ
Bakışın yeterli beni ihyâya
Hislerin büyüsü apayrı bahar
İbrişim örülü sendeki maya
Bulut gibi yüzün benzersin aya
Sensizlik içinde başladım Hayy'a
Hep, hiçlik uğruna meçhullerim var
Ve O'na sığındım Emri Rızâ'ya
Ömer Ekinci Micingirt
________________________________________
Sensiz
İçimi yakıyor sevdanın tülü,
Bu gün yine geçti bir günüm sensiz,
Kayboldu güneşim duman örtülü,
Soymayın ölürsem atın kefensiz!
Bir tatlı hasret ki her şey bilmece,
Ümitle bekledim yine bu gece,
Her günüm ızdırap her gün işkence,
Yapayalnız ruhum çıplak, bedensiz...
Çileyle yoğruldum daha ne kadar?
Gözlerim kan revan yaşlar duadar,
Yanarım sabırla böyleyse kader,
Sevdam duman duman kavruldum sensiz.
Yüreğim karakış temmuz ayında,
Micingirt perişan kendi hayında,
Aklım terki diyar aşk sarayında,
Deli divaneyim cepsiz cepkensiz.
Ömer Ekinci Micingirt
Öyle Güzel ki
Yosun gibi serin
Ve ıslak mimiklerin tedirgin
Öyle güzel ki bakışın
…
Boşluklara koşuyorum seni görünce
Körpe beden sessizliğin
Seher yeli tıpkı saçların
Yüzün dupduru yağmur bulutu
Öyle güzel ki bakışın
…
Yalnızlığın hasret
Yokluğun tutsak gibi
Gözyaşların inci, gülüşün toy düğün
Sahi ellerin, ellerin sorma
Uzat bana gözlerini
Öyle güzel ki bakışın
Öyle güzel ki
22.11.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Samimiyet
Işıltılı yasakları terk
Zifiri gecelerde gözyaşı
Gözleri kapadığında
Madde ötesine yelken açmanın adıdır
Samimiyet…
Her şeye rağmen
Gerçeği tespitte harcamak mısraları
Kalbi dudağa yapıştırarak
Tefekkür yudumlarken
Hiç olmaktır samimiyet
Hiç!
Çalışmak
Yatağa baş koyunca hesabı sağlam yapmak
Yıkmak nefsin heykellerini
Teker teker…
Çilenin doruğunda
Şükrü unutmadan yol almak
Zincirleri kırmaktır samimiyet
Yârin uğruna
Nakış nakış sükût örmek
Tebessümle zamanın imbiğine…
Derilere nasır
Saçlara kar yağdırmaktır
Usus usul derinden
Bir mecnun gibi yanık ve sevdalı
Bazen bir sarhoş gibi uyanık
Ve tespih gibi efsunlu
Ezgisidir insanlığın
Samimiyet
Takvanın semeresi cennetin meyvesidir
Ve aşkın göz bebeği
Liyakattır teslimiyettir
Seslenişi idrâk mantığa takılmadan
Sıdk ile inanmak ümitle
Korkuyu unutmadan…
Emânete sadakat, mesuliyeti fark etmek
Gerçeğe ermektir tevazuyu kucaklarken
Taş gibi çözülmeden
Güven veren üslupla
Nefse kement vurmaktır
Tıpkı Bilal gibi çileli ve hüzünlü
Sırra vakıf, zevke uzak çileye yakın
Hamza'nın kahramanlığı gibidir samimiyet
Hamza'nın kahramanlığı!
02.11.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Şiir Yaz Bana
Bana şiir yaz
Vuslâtın ritmiyle
Isıtsın güneş gibi
Umutlar vaat etsin
Geleceğe yön versin
Saadet devrini hatırlatsın
Şiir yaz bana şiir
Züleyhalara haykırsın sessizce
Yusuflar duyana kadar, birer birer
Hislerim sindire sindire
Yeşeren soluklarla
Teveccühe kalk
Gecenin bir yarısı
Ciddiyetle latifeyi unutmadan
Emanete sadakatle
Gözyaşını mürekkep
Tebessümü kalem ederek
Şiir yaz bana
Bana şiir yaz
İçinde elvedâ olmayan
Mâtem söylemeyen
Hep çileyle dopdolu
Mûsikiler yakarak
Takva zırhı takarak
Sonsuzluğa bakarak
Şiir yaz bana
Şiir…
10.09.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Gözleri Görün
Gözler gerçekte toprak kevser denizlere renk
temiz koyu kahve
gözler masmavi
Ve inleyen bakışlar ümitle bakan gözler
billur billur yemyeşil ve âlâ
Kâh fişek gibi tıpkı mermisiyle zımbalar
Kâh efsunlar insanı
Bazen taşı çatlatır
Çok şeyi müjdeler hükmeder saltanata
süzerek perde perde
pırıl pırıl vefakâr
Yanışın muştusunu alev alev tüttürür
damla damla yağar görünmeyen
kadim yüreklere
Gözler görüyorum gözlerimi
sessizce tan yeri ağarırken
baharı gözleyerek
Bahsetme gözsüzleri
Firavunla atbaşı
ki başka bir muamma
Birde ölümsüz gözler
sonsuzluğa kementli
sanki nurdan
küheylan
Ah gözler ah
sevinç keder hicran der
ızdırap der hüzün der
çile de der
çile de…
Ömer Ekinci Micingirt
Gözler
Rengârenk tılsımlı nurdan örtülü
Sihirli türküler anlatır gözler
Hüzünle yayılır sevdanın tülü
Sevdayı içime damlatır gözler
Göz vardır mercandan sarayı görmez
Göz vardır gönülde yarayı görmez
Göz vardır simsiyah karayı görmez
Bazen de kafayı demletir gözler
Çisil çisil endam adeta peri
Göz vardır kıskanır kır çiçekleri
Göz vardır çok özel kalbimde yeri
Bir başka musiki dinletir gözler
Göz vardır insanı nara götürür
Göz vardır yareni yara götürür
Göz vardır adamı gora götürür
Civanı nazarla gümletir gözler
Elası mavisi yeşili vardır
Hüzünlü vefalı neşeli vardır
Ceylanı elvanı cilveli vardır
Duyguyla mesajı anlatır gözler
Göz vardır kehribar Bilal’a benzer
Göz vardır bal gibi şifalı anzer
Göz gördüm kahveden gönlümü bezer
Sevdalı gönlümü nemletir gözler
Renk renk çeşit çeşit gözler var ama
Sevda bilmezlerde şifa arama
Merhem oldu yeşil gözler yarama
Gören soluklarla sonlatır gözler
Gören göz aradım derinden sessiz
Boyasız sürmesiz riyasız süssüz
Sevdaya sevdalı sevdası eşsiz
Yaralı Ömer’i inletir gözler
30.06.2006 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
İklimin Olayım
Yoksa boğulurum uzat elin ver
Beni itekleyip ırmağa attın
Büyülü duygular hoş seslenişler
Füsunkâr tatları benimle tattın
Seven sevdiğine kapı aralar
Vaktin uzunluğu kimin günâhı
Benli hasret değil vuslat yaralar
Aynen kabir gibi sabrın eyvâhı
Bu nasıl seyahat yolcu nerdesin
Gündüzler çok ağır geceler çetin
İklimin olayım hangi yerdesin
Bensiz iki büklüm senin hicretin
Ömer Ekinci Micingirt
Ağlatmam Seni
Acı gün dileyip gözyaşı versen
Versen de ben artık ağlatmam seni
Tarumar eylesen çulumu sersen
Sersen de ben artık ağlatmam seni
Yüreğimde yeşer hüznün ver ya da
Hazan çiçeklerim gitmesin yâda
Senden başka kimin var ki dünyada
Dersen de ben artık ağlatmam seni
Gün dönümü saça düşen ağlarım
Duygu sardı yine yürek dağlarım
Mevsim hazan sorma niçin ağlarım
Sorsan da ben artık ağlatmam seni
Bende keder sende sevinç neşe var
Yaşım daha hele elli beşe var
Yorma beni güneş doğar kışa var
Yorsan da ben artık ağlatmam seni
Senle ben sevmişim giz’li çilemi
Çilelerde saklı aşkın kelamı
Fırlatıp başıma vursan kalemi
Vursan da ben artık ağlatmam seni
Bendeki sessizlik huzurun sesi
Sükûtu heceler hece ötesi
Gelsen doluverse vuslat teknesi
Dursan da ben artık ağlatmam seni
06.01.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
--------------------------------------------------------------------------------
Dar Vâkit
Tasvirledim doyamadım
Ay çehreli güneş neymiş
Ses buğulu duyamadım
Yüreğimde çalan ney’miş
Akşamüstü kışa doğru
Öpüyorum yaş gözleri
Koşuyorum boşa doğru
Akîk, Necef hoş gözleri
Kaçıyorum satır satır
Tenhâlarda içim sızlar
Biraz sitem ve hâl hatır
Dar vâkitte hû avazlar
04.01.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
--------------------------------------------------------------------------------
Aşk İle
Anlatabilecek kafamda nice
Dörtlükler sakladım beyitler ile
Hep seni seyrettim sessiz gizlice
Markatlı beldede seyitler ile
Sana emin dedi bahtsızlar bile
Yaş döktü o kütük dile gelince
Sokakta kahkaha bendeki çile
Yer-gök raks ederdi yüzün gülünce
Gözleri mâbedim özlemin mihrâp
Kölesi olayım ömür boyunca
Gönlümün fermânı aşk olsun yârâb
Yandıkça yanayım ismi duyunca
Ömer Ekinci Micingirt
------------------------------------------------------------------------------
Hâlâ Gelmedin
Unutamadığım ismin andığım
Mor çiçekler açtı hâlâ gelmedin
Nerelerdesin sen yârim sandığım
Kasırgalar geçti hâlâ gelmedin
Kimseler duymasın gözlerime bak
Ben sende kavruldum güneşte toprak
Gel firar bahçemde uç yaprak yaprak
Zaman zehri içti hâlâ gelmedin
İffet reçinesi tenha geceler
Zihnim muallâkta nasıl niceler
Sükûtu besleyen derin heceler
Vakitlerim kaçtı hâlâ gelmedin
Uzun hava çaldı bam telimde dün
Ezgisi masmavi gözleri yosun
Sensiz çığlığımı duyuyor musun
Ömre ömür biçti hâlâ gelmedin
İçli metinlerim as adım adım
Bir yığın sözüm var birkaç saatim
Yüreğim yanıyor anlatamadım
Öldüm gece üçte hâlâ gelmedin
Ömer Ekinci Micingirt
-------------------------------------------------------------------
Anlatamam ki
Kimse anlayamaz bendeki hâli
Bir deli sözcüğü anlatamam ki
Ömrümü tükettin bildim bileli
Anlat deme bana anlatamam ki
Hüznü kucaklarım matemle her an
Sürüyen yazgı bu benle numayan
Bir sabah çıkıver kapıya dayan
Anlat deme bana anlatamam ki
Açıver yüzünü özledim gene
O mahmur bakışla bakmayı dene
Vuslat yakın olur duâ edene
Anlat deme bana anlatamam ki
Gözyaşı yolladım yazı kadere
Ölüm çığlıkları bizdeki töre
Senle doğdum senle öldüm bin kere
Anlat deme bana anlatamam ki
Bakışın kıvılcım üslup hâralı
Zümrüdî iklimin mahzun maralı
Dörtlükler acemi bağrım yaralı
Anlat deme bana anlatamam ki
Ben hep seninleyim sen yoksun yine
Sensizlik ne zormuş koşup gelsene
İffet abidesi, şirin çingene
Anlat deme bana anlatamam ki
09.11.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
-------------------------------------------------------------------
Sevi
En aşkın sonbaharı, âşıklarsın narası,
Takatimi eşeler, duyguların yarası.
Çile heceliyorum, daha dörtlüklerde var,
Yeşillere bürünür, gözlerimin karası.
Ben hüzünler sağdıkça, yağmur gülümser gökte,
Hissiyatım toy düğün, çok şey saklı yürekte.
Mevsimin serinliği, yer yer ters eser rüzgâr,
Gidin bakın asılı, hıçkırıklar direkte.
Huzur besle micingirt O’na sergile varın,
Sevi almadan vermek, sevmek çocuktan nârin…
Gerekirse dizüstü ona koşmak bir ömür;
Muhâbbeti vuslatsa, git yolunda öl yârin!
Ömer Ekinci Micingirt
-------------------------------------------------------------------
Aşk Olsun
Anlatabilecek kafamda nice
Dörtlükler sakladım beyitler ile
Hep seni seyrettim sessiz gizlice
Markatlı beldede seyitler ile
Sana emin dedi bahtsızlar bile
Yaş döktü o kütük dile gelince
Sokakta kahkaha bendeki çile
Yer-gök raks ederdi yüzün gülünce
Gözleri mâbedim özlemin mihrâp
Kölesi olayım ömür boyunca
Gönlümün fermânı aşk olsun yârâb
Yandıkça yanayım ismi duyunca
08.01.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
-------------------------------------------------------------------
Aşk Hizmettir
Aşk öyle bir yanış ki; yananlar anlar,
Mevcudata hizmettir, aşk heyecanlar.
Tasavvuf gerçekte aşk, aşk yaşayanlar,
Aşkta ısınamazlar, ısıtmayanlar…
17.01.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
-------------------------------------------------------------------
Aşkı Helâl
Vuslat bilmez neşvelerdir sensiz aşk
Sevda besler çile tüter sonsuz aşk
Ar kalmadı düğünlerde toylarda
Mecnûn gibi yanar mı hiç donsuz aşk
Vuslat bilmez neşvelerdir sensiz aşk
Leylâ sesi fısıldaşır zânsız aşk
Hiç olur mu hissiyatsız cansız aşk
“Bir” kalmadı en cezbeli aylarda
İstikâmet müstakimdir yansız aşk
Leylâ sesi fısıldaşır zânsız aşk
Tek menzildir aşk-ı helâl “ben”siz aşk
Tutsağıdır her zilletin dinsiz aşk
Sır kalmadı aşk denilen şeylerde
Boş hırıltı Ona rağmen Onsuz aşk
Tek menzildir aşk-ı helâl “ben”siz aşk
23.01.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
-------------------------------------------------------------------
Ağladı
Yüreğim nigârdır susmuş dedim de
Çevirdi yüzünü güldü ağladı
Tasvirler izâha küsmüş dedim de
Unuttu gülmeyi daldı ağladı
Sabrı çekiyorum vaktin benzine
Benim gibi hüzün geldi yüzüne
Bilmezleri sardım hasret bezine
Aklımdan geçeni saldı ağladı
İlan-ı aşk yoktur aşk bahçesinde
Yalnızlık birikir yâr bohçasında
Sessiz bir yorgunluk var lehçesinde
Peşimden namazı kıldı ağladı
Titreyen elleri saklıdır giz’de
Mevsimler tükendi gitti bu yazda
Sevenler ölmezmiş duydum vaazda
Her gece uykumu böldü ağladı
05.02.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
-------------------------------------------------------------------
Aşkı Huzur
umutlarım gürül gürül
eskittim kuşkuları
elma şekeri çocukluğum
sevda şerbeti sürdüm dilime
ve hasadım taşlı tarla
aşk kaçmış gözlerime
gecelerin zifrine ne destanlar sakladım
koşuyorum sabır taşlarını dökerek
öfkem cehennem
yeşillerim kar altında mevsim uzun
sözlerim utangaç gözbebeklerim ustura
yüreğim gecekondu
ya yürüyüşüm yürüyüşümü sormayın
çakırkeyf şizofren sarhoş
yaş gözlerim
gözlerime aşk kaçmış
vuslat sokağına nedamet toprağı sermişim
avuç dolusu acı küfeler dolusu hüzün
gam keder fedakârlık zaman bakış
hasret şarkıları söylüyorum
tespite vasıta benim bahçenin
yediverenleri
huzursuzluğum kaç bahardır
mısralarım dargın ve yorgun
ve eskidim
neredesin aşk-ı huzur
aşk mavisi dörtlüklerim şiirlerim pek artist
cümlelerim sihirli hecelerim tabutluk
sahifeler ayışığı yazdıklarım muâllakta
gözlerime aşk kaçmış
aşk kaçmış gözlerime
08.02.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Yâr Nerdesin
Senle doldu aşkın bendi
Neredesin çok özledim
Efkârlandım ruhum dindi
Neredesin çok özledim
Çok özledim yâr nerdesin
Tükenmiyor günüm ayım
Tütüyorum dumandayım
Boşluktayım zindandayım
Neredesin çok özledim
Çok özledim yâr nerdesin
Tükendikçe var görüldüm
Ruhum mahpus hür görüldüm
Mavi yeşil mor görüldüm
Neredesin çok özledim
Çok özledim yâr nerdesin
Koşuyorum aşk iline
Kurban olam hoş diline
Ruhum değdi menziline
Neredesin çok özledim
Çok özledim yâr nerdesin
Senle geldi yaş gözüme
Hiç katmışım çok azıma
Düğümlendi boğazıma
Neredesin çok özledim
Çok özledim yâr nerdesin
07.02.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Aşk Şiirler 2
Ömer Ekinci Micingirt414 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Şiir Adresi : http://siirtutkusu.com/ask-siirler
Ekleyen Kullanıcı : Ömer Ekinci Micingirt