Hatemü’l-Enbiyâ Efendimizin (a.s.m.) ölümünden sonra
âlemi islamın ağız tatı bozulmuştur...
Allah cc sünnetinden ve şefaatinden mahrum kılmasın inşAllah
Efendim
Vuslatım sen hasret sen tutunacak dalım sen
İklimlerin mânası ağız tadım balım sen
Sözlere sığdıramam sen eşsiz saadetim
Hâvf recâ sonsuzluğum umut istikbâlim sen
Ömer Ekinci Micingirt
Gittikten Sonra
Senden uzak kaldı Veysin çölleri
Sahra çoban oldu gittikten sonra
Vâiz! Tez anlat tez, gayri hâlleri
Bize bir hâl oldu gittikten sonra
Huşû duyulmuyor, aşk sana muhtaç
Tekrar gel ne olur, kucağını aç
Secdeden secdeye ağlaşır mirac
Dağ taş Bilâl oldu, gittikten sonra
Her şeyde başkalık, gül dalında kan,
Sensizlik içinde mâna ve zaman
O günü özlüyor işte şu meydan
Zaman ihlâl oldu, gittikten sonra
Seni hissedenler sessiz gülizâr
Sana söyleyecek sanki yüzüm var
Ey ebedî güzel ikliminde yâr
Hâl kıyl-ü kâl oldu, gittikten sonra
Zihinler bulanık, ifade boğuk
Mısralar sancı ye’s, heceler eğik
El açıp koşsam da soluklar soğuk
Duygu, aşk çöl oldu, gittikten sonra
Zevk sefa dâhilden göz kırpar heyhât!
Raks eder sokaklar iffete inat
Yangına müptela sensiz her hayat
Edep pâyimal oldu, gittikten sonra
Ümmet olabilmek âdemin şanı
Kölelik zapt etti bütün cihanı
Kulluğu kirlettti nefs-i zebânı
Kul kula kul oldu, gittikten sonra
Muâsır medenî hep diri diri
Tabuta devrettik, mihrab tekbiri
İhlâsta cüceyiz, isyanda iri
Sekerât bol oldu, gittikten sonra
Faran yamaçları sabâ bezenmiş
Yer göğe kasveti terk edip sinmiş
Dağın uğultusu vadiye inmiş
Dünya sefil oldu, gittikten sonra
Cehâlet düzine belâdan belâ
Çılgınlık taptaze her yer Kerbelâ
Paslanmış düşünce sürüyor hâlâ
Kaç ihtilâl oldu, gittikten sonra
Efendim gül yüzlüm hep hayâl kurdum
Bütün benliğimle coştum yalvardım
Yılları yıllara ekleyip durdum
Yok, meçhul oldu, gittikten sonra
Şu renksiz vakitler hep seni arar
Ürperten dehşetli sahneler kalkar
Gazze’de Keşmir’de kan gözyaşı var
İdamlık yol oldu, gittikten sonra
Göçmen kuşlar gibi sıralanırım
Aklıma düşünce paralanırım
Hüznünü duyunca yaralanırım
Gözyaşı zül oldu, gittikten sonra
Senli tepelerde aradığım kent
Sensizlik ötesi bir acı kement
Bir kerecik daha n’olur teşrif et
Yol izmihlâl oldu, gittikten sonra
Derin bir tahayyül meftunu yakar
Seni anlatamam acizim ben yâr
Hoş yürek sesleri belki de efkâr,
Ney hasbihal oldu gittikten sonra
Sen Nebîyyi Mürsel sen hep yaşarsın
Mekke’de Uhud’ta, Sîna’da varsın
Revâhanın hüznü beni de sarsın
Hissiyat lal oldu gittikten sonra
İki ayrı âlem ve ben çileli,
Fecri vuslât sardı seni bileli,
Dirilten bahar yok vâkit hileli,
Sükût bülbül oldu gittikten sonra
İdrâk kemâl bulur seni överek
Senli vâhalarda can can diyerek,
Bana gülüm gerek bana sen gerek.
Aşk arzuhâl oldu, gittikten sonra...
Ömer Ekinci Micingirt
Sen Düşündüm
Bir ağır yolculuk azgın sularda
Yüzerken sultanım seni düşündüm
Şeref ver rüyama gel uykularda
Sendedir gümanım seni düşündüm
Hüznün bestesiyle yolun gözlerim
Kurudu gözyaşım soldu gözlerim
Kokunla bezenen terin özlerim
Kavruldu her yanım seni düşündüm
Mecnundan beter ki benim hikâyem
Karıştı hicrana gitti sermayem
Bir tatlı hoş sâda en büyük gayem
Verene kurbanım seni düşündüm
Ömer Ekinci Micingirt
Gülüm
Yüzün görsem rüyamda elin sürsen başıma
Mücrim yüzüm nurlanır kurtulurum kasvetten
Gözüm gönlüm açılır neler girmez düşüme
Cemaline kurbanım yakma beni hasretten
Ö.E.Micingirt
Sen Varsın
Bozuldu sen gideli kâinatın dokusu
Alev alev sokaklar kalpler kırık gözler yaş
Ne gül açar ne gonca ne de gülün kokusu
Tekrar dikildi putlar tekrar yanıyor ateş
Dayanılmaz özlemin yok mu bunun ilacı
Ah be olup bitenler, gizli gizli hislendim
Onca yüz bin seneler sensiz olmak ne acı
Esvapları düşünüp gözyaşıma yaslandım
Sanki boş kadavrayım her halim çözülüyor
Ümitsizlik mi desem hâşâ değil yok canım
Su dövdüğüm günlerim galiba süzülüyor
Hoş benimki vesvese sen varsın ki sultanım
Ömer Ekinci Micingirt
Efendim
İçimi bir hüzün kavrar yarından
Ney sesi çağırır inceden ince
Niyâzi duygular yâr diyârından
Ağır sevdâ tutar gülüm deyince
Yıldızlar parıldar mübârek günde
Açılır kapılar akla koyunca
Acayip olurum aklım sürgünde
Geceyi giydirip gündüz soyunca
Dörtlükler sakladım beyitler ile
Anlatabilecek kafamda nice
Markatlı beldede seyitler ile
Hep seni seyrettim sensiz iç içe
Sana emin dedi bahtsızla bile
Yaş döktü hoş kütük dile gelince
Sokakta kahkaha bendeki çile
Yer-gök raks ederdi sen hep gülünce
Gözleri mâbedim özlemi mihrâp
Kölesi olayım ömür boyunca
Gönlümün fermânı âşk olsun yârâb
Yandıkça yanayım ismi duyunca
Ömer Ekinci Micingirt
Kimim Var
Gecelerim ıstırap gündüzlerim hep sızı
Akılsınız tekiyim sen beni bilmez misin
Güzelliğin görmeyen bu perişan gözsüzü
Sal dirilten sevdana vuslata salmaz mısın
Sen ümidim sen yolum sen şefaat kapısı
Hüznü senden öğrendim taşa çaldım yeisi
Kâinatın baş tacı âlemlerin reisi
İflas etmiş rüyama bu gece gelmez misin
Ey yetimler yetimi ey efendim ey Nebi
Yaşamımın gayesi varlığımın sebebi
Ammar’ı, Sümeyye’yi düşündüm de Zeynep’i
Zeynep’in hürmetine bir gece kalmaz mısın
Kaç asırdır bu hasret asırlardır sensizim
Tahammülüm tükendi ruhum darda yol uzun
Nasıl girdaptayım yâr kurtar beni sonsuzun
Gül yüzüme gül yüzlüm sen bana gülmez misin
Ne Aliyim ne Ömer ne de dostun Bilal’im
Hesaplarım çok ağır tuzaktadır hilâlim
Senden başka kimim var gülümse ki gülelim
Hamd sancağı altına beni de almaz mısın
Ömer Ekinci Micingirt
Keyfi Gelsin
Sevda ırmağından akıver
kardeşlik türküsü söyle
gidemesen de el salla o hüzün diyârına
el salla mektup yaz koş ona
koş ki keyfi gelsin
S/onsuzluk gurbetine imgeleri hasret düşür
vuslatın farkına var bir ah çek derinden
ya da çevir arada ona bütün olanaklarını
sakın erteleme el salla ısıt ruhunu ağlat üşüt
sığınağa koş emrindeyim izindeyim efendim de
onun olmadığı gölgeleri gölge sayma
her sabah onun ismiyle karış
baş döndüren musikili ahenge
bekle efendim geliyorum de
onu düşünmek ne güzel, ne güzel gülleri ne güzel öyle
gülüşlerini ona sakla en güzel şeylerini
ona sun ona arz et, ona arz etki
keyfi gelsin
Sofrada onu hatırla az ye az konuş şükre koş
yetimler çarşısını dolaş, unut senden kalan ne varsa
unut onu hatırla onu kokla öğrenci ol ona
defterini göster öğrenciliğini fark ettir
hep erken kalk çok erken
onsuzluğun ıstırabını yudumla
bekle onu hep bekle gelir bir sabah kim bilir
sonra tekrardan bir ah çek, ah efendim ah de
mahzun mazlum gözlerle yaş dök
iki damla belki iki damla yaş vesile olur
düşürür senide sevda ırmağına
hiç düşündün mü ona ilticayı
düşün düşünki
keyfi gelsin
Şiirleri öp ona yazılan bütün şiirleri
boynunu bükerek, nefsi tokatla küfrü bozguna uğrat
cürmün heykellerin yık temizlen
yıkan tıpkı bir bebek gibi çığlık at
dupduru samimi pirüpak çığlık at ki
keyfi gelsin
Varlık gözlüğünü çıkarmayıdene
hiçliğe koş hiçliğin tutsağı ol
kandil akşamlarına koş yıka gözlerini
benlik yelkenini indir sonuna kadar
ıslak bir seccade bırak ardın sıra
iklimin çatlak kıvrımlarına yağmur ol yanan yüreklere
gözkapaklarını kapama seherlerde
yeşersin buharlaşsın ezan sesiyle
göğsün sol yanına hu hu saliseleri vursun
aşkın zembereğine vursun ki
keyfi Gelsin
Sevdalan aşkı onda tat sevin ağla onsuz vakitlere
o olmasaydı aşk olur muydu bulut gürler
su şakır mıydı söyle he şakır mıydı
aşk onun adı,ona aşık ol aşkı onda tat
ona aşık ol ki aşkın aşk olsun
aşkın aşk olsun ki
aşkın keyfi gelsin
Teslimiyet kucakla, seslenişi gözle
idrâkince uykusuz kal gözlerinde kan yüreğinde yan
emânete sahip çık,sözünde dur ahdini bozma
pervâne ol mecnun ol kul ol ümmet ol
ümmet ol ki keyfi gelsin
kâinatın efendisinin…
14.01.14 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Yetiş Efendim
Gönüller susamış aklım kördüğüm
Duygular figanda yetiş Efendim
Gaflette kalp gözü yoktur gördüğüm
Hasretim cemalin müthiş Efendim
Dünya sensiz kuyu bacası dardır
İnsanlık çıldırdı tahammül zordur
Davada zorlandık ümmetin hordur
Vicdanlar yanıyor ateş Efendim
Gözlerim sis duman yaralı yürek
Namazlar suç olmuş devrilmiş direk
İslam kabul ama namazsız gerek
Nemrutlar çoğaldı yetiş Efendim
Güller sensiz mahzun bülbül divane
Sokaklar çapkınca ruhlar virane
Cami ağlaşırken oynar meyhane
Bülbüllere yasak ötüş Efendim
Ömer Ekinci Micingirt
İsmin Duyunca
İçimi bir hüzün kavrar yarından
Ney sesi çağırır inceden ince
Niyâzi duygular yâr diyârından
Ağır sevdâ tutar gülüm deyince
Yıldızlar parıldar mübârek günde
Açılır kapılar akla koyunca
Acayip olurum aklım sürgünde
Geceyi giydirip gündüz soyunca
Dörtlükler sakladım beyitler ile
Anlatabilecek kafamda nice
Markatlı beldede seyitler ile
Hep seni seyrettim sensiz iç içe
Sana emin dedi bahtsızla bile
Yaş döktü hoş kütük dile gelince
Sokakta kahkaha bendeki çile
Yer-gök raks ederdi sen hep gülünce
Gözleri mâbedim özlemi mihrâp
Kölesi olayım ömrüm boyunca
Gönlümün fermânı âşk olsun yârâb
Yandıkça yanayım ismin duyunca
21.12.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Yandığım
Çöle doğdun karanlığı alt ettin
Gül yüzlü kokular bandığımsın sen
Nice vahşileri af irşat ettin
Göz nurum inancım kandığımsın sen
Mekândan mekâna yollar kat ettin
Tevhid dâva miraç andığımsın sen
Şefaâti ümmetine vaat ettin
Tevbem hüznüm ümit sandığımsın sen
Aşk yağdırdın yeri göğü şâd ettin
Yandığım yandığım yandığımsın sen
Ömer Ekinci Micingirt
Öyle Özlüyorum ki
Acılarım gözümde saklanmışlar kendince
Sessiz sessiz bekleyip öyle özlüyorum ki
Gecelerim terk etti gündüzler de gidince
Zamanı itekleyip öyle özlüyorum ki
Bakışsam sürmelere inliyorum kederden
Melalimi sormayın ümit varım ben yârdan
Hislerim pek karmaşa belki yazı kaderden
Sabrımı yedekleyip öyle özlüyorum ki
Avuçlasam zamanı her dem etsem temasa
Yapayalnız gizlice el ele ve bas basa
Benim olur kâinat yedi kat baştanbaşa
Takatsiz emekleyip öyle özlüyorum ki
Sen gittin ya efendim ümmetin pare pare
Gözyaşı öbek öbek mahzun mazlum biçare
Alemlerin sultanı sen şefaat sen çare
Bir teselli bekleyip öyle özlüyorum ki
Sevdalarım rengârenk koşturdum adım adım
Yara bere her yanım arsa çıktı feryadım
Belki de son bu gece Micingirt çok ağladım
Yaşıma yaş ekleyip öyle özlüyorum ki
Ömer Ekinci Micingirt
Canım Peygamber
Sensiz yer gök mahzun suskun beş kıta
Kan yağar ümmetin avuçlarına
Mahlûkat yaş döker sensiz hayata
Kokun sal kalbimin ta içlerine
Ve idrak ötesi nur sözlerinden
Vazgeçmem vazgeçmem vazgeçmem hâşâ
Beni de öyle say öksüzlerinden
Kıstır yanağımdan başımı okşa
Senli her tebessüm ebedin nuru
Seni hissedenler şad olur ancak
Sen çöle dökülen aşkın yağmuru
Aşk ile o yağmur tekrar yağacak
Gül yüzlüm sen nerde hayâlim nerde
Gam keder üzüntü hep seni sordum
Başını koyduğun kuru hasır da
Cehlime bürünmüş ne soruyordum
Taşlar ağladılar taşlara inat
Acı yedi boğum yaş misk-i amber
Bu garip ümmetin kime emânet
Kavuşmak ne zaman canım peygamber
Ömer Ekinci Micingirt
Kurban
Sen izâhsız bir sevda, hak renklerin alısın
Hakikat numinesi,azamette âlisin
İçime düşen meltem, kurbanlar sana meftun
Sen kutlu bir silsile, sen balların balısın
Ömer Ekinci Micingirt
Aşkıyla Sarhoşum
Dalga dalga mehtap baktım yüzüne
Bu gün ben bir hoşum deyme keyfime
Tılsımlı tebessüm daldım hüzüne
Aşkıyla sarhoşum deyme keyfime
Nakış nakış ruhum nazar bitince
Son buldu seherde horoz ötünce
Çorbalar dualı kaşık atınca
İçmişim bir hoşum deyme keyfime
Edep büklüm büklüm vefa yerinde
Şeytan esir olmuş yok içlerinde
Çaylarda demlenmiş içtim serinde
Ruhumla doymuşum deyme keyfime
Bu nasıl güzellik gelgelli töre
Sahabe bakışlı ermişler sırra
İstikbal burdadır burda tek çare
Âşıklar bulmuşum deyme keyfime
Bu dünya fanidir faniler duyun
Köpükten saltanat sırlı bir oyun
Kadem bastım sırra değişti huyum
Ölmeden ölmüşüm deyme keyfime
Mahşer uğultusu gelmez gülmeye
Öldürdüm ölümü geldim ölmeye
Yeterki kul hakkı Ömer gelmeye
Helâllık almışım deyme keyfime
Ömer Ekinci Micingirt
Kâinatın Efendisine
Ömer Ekinci Micingirt414 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Şiir Adresi : http://siirtutkusu.com/akibet
Ekleyen Kullanıcı : Ömer Ekinci Micingirt