Şiir Tutkusu

Menü

BURSA

Bursa

Her taşı ihtişâm hayrandır âlem
Keşif seyir huzur hâl makam kelâm
Eren evliyaya hürmetle selam
Kalbi destanlaşan ne visâller var
Bursa bir sevdadır Bursa Şehriyâr

Bir Lâyla Nilüfer cilveli akar
Uludağ gerdandan Bursa’ya bakar
Zirveye kar yağar gelinlik takar
Alemi bulutlu minareler var
Bursa zor sevdadır Bursa Şehriyâr

Osmanlar Orhanlar bağrında yatar
Yatar göğe doğru aşk ile tüter
Bülbül güle değil yeşil’e öter
Yeşile buutlu konakları var
Bursa bir sevdadır Bursa şehriyâr

Ulu câmi şahlan gözyaşını sil
Senli mefkûreler hüzünsüz değil
Okunur ezânlar kurtuluşa gel
Şehadet umutlu şühedalar var
Bursa zor sevdadır Bursa şehriyâr

Eski dokumalar tuğra yazılı
Erguvân bezeli inci dizili
Şehr-i Emir Sultan Buhara eli
Ötelere mutlu bahtiyarlar var
Bursa bir sevdadır Bursa şehriyâr

Gözlerim boşalır esince rüzgâr
Mefkûre insanı ey Gâzi Hünkâr
Hem şehrin sultanı Hüdavendigâr
Sükûna biatli leylaları var
Bursa zor sevdadır Bursa şehriyâr

Düşündüm Yavuz’u Humus Halebi
Yıldırım Beyazıt Mehmet çelebi
Tebrizli Mevlânâ Mollâ Arabî
Uhrevi kanatlı çelebiler var
Bursa bir sevdadır Bursa şehriyâr

Ses verir mekânlar bir devin sesi
Tarihi kültürü çilehanesi
Belki yazdıklarım bir kum tanesi
Saltanatlı kale kapıları var
Bursa zor sevdadır Bursa şehriyâr

Ulubat Üftâde Çınar Kozahan
Geyvehan Hamzabey Oylat Emirhan
Vur tokmak davula haydi Mehterân
Surları heybetli tepeleri var
Bursa bir sevdadır Bursa şehriyâr

Payitaht iklimi Bursa’ya geldim
Tarihe büründüm mâziye daldım
Somuncu Baba’dan nasihat aldım
Baktım üç boyutlu ne mânalar var
Bursa zor sevdadır Bursa şehriyâr

Kutsi bir yadigâr renk renk ne varsa
Edirne Hakkâri Sinop’tan Kars’a
Eskimez mânası yer göğü sarsa
Tekbir, beyaz atlı öncüleri var
Bursa bir sevdadır Bursa şehriyâr

Bursa ebediyet Micingirt adım
Derin hecelerde huzur aradım
Ben kutlu beldeyi anlatamadım
Bağrında hikmetli şuâralar var
Bursa zor sevdadır Bursa şehriyâr

Ömer Ekinci Micingirt



Bülbüller Hayâ Eder

Dava deyip saldırır asâbiyet hep sersem
Göz kararmış bir kere kör basiret ne desem
Akıl terki diyârda hayalleri teneke
Bir kuru sevda ki gör sevdalara pür leke
Mevlâna’ya laf atar Moğollarla barışık
Üzülsem mi gülsem mi kafam karmakarışık
Akif ‘de çok çekmişti ve yarası derindi
Tutturmuş bir ham hayal bilmem kime yerindi.
Bülbüller hayâ eder Şeb-i arûz dinlerken
Göreceksin ceddini semazenle inlerken

Mevlana’dan rengârenk cennet ararsan cennet
Yıldızlar cezbelendi Mecusi’ye de himmet
İnançsızlık içinde yüzerken bak sineler
Yavrular tiner çeker ve sarsılır analar
Peki, sen ne yaptın sen anlatsana hünerin
Kaleminde hezeyan ne desem ben aferin
Nasıl da gürlüyordu bıyıkları titrerken
Ve kendimden utandım Çamlıca’ya giderken

Mevlâna’ya eş olmuş savuruyor naneler
Adam büyük baş olmuş hep aynı teraneler
Duydum ruhum sarsıldı ayrılık pençesinde
Der “Mevlâna Türk değil” Mesnevi lehçesinde
Âkif de Arnavut’muş ki marşımın hür sesi
O Arap ki köleyim Kâinat Efendisi
On dört asır yaşadık Türk Arabî Farisi
Sarıl vatana sarıl, hikâyedir gerisi! ...

07.03.2006 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Büyük Yarış

İzanı burulmuş sanki akışın,
Sağnak sağnak,
Yaz yağdı kışın.

Düzen intizâmsız, zift sağar ışın,
Sokak sokak,
Esmer sarışın.

Duâları buz olmuş, gör yakârışın,
Kopuk kopuk,
Büyük yarışın…

04.01.12 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Büyüktür

Nedametle geçen bir ömre çattım
Hep “ben”i görürsün şiire bak ta
Tövbe ve peşinden çok yemin ettim
Bazen uyurgezer bazen ayakta

Kuyular kazıdım cürmüme tek tek
Mesnetsiz bağırdım hırsla bir anlık
Takvâdan soyunup nefsi giyerek
Bilince uzandım her yer karanlık

Kul O’nu bilmezse zavallı köle
Marifet bahtsıza bireysel yüktür
Samimiyet o ki uykuyu böle
Gafletin hüsranı dehşet büyüktür

Ömer Ekinci Micingirt



Büyüler

Ay ışığı gibi kalp atışları
Sükûtu yaydıkça çiçekler solar
Hasret yudumlarım günbatışları
Mahzun ıssızlıklar içime dolar

Rahmete sığınıp kuytuya yattım
İzahı imkânsız uykular tattım
Çok şeyler izledim gözü kapattım
Rüyayı büyüler birazdan gelir

25.02.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Cahil

Bir ömür kokladım toprak anayı
İlhamla sesleniş aşk niyaz olsun
Nankörce izledim İnce mânâyı
Yansın cürümlerim otla yoğrulsun

Her insan mükemmel gayret hâl alır
Kalbi dudağına görse baktığı
Kimi zehir alır kimi bal alır
Memba aynıdır ömür yaktığı

İdrâk anlatılmaz cahile yekten
Basitlik elbette nasibi değil
Sırrı ifşa eden uzaktır renkten
Mârifet zanneder önüne eğil

02.05.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Can Kardeş

Bakışların iffet ile örtülü
Mesajları ümit-korku pek müthiş
Ne güzelde yâd ettiniz O gülü
Edeb ile tütüyordu can kardeş

Sevincimden kaybetmiştim kendimi
Ötelerden ötelere bir gidiş
Suffe gibi rastladıysam her kimi
Zeyneplere yetiyordu can kardeş

Sofra Halil bereketti lokması
Ne rüyaydı ne hülyaydı ne de düş
Hüzünlüydü salonların bakması
Buğu buğu yutuyordu can kardeş

Hasret verdin ayrılırken bizlere
Sizde vefâ sizde dostluk sizde aş
Utancımdan bakamadım yüzlere
Ateşleri tutuyordu can kardeş

19.07.2006 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Canavar

Kan kokusu dişleri
Sermaye gözyaşları
Manşetler namussuzun

Beslendikçe hükümran
Irkına âh ettiren
Sahte barış elçisi

Ahde sıdkı kalleşlik
Soyu epey karışık
Küfür gibi her lâfzı

Ne pişmanlık ne mahcup
Kurşun gibi elçiler
Pek rağbette canavar

09.10.14 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Canfeda

Vakit rüya gibi sarar geceden
Sürükler dörtnala sükût derdikçe
Mahzûn bir serüven aldım heceden
Takatim tükenir zihnim erdikçe

Ve ömür bir yokuş yollar taş duvar
Dört mevsim yürürüm henüz daha var
Yaşam bir sürgün mü mahşere kadar
Kime sığınırım sonu gördükçe

Çalımlı yürümek bambaşka halet
Ahvâlim hep böyle neye delâlet
Arkada gözüm yok duy melekü’l mevt
Hep O’na canfeda ömür verdikçe

Ömer Ekinci Micingirt



Canım Peygamber

Sensiz yer gök mahzun suskun beş kıta
Kan yağar ümmetin avuçlarına
Mahlûkat yaş döker sensiz hayata
Kokun sal kalbimin ta içlerine

Ve idrak ötesi nur sözlerinden
Vazgeçmem vazgeçmem vazgeçmem hâşâ
Beni de öyle say öksüzlerinden
Kıstır yanağımdan başımı okşa

Senli her tebessüm ebedin nuru
Seni hissedenler şad olur ancak
Sen çöle dökülen aşkın yağmuru
Aşk ile o yağmur tekrar yağacak

Gül yüzlüm sen nerde hayâlim nerde
Gam keder üzüntü hep seni sordum
Başını koyduğun kuru hasır da
Cehlime bürünmüş ne soruyordum

Taşlar ağladılar taşlara inat
Acı yedi boğum yaş misk-i amber
Bu garip ümmetin kime emânet
Kavuşmak ne zaman canım peygamber

Ömer Ekinci Micingirt



Cazgır

Er o ki aşk olâ ölüm yastığı
Uğuldar sokaklar sorulmaz niye
Zemzemle silinir ayak bastığı
Tıpkı bir kelebek birkaç saniye

Aslında hep aynı yolcularız biz
Boşluğa atıyor ağzı açık han
Ortada bir meydan tur içindeyiz
Kimimiz bir cazgır kimi pehlivan

Ömer Ekinci Micingirt



Cehenneme

Karışık bir anlayış kim alkışlar kim ne der
İftirayı fırlatıp hakkı konuşur yer yer
Hüsran ehli adeta bir acayip mahlûkat
Şefaatle savaşır cengâver mi cengâver

Hâli ne bilmem ama yalan ağzında meme
Günü sözle kurtarır istersen sen dinleme
Enâniyet örtüsü mertebesi nifak şirk
Hep ihânet hep münkir canları cehenneme

13.10.11 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Cellat

Dışım pek bezirgân içerim yanık
Hâysiyet cellâdı eyledi sanık
Tükü resim yoktur dudaklarım çöl
Nefesim tıkandı öldüm uyanık

Vicdan boğuluyor epeyden beri
Yermekten korkarım yazı kaderi
İsnatlar limansız kasırgalar bol
Tabut kadar sevdim elem kederi

Bahar gelse bile bitmedi kışım
Güneşi karartıp sustum bir hışım
Feleğin fermanı bu bendeki hál
Bakmayın çokluğa yalnız kalmışım

11.04.14.Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Cellât Döşendi

Mayasız fikirler doğurur mu hiç
Ufku boğazlayan deli biriyim
Ülkemi kemirir birkaç satlık piç
Ve hâlâ ölmedim keskin diriyim
Mayasız fikirler doğurur mu hiç

Desem de anlamaz aymaz insanlar
Yığın yığın ahmak kamyon kamyon hep
Rozet taktı şimdi asıp kesenler
Oldular hep vekil buna ben sebep
Desem de anlamaz aymaz insanlar

Köşe başlarına cellât döşendi
Yüzleri cilâlı eller bıçaklı
Ezansız kahpeye gerilla dendi
Zıtlar çiftleşiyor görün üst aklı
Köşe başlarına cellât döşendi

Ömer Ekinci Micingirt



Cemre

Nedense sebepsiz endişeler çok
Diz çöküp baş koyup sığındım emre
Var mı arayışta görünmez ufuk
Güz geçti kış geçti gelmedi cemre

Cemre bir yanış mı belki aşk ümit
Ümidim sarp yokuş değer hem ömre
Ruhumu hükmeden ne olur işit
Aşkınla yak beni çevir kömüre

Ömer Ekinci Micingirt



Cennet Çiçek Açacak

Ezân ile doğmuşum
Süvariyim atlıyım
Karanlığı boğmuşum
Biâtlı beratlıyım
Hakk’a kulum ben beyim
Berat yoksa ben neyim

Allah’ıma imanım
Müslüman’ım Müslüman

Işık tutar zamana
Gül Ahmet’im şefaat
Kavuşmuşum imana
Sana selâm salâvat
Geldik âhir zamana
Sensin gerçek aşk mâna

Müslüman hür çocuğum
Tespihteki boncuğum

O’dur benim muradım
Fark eyleyen bahtiyar
Âdemdir diğer adım
Gül Ahmet koku yayar
Hak dava çile derdim
Kalbi dudağa verdim

Allah’ıma imanım
Müslüman’ım Müslüman

Mevla’nayım barışım
Gerisi hezimettir
Yunus Hakk’a varışım
Erenler ganimettir
Doğruluk ibadettir
İmân eşsiz nimettir

Müslüman hür çocuğum
Tespihteki boncuğum

Hira Bosna Sina’yım
Şehitlerde kınayım
Hakikatten yanayım
Hak dinde bir daneyim
Ömer amca mutluyum
Şefaat umutluyum

Allah’ıma imanım
Müslüman’ım Müslüman

15.7.2005

Ömer Ekinci Micingirt



Ceyhun Bakışın

Ne güzel musiki fecirde güneş
Bitmeyen bir soluk hüzünlü yoldaş
Hep onu düşündüm sevinç matem eş
Ve sensiz halimle gözlerimde yaş

Bu kadar sessizlik içimi yaktı
Arzuhal eyledik sükut bıraktı
Şu geçen güzel kim nereye baktı
Pas tutmuş vefasız secde sen yetiş

Hazan vurmuş sanki zaman gün aya
Kasvet türküleri saldım fezaya
Beni de al götür Emri Rızaya
Sal ceyhun bakışın gülsün bu ayyaş

13.02.09 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Cihanşümul

Kardeşler birliği değişmez rüyam
Sevdam tevhid diyor kıvamında tam
Muhteşem bir düzen ulu intizam
Hakk’ın takdiridir Hakk’ın rızası

Siyon çürümüşlük ümmetin varı
Şuursuz varlıklar nefsin hünkârı
Susmak yobazlıktır fikrin inkârı
Dünya mezaristan ağır cezası

Büyük tefekkürler yakarışlar hak
Zihni gün görmemiş fetihler bırak
İdeâller için koşacak sokak
Mezar taşım gibi alın yazısı

Tekrar diyorum ki bu itibarla
Biz aynı toprağız ve aynı tarla
Birlik diliyorum son bir ihtarla
Olamam haçlının küçük azası

Kapitalist sistem içimdeki gam
Sömürü istismar hükümrandır Sam
İstiklâl istikbal ya da intikam
Cihanşümul derdin olmaz kazas

Ömer Ekinci Micingirt



Cinnet

Söz küçük ifşa büyük
Vicdana dokunuş var
Bedenimizdeki yük
Çarmıh yüzlü canavar

Aşkı mektepte astık
Yaşam tutsak sefada
Cinnet gecemde yastık
Sır ve ifşa sofada

Metres topla yürek deş
Kaç can gitti ayakta
Serzenişi kes kardeş
Cennet varmış dayakta

24.10.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Cuma

Bu gün yine cuma aşk perde perde
Yâr ile hasbıhâl daha ne cuma
Liyâkat bestesi secdede serde
Ne büyük vasıta şahane Cuma

Aşk arşa ulaşır salâlın sesi
Bilal’dan teberrük notası esi
Ebedi huzur der her bir zerresi
Şefkatli ölçülmez yâr ana cuma

Geçici değildir ebedi aşklar
Yakarış cumada idrâkle başlar
Hakkın kapısına dökülür yaşlar
Veremem yaşımı cihâna cuma

Cuma hakikatte İki hecedir
Hayrettir seyirdir çokça yücedir
İstikamet dâva örtü gecedir
Füsûnlu tek zaman yegâne cuma

Cumada tebessüm ek barış bitsin
Vefasız dünyanın dertleri gitsin
Sen gayret etmezsen cuma ne etsin
Nâz niyâz mektuptur yârene Cuma

Islat gözyaşınla vakit solmasın
Bilince vuslatsız aşklar dolmasın
Gel secde edelim iblis gülmesin
Mevla’yla hasbıhâl bahane cuma

Micingirt mücrim ben aciz biçare
Cumasız dimağa, bulunmaz çare
Duaya bürünüp yalvarsak yâre
Canları götürür cânâna cuma

Ömer Ekinci Micingirt



Cumayı

Talihtir cumanın fideliği
saf çöken kahramanlara
cumayı anlatabilmek
secde serinliğini
cennetin diğer adını

Gürül gürül parlaklığı
hüznün secdelerini
secde serinliğini duâlı öpücüklerle
bronzdan tılsımları cumayı anlatabilmek
cennetin diğer adını

Cumayı anlatabilmek
Küfrün ustalarına ağız dolusu
rikkatle göz göze
cennetin diğer adını…

21.02.14 bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Cürümlerim

Hüznümün sahrası gri balkonum
çok şeyi andırdığı sessizlik gümbürtüsü
ve yokluğun gözleri
öksüz bulutlar

sağ yanımda mısranın paçavraları
yazıp siliyorum duygu şölenlerini
minyatür törenlerle

karşı parkta bir muhacir karısı
cadde boyunca höllük topluyor
horoz seslerine aldırmadan
gecenin beşine

ve cinler havlıyor ezan sesi duyunca
kuyrukları balkona değiyor
rüzgârın uğultusunda

uzanmış esrarın çocukları
ipini koparmış insanlığın vicdanI
uyanmaya başlıyor yüzüme kusarak
sokak azgın boğa
çıldırmış böğürüyor
sessizce

ben ise siniyorum karanlıkta
ayak seslerine kulak kabartarak
avucumda cürümlerim

12.03.13 -Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çal Nefsi

Kimler geldi gittiler
Nerde Nemrut Firavun
Kimler geldi gittiler
Ebu Cehil ve Taun

Ve aldandı gittiler
Sezar Hitler ve Karun
Ve aldandı gittiler
Mao Lenin ve Şaron

Sarsılmadı ruhları
İşte Sultan Süleyman
Sarsılmadı ruhları
Ordusu ve Alparslan

Hak-Batıl zorlu yarış
Ezelden berzahadır
Hak-Batıl zorlu yarış
Ve varış Allah’adır

Arasat meydanında
Aman Allah’ım aman
Arasat meydanında
El aman Yâr el aman

Kalk ayağa kalk uyan
Çal nefsi duvara çal
Kalk ayağa kalk uyan
Ne bu gaflet ne bu hâl

Hadi gayret yiğidim
Eğil şevk ile eğil
Haydi, gayret yiğidim
Kalk yiğitlik bu değil

Dur nefsle yaşıyorsun
Yok mu günah kâsende
Dur nefsle yaşıyorsun
Sevsen de sevmesen de

Dün öldü bu güne bak
Tövbe kapısı açık
Dün öldü bu güne bak
Gayret Ömer azıcık

Ömer Ekinci Micingirt



Çalıyor

Sokaklar yıllardır çalıyor beni
Duymazlıklarına daralıyorum
Kaçtıkça şehveti yalıyor beni
Ölüme kapıyı aralıyorum

Ve ölüm kokusu alıyor beni
Kalabalıklara sarılıyorum
Seçip yalpalayıp eliyor beni
Şeytanla elleşip yoruluyorum

Ömer Ekinci Micingirt



Çamurdan

Çamurdan yapsalar mezar taşımı
Seninle yan yana hemen iç içe
Gözlerim çukurda dönsem başımı
Sessizce ağlaşsak gelsen her gece

Olur mu bilmem ki yaşlar bahtiyar
Belki de serinden gelir tatlı ses
Cennetten bahçemi yoksa o diyâr
Baksana gidiyor sırayla herkes

Millet mi uykuda ben mi serseri
Gel haydi,gel haydi sesler duyulur
Beşikten mezara yaktım eseri
Vah titrek vücudum nere koyulur

2008 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çanakkale Şehitleri

Gök kubbe altında ne müthişti harp
Asra ateş düştü hey Çanakkale
Nuh tufanı yer gök çıldırmıştı garp
Yahya Çavuş coştu ey Çanakkale

Kükredi Seyyidim bir koca ordu
Ne dehşet imtihan vuslat diyordu
Hû deyip mermiyi sırtına vurdu
Aşk arşa ulaştı Hayy! Çanakkale

Bir asude vakit ölümsüz ölüm
Cihad-ı Ekber hem niyâz bu gülüm
Yezitleşti Churchill kıpkızıl zalim
Zafer destanlaştı duy Çanakkale

Belçika Fransız İngiliz Anzak
Biter mi haçlının kurduğu tuzak
Apayrı diriliş sanma ki uzak
Ruhuma üflenen mey Çanakkale

Son kozuydu Haç’ın küstahça karar
Ne istiyor Anzak, Yunan ne arar
Torun gelmiş garptan dedeyi sorar
Nereye koyarsan koy Çanakkale

Seninle inlerim seninle varım
Efsunlu iklimim büyülü yârim
Seninle ölürüm senle yaşarım
Şiirler gözyaşım sây Çanakkale

Seni anlatmaya perde heceler
İstiklâl ne bilir ruhsuz cüceler
Ölüm hazzı sağar doğan geceler
Bayrakta tüllenen ay Çanakkale

Her lâhza içimde gencecik ahlar
Beynimde yeşerir derin eyvahlar
Dört mevsim dirilir o yüce rûhlar
Şüheda çehreli köy Çanakkale

Kabirler pembe mor Çanakkale’de
Sur sesi vuruyor Çanakkale’de
Mehterân yürüyor Çanakkale’de
Bir başka düğün bu toy Çanakkale

Sonsuzun ihyâsı,ziyâ,kâmeti
Varlığın perdesiz istikâmeti
Mübârek zaferin tecelliyâtı
Diriliş türküsü ney Çanakkele

Ses verir tabyalar anbean her gün
Ötenin ahengi yükselen hüzün
Sancılar bekliyor inşâllah bir gün
Cennete uzanan şey Çanakkale

Renk renk ırk cümbüşü rüyaları hak
Fethin orduları dön mâziye bak
Bayrak ezan vatan “bir”de ittifak
Binyıllık değişmez huy Çanakkale

Dağları zümrütten toprağı inci
Şehâdet yoğruldu coştu akıncı
Bu millet müjdeli millet Ekinci
Kutlu bir asâlet soy Çanakkale

Ey yüce iklimim cennet diyârı
Sen ulu davanın son yadigârı
Sen hür gönüllerin ulu çınarı
Hey kutsî vâdi hey,hey Çanakkale!

10.11.2005 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çark

Fakirlere hoştur iftâr
Bereket var bereket var
Döndür hayra dönen çarkı
Bayram etsin genç ihtiyar

Tohumlayıp başak başak
Işıltılı berrak kaşık
Sultan ayı olsun farkı
Gölge yolcu sırat eşik

Önce infâk sonra hâtim
Kendimedir sefahatim
Arz ve ölçü ümit korku
Cürmüm ömrüm ve saatim

Ömer Ekinci Micingirt



Çığlık Sesleri

Oyun biter koşar gelir ayetler
Sürüklenir tek tek çığlık sesleri
Ak ve kara ve bitmeyen saatler
Dehşet feryat halvet aşk nefesleri

Ümit korku düşün levh-i kalemi
Bu gün nefsin için neler söyledin
Bu öfke ne hırs ne doğrult kelamı
Söyle vefa bilmez söyle neyledin

Yaklaşıyor zeval hızla ard arda
Kim bilir belki de sırdır bu işler
Belki idrak eder belki ilerde
Herkes ayrı telden ayrı teşvişler...

22.01.08 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çıkrık

Kırıp döktüklerim şiirsel durum
Somurtkan çehreli tüm hecelerim
Bir banka yaslanıp ürperiyorum
Hızıma asılı gün gecelerim

Sessizlik içinde zaman tık tık tık
Yosun tutar yüzüm dalar derine
Uyku belki ölüm hayat bir çıkrık
O halde kaçıver kaç tekbirine

Bu şehrin efsunlu yatırları var
İçimde minicik ümitler besler
Göğsümde inşirâh kabımı sarar
Ve o an kahrolur bütün hevesler

11.08.14 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çınar İzleri

Ruhumda hiçliğin yokluğu gezer
Cinler gelir mahzenleri törpüler
Gecenin sesleri beynimi yüzer
Entariler sokaklara serpilir

Küfürlerim kaldı levh-i kaleme
Zamanı mı cürümleri eşmenin…
Dudak değdirmedim kûtsi kelâma
Suyu akmaz yeşil gözlü çeşmenin

Biryanım zifiri biryanım ışık
Şairlerin ilhâmları zindandan…
Meczup muyum kafam karmakarışık.
Tarih yazsam hikâyesi ezândan

Aklım köpük tıpkı, köpürürüm hem
Gâh susarım gâh zikreder lisânım
Çorak yüreklere eser mi meltem
Öylesine isli paslı insanım

Ağlatır geçmişin çınar izleri
Kaç düveli altüst etti bir gemi
Titretti Seyyidim tüm denizleri
Aşk inletti sahil bilmez âlemi

10.04.12 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çiftgül

İmgele umut verme aslında kandır beni
Şiirler gönderdikçe gülümse yandır beni
Sen hep bir rüyâ gibi umutlara âşina
Gözlerine bakınca uyut uyandır beni

Çiftgül versen kâr etmez su döküp söndür beni
Aşkın yaktığı gibi yakamaz tandır beni
Hayatın sarmalında ben hep yalnız başına
Uzaklardan ses eyle pervâne döndür beni

Ömer Ekinci Micingirt



Çile

Ağardı saçlarım sessiz derinden
Hüzünlü düşlere sar beni çilem
Hücrelerim kopar sanki yerinden
Sıladan sılaya ver beni çilem

Bazen toprak oldum bazen dağ oldum
Bazen çağdaş yurttaş bazen çağ oldum
Bazen bağban oldum bazen bağ oldum
Yaralı bülbüle sor beni çilem

Çileyle yeşerir çorak sokaklar
Çileyle tüllenir yeni şafaklar
Çileyle yükseldi yeşil sancaklar
Kefene çileli sar beni çilem

01.06.2006 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çilesiyiz Biz

Terki terk etmeyen, terki terk de sen,
Eridikçe eri, getir hayy’ları.
Nice anlar vardır seninle esen;
Seslenişte ifşa, aşk olayları…

Bırak sensiz akan geceler aksın,
Varlık âleminin çilesiyiz biz.
Çokça ihanete uğrayacaksın,
Hiçlik gölgesinde, aşk var şüphesiz.

28.08.11

Ömer Ekinci Micingirt



Çilesiz Bülbül

Seçtiğim kelime temas her ferde
Tepeden tırnağa gel senin olsun
Mağrurca öğütür hemen her yerde
Hesapsız kitapsız el senin olsun

Enâniyet gurur yekpâre sanma
Mezar cürümleri susturur amma
Her şey bittiğinde tevbe var sanma
Sâmimi olmayan hâl senin olsun

Zahmetsiz tepeye var mı ulaşan
Toparlan zirveye koşana nişan
Rahatın ağında oldun perişan
Çilesiz bülbül yok gül senin olsun

Sözlerin gökyüzü dilin pek geniş
Hem neyi yürüttün adam bu ne iş
Tohum toprak mahsul hesap tükeniş
Hâline muhalif dil senin olsun

Ömer Ekinci Micingirt



Çobanoğlu

Dört biryan matemde, hüzünle doldum
Yüreğim yanıyor, ey Çobanoğlu
Aşkın renklerini ben sende gördüm
Soldu mu renklerin hey Çobanoğlu

Aşkın bahçesine çok çiçek verdin
Duydum hicranların, ne idi derdin
Mavi şafaklarda vuslat mı gördüm
Ruhumda inleyen ney Çobanoğlu

Nerde üç yüz gram, nerede Gürbüz
Şölen yok matem var isminle her güz
Ağıtlar yakılır, saz söz ve niyaz
Şölensiz düğünsüz köy Çobanoğlu

Ne kizir oğlu var ne at ne eğer
Şair kervanında matem var meğer
Masmavi gecede gelirsen eğer
Derin ızdırabım duy Çobanoğlu

26 03 2005 Bursa

Büyük Ozan Çobanoğlu vefat etti.Allah Rahmet Eylesin...

Ömer Ekinci Micingirt



Çocuk

Mevla’nın emâneti
Babanın saadeti
Yuvanın bülbülüdür

Annenin el emeği
Göz nuru ve meleği
Cennet kokan gülüdür

Şarkılarla yürüyen
Rahmetini arıyan
Meleklerin elidir

Miski amber tomurcuk
Gözleri boncuk boncuk
Ve bereket doludur

Ömer Ekinci Micingirt



Çocuksun

Yerlere ceylansın göklere hüma
Sen hep büyümemiş bir çocuk gibi
Dökül öykülere sarıl boynuma
Gülümseyişlerin sanki yok gibi

Selamsız sabahsız bırakıp böyle
Bağrımı yakarsak gidersen eğer
Söylenecekleri gitmeden söyle
Kim bilir belki de dil kalbe değer

Vâkit çiy damlası ömrümüz yosun
Aşklar bir çağlayan inleyen ahdır
Dedim ya çocuksun büyümüyorsun
Köklü sevdaların süsü siyahtır

Ömer Ekinci Micingirt



Çok Defa

İrademi kandırdım
Taşa çaldım çok defa
Yüreğimi yandırdım
Dize geldim çok defa

Deme sakın bu ne hâl
Hayat oyun aşk masal
Nefs düzenbaz ben hamal
Yükte oldum çok defa

Çıkış noktam var mıdır
Tevbe midir nâr mıdır
Şu micingirt köz müdür
Alev aldım çok defa

Ömer Ekinci Micingirt



Çok Oldu

Acı idrake vurmuş samimiyet renginde
zavallılar teşbihi kimselerin
bireysellik sevişir
niye

Sonlu rotaya durmuş
gülüşler çapraz surat kızıl ve serin
ye iç yat çiftleşenleri
çok oldu
çizileli

Ömer Ekinci Micingirt



Çok Yol Katettik

Devasa binalar yuva çekirdek
Odalar han gibi misafiri yok
Konforu artırdık çok ömür gerek
Dudaklar titremez alın teri yok

Varlığı çoğalttık ve bonkör yatan
Sokaklar aç dolu nerde el tutan
Dostluklar yapmacık hayırlar mâtem
Biz nasıl yaratık yâren yâri yok

Aklı evveller bol zihinler yitik
Bir nesil türettik elinde tetik
Töre gelenek mevt nerede etik
Hele bir sor desem soran biri yok

Kendime sitemim sor kime minnet
Nerede insanlık nerede sünnet
Teskere kapıda henüz var zannet
İzan irfan idrak akil kârı yok…

18.11.2005

Ömer Ekinci Micingirt



Çoklar

Azı aradım çokta
Hiçi yokluğa sordum
Çoklarım muallâkta
Yalvardıkça yalvardım

Ve sonra neler neler
Ruhumu çoklar eler
Kımıldanır cümleler
Gördüm kendime vardım

08.06.12 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çokluk

Kadere yapışıp sığınma ırka
Çok şeye vesile Veysel’de hırka
Rengârenk bölündük bilmem kaç fırka
Nispetin oranda gayret marifet

İner mi yaş elli olunca kırka
Kullukta şahâdet en büyük marka
Soyunarak bakın çevrilen çarka
Çoklukta hiçliği gel de tarif et

02.09.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Çöle Döndü

Dereler çiftleşir dağlar yeşerir
Ağarıp kendine gelecek misin
Teslim ol kalbine sesleniş verir
Gölgeyi yolcuyu bilecek misin

Bahar tartışılmaz aşk hiçbir zaman
Yoksa hep pervazsız gülecek misin
Sözlerin arası ateş köz duman
Yanışlar gözyaşı alacak mısın

Sevdalar rahmetler teslim geceler
Yüreğin sesinde kalacak mısın
Ozanlara mahsus derin heceler
Hasret sessizliğim olacak mısın

Hüznün akisleri örtülü şarkı
Kalbime sal gitsin salacak mısın
Lâhûti mavilik doldursa arkı
Bekle denizine dalacak mısın

Acılar bitirdi yorgun zekâmı
Kuruyup benimle solacak mısın
Sen söyle iki söz sevmek hata mı
Bir ömür benimle kalacak mısın

Ömer Ekinci Micingirt



Çüş

Çürüyen insanlık
ve siyahın bakracında korku salan katiller

Kesmek var kervânında
zehirli hançer gibi kim batıyor
kim gerçeğe erecek

Kimin ordusu kimin adına
İmân adına
çüş! ..

25.09.14 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dadaş

Biz dadaşız dadaş ha sevdalıyız ağalar
Biz vurgunuz bayrağa, cân kurban cân vatana
Biz ciritle büyüdük, şahlanırlar çağalar
Biz devlet-i ebediz, tabyalarda yatana

Biz İbrahim Hakk’ıyız, mârifetli yaşarız
Biz ki Şükrü Paşayız, Edirne’de coşarız
Biz Alvar’lı Efe hâyy, Hak aşkıyla pişeriz
Biz dadaşız dadaş hâ, şükrettik Yaradan’a

Biz pek şanlı bir millet, tülleniyor sinemde
Biz şehitlik bıraktık üç kıtada Yemen’de
Biz Ermeni besledik, şimdi başka dümende
Biz ölümle gardaşız! Fedâ olsun vatana

Biz Malazgirt Mohaçız biz ne kıtalar gördük
Dava büyük aşk büyük, gün geldi hesap sorduk
Biz alevler içinde, Büyük Türkiye kurduk
Biz fetihler müjdeli, hayranım o irfâna

Biz doğunun kalesi, palandöken balası
Bizde tarih yoğruldu, biz yiğidin alası
Bize dadaş derler ha! mertliktir hâsılası
Biz milli ruh sancağı, astık bütün cihâna

2004

Ömer Ekinci Micingirt



Dakikalarım

Yaşadığım sürece içim pek rahat
Aynaya bakınca
İlhâm cerâhat

Neye vasıta ki attığım tweet
Susun seyredin
Seyredin evet

Gerçekte duyarsız idrâkte varım
Korkularım kadar
Dakikalarım…

23.09.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dalkavuk

Nasıl anlatayım ben gördüğümü
Ülkemde taht kurmuş gezer dalkavuk
Post bıyık altın diş almış güğümü
Hem içer hem övgü düzer dalkavuk

Ye kürküm ye demiş Hoca Nasreddin
Nasıl irdelemiş söylemiş o gün
Küfürü zenginin ona toy düğün
Hem dinler methiye yazar dalkavuk

Baronu başkanı sever dalkavuk
Nerde horoz görse kesilir tavuk
Sırtında kamçısı mağlubiyet çok
Çözülmüş toplumda azar dalkavuk

Ve uyuz köpektir yoktur sadakat
Bukalemun gibi rengi de sakat
İyi gün dostluğu yiyince tokat
Dabanı yağlayıp tozar dalkavuk

Ömer’im çok fazla dişsiz çomarlar
Hicap duyuyorum ne çokta hırlar
Kemiği verdikçe pek muhkem havlar
Siyon çöplüğüne mezar dalkavuk

Ömer Ekinci Micingirt



Dalkavuklamalar

İlk cümlesi muhteşem
Pes bayağı dudaklar
Sen üstadsın sen paşam
Tafra yorum şakşaklar

Şiir çökmüş yıkıldı
Yaşasın kös şakaklar
Mana ruh yok, yok oldu
Uzun uzun kavaklar

Alkış ruhlara sindi
Kalem boyu tırnaklar
Paye nişan kesindi
Sen ben sardı sokaklar

Şiir değil şaheser
Deyip durmadan tıklar
Belki aslına eser
Vicdanını tırtıklar

Yorum cürümden beter
Şaş şak ağzı çanaklar
Hepsi usta sekreter
Yorulur mu parmaklar

Çalım gurur savunur
İrfan cüda kuraklar
Alkış tutan avunur
Göğü yakar ayaklar

Bu ne menem akıldı
Anlayış çöl ıraklar
Yorumlara takıldı
Ustalar ve çıraklar

Söz kendime nihayet
Beni içinde saklar
İki mertek bir beyit
Belki de mahşer paklar

21.10.09 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dar Vâkit

Tasvirledim doyamadım
Ay çehreli güneş neymiş
Ses buğulu duyamadım
Yüreğimde çalan ney’miş

Akşamüstü kışa doğru
Öpüyorum yaş gözleri
Koşuyorum boşa doğru
Akîk, Necef hoş gözleri

Kaçıyorum satır satır
Tenhâlarda içim sızlar
Biraz sitem ve hâl hatır
Dar vâkitte hû avazlar

04.01.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Darağacı

Yeryüzü riyakâr gökyüzü parlak
Beni de ziyâsız siyahlar sarmış
Ukbâyı çok bilmem dünya toparlak
Yuvarla yuvarla saçlar ağarmış

Neden hep ecelim ensemde durur
Arada terk edip unutmaz mı hiç
Düşündükçe bazen zihnim kudurur
Belki de tasası uhrevi sevinç

Git git kara delik tükenmez sayı
Kavuşmak yiğitlik tâkva tacına
Mezar kabul etmez sızıldanmayı
Çekerler adamı darağacına

Ömer Ekinci Micingirt



Darlanıyorum

Üzerimden geçer keder elemler
Arsızın ağzında arlanıyorum
Nicedir amansız dipsiz kelâmlar
Çığlık hınç hârında narlanıyorum

Cellâtlar fesatlar esrik kalemler
Dikişsiz ne görsem zorlanıyorum
Züppe şafakları kahpe âlemler
İbret bu desem de horlanıyorum

Satılık ilimler eşya âlimler
Gerçeği tespitte kirleniyorum
Uşaklar ülkeler mazlum zalimler
Künyemiz insan ya darlanıyorum

Ömer Ekinci Micingirt



Değer

Turnaları bilen türküler bırak
Saklamadıklarım yalnızlık sağar
Mutsuzluk heykeli doğuran ırak
Bulutlara doğru kuraklık yağar

Hayaller öldüren düşü dişleyen
Tıklamadıklarım ürüyen zağar
Uzanır çaresiz şeri işleyen
Gün gelir yurdumda yeniden doğar

Bir derviş mi lazım ifşâyı yapa
Aklamadıklarım çok şeyse eğer
Temiz dudakları öper maşrapa
Kütük minber mihrap göz yaşa değer

Ömer Ekinci Micingirt



Değerse

Takvayı esas tut hevasatı yık
Ar’sız medeniyet ar’ı boğacak
Zihinler bulanık terbiye kurak
Âşk iffet giyerse yağmur yağacak

Beklentiye girme fiilen tek tek
Kalbî ruhu besle O’nu severek
Edeb-i hakikat başka ne gerek
Dil kalbe değerse güneş doğacak

26.06.14 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Değilsen

Kardeşliği bozma hele hiç yoktan
İnattan vazgeçip biraz eğilsen
Nifakı ekenler biçtiler çoktan
Vefâ hicran olur pişman değilsen

Sevdik hep tarifi gelmez dilime
Velhâsıl izâhsız mâni kelime
Çok şey ertelenir öte âleme
Hesap hüsran olur pişman değilsen

Bu günler pek yazmak istemem ama
Enerlerin hırçın sözlerin yama
Elim yakandadır terse harcama
Bir gün virân olur pişman değilsen

Bilirsin kartallar girmez kafese
Hasbilik satılmaz başka hevese
Kulak versen artık yükselen sese
Acı siren olur pişman değilsen

Yok, yoktur bedelsiz çetinden çetin
Duâsı olmuşsun sen ki ümmetin
Neyin semeresi bu mu hürmetin
Şahit Kur’an olur pişman değilsen

29.11.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Deli

Pişmanlığın önü kin
Şeytan nefsin çalımı
Yüreğime indirdin
İfşa edin hâlimi

Basit görme söze gel
Zannı geçip ibret al
Mezar hesap ve hamal
Arı soksun dilimi

Neme lazımcı neme
Ben yönetilmeme
Enâniyet he deme
İnsanlığın zulümü

Sıhhat gelir aşk ile
Sükût doyumsuz çile
Tasavvuf yol vesile
Bilim eder bilimi

Vermek vecd fedakârlık
Yokluk içinde varlık
Yap nefsine hünkârlık
Halim eder zalimi

Seyir eren hâlidir
Ebubekir Âlidir
Nemrut küfrün külüdür
Göğe savur külümü

Ve küfre kızağım ben
Hileyim tuzağım ben
Gerçeğe uzağım ben
Meczup muyum deli mi

Ömer Ekinci Micingirt



Deli Sevdam

Sokak sokak pusuda birkaç şaşkın ve sülük
Bilmem neyin sevdası kimler var arkasında
Mesafesi zavallı kıblesi bölücülük
Hak özgürlük bir yafta gırtlağı yakasında
Sokak sokak pusuda birkaç şaşkın ve sülük
Şanlı maziye inat kıblesi bölücülük

Cehalet asabiyet nifak tuzak vatana
Mecus Moğol kördüğüm renklerimde Türklüğüm
Aynı vatan aynı din kurbanım yaratana
Omuzlarıma ateş defedip ürküttüğüm
Cehalet asabiyet, nifak tuzak vatana
Kardeşlikten ötürü söz verdik yaratana

Üç kıta altı asır tüllendi deli sevdam
Bir ulu sancak ki hep göklerde şahlanarak
Şehadetiz vatan yok sıkıl biraz be adam
Akdeniz’i göl ettik, davaya yaslanarak
Üç kıta altı asır tüllendi deli sevdam
“Devlet-i ebed müddet” utan biraz be adam

02.11.08 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Deliyim Ben

Malazgirt’ten at oynattım
Şahlanırım deliyim ben
İstanbul’a çağ kapattım
Çağ açarım deliyim ben

Viyana’da ben var idim
Şeyh Şamil’le mahşeridim
Yunus sözünde eridim
Aşkla yanan deliyim ben

Semerkant’a ilim oldum
Câbir oldum âlim oldum
Yavuz idim Selim oldum
Küpe takan deliyim ben

Yunan beni iyi tanır
Tarihinden kim utanır
Çin cücesi bir şey sanır
Set yaptıran deliyim ben

Kosova kadim ilimdir
Bosna zihnim sağ elimdir
Hicâz tek istikbâlimdir
Vahdet Kurân deliyim ben

Müslüman’ım budur boyum
İbrahim’i âsil soyum
Züleyha aşk Yusuf kuyum
İzzet saçan deliyim ben

Gündüz gece rüyalarda
Ak Şemsettin dualarda
Hirâ tüten sevdalara
O’na kurban deliyim ben

Deliyim dedim deliyim
Ahmet Yesevî eliyim
Horasanlı, Kâbeliyim
Ve Hamza’yım deliyim ben

Ömer’im hâyy adım güzel
Halifeden bana özel
Hak adalet yazsın bu el
Allah için deliyim ben

Ömer Ekinci Micingirt



Demem

Yazıyorum şuur elde
Yorgun döşeksiz döşeksiz
Derin ve sığ belde belde
Vezin yüreksiz yüreksiz

Mazgal altı nur bebeler
Evler meleksiz meleksiz
Zift akıtan debdebeler
İzân eteksiz eteksiz

Günah cürüm aşk cezbeler
Sokak köpeksiz köpeksiz
Mümin yerinde debeler
İman direksiz direksiz

Oy türbeler vay türbeler
Çaput bağlar hû desteksiz
Yığın yığın fors cübbeler
Yazdım gereksiz gereksiz

Mecnûn gibi bu cümleler
Yazan emeksiz emeksiz
İrâde yok hücumdalar
Adam demek siz demek siz

Müştekiyim satırlara
Şiir yamaksız yamaksız
Hürmetkârım katırlara
Demem eşek siz eşek siz

Ömer Ekinci Micingirt



Dengelenmiş

Lekelenmiş
Namus dudaklı sokaklar
Mevsim zaman ve oymaklar
Lekelenmiş

Diş bilenmiş
Örfe inat dine hoyrat
Moda şimdi erkek avrat
Diş bilenmiş

Aşk elenmiş
İzâhı zor, mümkün değil
Rüsva oldu baba oğul
Aşk elenmiş

Dengelenmiş
Küfrün çağı sonun dibi
İsraf etme mürekkebi
Dengelenmiş

26.11.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dengemiz

Emsalsiz öğreti şuûra varış
Batı’ya tutunan söz neyin nesi
Hakikat tevhitle irfân yakarış
Allah’tan korkmaktır varlık rütbesi

Rütbeye mukabil âf ricamız ne
Ahiret namına söz hecemiz ne
Talep ettiğimiz ilticamız ne
İslâm mevcudatın izzet kubbesi

Kubbe ki irtifa husûsi yarış
Hakkı ikâmedir cennetle barış
Hürriyet tefekkür vuslat ayrılış
Ebed dengemizdir "Veda Hutbesi"

Ömer Ekinci Micingirt



Deniz Feneri

Karanlığa kandil olmuş
Soluyor deniz feneri
Kimsesize kimse olmuş
Oluyor deniz feneri

Dolaşır halkın içinde
Pür edepli bir biçimde
Sıcaklığı var içimde
Gülüyor deniz feneri

Dinle mazlumun derdini
Herkes rahata erdi mi
Zengin fakire verdimi
Doluyor deniz feneri

Gönüllü yardımı seçti
Yardım için serden geçti
Yürekleri mekân seçti
Biliyor deniz feneri

Ve gönüllü çıktı yola
Herkes güle herkes ola
Dilsiz bile geldi dile
Diliyor deniz feneri

Ve Hızır’ı örnek aldık
Mevlana’yla size geldik
Aç olunca biz aç olduk
Geliyor deniz feneri

Yoksul varsa hizan Çin’de
Paylaşmak var kutsal dinde
Ölmeden ölüm içinde
Ölüyor deniz feneri

03.8.2005

Ömer Ekinci Micingirt



Derin

Gürültü patırtı kalp kafa yordu
Yaşayış tarzımız teşhirde her ân
Tezatlar irfansız haykırıyordu
Burjuva dem vurur kahramanlıktan

Uyuyamıyorum uyutmaz hayâ
Galiba terbiye çukurdan derin
Dökülün arşivler helâlleşmeye
Desem de yontusu bozuk dülgerin

Ömer Ekinci Micingirt



Derin İmtiyazlı

Garba tutunarak şuur çürüttü
Irzda hudutsuzluk çağdaşlık tuttu
Boy boy kör düğümler çözende yoktu
Afyon kafalılar epeyce çoktu

Mektep tahsil Darwin şirk pek velhâsıl
Dilde uydurukça olmuştu hâsıl
Ecdat hafızada küllenmiş kalmış
Kimler müstâkimdi kimler alçalmış

Derin imtiyazlı tepinen filler
Kime süprüntüydü züppe gafiller
Lâkin mazimizle girmişti harbe
Çöktü hep beraber indirdi darbe

Fikirsiz istemler kızıllığı met
Hayalperest zümre Lozan ganimet
Ah be zavallılar o günler var ya
Piyon zağarlıklar batıya parya

Ömer Ekinci Micingirt



Dertlenirim

Gürül gürül ırmaklar görseniz gelişimi
Denizsiz tayfalarla süt beyaz yıkanmışım
Musikili çalkantı fecre attım leşimi
Anılarla ısınıp boz bulanık yanmışım

Neden yaşam düz olmaz neden yok aklıselim
Upuzun gecelerde rüyalarım ağulu
En azından düşleri kardeşçe bölüşelim
Ve hep garip duygular uyanışlar buğulu

20.10.14 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Desen

Alev alev vicdanlar ülfet etmem alkışa
Kimden aldım ilmimi bilir misin sen beyim
Bırak beni çilemle melodimle baş başa
Hülyalarım zebercet gül koklayan vahayım

El değmedik dertlerim çek elini elleme
Ben sevdayım ben toprak ben insanım ben insan
Gözyaşı tek sermayem sakın riyâ belleme
Ben Kerbela ben Bosna ben Hüseyin ben Hasan

Mâziyle boyanmışım kendim ile yüz yüze
Tefekkür kuşanmışım hep uhrevi desende
Gülüşlerim kocaman tebessümle diz dize
Ben ümitle gülerim gülemezsin desen de

Ömer Ekinci Micingirt



Desinler

Sevgilim otağım yürek ocağım
Göğe kurşun sıkıp aşk vuracağım
Sensiz kavgaları durduracağım
Kimin divanesi sarhoş desinler

Sensizlik kaygısı sardı sinemi
Gülüşün katresi yoksa bene mi
Ben sendeyim sende gördüm ene’mi
Kimin pervanesi koş koş desinler

19.02.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dev Cüceler

Mâziyle kavgalı kem heceleri
Hicranla izledim zehir saçarken
Dedesine hasım dev cüceleri
Düşmana ne gerek torun var iken

Bir atiye baktım bir de geriye
Bu nasıl şaşkınlık nasıl hıyanet
Kıpkızıl pas kalbi kibir ve riya
Düşündüm yurdumu kime emânet

Kırıldı kalemim kısıldı sesim
Oturdum sessizce kendime sordum
Bu defa çok ağır benim piyesim
Ölüm oyuncağım ve oynuyordum

Bir alev ki sardı beni kavurdu
Emsali olmayan sızı bıraktı,
Geçmişte ne imiş tehdit savurdu
Cüssesi bozulmuş ruhu kuraktı

Neden böyle uşak nefsin elinde
Hayretten bihaber vicdan tarumar
İfritin emrinde ve ikliminde
Kaybetmiş izzeti zillette arar

Ömer Ekinci Micingirt



Deve

Binlerce yıl geçse girersin nara
Mezar gölgesinde ıssızlık çetin
Meyhane göbeğin bağla yulara
Ateş kibrit suyu senin niyetin

Köpek balıkları gibi doyunca
Tedbiri terk eyle ayının bozu
İçgüdünle yaşa ömür boyunca
Nasıl izah etsem bu namussuzu

Ancak ve sadece epey iridir
Kendinden pek iri unutmayınız
Hayvan cins değil yine sürüdür
Deveyi ürkütüp korkutmayınız

Ömer Ekinci Micingirt



Devesiz Tahtırevan

Esaslardan uzağım her halimle ben hâlen
Zarâfet hayâ iffet, murakabe gündelik
Koşuyorum peşinde, gerçek aşka yönelik
Sağlam bir eser var mı, zevk safa hepsi yalan

Tercümanı olmalı şayet varsa hâl dili
Çok şeyler yankılandı sessizliğe bağırdım
Bitap münasebetler adam dersen ağırdım
Şiir ile dolar mı hissiyatın zembili

Duyuş derinlikleri,duygu kısır söz yavan
Hamaset beyanları hangi yüzde hoş durur
İfâdeden çapkınlar peşlerinden koşturur
Körkütük yaşıyorum, devesiz tahtırevan

Ömer Ekinci Micingirt



Devrik Çınar

Uhrevi ikliminde Ulucami el eder
Dibinde gececiler tepinir ateş yakar
Görenler çok şey söyler köpek havlar el eder
Bilirim devrik çınar senin büyük derdin var

Gölgelerin küçülmüş ağıt halin yas işin
Umutsuzluk çığlığı çıldırtıyor susuşun
Yamaçlar boynu bükük delik deşik esişin
Zamana can veriyor senle estikçe rüzgar

Mehtabı izleyelim sırtın sırtıma yasla
Yıkık mâziden anlat kulağıma ihlâsla
Sevmem nevbaharları istemiyorum asla
Nedametli haldeyim çok geç hem neye yarar

Kim bilir niceleri gölgende gölgelendi
Ruhum senle dinlendi kaygılarım elendi
Mâzinin sükutunda gözyaşlarım bilendi
Doğrul yeniden ses ver doğrul be devrik çınar

Ömer Ekinci Micingirt



Deyyus

Töreler mevt arsızlık
Düğün flört yârsızlık
Müslüman duyarsızlık
Diyen ne çok deyyus var

Defter-i amalini
Ebediyet hâlini
Tersiz dünya malını
Yiyen ne çok deyyus var

İnanç yok putu çoktur
Hırıltı iti çoktur
Bin bir suratı çoktur
Beyân ne çok deyyus var

Ahlaksız filim gibi
Her asra zâlim gibi
Amelsiz âlim gibi
Çıyan ne çok deyyus var

Tevhidedir okları
Şaron’un çocukları
Sözde insan hakları
Sayan ne çok deyyus var

Olumlu ve olumsuz
Çelimli ve çelimsiz
Ilımlı ve ılımsız
Soyan ne çok deyyus var

Hakikatin sesini
Payına hissesini
Yurdumun öfkesini
Duyun ne çok deyyus var

Fenasını düşünmez
Anasını düşünmez
Ve nâsını düşünmez
Uyân ne çok deyyus var

Ömer Ekinci Micingirt



Diâspora

Bomba mayın katliâm kan ve kinden tomurcuk
Ağu vahşet üstüne ne hayaller kurdular
Yaşlı genci kız kızan üst üste çoluk çocuk
Garba köle kahpeler gözyaşı doldurdular

Mecliste el kaldıran yüzden fazla namussuz
Bölücüyle kol kanat barış deyip durdular
Tezgâh oyun planlar ne çok hâin onursuz
Diâspora emrinde! .. azdılar kudurdular

Ömer Ekinci Micingirt



Dibe

sokağın dilinde sözlerin mehtâbı
mâziden hayaller kağıttan kartallar
sahte parıltının ilhâm karabasanlarında
şiir fokurdatıyorum
zamanın ritmine

kötünün titizliği içinde kalem zonklatıyor
pişmanlığa dönüşüyorum
hırkalar aklıma geliyor
gecenin çıkışıyla

yaralıyım gardaş
tertemiz kan akıtıyorum
çıplak maviliklere

uzağın uzağında uzanıyorum
yalnızlıkla diz dize
rüzgârla oynaşıp
uğultu dinliyorum

yamyamlar seyrediyorum
şatoların koridorlarında
şiirler yazıp buruşturup
sokağın suratına
fırlatıyorum

şizofren oluyorum yer yer
insanlığım dibe
vuruyor
dibe…

21.10.13 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Din

Uhrevî saadet din sonsuzluktur
Ölüm ertesinde ölür inkârlar
Varoluş izâhı, ötesi yoktur
Cennette buluşur itaatkârlar

Sâlih amel lazım iman gereği
Günah şirk ve küfür gerçeği terktir
Düşün yılan çıyan ve engereği
Zulmüyle haşrolan geberecektir

Dedim geberecek üzdüm zâlimi
Mükâfat ceza var, mizân azletmez
Yüceler yücesi vermiş bilimi
Dinsiz bir varlığı asla hazzetmez

Ömer Ekinci Micingirt



Dinliyorum

Bakışların dizseydim hecelerin yerine
Hüzünlü bir edayla sabahın sularında
Ruhumun çığlıkları aksaydı içerine
Uyanırdı gözlerim tenha uykularında

Kalbim ateş yağıyor irade yeksan yerle,
Sensiz o günden beri derinden inliyorum.
Sen yokken yıkanırım simsiyah köpüklerle
Veda yok dönemeçte havf,reca dinliyorum

Ömer Ekinci Micingirt



Direksiz

Bütün şiirlerim inan gerçekten
Heceler direksiz sözler direksiz
Affı mağfiret i diledim yekten
Duâlar direksiz nutkum direksiz

Birden vecde geldim yumruğum sıktım
Engelsiz hendeğe yükümü yıktım
Flörte aşk deyip çığırdan çıktım
Düzenim direksiz çarkım direksiz

Neler bulanıyor kulak ver sese
Eski dörtlüklerim duyur herkese
Şiir sürüklüyor girdim kafese
İrfânım direksiz terkim direksiz.

Ömer Ekinci Micingirt



Diri

Yalancı müminden küfrün korundan
Ben değil kâinat bizar efendim
Yozlaşan secdenin ah-û zârından
Korkarım insanlık azar efendim

Mevsimler sendeler aylar pervazsız
İklim hep fırtına yazar efendim
Aç çıplak gözsüzler nesil davasız
Olduk diri diri mezar efendim

Ben ne hoca müftü sûfi dervişim
Kendimi anlatmak ne zor efendim
Sevgi muhabbetle selam vermişim
Garibe iltifât nazar efendim

Üç beş cürmümüz var esas niyettir
Densizlik insanı bozar efendim
Şeytanın kaftanı enâniyettir
İnsan kılığında gezer efendim

26.09.14- Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Diriliş

Yer gök kopmuş ayakta
İçimde bir hoşluk var
Hilâl coşmuş bayrakta
Ulubatlı’yı arar

Biz ölümle söz kestik
Yedi düvele estik

Gâvuru sardı korku
Getir tekbir selâmı
Öyle kutsiyet var ki
Tevhid sardı âlemi

Tevhid yolun ismidir
Dirilişin resmidir

Ömer Ekinci Micingirt



Diriliş Türküsü

Ve azgın meşale söndü sönüyor
Soy bilmez sineler durmaz esirir
Çileli yiğitler geri dönüyor
Mâziye öfkeli sesler kesilir

Sanma ki o şanlı günler görülmez
Tuğralı sancaklar eser göklerde
Kim demiş tekrardan mâzi dirilmez
Tarih tekerrürde tekmil Türklerde

Dünya patiskası aşkla biçilir
Vuslat iklimiyle sarar herkesi
Sabırla beklenen çağa geçilir
İlelebet çalar Hakkın bestesi

Diriliş türküsü gelen rengârenk
Eski ihtişamın debdebesiyle
Ölümsüz heyecan bu başka ahenk
Ecdadım dirilir ben ölsem bile

Ömer Ekinci Micingirt



Divâne

Divâneler neden neşeli gelir
Âdeta küheylân, şişeli gelir
Peşinde koşarlar onlar sonsuzun
Dünyası öteye döşeli gelir
Hâşâ der, hâşâ der hâşâlı gelir

Dünyalık aramaz, boş eli gelir
Dâvasında yanar maşalı gelir
Tarifi perdeli, izâhı uzun
Yeryüzüne düşmüş düşeli gelir
Dergâhında pişmiş pişeli gelir

11.04.12 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Diyebilsem

Dudaklarım soğuk bu gün nedense
Bir yol ayrımında yol beni bekler
Bu şâir herhalde sönüyor dense
Şiirleri sönmez sönmeyecekler

Dilimin ucunda her sözcük vâka
Her cana yolculuk vardır mutlaka
Oysa diyebilsem sözlerim şâka
Dönmüyor gidenler dönmeyecekler

18.11.14 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Diyorum

Hüzam derinlikler şöhret itibâr
Para diyorum

Hesap ve yolculuk boş ver ne haber
Nere diyorum

Ne büyük ihânet sırrı ifşâ var
Nâra diyorum

İçimi yakıyor gölgeler yer yer
Çıra diyorum

Ancak ve sadece tevbe etsem dur
Sura diyorum

Hiçbir şey görmez gözlerimde nur
Kara diyorum

Rabbin seslenişi ecel geliyor
Sıra diyorum

Her şeye rağmen hepsi bende var
Yâre diyorum

Ömer Ekinci Micingirt



Doğacak

Nasıl anlatsam ki mevzu çok uzun
Düşündüm zihnimde ifade çok zor
Korkarım dehşeti gelir Sonsuz’un
Sokaklar zifiri, elden gidiyor

Zulmet kazıdılar dinmez izi var
Tıpkı tufan gibi ateş yağacak
Belki de tersine esecek rüzgâr
Bir sabah ülkeme güneş doğacak

07.09.10 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Doğu Türkistan

yaşlı dünyanın son günleri
asırları hep kasvet hep hüzün
ölüm özgürlük suçu hür olmak
yüzyılları zindan ve hicran
sokakları kan kokan
matemine siyahlar kuşandığım
yaslı Türkistan

erenleri yiğitleri devrilmiş
teker teker
çocuklar serpilmiş kızıl karlara
ve sancısı içimde gerilmiş
cesetler toprağa hasret
yaslıyım arkadaş
kızıl Çin pembe yalanlar
ve analara bırakılan vahşi hatıra
analar ağlar kızanlar ağlar
babalarsa ağu yudumlar
belli etmez asil kanından
Berat Hacim Yusuf Alptekin ve niceleri
onlar öldürdü ölümü
ya biz

kursaklarda kalan prangalar
cesetlerler toprağa hasret
dağlarına zulüm yağan Türkistan
ve insanlığa alaylı gülümseyen
kirli cüce adam
yaptırır unutma bir set daha
mutlak bir gün
bu şehitler evladı
duydum ki yine sürülmüş
darağacına kaç fidan! ..

28.01.2004 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Doğurtmasınlar

Acı merhaleler şer yavaş yavaş
Periye cin tüyü eğirtmesinler
Sokak zıvanada bambaşka telâş
Cinâyet peşinde seğirtmesinler

Barış zulmü seçti şuurda sırım
Hâlin tercümesi her bir satırım
Dumura uğramış zihin kütürüm
Hak hukuk konuşup bağırtmasınlar

Sabırsızlanmayın dünya hâliymiş
Kimi kısa külot haşamalıymış
Caniler öldürüp yaşamalıymış
Sahipsiz geberip çağırtmasınlar

Şeytanla benzeşti insandan yana
Şaronlar Bayıklar aynı yan yana
Kafalar kopardı koydu cüzdana
Zerdüşt’e "iş-it" ler doğurtmasınlar

Ömer Ekinci Micingirt



Dost

Biliniz ki dostun cevheri sırdır
Biraz fedakârlık ve samimiyet
Hakiki dosaların idrâki hürdür
Dostlara merhaba ve hayra niyet

Dostluk kılıç gibi keskin ve ince
Gereği fark edip tatbik etmeli
Hemen silmemeli konu derince
Elbet kusur olur insanlık hâli

Ömer Ekinci Micingirt



Dostlarım

Ne güzel şey dostlarım
Hepsi ahenk hep huzur
Onlar benim üstlerim

Gezen canlı ayetler
Sanki karşımda durur
Dostlarım ve saatler

Ve gizemli muhabbet
Sessiz içime vurur
Çehreler samimiyet

Deruni bir bilmece
Mısra gece ve rüzgâr
Şiir dost ol bu gece

25.02.09 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dostluk

Dostluk muhteşem şey var ise vefa
Yoğrulur gam keder olur muhabbet
Ölürüm dost için birkaç bin defa
En büyük dostluk sır, sırra sadakat

Hâk ise davası kal oltasında
Umud dalga dalga akar sesinde
Ölürsem öleyim dost bahçesinde
Allah için sevmek dostluk şecaat

Dost demiş Veysel’im kara topraktır
Hal ile söylemiş sözleri haktır
Ömer ide toprak yoğuracaktır
Ve O’na koşmaktır dostluk mârifet

19.01.2005 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Döndür Allah’ım

Rahmet çağıldıyor hakikat bârı
Meşheri bereket ayın esrârı
Ruhları diriltir rahmet rüzgârı
Hicapsız sokaklar ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

İslam’la sorunlu mahluklar çattı
Bin yıllık töreyi sokağa attı
Hadise muhalif şeyler anlattı
Özünü bilmemek ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Fiil ve mertebe ateş köz tandır
Utanan var mı ki gel de utandır
Âlim ilmi satar hayli zamandır
Bunadır sitemim ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Zihnin basireti ağıza tıpa
Cezbe gerektirir ifşâyı yapa
Muhatap olunsak dolsa maşrapa
Ölüm ve ötesi ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Halimiz serüven cürüm serbest hem
Domuzun yağından olur mu merhem
Flörtle kutsanmış sokakta Meryem
Kaç neslin korkusu ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Cennete müjde der hangi bayanlar
Kalbi dudağında aşk yaşayanlar
Ancak ve sadece Seni duyanlar
Seni duymayanlar ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Üzüldükçe mevzi alır duyular
Cama çıkmış fetva verir ayılar
Öyle ister baron yüzlü dayılar
Hüsran ve sessizlik ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Yolcular kasvetli, bulanık deniz
Garip hislerdeyim yine bendeniz
İnanç göç ederse kalmaz gölgemiz
İhlâssız yöneliş ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Sadâkat sahibi eyler mi mihnet
Kalbim temiz demek ne büyük cinnet
Dünya ve kâinat boşa mı Cennet
Sözlerden arınmak ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Vicdan alçaldıkça artıyor sürü
Mâziyle kavgalı neslin her türü
Kimin eseridir İslâm kültürü
Varoluş gayesi ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Koşun mabetlere desinler dinci
Mümin Hakk’a varan büyük akıncı
Vuslat urbaları giyse Ekinci
Miraçsız hamleler ıstırap ahım
Adımlarım sana döndür Allah’ım

Ömer Ekinci Micingirt



Dönecek Gibi

Hayretler seyirde dinecek gibi
Mâna us ardına sinecek gibi
Avam anlayışı kime hâkikat
Vehmi duygularım donacak gibi

Dil duâ yüreğe inecek gibi
Beyazlar beyaza binecek gibi
Her şey O’na aşktır, O’na sadakat
Musluk aşk akıtır yanacak gibi

Sükûtta eriyip yan ocak gibi
Ve küfrün ateşi sönecek gibi
Seyre çıkanlar var seyir mârifet
Leyla’yı bekle hep dönecek gibi

05.12.11 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dua

Duâ

Duâ pür edeple yakarış yâre
Çaresiz dertlere duâdır çare
Yok, ise duamız âmel beş para
Hakk’ın kapısına varıştır duâ

Duâ ibadetin nuru özüdür
Müminin tövbesi rabbe sözüdür
Gözü yaşlıların gönül gözüdür
Hayat ırmağına eriştir duâ

Ezel ve ebed var düşün nolursun
Unutma duâyı unutulursun.
Evvel O Âhir O, O’nu bulursun
Çokluğu hiçlikle vuruştur duâ

Var yok olur yok var duâlar vardır
Anneler duâdır duâlar yârdır
Titrek yüreğime duâ bahardır
Keşke’yi yerlere seriştir duâ

Yöneldikçe Ona utanırım az
Bazen şâir gibi meczupça biraz
Hâşâ kaderine var mı itiraz
İbadettir ciddi bir iştir duâ

Seherde kuşatır kalbi ayetler
Vird ve murakabe duâ niyetler
Her şeyin şahidi vakti saatler
Hürmetle hususi duruştur dua

Tahsisat sesleniş huşu ve hudu
En derûni mâna yoktur hududu
Mücrimde gözyaşı renk renk buudu
İnşaAllah kullukla barıştır duâ

Kalbi dudağa koy kavrul ha kavrul
Edebi iklimde savrul ha savrul
Secdeden secdeye devril ha devril
Canan ile alış-veriştir duâ

Kundakta mermidir namluda fişek
Takdirine ulaş tembihatı çek
Yaş dök iki büklüm sessizce tek tek
Serini sehere sürüştür duâ

Duâsız kıymet yok buyurdu Hûda
İhlâs dil dudak kalp, O’nu can feda
Duâ aşk sonsuzluk renk renk şüheda
Şüphesiz en büyük yarıştır duâ....

Ömer Ekinci Micingirt



Duâlar

Gözlerinle gözlerimi sıvama
Diz çöktürür kök söktürür avama
Kestim biçtim kabzaladım sözleri
Sır toplayıp seyir kattım davama

Ne gelirse doldurmuşum kovama
Mevlana’da edep erkân bu ama
Ölümsüzlük duâların közleri
İnsanlığı katacağım duâma

15.07.14 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dudaktan Kalplere

Issız mahyalarda yolun arşına
Kavuşup sessizce kalabilsek âh
Kalmak yâre muhtaç yâr var elbette
Gerçek beklentiler bekler ahrette
Şu başlar eğilse vecdin marşına

Ellerim boşlukta yüreğimde nem
Dudaktan kalplere gelebilsek âh
Gelmek bir kerecik derin bu mevzu
Kimler gurur taşır kimler tevâzu
Bu öyle suâl ki dehşet cehennem

Ömer Ekinci Micingirt



Duy Mezarlık

Sadâkatte mükâfat var
Fedakârlık fedakârlık
Gösteriş hâ neye yarar
Riyakârlık riyakârlık

Basitlikle olunmuyor
Gerçek varlık gerçek varlık
Hisse boşa alınmıyor
Hissedarlık hissedarlık

Halka hizmet Hakk’a hizmet
Hizmetkârlık hizmetkârlık
O’na saygı O’na hürmet
Vefakârlık vefakârlık

Ve geçmişin telafisi
Cengâverlik cengâverlik
Aldım sözü sattım sus’u
Ne pazarlık ne pazarlık

Yazdıklarım silemedim
Vay yazarlık vay yazarlık
Ve ölmeden ölemedim
Duy mezarlık duy mezarlık

11.10.11 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Duymuyorum

yoruldum
zaten yorgunum
vâda ediyorum
ağıtlarla

uğulduyorum
güz rüzgârı gibi
başıboş saatlerle boğuşmak

kırış kırış ruhum
ninemin yüzü gibi
ölümün kokusu öteliyor
uğulduyorum

hiçe koşuyor insanlık
terse doğru
her taraf tenha
bense koyu kalabalık
koşuyorum
nereye

İzân eğilmiş
kafama çarpıyor
İçim câdı kazanı
duymuyorum

29.09.09 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Duyun

Fetva şımarıklık izah müstehcen
Katran kazanları ayın ilkleri
Temayül artığı imtiyaz beden
Küstah bozguncular kin ilikleri

Gürültü patırtı çöküş gelgitler
Sokağa salındı zincirli itler
Ruhumu kemiren faaliyetler
Bilirim tarihsel kahbelikleri

Hayat tek perdelik oynayın oyun
Alabora olur düğünün toyun
Duyun şirk uluyan deyyuslar duyun
Mezar pek hazzetmez eblehlikleri

Ömer Ekinci Micingirt



Düğmesiz…

Nisan hep dokunaklı soluklar güz sesi
gözlerim yangın ifâdeler yosunlu
ve beklentim düğmesiz
yalnızlıklar…

Ömer Ekinci Micingirt



Düğünler

Sıra sıra ard arda
Mozart çalıyor barda
Vicdan tutsak kenarda
Saklanmış gidiyorum

Damat simsiyah koyu
Ak-kara anne dayı
Sattım edep hayâyı
Paklanmış gidiyorum

Renk şekil perde perde
Tufan koptu içerde
Gelin kopmuş yerlerde
Koklanmış gidiyorum

Tören şölen ayinler
Besmelesiz düğünler
Zift bürünmüş beyinler
Yoklanmış gidiyorum

Duyur O’nu duyan yok
Kükre şahlan isim tak
Bir boşluk ki çoktan çok
Çoklanmış gidiyorum

İffet izzet sağırdı
Alkışlar pek ağırdı
Masa bana bağırdı
Teklenmiş gidiyorum

Hem şeytana ne gerek
Saldık tümden düm tek tek
Çifter çifter at eşek
Eklenmiş gidiyorum

Damat ve maskarası
Tepişme aşk arası
Takı öpüş parası
Taklanmış gidiyorum

Sıradan birer birer
Öpmek adetten meğer
Şayet masumsa eğer
Aklanmış gidiyorum

Yığın yığın fırkalar
İçimde bir korku var
Papaz yok ya farkı var
Farklanmış gidiyorum

Şirke vuran havanlar
Ar çatlatan tavanlar
Kapalı paravanlar
Kırklanmış gidiyorum

Gelin geldi yanıma
Dedim Ömer tanıma
Dokunuyor kanıma
Haklanmış gidiyorum

Ömer Ekinci Micingirt



Düğünmüş

Flörtle kutsanmış aşkın harmanı
Hükümran memeler cürümler yârlar
Şehvete el sallar nikâh fermanı
Tepişme esnası kına yaparlar

Yedi boğum hâya baktım geceye
Kızarık öpüşler bakmaz kocaya
Sanki savaş açmış şânı Yüce’ye
Gayya’nın sırtına bina yaparlar

Papaz edasıyla nikâh’ı kıyar
Yasak bölgelere mürekkep yayar
Gelinlik hikâye usulden giyer
Gönüllü dansözler zinâ yaparlar

Kahroldum yutkundum kısıldı sesim
Modaya tav olmuş bütün bir kesim
İfâde kan tuttu durdu nefesim
Baktım bir hışımla ana yaparlar

Çığlık çığlığa örf kahpenin şahı
Sonsuzun bitişi sonun ah vahı
Yosma nişangâhı günün sabahı
Yuvayı şöhrete şana yaparlar

30.09.2005 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Dün Dündür

Baba dedik yıllarca
Hortumlattı hunharca
Ne de çokmuş Yahyalar
Bankalar ve kâhyalar

Bezirgânın başı bu
Hem dedemin eşi bu
Henüz sırtımdan indi
Yeter bir asır bindi

Terk et diyor bacıma
Vallah gitti gücüme
İslam köyün neferi
Örtü kimin eseri

Gidin diyor gayretle
Takip ettim hayretle
“Dün dündür bu gün bugün”
Çark etti yine bu gün

Evren Paşa yâreni
Fötre şapka treni
Cum baba bu şaşılmaz
“Yürümekle aşılmaz ”

03.05.2006 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt
Ömer Ekinci Micingirt414 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Ömer Ekinci Micingirt