Dümbelek çalıyosun ya hani böyle
Işık acemi
Çıra çaylak, gece perde perdeli ve siyah
Dümbeleği şifiyorsun
Nazlım diyorsun
Naziğim diyorsun
Sen olmazsan kim yol gösterecek bu dangır şungura..?
Hani ufak tefek ince dokundurarak
Ufak ufak okşuyorsun
Ben bu başım belası cahil sen se güzeli ..
Gönül çaplı buzdan bağrını kesmiş dağlar gibi
Bahtımda senin gittiğin yol ayakları sensin o bağ
Şimdinin üzümleri şerbet pınarıdır
Oraları köşe bucak olmuş sensin diyorsun o asmalar
Bir dal, bin dalya, binlerce keklik kuğu
Bir tamburda uzak seyirli kervan,
Bir gırnatada hoplatan zıplatan türlü türlü temaşa
İşte o sensin diyorsun okşayıp severek
Dümbelek çalıyorsun...ve ortada kalmış bir ezginin
İki yakası biraraya gelmeyen hüznüyle bel ki de en son
Biraz da yüreğine söz vermenin bedeli budur diyorsun
Darbukalı darbukasız..baştan kabulleniyorsun
Çık gel ey aşk diyorsun
Ben..Gülüp ağlamasına çaldırıp çalacağının
Dünden hazırım..

Seyfi Karaca............Haziran / 10

2.5/5 Toplam verilen oy :