Şiir Tutkusu

Menü

On Yıl Önce

Mevsimlerin dışımızda değiştiği zamanlardı
Hep korunarak geçen günler
Kalkık yakalar , düşük omuzlar
Her an belki bir…

Erguvanların görülmediği bir Nisan’dı
Süs kirazlarının bilinmediği
“Bugun kim?” diye açılan sabahlar
Erguvansız , gri bir Nisan’dı
Ölmemek
Bir insanın sevdiklerine verebileceği tek armağan.

Server Hoca’nın resmiyle açıldı gün
On yıl öncesinin bir Nisan sabahı
Ak çarşaflar içindeydi
Papatya tarlasında uyur gibi.
Ne sevinç , vurulup ölmemek!
Yitse de bedenin bir parçası.

Hocam değildi , derslerine girerdim
Shakespeare tragedyasında bir oyuncu
En çok sesi ve elleriyle oynayan.
Ona en yakışan söz :
“…Ve yükseliyordu proleterya!”
O an kürsünün altından çıkıp
Parmak uçlarında yükselen
Koca yumruğu başının yanında bir ikinci yüz
Yeniden doğar gibi söylenen o söz…
XVIII. yüzyılın sonları
Aydınlanma. Aydınlandık.

Bahçesinde erguvanlar açmıştı okulun
Bir kızla öpüşmek kadar güzeldi dalında oturmak
Kiraz çiçekleri , rüzgârda dağılıveren ilkgençlik
Sesi kulağımda Server Hoca’nın
“Ve yükseliyordu proleterya!”


Bir gün ziyaretine gitmiştim
Yaşayan , yani çalışan ve üretendi
Maddenin en canlısı yürekti
Bu dizemi söyledi bana ve başkalarına.
Turgay FİŞEKÇİ22 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :