Şiir Tutkusu

Menü

Yamuk Yantirık Yan Bakıslı Bop Görünüm

Derde derman olma bagindan hayati okumus ögrenmis görmüs bilmis yasamis dokunmus düsünmüs insan cömertliginin, tasimak icin aldigi yasam yükünü her kosulda üstesinden gelme pahasina hayati önemle baglandigi tüm sorumlulugu akil vicdan merhamet sayginlik sevgi ilgi bütünlügü icerisinde hic kopmaksizin davranip duyarlilik gösterdigi bütün emek ve yorgunluklar, yasamin dogasi geregi emek olmadan yemenin asla mümkün olmayacagi ve her emeksiz yemeye kalkismanin dipsiz tavansiz onuru itibari olmayan hak-hukuk ihlalli cöküs cürümelerin sebep olacagi gercekligini bulgusuna, deneyimine, özüne, bilincine, kararliligina, samimiyetine, tutarliligina, aklina, duyumuna, aliskanliklarina harfiyyen kaydedip karakterlestiren seydir tarimdan topraktan börtüden böcektenen az insan kadar anlayip isin hem bilgisiyle hem ilgisiyle hem bellegiyle hem becerisiyle her halinden anlayip uzman olan DOKTOR UZMANLIK erbabi.
Aksi haldesi bütün bu degerlerden akil vicdan fikir niyet yön öz itibar bozmus cellatligin tüm katillikler dizinine herkesin en sonuncusundan kendini indirip kesen bicen ulayan ekleyen kostümlü kibarlilik, niye ve kim tarafindan kiskirtildiginin bile farkinda olmayan ölüm devirli bütün yetersiz yetkisizligin kopmus bozulmus gevsemis her türlü hayati yapi bozukluklarini herhangi bir yalama vidasi, kelepce percini, yahut lacka motoru konumuna hüküm sahibi kilinanan pasli kirli pasakli pis (bütün haramdan asalaklanan emeksiz yiyiciler yagmaciliginin sürekli korkukahir kin kabus salgin yayan mikroplari gibi ) piysasi müthis kiyim ve yikim kazanci yapan MODAYA kendini uydurtmus serbest pazar rekabetciligi denetimindeki degi Lokman Doktor, tam tersine cinayt gösterisli bir cehennem bir Usturadir.
Cünkü…
Cünkü ormansiz denizsiz dagsiz yürümesiz oynamasiz gülmesiz ekmesiz bicmesiz korkunc bir kabusun derin kokusuz reksiz simsiyaha sogulmusluklar dipsiz tabansizligin dalmis düsmüs bir lagim mahluku gibi, herkes herkesin ugrundan gölgesinden cildirip selamsiz sohbetsize kacarak, kusursuz bir kadin erkek TEKTiP gösteris budalalugini her türlü haramdan zulümden yagmadan udsuz ihtiyatsiz emeksiz zahmetsiz gecinme derdini herkese bulastirmaya cellatlik edenlerin gözdesi olmaya gizlenip saklanip kapaklanan insanlik intihari, hep icine hinca hinc cöküp büzülüp biriktigi asagilik duygusunu daima birbaskasinin gözetip denetimine aldigi baskilayip üstün gelenleri altinda ezilip pörsüyüp kendini disa vurma sansi asla elde edemeyektir. Daima baskalarinin kendisinin üstesinden geldigi ve kendini hep baskalarinin bosalttigi cöp yiginlariyla donattiginin disarisina alip cikaramayan karanlik kirli kopuk bir zindanlik esareti, daha en bastan dengesini birinin digerine her türlü begenip begenmeme yahut begenirse dalkavuk zevki kul begenmezse en asagilayici hakarat usagi sayma hakkinin temelden sahipliligini kendine yedirterek, hak ve adalet dünyasinin düzenini onarimsiz tamirsizlige mahrum ve muhtac eder.
Bu yüzden dogal dengesi yerliyerince dünya güzelliginde olmasini dileyen insan, bilgi deney yol yön bilinc birikimlerini illa edinip saglamak zorundadir . Fakat bütünlügün ikinci asamasiysa edindigi tüm bedensel ve ruhsal kazanimlarini gününü vaktii yasam günlügünden askiya almaksizin disari vutup hayatta karsiligini sinamaidir. Zamanin neresinde mekanin hangi yerinde olursa olsun hayatinin her anina ve her yerine herkesten evvela kendisini koymasi gerekir ki, kendine lazim olanlar arasinda asla onsuz hayatini sürdürme imkani olmayan ÖZGÜRLÜGü ve ÖZGÜVENI`ni kimsenin asagilayan dislayan kücümseyen yalvartan yoran üzen özendiren imrendiren MODA bakisli baskalarinin hayatini her türlü keyfibilirlige mahkum bilen el alem yabancililigindan kurtararak, kendi kisiligine karakter halinde kazanabilsin.
Cünkü derdini dagitip efkarini onaracak yeryüzünün hicbir signilasi kösesi bucagi kalmayan halinde insanin aklina ve kalbine hic yitmeyecek derecede baba ocagi ve ANA KUCAGI gelmelidir. Tabiat anne gibi caninda özünde eteginde topraginda kolunda ve kucaginda kundakladigi hicbir bakmak büyütmek doyurmak sevmekle yükümlü oldugunu zamana ve mekana bagli kalmaksizin daha dünyaa gelmeden cöp cekip yumusacik tüyöerle odalarini bessikleyen kuslar, yapraklar arasina nice neslinin devami icin nafaka sarip yükleyen tirtillar yahut karincalar gibi, daha anne rahmindeyken kumlu topraklar eleyip kundaginin sargisina öz olsun diye yazidan yabandan kinali besikler beleyen insan anneligidir, insani yasadigi tabiatin nice ait olan varliklari arasinda emekle zahmetle onurla ahlakla sevgiyle paylasimla hukukla hakla ilimle bilimle sevkatle merhametle köklü bagli samimiyetlice, kendi aslindan olup gelenin kendinden sonra dogup büyüyecek olan nesline anali babali dünya damarindan devam ettirip, insanligini sürdürebileceginin özü esasi.
Fakat bugün insanlik yasadigi tabiatin disinda bir yerde ve hep kendine anne doyumsuzluguyla bikip usanmaksizin kahirsizkedersiz sevgililik sunan dogaya talan ve tecavüz tacizciligini sapkinlasarak, hep kendinin ugradigi baskalasmalar gözdesi olma yenilmisliginin bir türlü öz iradesini hicbir özgürlüge ve özgüvenlilige diriltip sagilamadigi saydam soyutlulukla, hakkin hukuksuzlugun bütün begenilenleri kendine kulluk kölelik ardiye artigi olarak gördügünün hem cocuklari ve hemde gelecegin cocuklarini doguran KIMYASAL ANNELERi olarak, baba denen varligi da kendi bünyelerinde eritip bitirdiydi…
Oysa evlerdeki kapi kolunda sadece sabikalilik soytarilik eften püften gelip geciciligin izleri kalan degil, geldigi zaman oturdugu yasam birlikteliginin bütün mekan odalarini ve yasam yuvalarini ( yani sadece cekilmis pürüzsü bir kartpostal vakit kollayiciligina degil ) zorunda kolayinda hasretinde silasinda herdaim etmelidir ki, yerle gök arasinda hayal ettigi tüm dünya güzellikleri saglik dirilik huzur icinde tanidik bir yerden cikip hayatina mal ve mahal olsun. Hal böyle degilse hayatinin herseyini kafasindan cikarip kalbinden silen insan, tüm dünyanin hayal edilebilecek türlü tazelerini eritip bitirip cürütüp cöplestirdigi gibi evine girdigi dünyasini da, kendisiyle beraber defin duhuruna hayatin derterini düre büke sakinlestirip sevkedecektir. Buradaki anne ve tabiat da, artik dert dinleyip eteginde topraginda insan avutup gönülleyen sevgi baginda yahut ölümsüzlük caginda degildir, cünkü anneyi doguran anneler de, annelerin kucaginda katillesip her türlü sapkinligi koruma altina alinan serbest piyasalar mahluk cinsi tedarikini temin etmis hakimiyetin haksiz hukuksuz kanunsuzudur.
Böyle bir dünyada , yani nesesi tükenmis kahri küfrü aile toplum düzeni yerle birlige cogalmis derdi belasi ustura kesen lokman cerrahlarin her cogaltilmis derde derman diye zehrini zikkimini köpürüp kustugu her türlü korkunun yagmanin hakaratin lincin kiyimin acinin vahsetin kuskunun süphenin zulmün talanin savasin katliamin katilligin kederin gamin vurgunun sömürünün lanetin hirsin kirin hirsizligin siddetli kargasanin karanligin sapkinligin dehsetli ve siddetli gecimlerinde ormansiz köysüz bagsiz kimyasal kezzaplar icinde asla gündüz günesi hissetmeden ve gece ay ve yildizlarin dünyasina ugrayip kendine dahi ayiracak zaman bulamayan yerde herkes hrkese FULU bakiyor ve hrkes sevgiyi hukuku hakki yurdu yuvayi sorumlulugu kararliligi ve tüm sayisiz yasam öz ve esaslarini üstünde tasiyacagi en tehlikeli madde sayiyor..cünkü insan kendi kalbinde ölünce, disardaki hayatlar adina herseyi kendinden silip susturuyor.
Durum böyleolunca, `isin mi yok sahit mahit yazarlar ` hayattan kacis kiyameti hemen orada koparak FULU GÖRMENIN ana damarlari parlatilip firildaklandiriliyor. Sonrasi zaten hep kiyamet hep kiyamet, herkes korkunun baskinin takibin zorbanin kiyimin tecavüzün talanin vurunun bankanin borsanin esir ve haczettigi bütün insanlik degerlerinin kökünü kaziyip dibini tavanini delik desik etme keyfiyetine kayitsiz sartsiz teslim omus haliyle isine geldigni görüp, isine gelmedigini görmeyerek haksiz hukuksuz yolsuz yordamsiz sorgusuz sualsiz yönetim ve denetimlerin hükmünü, yerlesik düzenli kanun-nizam yerine koyuyor.
Ucak yollaridir, sanirsin ki kendiliginden menzilini meylini bulan ve her an yeryüzünden asagi düsüp dökülmeye hazir sinekler gibi tesadüfün elinde esirdir. Degildir halbkki, onlar herkesin bildigi gibi kendi aralarinda danisip anlasmanin merkez karargaglarina bagli, görüp de görünmeyen yollardan ve birbirine bulasmamak icin kodlanmis olan hatlardan gelir gderler..
Sizin kurtariciniz kahramaniniz yalnizca biziz deyip, herzaman birbirini görüp de görmemezden gelip, görünmezler arkasindan danisarak birbirleriyle PEKAKA ve ISID gibi seckin piyonlari e ucuz kiralik Bop cehennem zebanisi halinde ölümpn mayasina zulümün tetikciligine köpürtüp körükleyip kiskkirtarak tüm orali yerlilerinin basina geciren kader yikim ve harita cizici ruslar, ingilizler, japonlar, cinliler, norvecliler, kanadalilar, isvesliler, almanlar,amerikalilar,ispanyollar,italyanlar, hollandalilar,fransizlar hepsi ama hepsi..böyle görünür hatlarin görünmez yollarinda gidip gelen gedikli gidileridirler.
Gün böyle olunca da güncelde `nasil olsa siz takma kafanin tekisiniz, atesle oynayip insan yakmakla büyük zevk edinirsiniz ´der gibi adeta , büyük ortadogu kopmus cehennemlerini ve tüm katilliklerini Mülteci Akimi seklinde ele veren ortakliga kotaranlar olarak yan yana gelip dipdibe van minit kadar duran Almanyali Merkel´e isime geldigi gibi tastamam `FULU`bakan Israilli Nettenyahu, dünyada borsasi kabartilmis hazir durumdaki ´Islam Düsmanligi` yeni dünya düzenini yüksek viteslere takip, `imamin kafasiyla nasil ki Hitler ne yaptiysa, aynisina bi mukabelen ben de isterim ben de talibim` siparisini verip giderken…
Kenan cuntasi miladiyla yerli yabanci bütün dünya isgalcilerinin Toni Bleyir ve Helmut Schröder küresel Patron tanrilar yalakaligi özel memuriyetini demokrasi özgürlük insan haklari ve Türkiye halkciligi`na aforozlayip mülayimleyen Yeni Cehepe, ayni kulvarda ayni sebep ve nedenlere dinler arasi diyalogculugun özel kuryesi seklinde mayalanan Yeni Mehepe`ye Fulu bakiyordu…
Fulu bakiyordu özel cesaret madalyoncuguyla yillar yili Bop Esbaskanligini mafya medya fethul-metal borsa banka ezici sömürücü tefci vurguncu talanci sanatci siyasetci rüsvetci bölücü parcalayici cözücü yikicilarlar ortak ortaga Türkiye Cumhuriyeti Yikip ekipli bop olan furya…
Sevgili Atatürk´ün eline yüzüne gözüne baka baka sadece fiyakasi büyük gösterisli anlik dakkalik pozlar icin degil, tozun topragin ilmin kültürün haysietin siyasetin yurdun yuvanin insan kalbinde ölmez yitmez anlamlar kazandigi kisilik ve karakterliligi dirhem taneleriyle yasayip yorup yoruldugu EMEKLERiYLE, (yeni dünya düzenekleri harcindan özenle kurulu Bop vitrin maskarasi kilifinda yerini yurdunu ismarlanmis -hususi ve özel -yikip bölüp parcalama-ekibi agiz ve adiyla degil ) `savas, isgal ve talan tehdidine maruz hakli savunmalar disinda toplu cinayettir` özdeyisinde ve inancinda türklügün karakter ve kimyasina yarasir Türkiye Cumhuriyeti`ni kurup kotardiginin tersi türsüne..
Fulu ve muglak bakiyormus belki bir iki gün secim sonrasi yeni Avrupa Uyumu görünümlü tellal BOKE sesiyle acik alenen pesin ilanindaki akepe`den bosalacak Bop acilim özel Pekaka devletlesme sürecini cehepe, yedekten ortagi oldugu ortakligi resmen devralip daha simiden kanka olarak tam mütabakat halinde, Hedepe ile memurlanip müzakere edecekleri Türkiye yikim ortakligi meselelerine..
Özetle FULU bakiyormus;yani bakiyor da görmezden geliyormus, veya kendi ordaymis da akli fikri tutumu niyeti ilgisi bagi cüssesi cürümü bambaska alemlere dalgindan bakiyormus, kendinin bile üstüne basa basa farkinda olup, hemen bir iki gün sonra her türlü `elini tasin altina koyma bahaneli `ittifaklara Bp patron nasil buyurursa ona göre poz kesip pozisyon alacaklari; ve herkesten evvel herkesten cok bagirip cagirmalarini kimseye vermeyen Mehepe, her durumda kendilerini Pekaka diye adlandirip ve asla hicbirzaman baska türlü de adlandirip kendi kdörttaraflarindaki agalarin asiretlerin sömürücülerin isgalcilerin medyalarin mafyalarin bankalarin borsalarin gerek yerli gerek banci bütün Türkiye Cumhuriyeti yikim cikar sahiplerine en üstün gelen seckin piyonluktan baska, kimseyi temsil edemeyecekleri Hedepe`ye…Vaziyet durum..? Insan halinden habersize harabe..!

Seyfi Karaca…….Ekim / 15
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca