Çocukluğumun geçtiği,Ulaş İlçesi ne kadarda güzeldi o yıllarda.
Tecer çayı billur misali akar ortada, etrafında çiçek açar dallarda.
Kıvrım kıvrım iz bırakırdı, sınırımız avcı- sulakcı ve dörtyollarda.
Yarpuz ve nane kokan sularını içerdik, bulunmazdı tadı ballarda.

Tecer dağına çıkmak isterdik, bulutlar kadar yüksek görünürdü bizlere.
Hikayesini anlatırlardı, eskiden ipek yolu bu dağlardan inermiş düzlere.
Çiftlik kurulmuş tüm araziye kırmızı elması ve hayvancılık için sizlere.
Nice umutlar ve sevdalar yaşanmış, bazen türkü olmuş dökülmüş sözlere.

Her bayram sabahında yola çıkılır,cenaze evleri ve garibanlar seçilir
Karatepeden aşağı Ovapınarında altın tanesi zerun buğdaylar biçilir.
Ömrünü ağaç dikmeye adamış Çıngıllının, evinin önündeki sudan içilir.
Yeşilyurta- Esentepeye, Çiftlikten-Hürriyete Ulaş köprüsünden geçilir.

Bulgur kaynatmak için, Şevket ustanın büyük kazanını sıra ile alırlar.
Salim ağanın değirmeninde, geceleri hoş sohbetle unu bulğuru kararlar.
Ulaş pazarında köylüler, Canbaz hüseyinin ağılına yataklarını sararlar.
Bostankayanın soğuk gölüne girip, balık tutmak için kamışları yararlar.

Karaçayır deresi akar Ulaş çayıyla, çocuklar balık misali çırpınıpta gülerdi.
Üç göz köprünün altında, yün yıkayanlar hep bir ağızdan türkü söylerdi.
O gün nasıl geçti anlamazdık zamanı, üstümüzden katar katar trenler geçerdi.
Hepimiz koşturmadan ve telaştan yorgun düşerdik, bir yaz günü sona ererdi.

Yüzyıllardır mutluluğun beşiği olmuş bu değerli topraklar ipek yolunda.
Atalarından miras kalmış çalışkanlık, altın bileziği var herkesin kolunda.
Ne istersen yetişirdi, eriği- elması- vişnesi ve kaysısı sanki hurma tadında
Alevisiyle-Sünnisiyle huzur içinde yaşanmış, inanın hepsi melek huyunda.

5.00/5 Toplam verilen oy : 2