Şiir Tutkusu

Menü

Türkiye Türkiyede Yuroamerikanca Asimiledeyken

Yirmiücten hadi diyelim ki elli ye…..! Türkiye Cumhuriyeti dogdu, bebeklendi fakat binbir sancilarla eziyetini cekerek gözlerini actigi hayatin olanca güzelliklerine büyümeye ve olgunlasmaya adim aralayip yürümeye firsat bulamadan, tabiri caizse gözlerini actigi degerliliklerin tam aksi istikametinde dolap dümenler cevirimlesmelerin hurdaci haramliliginda hayata yeniden gözlerini yummak zorunda birakildi.
Pusudaki pusula hep batiyi gösteren bogup öldürücü akintilar girdabinda topraktan insana hortumuyla sömürgenlendigi herseyin yasamina son vererek acligini doyurdukca azginlasan timsah gözlü; kuduz karakterli; caylak aylakca yol ve yön saptirmalarin devran dönderen en sinsi carkiydi. Onun icindir ki her gelen gideni isledigi zulüm cürümünden sucluluk siniri ödemekle bitmez haramzedeligini yasal kilmak icin kendine dayanak ve sahit gösterdi. Bir sonraki olusum bir önceki amansiz ve acimasiz yikimin dayanak temelini olusturdugundan, dünya evinde kendini kolsuz yensiz kapisiz penceresizliklerle oturuyor vaziyette bularak dünyaya geldi ve dünyadan gidisiyse tami tamina sanina yakisir en katmerlisinden mezar abidelesmisi köhne körkötürümlüktü. Ne sanat, ne felsefe, ne tarih, ne cografya, ne hak, ne hukuk hic hic hic….cüzzam illetine dokunuyor hissiyle insanliktan hizla uzaklastirilip sayet ucundan kiyisindan bulasirsa kendini sürgünsefillige tapinaklastiran Global tanricaliklarin hismindan asla kurtulamayacagi gazaplara carpilacagi korkusu tutukluluguna ölümüne sadik kalarak; ezilmis büzülmüs ice dogru pörsümelerin heran heryerde nufusu mevcutlu avanakligini kendikendine yedirip yeg gördü. Nato ile kendi kendini vurmali calgiciligin oku, coktan vinilayip arkassi kesilmedik hucum halinde yaydan cikmisti.
Nato ile baslayan milliyetci-muhafazakar-halkci-tarikatci etnik ayrimcilikli yuro-amerikan cok bilesenli bölgesel esbaskanlik sube karakolculugu, devamli üstü karartmali gerilim sinama senaryoculuguyla Türkiye Cumhuriyeti kazanimlarinin dikkatini salaklanmadan ve yapay sanallasmadan yana cekti, bütün sömürgeci dikta merkezlerini insanligi kurtaracak olan hayal bile edilemez cennetliklerin sosyal-kültürel-siyasi yahut felsefi modellikleri olarak secti. Secen degil, aslinda kendini dayatarak sectiren fiildeki asil aktif olan aktördü. Zokayi yutan sefilse, kendini baglayan boyunduruklara vurmalari secmekten baska esasta sectigi halis-cilis kendi hayatina kendi eliyle son veren icerigi ceset dolu intihar demokrasisiydi.
Bu yüzden her gelen milliyetci; muhafazakar, halkci, etnik bölüsümcü, sosyalist damgali vurguncuk; yaklasik kirk sekizden bu yana tek basina yuro-amerikayi hükümranlayan kanun ve kitabelerle ülkenin heryerini Atatürk heykelleriyle kendi vurgunculuguna kilic kalkan ederken, asil namussuzlugunun ikinci ayak perdesinde de herseyi sevgili Atatürk`ün kuruculuguna ömrünü verip; özgür ve bagimsizca yasamaksa eger, asil isin geri kalan esas yarisini yasamak onurunca kendini degerli kilacak olan gelecek nesillerin ne kadar kendilesmis duyarliliklari önemseyip benimsedikleriyle alakali olduguna not düsürüsünü tersinden faturalayip…
Her calinti hayatin kullanimsiz cökük ve cürüklerle yigilikalan akildan yoksun, kalpten imansiz, dilden susuk, gözden kör, özden karanlik, özgürlükten ve özgünlükten kölelik bagimlisi kul sartlanmisligini bilinci silik, bellegi bunak, bulgusu ve ilgisi bunak ve soguk bitirimlik bir cesedi barinaklasan sigicliligin külliyatini yazip okutarak heryere heykellerini dikerek islevsiz hale getirilen Atatürk nezdinde canla basla kazanilmis olunan Türkiye Cumhuriyetini…
Simdi tam bir sefil-sürgün sus pus pususuna oltalanmis bati pusulasi izlenimciliginden yolalarak varilan dolaplik dümen kurulumudur; yaklasik kirksekizden bu yana yarim yüzyili askin her bataktan bir bulasik kirlenerek dipsiz kuyular karanligindan medet ya medet ceke ceke zincirlerini kalinlastirip koflasan bag, heryere diktigi Atatürk heykellerini yaptigi bütün cirkin ve carpik bati yuro-amerikan kuklaciligina imzali mühürlü damgadir niyeti kalkanlanip isin icinden siyrildigi…harcamakla tükenmez insan ve toprak kaynaklaridir; limiti sonsuz, hesabi kitabi gelen gideni aratan cinsi sorgusuz sualsiz..
Elli ellibes senedir özellikle büyük vatanperver adam; ve sapasaglam dindar numaracikli Milliyetci -Muhafazakarlar ülkeyi babalarinin cifligi gibi tepe tepe tepe yuro-amerikan Holiwoood –pentagonik kurumsal kurgularinin senarize ettigi haksiz hukuksuzluk bozukdüzen tertipleriyle kurcaladi ve yönetti. Hayal aldi, hayal satti bu karsiliksiz yiyim icim bey-bayan lüksük tuhafiyeciligi. Bogazina kadar bataga battikca efendisi olan yuro-amerikanin eline etegine daha bir kul ve kölelikle baglandi. ´ eger biz gelirsek gidenlere size hizmette misli mislisine fark atariz ` onursuzlugu devletsiz yönetilmenin en vazgecilmesiz siari haline geldi.
Yaklasik elli ellibes yildir…..
Yaklasik elli ellibes yildir sanki bir olusum bastan basa yikiliyormus da onun yerine taptaze baharliligin yeserdigi Türkiye kurulacakmis yalan rüzgarli havalarinin gerilim temelli firtinalari kopartilarak, daima Yuro-amerikan diktaciligi Türkiyeyi battikca cirpinan, cirpindikca batan kiyametiyle tek elden kendine mahkum etti. Önde ise bu batagin yagmacilarinin durumdan fay hatti yaratarak kolayca siyrilip kenara tüydügü, hep Atatürk `e maledilmis heykellerini dikti.
Yani ülke batarken, ayni anda paralellikle durmadan olayin kaynagidir gibiye getirilen Atatürk heykelleri dikildi ve Türkiye Cumhuriyetinin icerigi bu yagma hesabina bosaltilmis söz ve söylemler yoksulu olarak insanlarin kafasina Atatürk ve Cumhuriyetin hic olmadigi alakasiz ilgisiz yapayligi sekliyle plaka ettirildi. Yani en cok Atatürk heykelleri, en cok ülkeyi Milliyetci-muhafazakar-dinci ve etnik ayrisimciligin temel direkten idare edenlisi koyu ve radikal Yuro-amerikan esgüdümlü iktidarlari dönemlerinde soygun ve talanlarin kamuflesi kefaletine dikildi.
`Onlari ben yurtdisina gönderdim. Iyi ki de göndermisim, sagladiklari döviz girdisi ve ekonomik verici dalga hic tartismasiz ortada `…derken Demirel, ülke insanlarini özünü sözünü, huyunu hususunu, töresini terbiyesini hic bilmedikleri köle pazari yuro-amerika cennet demokrasi model modaliklarina yaklasik elliyi askin yildir, ( yani yarim yüzyili askindir) hala kafatasci insan ayrimciligiyla ülkesinde yasayanlari `vatandasi degil de siginmaci göcmen `dislayiciligiyla godesleyip gettolayan köhneligin kulluguna ` evet biz buyuz ve fazlasina layik degiliz ` ….dercesine Atatürk`ü ve Türkiye Cumhuriyeti kazanimlarini tümüyle tersinden yazip okutup….
Yaklasik elliyi askin yarimyüzyildirdurmadan bizzat kendi özyurdunda yerle bir olan yikilislarin yekunesine hesap keserek bu makam, hayati harcanmis; dili car cur, gelecegi batak, gecmisi zelzele, yapilasmasi carcarpik, güvenligi toptüfek daimi pürtetik gergin gerilim …Yaklasik elli küsur yildir kendi kaynaklarindan sogulan ecellesmelerle egitimi sifirdan baslayip sifira nasil köseyi dönerimin dolabinda kirik dümendir…
Dümen O dümen…Iyiligini ve sagligini ölümüyle Yuroamerikanlasmak adina bitirip yitirmis, yaklasik elliyi askin yildir, kesintisiz olarak hem de en önde gideniyle bayraklasan Milliyetci-muhafazakar-dinci-halkci ve etnik carpik cürüklü bati mintika temizlikcisi mizikaciliga kisilik bozan kuru kalabalik mikroplasmasini özümseyip kutsayarak; kendine has hicbir hassas degerliligi koymazcasina Türkiye`yi kendi topraginda topuklayip, tozunu tozagini attiran can-mal ve insan yitimli asimilasyonda kayiptan kayiba zülziyansa…Dahaya ne hayri kalir ki, kime iyilik saglik adina ne lutufta bulunsun…..?!

Seyfi Karaca………..Ocak / 13
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca