Maliyeci, makaracı, mezarlık kumarcısı hepsine birden kümesini ortak bölenlere kolayca kesişen zamanı zar-zorla gelişinin tersine sallayınca aritmetik, sonuç kirli deterjan ve parası borca bozulmuş kırık kırpık aldatmacasına kumbaracılıktır. Ondan sonrasaıysa ak-babacan leşkargan ve sodyum sülfat köpürttürmeli insan kimyasını karmakarışığa emziren kirli süt...
Dört artı dört artı dört artı dört....lüleri yakarak kendi devamını silsileyecek olan nesilleşmelerin devlet-lü padişahanesine temelli taht kurmaların en zahmetsizinden alarm veren; ' önüme duracak olan tüm gölgelerinizden ak-lanın, paklanın, temizletin kendinizi kendinize arının ve bana kaymağını kıyaklık eden herbir yoldan uzaklaşıp açılın yoksa ezerim.. bozarım..çamur edip çiğnerim... tepelerim, ağzınızı burnunuzu kırarım, feleğinizi şaşırttırırım, dünyanızı karartır ampülsüz bırakırım ışığınızı, deşer dağıtırım yurdunuzu yuvanızı, gardiyanınız kesilirim, aklınızı alırım, beyninizi yıkarım, gününüze gecenize kodeslerim, kimsiz kimsesize bırakırım cümlenizi aleminizi...! ' ...cinleriyle insanlığı kendi kalp evinde çarpan hozan hazin.
Ve bu bağda durmadan çöl hububatları kuraklaşıyor şimdi. Müzelik. Bütün canlılığını yitirmiş sinekkaydı traşlanmaların yontula yontula pürslüsünden pürsüzüne zamansızlığa yollanmış başıbozuk tebrik kartları misali bütün gücünü büyük ateşlerden küçük parçalar koparan ağlaşık ağıtlarda insan ve perişan...
' Beni seçmeye mecbursun ..! ' tıkalı kanallarında bedavadan geçimli despotluğun yaşam yorgunkluğunu boğum boğum tekyönlülüğüne çekip götüren çok ittifaklı bul-dozer...
Dönüyor, dolaşıyor, şaşıyor, şaşkına çeviriyor ve hayatı harcamaya devam ediyor yaprakları kopuk takvimlerde dünsüz, bugünsüz ve yarını aynıya gelen abuk subukta..
Bu sebepledir ki, kendi kendini temizlemeye de devam ediyor toplumun bilgisiz, bilinçsiz, birikimsiz, beceriksiz, belleksiz, bulgusuz, balansı dangır dungur uçuruma sürüp giden harap gündemi..
Sömürgecisini kurtarıcı sanan salaklama foto-montaj sistematiğinde vesikalık buzlucam resmiyetiyle derin dondurucularda borcuyla sinekkaydı heykeltraşlıklara batak...
Maliyecisi şimşekçi memet ve ekonomcusu çağlayancıbaşı zafer ve bobik başkan aynı dilden aynı üfürükçülüğe başborazan çıkmışlar mikrofonik makro meydana :
' Saymıyorum bu politik madiği ey Standart and Poors. Bak silerim yoksa adını sevgilim filan demem. Öv beni öptüğün gibi yoksa karışmam dalağına döşüne dalarım. Yutmam ben bu blöfü, yunana yüksek not, bana madik ha...! Lan gelir senin...'
Gibi, gibi, gibisinden nasıl olsa durumdan çakmazların türkiş of yuro-amerikaniş re-puplikesine ağırlaştırılmış film oynattırma makinesince laf kıvırttırmaktalardan, anlaşılan o ki, memleket denen dükkan her kur kumrulaşıp paslaşmasına temelli haciz ve tam takır iflasta.
Standart and Poors da kim mi..?
Kim olacak, Türkiye' nin ümüğüne kadar sıkboğaz edenlerin geçmişini ve geleceğini ipotek altına aldırtan ve dinler arası diyaloğ'u ve bop'u ve topyekün nalları havaya diktirtip attıran topu icat eden, borcu yüzyıllar geleneğinden borç ile çevittirme ablukasına hayatımızı yerli ve yaban sülüklerin cebine zula ettiren Uluslararası Kredi Derecelendirme Kurumu. Ve bu kurumun notuna göre dünyanın yoksulluğu dilendiği kapılardan kendini ipe çekip, ölmeden cartayı çektiği mezarlıkların kapısına cansız iskeletini peşinen asmaktadır.
Ve son gonk çalınca, gürültü bu yüzden koptu. Anlaşıldı ki kirli filmler dalevereleyen beyaz perdede hatyatın aslı, ören veran ustaların ellerinde rezil malamatmış meğer.


Seyfi Karaca.......Mayıs / 12

2.5/5 Toplam verilen oy :