Şiir Tutkusu

Menü

Talih ile Salih

Her zaman ilk yudumunda içmeye
?İçelim güzelleşelim? diye başlardı
Güler söyler, şişeler boşaldıkça sona doğru hep ağlardı
Yaşı henüz yirmi dokuz, otuz ha vardı ha yoktu ama
Neredeyse bütün saçları ağarmıştı
Mazisi bir sırdı, kimse bilmezdi
Salih?i bu genç yaşında hangi dertler yıkmıştı
Kendi adını kendi takmıştı; Talihsiz Salih
Talih ile Salih bir araya gelememişti
Nedense onlar birbirlerini sevememişti
Mehtabın solgun ışığında, kaç kereler bir şişe şarabı
Soluksuz, bir açlık ki sonsuz, fondip yaptığını görmüştüm
Elinin tersiyle ağzını siler
Bir vuruşta yere, şişeyi parça parça eder, hep;
?Gülmediyse kör talih ne etsin Salih? derdi
Yüzünde acı bir tebessüm, gözleri dalıp dalıp giderdi



Kimi simitçilik, kimi hamallık ederdi
?Şarap param çıksın, fazlası lazım değil? derdi
Kimi viranelerde, kimi köprü altlarında gecelerdi
?Uyuyalım yeter, kuştüyü yastık lazım değil? derdi
Kimseler bilmez, bilemezdi Salih?in derdi neydi



Oyun uzamıştı bir gece, geç dönüyordum kahveden
Salih?i gördüm tenha bir köşede, içiyordu
İçtikçe için için ağlıyor, gözlerinden yaşlar akıyordu
Sokuldum yanına ?afiyet olsun? dedim
Uzattı elindeki şişeyi ?zıkkımın afiyetimi olur? dedi






Ona berduş, serseri derlerdi, belki öyleydi belki değildi ama
Ama o hep akıllı sözler ederdi
Kimseler bilmez bilemezdi, Salih?in derdi neydi
Ve o gece ben, bir ben öğrendim öyküsünü Salih?in
İçtikçe esirgemedi sözünü ?dinle bak? dedi
?duydun gördün mü sillesini yiyeni böylesine feleğin?
İlk defa o gece çenesi açıldı Salih?in



Bir trafik kazasında, henüz beş yaşında
Kaybetmiş annesiyle babasını
Dayısı almış yanına
Almış ta, yeğenim diye bir kere basmamış bağrına
Ne okul yüzü görmüş Salih, ne bir şefkat, nede bir sıcak yuva
Çocukluğunu bilmemiş, ne dayaklar yemiş hiç yoktan
Babası yok, önüne kol kanat gersin
Anası yok, bağrına basıp gözyaşını silsin
İtile kakıla, yıkıla yıkıla büyümüş Salih



Bir gün Duygu?yu görmüş, esmer güzeliymiş Duygu
Ceylana benziyormuş, kahverengi gözleri
Beline uzanıyormuş, kömür karası saçları
Ve onlar birbirlerini çok sevmişler
Ama sevmek, sevilmek yetmemiş
Öksüzlük var ya, kimsesizlik, garibanlık var ya
Yar etmemişler Duygu?yu Salih?e
Böyle terk etmiş sılasını, yuvasını
?Biliyorsun? dedi ?biliyorsun sonrasını?
?kör talih bırakmadı mı bırakmıyor insanın yakasını?



Tam hatırlamıyorum seksen altı mı, seksen yedimiydi?
O kış çok sert geldi, kuşlar dondu, ağaçlar kurudu
Yine kar yağıyordu, eve doğru yürüyordum
Kahveden insanlar çıkıştı, konuşmalar, koşuşmalar oldu




?Ölmüş? diyordu biri, sonra Salih?in adını duydum
Çökmek üzere olan bir viranede bulduk Salih?i
Son içkisi bir şişe ispirto olmuştu
O gece Salih donmuştu
Gözleri kapalı, yüzünde yine o acı tebessüm, sanki uyuyordu
Yumruğu sımsıkı kapalı, avucunda bir şey tutuyordu
Parmakları salınıp, elini açtığımızda gördük
Avucunda bir resim duruyordu
Kömür karası saçlı, ceylan bakışlı, esmer bir kızın
Hemen anladım, bu Duygu?nun resmiydi
Ne hasreti bitmişti talihsizin, ne sevgisi
Elinde resmi baka baka Duygu?ya
Salih öyle yatmıştı son uykuya...

Gürsel İleri
Gürsel İLERİ466 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Gürsel İLERİ