Şiir Tutkusu

Menü

Takozlandigina Kafadan Kontaklik

Olur mu…olmaz ama olur mu…? Cep telefonunu icat edip tüm dünyayi Global rampadan kafalamak yoluyla ufak, ufak, ufak, ufaktan da ufak; ufacik ufak; minimimimininosscuk ufak; un ufak eden ve herkesi kafeslik kus gibi bozdur bozdur harca bitmeyen kundaklamalarin hasadi olarak tükenmez insan kaynakli sermayelige tüm bir insanligi cebine indiren ülkelerin bizzat kendinde bile, telli telsiz her türlü ekranlasmalar ve tefonlasmalar Türkiyedeki ve Türkiye benzeri diger yosul hovardaliginin ac gözlü tüketiciligi kadar tekel yahut özel haydutluluga bagli ve bagimli degil.
Yeni dünya düzeni zilli zibilli vahset dehsetliligi dünyanin dörtbiryanina kudurmus kuzgunlar gibi mayin mayin patlatlip yikildigina paralel olarak, bu yikimin hem tutuklu Pazar kölesi hem de indir birdir tamponuna piyonluk etme arabuluculuguna esi benzeri bulunmadik yagma nimeti olarak üstüne kapak atilan Türkiye ölceginde, dipsiz boyutsuz mercek altina alinmanin kundaklanmis karargahliligi icin O meshuuuuuur ciplak resim nücüsü Kenanist Oniki Eylül darbesi cuval gibi basa bindirildi.
Sonra baya bir aliskanlik ve bagimlilik yapan bu basa cuval giydirme hususiyeti, toplumun en güvendigi ve devlet-millet memleket esasina dayali irzim namusumdur hassasiyetiyle yaklastigi Ordusunu yüksek vuruslu alasagi etmeleri merasimsel örselemeleriyle Devletin ve Milletin gecmisinden bugüne kadarki tüm tarihsel birikimlerini ve degerlerini yagma –lime linc edip en hesaba kullanisli hale uydurup uyusturarak özeline tekelleyen bu hin niyetli denetim ve yönetim…olmaz ama; olur mu…? Su an guguk kuslusu olarak gönüllü kafaslisiyseniz demek ki oluyor..!
Niye mi olmaz ama oluyor…? Cünkü düsünerek idrak etmek, idrak ederek algiladiklarini sorgulamak ve yargilamak, yargiladiklarini her bir eylem yahut söyleminin bütün nufuz eden yasam alanlarina; yere; göge, kurda, kusa, daga…. Denize, ota, cöpe, uzaga, yakina, gelmise, gelecege her bir yere herzaman ve hersartta kendi insani varligini en önce koyarak ; hayati devamliligini saglayan dengelerde tutmaliydi kisi. Bütün yasam seyrinde taniklik ettigi en ufak bir kimiltiyi dahi birebir yakin takiplilikle rivayetlere ve vekaleten duyum, görüm, karar, iletim, iliski…bagimliliklarina körü körüne körebelesmeden, kisi; herbir kendini kendi iradesi ve yetkisi disina sartlayan bagnazliklardan kendini kurtaran yasam mücadelesiyle birebir basgöz olarak bilinc ve bulgularini edinmesi gerekiyordu.
Kimsenin yapilmis envanter liste siralamasinda herhangi biri hasabiyla heran kullanima hazir ve sabahtan aksama agzinda dilinde özgürlük, demokrasi, esitlik, bagimsizlik, hak, guk, gak….türü insani kendisiyle özgünlestiren degerler toplulugunu eveleye geveleye yapmacik ve yapistirma gürültüleri gezdiren düsünce bagimlisi yahut tarafi bi taraf özürlülügünden gurup ahmagi, küme kölesi olmamasi gerekiyordu.
Kendini ele aleme veren kaliplasmalardan dogma büyüme hususi yontulup bicimlemelerin bircoklastirilmis benzerlerinden herhangi biri olarak; isimsiz; cisimsiz, varligi yoklugu belim belirsiz sapasaglam körkötürümlesmelere kronik bir hasta; kemiklesmis kireclesmis tortu, hurafelerden ve takma kafaliliktan öte gidemeyen yortu ve yordamci gibi, bastanaya kivilcimlasmis düsücelernin ucu kendini hicbirzaman baglandigi karargah kapilarindan müsade olmaksizin kendine müsade etmeyen garip bile denilemeyecek tuhafliga piyon olmamasi gerekiyordu.
O gerekiyordu bu gerekiyordu….hele hele hicbir askiya ve baskiya aldirmadan, dünyanin dörtbiryanindan acilmis kucaklariyla dolu dolu dogup gelen hayat sonsuzlugunu hic bir engellemeye yalas- bulas etmeden, yeni ve taptaze yerinden kucaklayip öper gibi her gününü kisi; kendine ve hayata büyük bir baglilikla asla vazgecmeksizin …kendinden baslayarak büyüyüp giden kainati hayranlikla izleyip, izcisi olmasi gerekiyordu…
Akliyla, fikriyle, vicdaniyla, hayaliyle, düsüyle, ilgisiye, iltisimiyle, bilgisiyle, edinimiyle, emegiyle, eylemiyle, özlemiyle, kalbiyle, sevgsiyle, hasretiyle, hasletiyle, kurgusuyla, kurumlastigiyla….tüm öznel ve nesnel var yoklari birebir dokunup, irdeleyip, inceleyip, iliskilenen bulup, süzüp süzgeclediklerinden demledigi irade ve yeti gücünü daima hic eksiltmeksizin hayata katarak ve bu katilimcilikta daima herseyin önüne kendi kisiligini hayatinin ana varligi olarak danisip karar veren ve eyleme söyleme koyan olmasi gerekiyordu.
Yalnizca insanliga ve hayata heryerde, heran, hersartta bagli kalmasi….ve bu ugurda her bir uzvunu yasamak ve yasama sevinciyle özenmis, donanmis, birikimlenmis olarak ölürcesine bagli kalmasi ; ve koruyup kolayanlarin savunucusu olmasi gerekiyordu. Ki, ister sagdan olsun buna dair sapma, ister soldan olsun hickimsenin kuyrukcusu ve kilinmis kölesi olmayarak kendi yasama dair hassaslariyla ne nerde kime yahut ne gibilere karsi veyahut da yaninda duyarli etkitepki gösterebilene ancak kendini ancak insan saydirabileydi kisi.
Cünkü insan hayati izler veya gözlerken, yasam süreci icerisinde tanklik ettikleriyle ancak kendi kisiligi adina kimsenin sablonuna kaliplasmama özgürlülügünü elde eder. Degilse düsüncelerini ucu hep bir yere bagli, zaman sürüklemelerinin ordan oraya her ayak alti alasagiligi kafadan gözden koldan bacaktan rehin, akil ve fikriyatini hic edinmemis, eylemsiz, susuk, sinik, sessize sakin…gelen gecen bütün kalabalik ve gürültülülüklerin yolkenari antik heykeli gibidir kisi…Ve bileti de daima her akintinin bulasigina cöpcülük etmeye kesiktir.
Bu haliyle gelgelelim edersek Türkiye`ye; orada görülen insan boyu batakliktaki görünen odur ki; toplumsal barisi saglamak icin bir zamanlar Kücük Amerika Yöresel Köy Muhtarciligi yaparak, tüm toplum dokusunu bu boyunegmelerin tozuna tozagina kozalaklayan ve bugün bu ugurda cok ileri safhada mesafeler alinmis olunan Bop`a yedek maskotluk formasi giyme sifatiyla Adnan Menderes mezar ziyaretcisi Cumhuriyetsiz Halk Kemal Kilicdaroglu kalkan kiliclanmaciligi…Birzamanlarin kizil kiyamet kemalist putlasmalara karsi cengaverlik ettigi söylemleriyle kizlari kadinlari capraz fiseklikler gibi zirszibil sokaklara sürüp, simdi o sürümden kazandiklariyla haladir Büyük Ortadogu` cografyasinin ekmegine kan dograyanlarinà Boplatan ziplatan el masasi olarak susturucu silah gibi bütün bu cografyaya polislik gücü yapan; ve yapanlara yataklik eden, Iki sayfalikli dokuz maddelikli…Tayyip-abdul-bülent serbülent filanli manli..Kornali kamyonlu Esbaskanlikla kafa kafaya dengelesmis olacak ki….
Aralarinda her secim meydaninda al bunu da kendini de as…! Bizi de, dermis gibi ip ziplayici Milliyetci Devletsiz Bahceli…ve hemen onun sag veya sol bögründe, ayni numaraya kollu kanatli Kürt kafatasci azinlikci mizikcisi cok baszorbasmorbasfilan apolu tamponlu ertnik kafadarliligi….Diger ulu ortaliklarda her nevi dizi ve edebiyat sanat islerinden ancak kendine bir yol tutturan, bozuk düzenin sibop ayarlayicisi sol ve sag kirik dökükleri…
Bu denli herbir kurum ve kurulusu yagmaci soyguncu vurgunculuga özellestirilmis ve yalnizca tüm toplum katmanlariyla buna kul köle Pazar piyasalayarak hayati ve insanligi öldüren düsüncesiz, fikirsiz, ipsiz, sapsiz, izansiz, imansiz, iradesiz, inancsiza bag ve bagliliklarla Yuroamerikanjapon kurgu kuramlarina ting….ting..ting….Tek bir araba markasi olmadigi halde araba üreten global sömürücülerden cok daha araba lüksüne düskün …ve hersaniye hayatini kirlendigi benzini yutkunup icercesine zamli zumlu….hani kuzu kuzu …
Olur mu…..hani böyle dangalak devirsiz cok bezirganli haram ören devran..? Degilim ben diyemiyorsaniz….demek ki baaaaaaaal gibi oluyor..! Akla mantiga yatmasa bile hani yani, baaaaaaal gibi bal…!





Seyfi Karaca.....Ekim / 12
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca