Şiir Tutkusu

Menü

Son Nebi

SON NEBİ
Beke vadisinde bir feryat koptu,
Feryadı duymazdan geldi İbrahim,
Emir yaratandan yapması haktı,
İbrahim soyundan geldi son nebi,

Hacer ana yavrusuna sarıldı,
Sandı ki İbrahim bana darıldı,
Hakta la emrini hacer de aldı,
İbrahim soyundan geldi son nebi,

Hacer ana şaştı düştü telaşa,
Sonra kader dedi gelenler başa,
Sefadan Merve ye git koşa koşa,
İbrahim soyundan geldi son nebi,

Melek indi İsmail in yanına,
Zemzem çıktı can eyledi canına,
Cürümlüler geldi hacer yanına,
İbrahim soyundan geldi son nebi.

Faran dağlarında çöl ortasında,
Hazreti âdemden gelen nesilde,
Karanlık cehalet put ortasında,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

İbrahim; İsmail on iki oğul,
Yirminci göbekten Adnan da bir kul,
Abdullah’tan oldu Kâinata Nur,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Adı müjdelendi kondu Muhammed,
Sırtında var idi mührü risalet,
Doğuda batıda nurlandı elbet,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Kabe de ki putlar devrilip döndü,
Mecusi ateşi doğarken söndü,
İnsanlık Nur ile gün aydınlandı,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Sütanne halime tereddüt eti,
Süt çocuk alınca bereket geldi,
Bir’ e yetmeyen süt ikiye yetti,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Melekler kalbini yardı yıkadı,
Birazı zemzemdi birazı kardı,
Yarasını yine melekler sardı,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Anne ile Medine’nin yolunda,
Ümmi eymen ile girdi kolunda,
Azrail emanet aldı sonunda,
Hem yetim hem öksüz kaldı son nebi.

Dede ile amca himaye etti,
Putlara tapmanın devride bitti,
Karanlık dünyayı aydınlık etti,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Rahip bahira da sırrına erdi,
Bir bulut kervanı gölge ederdi,
Kervanı çağırıp yiyecek verdi,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Onurlu ve izzetliydi Hatice,
Son nebiye eşe vardı netice,
Ebu-l kasım hüzün ile sevince,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Sadık rüyaları haberci olmuş,
Nur dağına doğru yola koyulmuş,
Hira mağarasında bir haller olmuş,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

İlk Bismirabbuke dedi yaratan,
Cibril ile ayet, ayet sıradan,
Dünya aydınlandı onun nurundan,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Nur dağında buluşmuştu iki Nur,
Ebu cehillere düşmüştü bir kor,
Cehaletin gözü görmüyordu kör,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Hira da başladı altı yüz ondu,
Bir titreme tuttu sandı ki dondu,
Gelen nebilerden buda en sondu,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Güneşi doğmuştu tüm insanlığın,
Kapısı kapandı karanlık çağın,
Kıyamete kadar yanar ışığın,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

İlk önce Hatice biat eyledi,
Sonra amcaoğlu hazreti âli,
Zeyd ibni harise ve Ebubekir,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Bir nur kervanıydı hızla yol alan,
Sıraya girdiler hazla katılan,
Kafasına işkembeler atılan,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Köle bir çobandı dağlarda Bilal,
Süt ikram eyledi ağladı Bilal,
Son nebiye candan bağlandı Bilal,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Cehalet canavar insanı yerdi,
Son nebiye son kitabı gönderdi,
Yaratan Nurunu Cibril le verdi,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Öz amcası hakaretler yağdırdı,
Zulüm etti yurtlarından kovdurdu,
Sonra aydınlandı cehalet yurdu,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Sefa tepesine çıkıp seslendi,
Azgın cahil davet ile uslandı,
Kul zulüm ettikçe hakka yaslandı,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Ebu leheb el kaldırdı kurudu,
Ummü cemil kocasıyla bir idi,
Gelip sordu bakar gözü kör idi,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.

Ayırmadı hiçbir kavim kabile,
Ey insanlar dedi çağırdı dine,
Ebu cehillerin cehaletine,
Güneş gibi doğdu geldi son nebi.
Halife BOZBAYIR
Halife BOZ BAYIR78 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı :