Şiir Tutkusu

Menü

Sicilinden Silinince Toprak

Tırmanıp tırmanıp kurtulmalarına çırpındığı diplere yeniden düşen kuyulanmalar vardır..Hani güçten kuvvetten kesildikce derininde koyulaştığı karanlıklara iyyyyce gözü- gönlü alışıp halçaresizliğine kendileşen.
Her sefer ve her sefer, ölümcül korkulara zaman ve mekan daraldıkca binbir yorgunluklardan dişirip toparladığı son bir gücünü, bitkin dizlerinin dibine devrilinceye kadar yeniden ve yeniden oralardan çıkışlara yeltenip...İşi baştan yanlışa süren sonu belli nafileler demek istiyorum..
Kınasıyla, kekiğiyle, igeceniyle, ızgınıyla...Dağları binbir yayla çiçekli bölük bölük sürüler dolandıran kır meskenlerinin sarıp sarmalayan kucakları insansız kalınca..
Silindi atların nalgezen izleri yabandan yazıdan, turuncundan ayvasından oldu asma dalları, tümden çoraklara öksüzleşti sürgün teveklerinde kuruyan bakımsız bağlar. Kuzu sesi, körpe meleyişi; kenger, kuzulak, navruz ve daha niceler....
Şimdilerde adam boyu ota çöpe büründü etekleri ve dorukları sahipsiz, sıdalı, yok bir kaval sesinde susayazmış arayanı soranı kalmamış dere ve tepelerin.
Nidersin ki, bir garip ahvallerin haldaşı durumuna muhacir düşerse İnsan, adımlarına gümüş liralar da döksen kimselerin rica ile yaptıramadığını kafayı bozmuşcasına kendi elleriyle kendi kendine yapar ki...Hiç farkına bile varamaz sonunda düştüğü dibi çürüklerle dolu batık, kör kuyulara nasıl ve ne yolla düştüğünün.
Yol o yolsuzluktur, tiryakisi zehir tiksintisi bağımlılıklarının bile hani o halleri bir garip insan, uyuştuğunun tadına köleleştimiydi...Yandı keten helva bez getirdir işin ucu bucağı.
Hanidir ya, içinde derinleşilen o baştanberi bütün akarsu temizliğiyle sırtınızda hayatı yorulduğunuz vadileriniz, bütün beti betreketiyle sizin hayatınız dışında elalemler deltasına sizden sürüklenen hayat topraklarını aktarıp götürürken...Yapacak bir şeyiniz de kalmamıştır sizden kopup gidenleri uzaktan uzağa seyretmekten başka. Çünkü mesele, o ilk ve umursanmazda hemencecik tefini dürmüştür.
Niçini o ilk dolu dolu ambarları çarkı bozuk değirmenlerde zavara çıkaran tane tane harap olmalara "Adam sen de " ' ci kayıtsız ve gailesiz kalmaktır öyle ya..
Balya balya hiçlik yığıntılarının insana yorgunluk; bezginlik, bencillik, aidiyetsizlik, sorumsuzluk, fikirsizlik; ..açgözlülük, oburluk,sevgisizlik, hoşgörüsüzlük, tadımsızlık, kibir...gibi bağımlılaştıkca derine dalan, derine daldıkca bütün etrafını içe çekerek büyüyen anaforlar birikintisine katmanlaşıp kendi üstüne yük kalmalarına linç eden o ilk ve tırıs geçme küçük kayıplarıyla..
O çarpık, çalıntı eskisi ve çapraz ayakların peşinden sürüklenen aklını tetik tetik katletmiş hayatı birebir tüm yakınlığıyla duyumsayanlarını da candamarından kökten kazımış öyle bir zamandır, hali vakti baştan bellimiz ya...
Hormonu bozuk gıda, kalitesi hurda pirinç, GE De O su ağılı buğday ev eşyaları ve çocuk oyuncakları derken...
Et, süt, sütlaç, ...açık ihale, kapalı gişe, bazarcı bezirgan ve belediyecilerle...Ve dağları çobansız sürüsüz kalmış bereketi kozkıranlarına ipotek edilmiş haraç mezat kuyu dibi çırpınışlarımızın kuzguni yamaçlarına insan boyunu yutan viranlara yıkılıp..
Hop kalkıp hoooooooppa oturup hergün mü her gün..Terbiyesini okyanus ötesi batık ve boğunuk bozuk sesli kayıtdışı plaklardan alıyorlarmış...Adam ve kadınların neyi nasıl bölüşürüz vaad ve vaazlerini dinliyoruz ..
Diyorlar ki;
" öyle doğu – batı gibinli bölüşüp bölünmesi bile yetmez bize...Hatta bütün vilayetlerde tek tek...Kim, hangi semtinde hangi etnitidede sayısı kabarık forsu da yüksekse, o alsın kaymaklısı gani dümeni eline. Sonra demokratlık ve özgürlük ve barış ve kimlik ve otübüs bileti ve şekerli ciklet ve plastik kamiyon ve kambiyo ve senet ve tapu ve toki ve kaçak ve arsa ve kuyu dibi şiş ve afiş gibi padişahi buyruğu tek başkanlı mühürle artizlettirip...herkese istemediği kadar iş koyu veriversin " .....diyor ortakyapımlı adam ve kadın.
Hem de açık görüşlü uzakbakan bugünün harabına topyekün işveren holdingci basın yayın ve millet millete ilişkili zindancı pencerelerden..Hatta birebir devlet malı mülkünden. Tabi lütfedip eğer tenezül ederlerse..
Sicilinden insanının tefini düren hayat sokaklarıysa, "karadır bu bahtım karalar" a, azap gazap çalıp çığıttırıyor.

Seyfi Karaca......... Eylül / 10
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca