Şiir Tutkusu

Menü

Samimiyeti Sahte Sevgililik Üzerine 1

Silik bulanik ve duvara tam dönük bellimbelirsizligin sopsoguk aynalarinda kayip ve yitik yetimlerin öksüzlerini doyurup kandirmaya calisiyoruz basitce. Sürekli eksigi olan bir hayatin agrisi acisi dinmez kapanmaz gediklerini kavga kargasa itis kakis yogunluguyla iliskisizlige tükenerek canli tutmanin kendikendinden kovulmuslugundayiz..
Önünü arkasini, solunu sagini, yöresini yaninini, yarimini tümünü bilinmez belirsizliklerin izleyip takip ettigi kim kime nereye kadar veya kim kime nerden sonrasi dahil yahut müdahil olup olmamasina iliskin hic bir sayginlik sinirlari olmayan karisip kurcalamalarin herseyion kendinden sorulmadikca karsidakine hicbir yasama özgünlügünü özgürlügünü sevincini hevesini hassasiyetini ve özelini müsade etmeyen üzücü, ezici, bezdirici, bogucu, bunaltici, biktirici, yorucui, yipratici tekillesmis dayatma diktalarinin el yapimi hayat hikayelerini ve ona bagimli bozgun –azgin insan iliskilerini sevgi toplumu diye üretip cogaltan dipsiz derinlik batagidir bu ovulmuslugun adi adresi. Günümüzün insan modelini kapis kapis tüketmekle zorunlu kilan herkesin herkesi bir sekilde etkileyip bozuldugu batak calkantilarin kapsamada tarzina dahil olmadikca tüm acimasizligiyla öldüresiye kabugunun disina carmihlayip kenara koydgu zorbaliginni birden bire herkesin herkesi kiskirtici sevgisizlige örenlestiren basedilemez yalnizlik cogalmisliklarini da özgürlesmis –gelismis Toplum yapisi diye tariff ediyor. Aslinda tarifsizce karsidakini tamamen kendi basibozulmuslugunun i hükümranligina köleleyerek ne sayginlik ne özgünlük ne özgürlük ne sevgi ne sir ne sirdaslik ne iliski ne paylasim hic mi hic haddini hududunu blmeyen ve her hale müdahilli haksizzlikla hukuksuzl a hoyratkla haramilikle haydutlukla acimasizligin varabilecegi her yeri iyi ve güzelmis gibiye sayan yerden gelen yikimdir böylesi toplumsal cöküsün sonu insanlik ölümünde biten felaket. Bu durum, yasamadikca yasama sevinci; Dostluk; Paylasim; Hak, Hukuk, Katilimcilik, Beceri, Cesaret, Güven, ilgi, Bilgi gibi tüm yeteneklerini yitirdikce yitirerek, fakat yasadikca kini, nefreti, karanligi, haramiligi, uzaklasmayi, sogumayi, diktayi, dayatmayi, ukelaligi, zorbaligi, zulümü, aciyi, uzaklasmayi ve sefaleti felaket felakete dogal sayip olaganliga silinip süprülüp sürgünlesir. Birdenbire ve hizla birbirini her türlü karakter bozukluguna etkilesip cegaltarak sinirsiz bir kapis kapis tüketmenin nefretini, kinini, fitnesini, haramiligini, yolsuzlugunu sevgisizligin büyüttügü azgin ve istah kabartan kamcilarla kosturup kovalayan yalnislasmalar yuvagidir hatti zatindaki bu cöküs. Herdevami kusku uyandiran güvensizliginin saygisizliginin sogukluk veren yipranmisliginin ve caresizliginin mahvettigi cikmazlarda, bir avuc sevgiyi yahut bir yudum saygi kaynakli güven duyurucu paylasimciligi düstügü her karanligin acimasiz delikdesikligi icinde arayip cirpinan yasam yoksullugudur buradaki, cehennem yüklü yapayalnizlara koparak cöken, cöktükce cürüyen, insan ölümünü carmihlayip SÜRPIYASA eden katiksiz iNTIHAR. Sessizligin her tonunu deneyerek süslü püslü agiitlarla acisini yigdikca yigan ve birsekilde bir yol bulup hep kendiliginden patlamis püskürmüs tükettikce tükenmelerin korku karanliklarini kimsesizlik etrafinda dolana bulana hayati paylasacak neredeyse kimsesi olmayanlarin mankenlestirilip modalastirildigi tekrarlarla, bütün kokana kokusmuslarini tesselliye zügürtleyen mecburi iltihaplari bile bile edinmis bulasmis mahluga yaratiklastiran bir zindandir adi gecen bahis. Yerlesmis oturmus kat kat katman kaliplarla daha üst yüksekten herseyi kendi gözetiminde sorgusuz sualsiz erisilmeze vardirip tüm cürümüs cökmüslerin teslim ettigi saltanat sürümüne DEVLET olma gözü dönmüslügü sevgisizligin kollayip kodladigi bütün kederli kaygili sefi-caresiz yapisi bozuk insanlik disi rezillere -rüsvalar haram ve haksizlik carpikligina ölümüne muhtactir cünkü.
Hep sevgi ihtiyacligi yoksulluguyla tüm iliskilerimiz ören evler yalnizliginin kalabaligini apagir kosullu öncesi ve sonrasi belli putlasmis monotonluklar hem zehreder hem kahreder insanini. Nefes alamaz orada. Kimi zamanlarin mutlak sabri gerektiren gecici hali haric, eger secim kisiye kalacaksa delisine dolulugun hem samimi, hem sicak, hem dogal, hem kolay, tamanen kendini tarif edenlerin dolaysiz güvenilir eriskin kisilik ve karakterliligine sahip olmalidir. Öyle olunca dünya ile karsilikli güven icinde saklanip gizlenmeye ihtiyac duymadan samimice yasar. Birileri sevecek veya adamdan sayacak diye kapis kapis katalog kapaklarindan suret ve surat secmeye kalkarsa, bugünkünü andiran kisilik ve karakter bozuklugunu koyar ve saplanir, kendi yerine halsiz vakitsizlere kalan kisi. Seyahat özlemi kisiyi doymusluk bolluk ve zenginlik duygusuyla besleyerek dünyada MISAFiR OLDUGUNUN inancini pekistirir ve hosgörüyle donatir. Imkanlar elverdigince yasadigimiz hayati anlamlandiran öze ve esasa yönelik gördügünden ve yasadigindan memnun kalma halini eylemleyen olgudur Seyehat özlemli dünya ziyaretciligi. Hele hele tüm baskilarin ötesindeki DELIDOLULUGUYLA yatip kalkan insanlaraysa adeta yapmasi gereken ibadet gibidir Seyehat. Sorumluluk ve bizim disimizdakilere baglanmisligimiz bizde olan tüm heyecanlari ve enerjimizi alip götürüyor cogunlukla, fakat firsatini bulunca da insan kendi beklentilerinin yalancisi ve yabancisi olmamali.Yoksa bitmez tükenmez gerilim, bunalim hastalik ve azip kuidurtancöllesmeler sancisi altinda kavrulup kivranarak kendikendinde cürüyüp coraklasir insan. Cünkü orasi kendi olmayan yabancililiga kulplu kalayliligin idareten elvermis igreti tutuncagigir.
Tümüyle Özenti mahkum verani tutuklulugun kendiliginden savrulan bu hali say ki burali cehennem huzursuzluguna esittir mülkü.. Yine de nefes alacak kadar soluklanmaya, yüzümüze gülümseyecek kadar isiga, hayatimizi dik; dinc ve diri tutacak kadar PAYLASIMA ve Sevgiye ihtiyacimiz var hepimizin. Hep yeni seylerle hasbihal olan ögretici klavuzlugun dokundugu duyumlara cevap vererek, yoklugun yere serdigi gökyüzü krartmalarini esip yagmaktan kurtulmayan hoyrat hisimlarina kalakalmadan, yani aramadigin kadar bahaneleri bol olan ip ucu kovalasmasinin dörtbirtarafinda ömür, savrulup sacilip bitip gidecegi icin..yani O` yüzden yazilmis ve söylenmis hayatin satirlarina yeniden dönerek yasadigimiz hayat hikayesinin yasayan canli tanikligina pay sahibi yapmak zorundayiz ömrümüzü..Yani sorumluluklarin disindaki zaman tüm delidoluluguyla bizi yasatmali kendikendimizde. Ve bu yüzden icinden gelen sevgi ihtiyaci cigliklarinin delidoluluguna kendini kandirmadan, doruca , dik, dürüstce birakmasi gerekiyor kendi icinde bogularak zatende coraklasip cöllesmemeyi dileyen insan. Ki, bu ugurda tüm yalan yanlislarla birbirini köhneleyip terbiye eden cöllesmelerin tenkidine ugramamasi esasta sasilacak olan seyin tam kendisidir. Günümüzü öldürücü ablukasiyla bogup bunaltan yanlis yalanlar göstermeligiyle hayati tarif etmenin sakat kollu ve frensiz kamyonu gibi hem motor hem kasa hem tasiyamayacagi yükün altina girmenin manasi olmayan özrüyle bastanasagi ucurumlasmaya kendini birakip salarcasina hem gözü, hem gönlü, hem hükmü bagli tepetaklaca yasadigimiz yorucu kargasalarin birbirine sürekli erisilmez olmayi nispetlemesi sirasinda ne kendimize bakacak kadar huzuru saglayabiliyoruz, ne de kaybettigimiz güzel dünyalari birdaha kolay kolay bulabilmenin aklina sakinlik sunabiliyoruz. Meger halimiz böyleykende, hem sevgiye ac hem yasama hayat veren kaynaklari suvaran sevgi nehirlerinin tüm delidolularla cosup caglayani olarak ummanini arayan süyem damlalarinin yitip kayboldugu öksüzlügü omuzlanmis yüklenmis olarak, sürükleyip götüren calkantisi yikintisi tükenmez basibozuk akintilar seli kapilmisligindayiz. Bu yüzden cagirabildigi kadar yüksek kavramlarla cagirmali insan sevgiyi. Karakter ve kisilik sahipliligini tazeleyip diri tutmaya yönelik yürek pusulasinda daima kendini bulacagi yakinligin cigligini duyuranin ayibi degil, farkinda olmayip sevgisizlik posetiyle kendini alisveris cöplügü hizasindan ve günlük hayatini yalnizlik-yokluk tutuklayanin kaybidir hic bir duyumuna dokunmayan sevgisizlik yoksununun cökme ce cürümeli hayat seyri. Cünkü karsilikli deger dengeliliginden doyar; ve beslenir sevglilik Hükmü. Ve kolay kolay keyfiyete birakmayan karsidakinin kendi degerliligiyle tavir taskinan sevgi, tüm muhasebesini VICDAN hesabiyla ödesir. Degilse ortada ne sevgi vardir, ne de esamesi.
Hergün seyir defteri huzursuzluguyla azip kuduran bastansavmalarin artik kimsenin kimseyle inanarak yahut güvenerek bag ve iliski kuramadigi tahammülsüzlügün yapayligina kesip atan kapanmisliklar bildiren bir saati kollasip kucaklasarak aqcilip kapandigi, kimsesizligin dünyasina kelepceleniyor insanlik. Kimsenin, yogunluklu olarak toplum diye adlandirdigi büyük iletisim alaninda daima breyselligin iri gösteren soyutlasmis sekilsel görünümünü öne cikarmak icin ortaya koydugu en öldürücü herkesin bir üstüne cikarak varolma carmihi, karanliginda boguldugu zindanin isigina kurtarmaya can attigi intihar ve izdiham derinliginden baska birseyi andirmamakta. En cok git gide yalnizlastiginin ilgiden ve iliskiden sogutulmus tüm kurak damarlarina depresmis azmis insanligini coraklayip bitirimleyen el-vedalarla, en cok kendinin olmadigi hayat öykülerinde yahut zenginlik gösterimli dükkanlasmalarda sanki özledigi kendine dokunamamanin ugrattigi hayal kirikligini dipten dipe daha da kirilip dökülerek, vardigi caresizliklere donattigi hic kimseye kendini duyuramamanin sevgisizligini doyurabilmek icin, kendi yitik yalnizligindan baska daha güvenilir sir kapisi bulamamakta adeta. Cünkü paylasimi eksildikce eksilen dondurucularin ayazina terkedilmis olan kinli garezli fesat kesatlariyla örgütlenip örenlestirilmis olan daima firsat ve acik arayici bencil bunaklasmasi baglamli toplumsallasmak, kimsenin siradan sohbeti ihtiyac geregi dahi olsa karsiliginda kazanacagi birsey olmasinin esasiyla öldürücü endürilesmenin kaide geregi olarak, uzaktan uzaga; sopsoguk, alelusül, sahte, yabanci, yüzeysel ve igretilikle bakip kavramakta. Daima kesin sonuc veren yüksek hesaplarla, ama daima insan denen varlik hakkinda hep yanilip aldanan cikmaza sürükleyisleriyle, soruldugunda evil misin, eh evliyim iste duvarlasmalarinin esyalar, merdivenler, camlar ve kumaslar icinde kisiyi arac gereclestirdigi sandiga kapanmakta. Benzer- gibisinin asilsiz korkunc koridor tünelinden bütün pencere ve kapilari, acilip örtülen her defter dürümüne insani icerden iceriye yosup yigan küslük darginligin tüm iliskilerini oyuncaklastirma bedeline terkederek yasamdan el cekmesi misalindedir. Bu yüzden tam da burada karsiligi asla sevgi olmayan durumdan istifade etme nispet yapmalari birbirini ezip yoketme pahasiyla isine nasil geliyorsa öyle kisilik ve karakter sergileyen kaygan kaypakliligi ürünlestirir. Oysa kisinin yalnizbasindan itibaren bulundugu her iliski ister agaran safak olsun ister alacakaranliklasan aksam tüm yasamin ortakcilariyla ve herzaman her yerinde karsilikli degerliligin birbirini önemseyen ve asla kafasina buyruklugun hüküm sürmedigi SEVGiLiLiGi gerektirir. Bu zorunluluk dünya hangi cagini yasarsa yasasin eskimez -degismez yasam hukukunun hayat veren topragidir.
Cünkü sevgi olmadan hicbir yasama sevinci kendini ne tanimlayabilir ne de sonraki tüm hayat güzeli doluluklara hemhallenen müjdelenme sansi vardir. Sevgisiz tüm kurulmus olan yapilanmalar yerini eninde sonunda hirsa, kine, cirkinlige, carpikliga, kavgaya, kargasaya, kabusa, öfkeye, cikmaza, yikima ve lanete birakir. Kimsin nesin soruldugunda cevap olarak devamli yalan, yitik ve yabanci karakter bozulmalarinin nerede duracagi belirsizligini tarif ederek kendini uzakligin ötesinden karsilamaya ve cevap vermeye calismasi, yanilgi zorakiliginin ögütledigi vurdumduymaz ayaküstülügüyle acimasiz, küstah, tutarsiz kovulmusluklarina bezenmis özentileri umursadigindandir. Bu haliyle, yani sevgi damarli devamliligi olmayan dengesizligiyle hicbir iliskiyi SEVGiLI diye gercek anlamda yakinlasmasi mümkün degildir kendine dahi tahammülü ve samimiyeti olmayan kisinin. Eger dürüstlügünü ortaya koyarak DELIDOLULUGUN en kolayca ve karmasasiz ulasilabilecegi insan temizyürekliligi sadeligini kisiliginde karakterlesmemisse kisi, hiyakar ve riyakarlikla sürekli dolayli gösteren süslü isaretlerin levhaladigi kacaklara saklanarak yaniltan cesaretsizligin sürdürülmesi mümkünsüzlügünü sarmallanip sergilenir. Sonunda mutlaka kusanip giydigi sahteliginin kendini bir türlü ortaya koyamadigi ve kendi disindaki her girdigi baglayiciliga kitleyip kapayan keyfibilirligin acisini cektirerek mahvettigi ölüye yokluk yoksulluklar enkazini birakir. Cünkü karanlik gösterimli bir pusulanin iz ve isaretiyle bir türlü kucaklari birbirine kavusamamanin soguklugunu kiskivrak sarilan tutukluluk, kiskacinda daima kelepcelenmis kimsesizligin biraktigi yalnizlasmalarini bulan ayaz-poyraz dalga gecinimli siginaktir. Kendisiyle arasi acik sahtekar mesafelerine her yikintidan bir parca tasiyan ucuk-gömük buzlanmalar koyarak, aldatici yaniltmalarina yenildiginin aci, agri, kabus, eziyet, linc gibi örselenmislikler kökenli basibozuklugunu, yok haline tamire ugrasan bu yilmis sogulmuslugun avuntusudur.
Cerci cerezidir diye diye kendinden bulunmaz diyar oldugu, sahip olduklarini da yitirmisligin en bela kendikendine bakamayacak derinliklerden kötürümlestigi sevgi yoksullugu, devaminda adaletsizligi, kirlesmeyi, kavgayi, kopmayi, laneti, küslügü ve daha öte düsmanliklar getire getire herkes bugünkü görünümüyle yogun günboyu azdiran FATURA YORULMALARININ kovaladigi kisiye, kendi yalnizligiyla toplumsal iletisimlesmek diye bitik ve bezginliginin kosulsuz kabulünü sart kostu. Bu celladina cellat sig ve soyut cehennem uyumu , herseyi ve bilhassa sevgiyi yalan iliskiler üzerinden gittikce yapayalniz kendikendini tatmin olmanin cinsel dürtümleriyle kelepceleyip carpiklastikca zindaninda cirpinip duran yapilanmaya kilitlemekte. Yitikligine yigin yigin birikmenin dayanilmaz yigilmalari altinda herseyiyle kopup kaybolup gitmeye, ögüttügü degirmenlesmesini böylesine insansiz yüreksizlige; cesaretsizlige, dolayliliga, dolasikliliga, uluortaya konulmus bir isaret molozu gibi hep gecinden gelen bir iklimcesine kullanimsiz yasam soguklugunu yahut kizgin kiyametliligini düzenine dekorlar. Heran hali hazir terkedip sivismaya yönelik yapay iliskili kaypakligin herkesin ayri pencerelerde ayni evi paylasiyormus havali ve gösterisli ayriliklara taniklik eden biraradaligi, nasil ki devamli baskasinin degerlendirmesine göre ezilip büzülüp sekilden sekillere giriyorsa, durmaksizin degisken bicimselligin bir türlü kendi delidolulugunu hayatina benimseyemeyen dogalligini ezikliginin en büyük tasinmaz mükü bilir. Bu yüzden böylesi sapik-sarkak yapilanmali sevgisizlik bünyesinde daima birbirine hirs ve nispet yaparak basina buyruk ilgisizligi iliskilenmekse, sayisiz öldürücüler doguran sevgi kavraminin yerine konulur.
Bu bakimdan,gittikce hak yerine haksizlik. Yol yerine Yolsuzluk. Sevgi yerine Sevgisizlik; inancsizlik, itibarsizlik, iliskisizlik, ilgisizlik, güvensizlik katilliklerini koyarak; samimiyetten, sohbetten yahut paylasimdan yoksun dibine düstügü karakter bozulmalarinin devamli SIDDET- NEFRET ekip bicen toplumsuzluk SÜRPIYASA serbestliginde, kurdugu ve kuruldugu HARAMiLiK düzeninden hinc , linc, lanet, vahsetler bicen günümüz dünyasin ayrilmis parcalanmis uzaklasmis bölünmüs sürgünleriyle donantili KÜRESEL boyutlukta büyük ACENTACILIGI tüm dünyayi kasip kavurup delirtici derinliginde yutmakta. Buna bagli Türkiye baglaminda Ordu`nun bile haberdar olmadigi acilim-cözülüm ülke kaderine sömürge kumasi bölünmüslügünü giydirildigi, yalnizca ithal ve borclanma ekonomisi ürerine sömürgelestikce daha sömürgelestirildigi assiz issiz sefiller güncelikli vaziyete hususi seckin Adam, ATATÜRK` ün büstünün kazmalandigi yerde kendini köske baskan tayin ettiriyorken...Dosyasi kabarik ülke boyutu abidikler, kökten TAKIPSiZLIGE esilip gömülüyor...Ülkemizi tümüyle delikdesik dinlememis MÜTTEFIK kalmamisliga..Bop rahatligiyla `Eh olabilir böyle seyler` denilip geciliyor...Birzamanlarin bizzat is-güc ortagi BOP paralelcisini toplumun tüm akliyla alay edercesine suni bulantilar calkalayarak; bozulmus devamliliga Hüküm-etme Projesinde sadece Bop ve buyrugu ACILIM cözülümden baska millete memlekete ZIRNIK caresi olmayan YIKIM süreci müjdeleniyor....Ki zaten sanki besbelli degil mi demeye, Türkiye`yi CIA...filanlarin resmen yönetip idareledigini..?!..

Dipnot :Onu öyle yap bunu böyle düzelt berikini digerne degistir demeye hic ne cekinge ne sinir koymadan, sinirsiz bir musallat olmanin karsidakine nefes dahi aldirmayarak hayatini yerle bir edici, öldürücü ve baskilayici he risine müdahil olma saldirganligiyla buyurganlik bagimliliginin hayatin ne adina olursa olsun kurulmus tüm iliskisizligi, eninde sonunda el yapimi hikayelerinden bezmis bikmis bunalmis cildirmalara, nefrete, patlamaya, kopmaya, uzaklasmaya, küskünlüge, sogumaya ve bitmez tükenmez kapanmasiz ara aciklarinin dogurdugu kavga heveslisi ve kavga temelli her türlü haram, hisrs, rüsvet, abluka, dayatma, dikta ve bircvoklari gibi catismalari günlük yasantilar icerisinde olmazsa olmazlarin en olaganlari basinda sayan sevgisizligin karakter bozusmada daha üst seviyeli nitelik kazanmis yeni yetiskin nesillesmeye götürür teslim eder. Haddi mi degil mi. Hakki mi degil mi. Hududu mu degil mi, hic sorup sorgulamaksizin türlü yasaklarin yoksulluklarin yolsuzluklarin bas mimar ustasi oldugu halde yasam düzeyi sürekli gecimsizligi sifirlayan toplumsal catisma, aci ve cikmazlar üzerinden kendini saplayip ve vazgecilmez kilip en gösterisli fiyakaliliga kesinlikle dokunulmaz kilan DOSYALAR YIGINI TAKIPSiZLiK kararcisi SÜRSALTANAT…Dinliyorlarsa dinlesinler zaten herkes herkesi dinliyor derken , sanki sakatligin nerden dogdugunun ve oyuncak ettigi topyekun ülkenin kaderini tayin etmenin saglamlik seviyesini kimse sormadan net bir sekilde ortaya koymaktaydi. Üc baslik halinde ddeginip dokunmakla özetlemeye calistigim Yazi bu icerikten sebepleri irdeledi. Sevgiyle.


Seyfi Karaca…………..Eylül / 14
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca