Şiir Tutkusu

Menü

Rüzgarın Oglu ; 4

Ucsuz bucaksiz deniz bir cirpida mavi bir perde gibi gözlerinin önüne uzaktan görünmeye basladi
Geldiyinde denizle karsilasmis giderken ayni manzarayla karsilasiyordu denizi yakasina yapismis gibi his etti .
Küfür etmeye basladi sictigimin denizi kara pislik, tuzlu su tüm güzel bitkileri öldüren tuzlu su .
Ruttubet elli türlü kus ve böcek, solucan kurtcuk ve kum baska hic bir sey deyil deniz
Kiyisinda iyi bir sey yetismez kimse iyi bir sey yetistiremez .
Cebindeki kücük aynayi cikarip beli belisiz bir kendinden gecmeyle, yada kendinden gecme hayaliyle karsip
bir an gözlerinin icine gözlerindeki kederli üzüntülü solmus bakislari izledi,
Bayaga yol gitmislerdi az sonra evler arkada kaldi ana yoldan ayrildilar, yol toprak oldu diklesti kumsal kayaliklarla bir oldu patika bir yolda denize dogru sürdüler,
Deniz feneri hemen karsilarinda duruyordu icinde yasli gururlu bir adamin caysuyu buhariyla isinarak ,
Deniz ve isik güncesini yaziyor olmasi gereken bir yer ,orada deniz fenerinden uzakta zal oglunun sardigi hazir sigardan yakip o an istemesede denizi seyr etmek zorunda kaldilar, az dinlenmek iyi gelir dedi zal oglu. her sey bir sinema ekrani gibi sigaraninda verdiyi etkiyle sunum hali almisti .
Martilar uzaktan gecen beyaz gemiler, az uzakta tika basa yüklenmis yük gemileri. Denizin imajini bozan
cesitli boyalarla boyanmis kontenalar ,sahili ve kiyidan seyr etmenin güzelliyini bozuyordu , Deniz yorgun görünüyor yada liman cok yasli, kiyisinda hayat yok gibi oda en az deniz kadar yasli.
Hic acele etmeden sigarayi agir agir ictiler .arabanin bagajinda hazir bulunan meyve suyundan birer tane icip yola devem ettiler ,
Neselen dedi zal oglu bu ne hal , haim isi dedi canimi sikmaya basladi . Bakalim oturma izni vereceklermi ,zal oglu ifaden cok iyi daha basta umutsuz davranman ugursuzluk getirir, sakin ol emoglu dedi eliyle yanagindan bir öpücük alarak ,cok fazla deyil kisa zamanda hedeflerine ulastilar,
Polis binasina elli metre kadar bir yerde park ettiler ,arabadan görünen insan kalabaligi binaya girip cikanlar
Adeta yabanci bir ülke görünümü var .binayi yabancilar sarmis genis park alani sivil polis araclariyla tika basa ,
Bir polis binasindan dahada ziyade isci yetistirmekte. yada cok elemanli isi cok olan bir fabrikayi andiriyordu .koca alan araba doluydu , insan kalabaligi azda olsa islerini zorlastircak fazla beklemek zorunda kalacaklardi.
Beklemeye alisik olmadiklari halde . beklemekten midesi bulandigi halde beklerken bekleyisin kendisi oldugu halde.
beklemek hali. ömre zarar ömürden calmakdir beklemek.
Arabadan inmek kolay olmaycakti, burasi deniz kiyisindan daha soguktur dedi rüzgarin oglu
almanyanin yagisli ve soguk havasina aliskin deyildi, geleli kac gün olmustu nerdeyse hep yagmurlu havayla karsilasmisti , ya günes bu ülkede günes yokmuydu dedi kendi kendine soguktan dislerinin carpintisini duyarak .
Zal oglu almancayi iyi kötü biliyordu o önden rüzgarin oglu arkadan, basamaklari ikiser ikiser cikip uzun bir beklme salonuna girdiler , icerde insan izdihami vardi her uyruktan insanlar vardi herkesle nerdeyse ayni kaderi paylasiyordu.
Zal oglu hemen saginda duran duvara monte edilmis kirmizi kutudan numarayi cekip ceketinin ön cebine koydu
118. numara . daha cok bekleriz dedi hadi disari cikalim ciktilar.
Gelin kizlar yas tutun benimle ,
Bakin ona -------kim?
ciceyi burnundaki gurbetci ,
Lekesiz bir kuzu o. rüzgarin oglu.
Artik yolculugun gayesi belirli bir nitelik kazanmisti.ilk adimi numra cekmekle atmislardi gerisi kolay.
Hani derlerya baslamak bitirmenin yarisidir . zal oglu saatine bakti saat tam dokuzdu onlara siranin gelmesi tahminen bir saatten fazla zaman alirdi. Bu bir saati arabada gecirmek yerine ,yolun hemen karsisina gecip sicak bir cafeteryada sicak birer kahve icmek varken . arabaya kapanmak biraz ihtiyarca bir fikir olurdu, kahve icelim mi dedi zal oglu, o soguk havada kim yok derdiki rüzgarin oglu buna gülümsemekle cevap verdi anlasiyorlardi.
Cok lüks bir cafeye gittiler icerde herseylerinin cok önemli oldugunu sanan zengin kiyafetli yasli kadinlar ve beyler oturmus entelektüel masturbasyon yapiyorlardi, yabancilari görünce azda olsa huzursuz olduklarini zar zor kimildayan kamburlasmis postu cikmis beden dilleriyle , mimikleriyle dile getirmeyi kendilerince bir basari bir zaferi ilan olarak görmekteydiler ,tepeden bakan yaslilara aldirmadan iki kahve söylediler .
Zaman ilerlemis sira onlara onlarsa siraya dogru yavas yavas ilerliyeceklerdi . Rüzgarin oglu o gün nerdeyse hic konusmadi . Genc yasta yabanci bir ülkede baskalarinin yardimiyla hayata baslamak kolay olmayacakti .
Hayati yeni bir bicimin baslangicindaydi yeni bir yasam tarzi deyisik bir ülke her seyin farkli oldugu bir yer ,
Dünyanin onlari umursamadigi dalgin bir ani yasiyorlardi , en iyi huylu sertbest radikaller.
Kahveleri geldi arada bir memleket insanlarindan bahs ettiler . falan kiz evlendimi dedi zal oglu güzel kizlari konustular . halen onlari bekleyen temiz el deymemis saf kizlari konustular ,
zaman oldukca ilerlemis sira nerdeyse onlara geliyordu. zal oglu hesabi ödedi soguktan korunmak icin paltolarini giyip . ordaki erisilmez entelektüeleri kendi kaygili dünyalarinda dahada hasps olmamalari icin .hem onlari hemde ürkek cekingen garsonlari bir daha görmemek üzere, cagin ezici karanlik köselerinde karanlik köselere cekilerek karanlikta gizlenen penguen kiyafetli garsonlara wiedersehen demeden , o wiedersehen demelerini beklemeden agir adimlarla cafeyi terk ettiler ,
Polis binasina dogru hizli adimlarla yürüdüler ayni hizla yine merdivenleri turlayarak ikiser adimlarla ciktilar,
önlerinde sadece alti kisi kalmisti ve nihayet sira onlara geldi , kapida isini gayet cittiye alan elinde beyaz eldivenle kapi esiyinde duran baytar polisin isareti üzerine odaya girdiler, ufak bir odada yine ufak bir fotograf makinesiyle normal ve pirofil bir kac resmini cektikten sonra, kimlik verdiler artik serbestti en azindan mahkeme gününe kadar.
En iyi niyetli serbest radikaller, bu ufak sevinci disarda halen zal oglunun zulasinda duran sigarayla kutlaycaklardi . bekleyisin ardindaki kücük mutluluk . dünyami daralir bir umut daha dogsa ?. dahada bekleyeceklerdi esas yolculuk tüm islemler bittikten sonra baslayacakti . Esas yolculuk baslamaktaydi aslinda
Onu kampa zal oglu götürecekti, ama polis buna müsade etmedi kampin kurallari .personel sayimi listedeki isimlerin tamami falan bir sürü gecerli sayilan gereksiz gerekce .kampa nasil olsa teslim olacakti neyse.
Zal oglu sigaryi arbada yakti sigaradan bir kac yudum aldilar ancak tümünü icmek nasip olmadi .
Rüzgarin oglunu ve kader arkadslarini almaya gelen araclar, konvoy halinde polis binasi önünde yolun sagina cekerek uzun kuyruklar olusturdular .listedeki isimlere göre mültecileri ayri guruplara bölerek yolculuktaki yerlerini almalarini basariyla tamamladiktan sonra sira rüzgarin ogluna geldi .
Has dostu zal oglu tüm fedakarligi göstermisti biri birine sarildiktan sonra kisa zamanda bulusmak üzere ayrildilar.
Mert adamdir dedi bu zal oglu, arkadasina canini verecek kadar mert .yigit adamdir yolu acik olsun.
Bindiyi otobüs cok yavasti bu hizla ancak aksama yetisiriz kampa dedi .nihayet kendini ait saya bileceyi bir saglam adresi vardi .belki sevgilileriyle arkadaslariyla yada ailesiylen mektuplasacakti saglam bir adresin olmasi sartti.
Karanligi sevmiyordu hava zatten yagmurluydu .hemen basinin üstünde duran cami kapatmak icin asili olan kücük perdeyi tpolayip koltugun arasina sikistirti , basini cevirip dalgin dalgin karsidaki cansiz bekleyen evlere bakti ,
Almanya onun icin yeterince canli deyildi burda yasiya bilirmiyim diye düsünmeye basladi , onun icin hayat biraz daha baskaydi kücük yasta hayata atilmisti , daha kücük yasta haftada en az iki kez babasi elinden tutup gezdirirdi
Esnafi mahalenin yaslilarini genc delikanlilarini mahalenin dilencisini .yasli cobanin magduriyettini cok erken yaslarda tanik olmustu her seye , hayattin bagrindan akan biri .
Dostlarini genis cevresini özlüyordu yola ciktigi günden bu yana dogru dürüst bir kahkaha atmamis,
her seyi özlediyini en cokda sevdiklerine duydugu özlemin,artik his edilir üzerine gelmeye baslayan hislerinden uzaklasmak icin histerik olmamak icin . düsüncenin yönünü deyistirdi yakinda onu bekleyen mahkemeyi düsünmeye basladi , düsünce akinina ugramak istemiyordu .
Düsünce üzerine düsünmekten vaz gecip onu bekleyen gercek hayata geri döndü ,ayak bagi olmus sorunlarin ötesinden elbet gelirdi . ama su anda deryalara henüz iki günlük bir gurbet hayattinda kendini duygusalliga kaptirmanin manasi yoktu . dedem o sartlarda tam bilmiyorum ama kesin üc yil askerlik yapmistir biz o nesillerin torunlari olamayiz diye kendi kendine gülmeye kendini kücümsemeye basladi .
Geri dönmek istiyordu belkide icinde bir geri dönme gizliliyi tasiyordu .gerilerde bir seyler birakmisti
mühim birseyler. ama belkide hayatti burda insa edilecekti durup arkasina mazide takili kalmis bir insan olarak kalmak istemezdi . nerde yasiyorsaniz o an dünyaniz orasidir gercek hayat siz varken vardir .
mekanin ve zamanin ölüme hükmü yoktur. insan olan insan her yeri yurt edinmelidir her yerde öle biliyorsa her yerde yasanmasinida bilmelidir dedi.
Bunlari düsünürken bir anda sehrin disinda agaclardan baska bir seylerin görünmediyi bir ormanda,
koyu yesillin icinde kaybolduklarini agir agir ilerlediklerini tekrar his etti, kendine dönmeyi biraz toparlanmayi
Biraz toparlanmanin iyi geleceyine inandigi icin , oturusunu deyistirdi koltuga tam yaslanip saatine bakti kampa yetismelrine az bir zaman kalmisti, cebinden yine emektar aynasini cikarip yeni terlemis biyiklarini düzeltti .azda olsa heyecanliydi cünkü o aksam orda uzaktan kokusunu his ettiyi hayalini kafasinda belirlediyi evine gidecekti artik eve cok yakin bir mesafedeydi tabi ev denirse evden sayarsak hayalet ev.
Kisa zamanda evlerinin yakininda yem yesil ufak bir ormana girdiler .sirin bir yerdi uzaktan bakildiginda.
otöbüs yavas agir agir ilerledi ,genis bir alanda park ettikten sonra arka ve ön kapidan yorgun ve umutsuzca inmeye basladilar. yeni bir yasam tarzi yeni bir ev yeniden sabir isteyen mecburi bir hayat.
Herkes yorgundu aslinda yolculuk kimseyi yormamisti . alismasi gereken bir yabancilik duygusu haimin pislik icinde olmasi onlari ürkütmüstü . kimse hayati boyunca öylesine derme catma evlerde kalmamisti .
Kimse yoklsullugu ve kötü sartlari kaderine reva görmeyecekti daha iner inmez dirama bas göstermisti. cöpe atilmak icin ise yaramayan cürük sebzeleri ve yumurta kabuklarini pencerenin hemen dibine atmislardi .
ayak altinda dolasan tekini kaybetmis ayakabilar ve coraplar, kadin peruklari kirik cam parcalari bir ikametkah yerinden dahada ziyade. terk edilmis insanlarin kimselerin yillardir ugramadigi bir cöplük ilelebet bir yer allahin bile defterinden sildiyi bir yer .
Aksam yemeyini yemekhanede tek basina bir masada oturup yemeye calisti , cignediyi her lokma bogazinda düyümlenir gibiydi .yemekten vaz gecip etrafindaki insan kalabaligini catal bicak seslerine kulak verdi .
Bir rüya görür gibiydi nerden nereye dünyanin bir ucundan öte ucuna hizli bir sekilde gecmis kisa zamanda uzun mesafeler kate etmisti . bir baska insan cümbüsüne taniklik edip hayatina yer edinmeye cabaliyor ,zamanin sikintili acimasiz anlarina denk gelmisti ama olsun hayat dönem dönem mis . bazen katmer bazen sefkatliymis .
Fazla bir sey beklmemiyordu hayattan sadece bir gün mutlu ola bileceyine inanmak istiyordu .
Kim bilir belkide ilk askini sevgilisini özlemisti ölmeyen ask ilk asktir ,kimsenin öldüremiyeceyi
intihar da etse kendini öldüremiyecek tek ask . o yaslarda ask dahada duygusal olurdu ask acisi baska olurdu oran buran olur olmaz yerde kirilir incinir bir özlem yumagina dönüyor bazen insan .
Düsüncelerden uyandiginda insan kalabaligi nerdeyse dagilmis yemekhane nerdeyse bosalmisti.
Hayat giderek kötüye dogru gitsede o hep devam edecekmis gibi davranmak zorundaydi .
Artik geri dönüs yoktu tabagini masada birakti harclanmis patates ve pilavdan sadece ikiser kasik yemisti.
Yemediyim seyi kaldirmam dedi .
Uyumak icin yatak odasina gittiyinde saskina döndü icerisi dumandan görülmez haldeydi, bes kisiyle bir odayi paylasmak zorunda kalmisti . caresizce yatagina oturup konusanlari dinlemek sohbette katlanmak zorunda kaldi
katlanma icgüdüsünün hacmini genisleterek katlanmanin sinirlarini zorlamayarak . ey ulu katlanis .
Henüz gurbet hayati yasamamis sosyal cevresi olmamis ,insan icine cikmamis görgü yoksunu
Oda arkadaslarindan pek hoslanmamisti, olsun dedi bir ömür boyu katlanmasi gerekecek bir durum söz konusu deyil. Böyle insanlar cabuk uyur dedi cocuk gibiler, cünkü kafalari bos cünkü büyümeyecekler cünkü düsünemiyorlar
cünkü cünkü cünkü .saatine bakti saat tam ondu haimin tüm lambalari yaniyordu her yer sararmis ambullerle isiklandirilmis sari karanlik bir isikla aydinlanmisti ampuller pislikten sararmisti .disarda yüksek sesle sarki söyleyen bir kürt genci
LO KIRIWO LO KIRIWO icli icli yanik bir sesle söylüyordu . icerde daha fazla tahamül etmedi kimseye bir sey demeden odayi ter etti .
Disarda hayat onu bekliyordu biraz soguktu ama olsun .o artik gitmisti odayi terk etmisti giden her zaman yasar. kalansa katlanmak ayni yerde saymak zorundadir . kalan icin deyisen bir sey yoktur giden kalandan her zaman farklidir iki adim öndedir .
ALI ÜYEN17 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : ALI ÜYEN