„Sözünün ardinda durmak“ …
Nispten ve kismen dogru fakat, dogrunun yarisina isabetlede de yarimdir.
Yüzeyi toprak tutmayan zeminler gibi yüklenip üstlendigi hicbir agirligi kapsama ve tasima gücü bulunmanin yegnisiyle yoksul..
Tutmaya calistigi ilgisizlige igreten noktalanmis bagsiz bir PERCIN´in yalnizca gören görünen veya gösteren kapagini saglam ve güvenilirmis gibiye varsayimlayarak sakli gizli kör karanliklarda kalan kalibiniysa sökülen savrulan sarsintilara boslayip biraktigi yikim devriyesinin benzer misali..
Sadece sözünün ARDINDA durmak degildir karakterlesmis haliyle kisiyi özgür, bilgili, ilgili, saglikli, hosgörülü, vicdanli, sefkatli,akilli, birikimli, sorumlu, sorgulayici, kararli, bilincli, onurlu, fedakar, sadik,katilimci, atilgan, cesur, sevecen ve paylasimci degerler yetismis ve gelismisligiyle kisilik sahibi olmasini saglayan..
Sözünün ugrunda üstünde önünde yaninda uzaginda kenarinda yakininda civarinda dolayisinda….kisacasi görünen görünmeen veya cagirip duyulmayan her vakit ve yerinde tasiyacagi niyet anlam ve yükü kadar hayatinda varlik gösterdigi kisiligini bulundurup saglamali ki, kisi söylediginden, söylenen söz ise söyleyen kisiden bildik tanidik karakterde hasbihalli ve haberdar olsun..
Hal böyleyken böylece degilse..
Yani yalnizca sözünün ARDINDA kalarak kisi, dünya ve tüm dünya hayatini tümün yarisina bindirip insanligi BASTANSAVMA tekdüzeligiyle hallettigine inanir ve kanaat getirirse..
Kendinin hicbir yerinde bulunmadigi ve sözünü hep kendinden ugrun, sagir, suskun, sefil, kof, soyut, cansiz, ilgisiz ve iceriksiz dünyadan uzak insanliktan sahipsiz yokluk hiclik yavanyapildakliga sürer savusturur. Hep kendini sözü özünden siyirip saklmaya pusup sinerek sarfettigi her sözü AHKAM KESMELERIN kusursuz palavracisi halini, kendinden öne sürdügü her laf sarfiyatinin ARDINA saglam siginirken, sarfedip pesin harcadigi sözünü de her cesit kisiliksizliginin koruyucu kalkan oltalik yemligi olarak kullanir.
DERTLi´ ye böylesini sorarsan :
„ Telli sazdir bunun adi /Ne ayet dinler ne kadi/ Bunu calan anlar kendi/ Seytan bunun neresinde „…diye söyleyip sual ediyor.
SEYRANi`ye sorarsan :
„ Rüsvet il yazar hakim hücceti /Hüccet ile alir kadi rüsveti/Halk bilmiyor dini ser`i sünneti 7Bozuldu sikkenin tuncuna kaldik „….diye durum berbat bildiriyor.
Dis kapagi sipsirin süslü boyali ve tantanasi görünüsü gösterisi muntazam afis, fakat sakli kör sagir ucuk ve karanlik olan kalibi cer cöp kir pas yikik dökük viran ören olan basibosluga sadece sözünün ARDINDA durarak özünü öznesini savusup saklayan durumdan istifadeciler gibi Percinsizlige perisan.
Korkuyu sefaleti yoksullugu caresizligi karanligi üretimsizligi egitimsizligi rüsveti talani hukuksuzlugu harami ahlaksizligi soygunu sömürüyü lanetledigi söz savurganliginin ardina siginarak mevcut durum düzeninden en verimli istifade ve fayda saylayiciligin OLTALIK ve YEMLIGI kaynagi olarak kullanagelen IHANET SANTiYECiLiGi..
Türkiye Cumhuriyeti`nin sanayisini tarimini kurumunu birimini madenlerini suyunu medyasini bankasini topragini ve tüm maddi manevi kazanim ve birikimlerini temelli elden cikarip kökten küresel ve yerel yagmaci ve yikimcilarin idare yönetimine ciro etmesi sart ve kosuluyla
Pekaka, Fethulmetal, Borsa, Holding, Mafya,Tefeci, Vurguncu is ve güc isbirlikcilerini siyaseten ve sosyeten cok bilesenini saglayip Bop Esbaskanligi markasiyla Türkiye piyasasina ihale eden GLOBAL isgal ve yikim patrontanrilari..
Simdisi bugünlerde `sana kurtulusu olmayan iflas yaziyoruz ` iniiiim inim inletme borc faiz batak kapilarinda saplayip süründüren kur ve dönemecler zikkim zindan ederek
Bu soyup sömürdükce azip kuduran kiyamet pazarinda soyup sömürenlerin oyuncak ve aleti oldukca ve soyan sömürenler varooldukca ve soyan sömürenler kadar irilesip canavarlasmadikca, hapi yutturularak ZENGINLIK ZIRVELEME hayal kirikligina uyusturulmus korkunc bir cöken devrilen ve cürüyen BATAKLIGIN ötesine asla gecilemeyecegini…
Pir Sutan`a sorarsan böyleyken böyleyi :
“ Cok ekmegin yedik helalleselim / Gecti dost kervani eyleme beni” ..hak katindan hakkin sahibini bildiren
Ercisli Emrah`a sorsan :
“Irak yollar yakin olsa / Her güzelde hakim olsa/Dostum lokman hekim olsa/ Sarsam yarayi yarayi “…diyen Emrah, yar dedigin derman yarin dert diye sardigi yaradadir lokman gerekmez diyerek sözünün hem ardinda hem önünde hem dolaysinda hem her hal ve yerinde yürek Perciniyle..
Emre Yunus`a sorsan :
“ Gitti beyler mürveti / Binmisler birer ati /Yedikleri yoksul eti / ictikleri kan olmustur „
...diyen Yunus, söylenen her sözün meyil edilip islenen bir cürümü insanligiyla mutlak ve kacinilmaz surette eninde ve sonunda divan kurup kendisiyle hesaplasacaginin huzura varan yahut örenlere yikilip viran olacaginin birikimli bilirkisiligini hayatiyla ödesirken..
Sevgili Atatürk ise :
“ Bir yerde siyaseten bagimsizlik kazanmak kazanilmis bagimsizligi kurtulusa ve huzurlu güvencelere tasimaya yetmez ekonomik bagimsizlik en az siyasi kadar bütünün diger yarisidir ve asla vazgecilmez olanidir “….sözünün yüklendigi anlam derinlik agirlik ve icerigi kadar ardinda önünde saginda solunda uzaginda yakininda ve tüm görünen görünmeyen cepecevre dünya hayatinin heraninda ve her yerinde, karakterlestigi kisilige hasbihalli, emsali insan güzelliginin akil fikir vicdan ve yürek yoran yetki ve makam dairesindendir.

Seyfi Karaca…………Haziran / 18

2.5/5 Toplam verilen oy :