Şiir Tutkusu

Menü

Özgürlüğün Hak ve Yaşam Bedeline

Aka Yunanlılarının Truva’ yı barbar anadolu diye hem kıtaları hem de ulusları sınırlayarak üstüne çullandıkları üç bin yıl öncesi savaşıdır. Komutan kralın adı Agemennon’ dur. Çanakkale savaşları sırasında en donanımlı geminin adı da Agemennon ’ dur. Mondoros işgal öncesi Osmanlı bitiş anlaşmasının da yapıldığı geminin adı Agemennon’ dur.
Kavramlar.. yüklendiği akıl fikir içerik anlam ve çağrışımlar üzeri kişiyi hayatın ilgi ve iletişim dünyasına bağlayıp bütünselleştirşr.
Elma, pınar, kiremit, kavurga, çağlayan’ değirmen,asvalt,kayısı,muhtar, çakmak, hemşire, cerrah, iskele, dalgakıran, fırtına, yulaf, erik, kasaba veya şehir...konusulup söylenilip yahut duyulduğu zaman hepsi birbirinden farklı ve ayrı tanım tarif içerik yüklem ve değerlerini bildirirler. Örneğin Şehir: çarşıları, daireleri, meydanları, caddeleri, köprüleri, saat kulesi, yüksek binaları, çoklu fabrikaları, geniş parkları ve yoğun insan kalabalıkları olan bir kavramı ve şehir dendiğinde kesinlikle elma anlaşılmayacak içerikliliği kişiye çağrıştırır. Yorgun ıssız yaşam ortaklığı etmeyen sıra sıra yığınlar yıkıntısıyla ne saz ne söz ne dil ne lehçeye hüküm bildirimi olmayanlarla
eğer; yüklenip taşıdığı içerik ve kavradığı anlamlardan tamamen değersizleştirilip bütünüyle kullanışsız kavram kargaşasına dönüşmüşse hayat; insanının kendini varlığının hem kurbanı hem de cinayet faili olduğu karmakarışıklığın tutsaklığına esir eden yılgınlığı, yozlaşmayı, çöküşü, çürümeyi ve yıkımı kendi başına bela ederek hem hayatını anlamsızlaştırır, hem de anlayıp kavrayamadığı hayatından soguyan sönen uzaklaşan bütün olumsuzluklarıyla beraber yabancılaşmayı kutsayıp onursayarak; her türlü şiddet acı haram yalan yanlış dayatma güdüm dürtü kuyrukçuluk dolduruş eğilim ve bağımlılıklar tüketicisi huzursuz mutsuzluğun kulu kölesi haline gelir.
Başkasına bağımlı ve kendine tutsak’ iç içe gömüldüğü koşullamalardan asla dışarı çıkamamanın özenle yapılmış ve kışkırtılmış irade ve ifade yetersizliğiyle, sadece buyrulanın esiri tüketim köleliği dolaşımında kıvranıp sancıyan gerilim bunalım çaresizlikleri depreşmekten bir türlü kendi kisisel varlığına duyarlılığına davranışına özgün kişiliğine ve özgür karakterine sıyrılıp kurtulamaz.
Tabiri caizin..nesnesi zarfı zamanı öznesi cümlesi yüklemi ve insanıyla kendi sonunu kendi getiren olmaksızın; net anlaşılır akıl fikir zihin bilinç bellek birikim deneyim madde mana kapanmışlığından öte ve uzak; kendi anlam ve değerini kavrayıp bulamayan insan, başkasının kulplayıp güdümlediği iradesizliğiyle içe kapandığı karanlık ve kargaşalardan çıkamayıp kesinlikle başkasının değer ve farklılığını, hele hele hiç anlayıp kavrayamaz.Ataların yaşayarak ,Başkasının verdiği öğün olmaz O’da muhtaç vaktinde bulunmaz’ veya ’ Fazla laf yalansız fazla mal haramsız olmaz’ hayattan deneyimleyip süzümlediği özdeyişle işaret ettiği anlam kavram gerçekliğinin yol ve yakınlık gösteren kavram kılavuzluğu, bu akıl fikir sorumluluk anlam öz esas ve onura dair özetin kendisiydi. Bu yüzden kulpuna kuyruğuna takılıp, aklına fikrine buyruğuna alıştırdığına ve bağımlılığına sormadan kendince irade koyup varlık gösteremeyen her insan; her durumun her kışkırttığına sorgusuz sualsiz anında şekil alıp vaziyet kıvranan körlüğün, kalıba çakılıp çerçevesi kelepçelenmiş müsait müsveddesi ve kullanım vasıtasıdır.
Kadın erkek aynı cinsin şahanelerinden yapılmış soyut serserik zipcik özel ve seçkin öznesi olmaya can attığı aynı imrenti ve gayrete kafa kurup karakter boşaltan sanat sinema edebiyat medya marketçiliği, aşılayıp kışkırttığı ve her an amansız bir cinnet geçirimine karşılıklı saldırganlıklarla yüklenip çullanmak kaydıyla en fiyakalı replik şov dizi laf ve poz kapışmalarını en yüksek gerilimlerde sürekli hazırda bekletildiğiyle bütün nefret yozlaşma ayrışma acı iltihap salgın huzursuzluk güvensizlik sevgisizlik yenilmişlik geçimsizlik eğitimsizlik bağnazlık birikintikerini birbirine kusup zehirleşmekten başka sözü özü sevinci itibarı anlayışı ahlakı tedariki teminatı aklı duygusu mantığı özgürlüğü inancı bilinci değeri düşüncesi özgüveni alışkanlığı idrakı iletişim ilişki çevresi yolu yahut ifade biçimi maalesef .
Hır gür sataşma nizah kin garez fitne dövüş sövüş yarış kahır kakıç tahrik iftira aşağılama hakaret rncide rezalet kargaşa öcü saldırı taciz dalaş pusu yalan yanlış dümen desise ard niyet üstünlük taslama ve en üste çıkma söylem ilgi merak eylem ve icraatta bulunmayı seviyor toplum, çünkü karşı koymaksızın kaybedip yitirdiği tüm insani değerlerine bedel kendine proğramlanıp mayalanan en yüksek dereceli şiddeti acıyı ahlaksızlığı korkuyu karanlığı yalnızlığı onursuzluğu duyarsızlığı kimsesizliği ilgisizliği karamsarlığı tutarsızlığı yabancılaşmayı bencilliği eğitimsizliği kuyrukçuluğu güvensizliği tecavüzü yıkımı herkese münasip takma kafalılığı herkesin her an her şekil müsaiti dolduruşa gelmeyi birbiriyle boğuşup dalaşarak tüketmekten başka hayatı yok toplumun .
Devamlı başkalaşan ve değerden değişen dürtülerle kalıplaşıp kostümleştiği kavramını, aklını,düşünü,hayalini, hırsını, hissini, hevesini, ilgisini, meramını ve merakını kamçılanıp kırbaçlayan BEĞENİLMEK ihtiyaç mahkum ve mecburiyetiyle, erişimi kolay bütün dikiz teşhir tayin takiplerinin en ulu orta yerinde ’ sen beni gör bak beğen ben de seni şartlanmışlığından ’ ancak yıkılıp bulaşıp dokunup ve dakkasında derhal çöpe sıvışıp kaybolarak ASOSYALLEŞEN tıklama yoğunluğunun sonrası, yüklenip taşıdığı yaşam ve kişiliğinde hayatının tümünü gerilimin nefretin bunalımın ahlaksızlığın küskünlüğün darlığın korkunun şiddetin kahırın onursuzluğun rezilliğin ve dayısız kıyamet kopuşlarının yönlendirip yönettiği doğrusu hiç olmayan yalana yanlışlara tapıp tapınaklaşma cinnet cenderesidir. Böyle deştikçe kendi defin bozgununu derinleşen bir toplumsal girdabı içinde bitip tükendiği hayatını kimseye duyuramayanları tezgahında yutup teşhir eden dünya tirilyarderleri arasında Facebook en üst köşeyi kapıp kaçanlar listebaşıyla, Google, Youtube, Twitter, Samsun sosyal piyasa pazarlamacıları, kendi mümkünden kesik insan zavallılıkları depolayıp yapay zeka kulluk kölelik eşzamanlaşmasına tam münasip afiş soyutlaşma ve yamuk vitrin donatıp düzenlemekte.
Devamlı çıkar ve menfaatini öncelikli tutarak bu uğurda her yolu kutsal yasal mübah veya mübarek sayanların hilesine yalanına talanına suistismarına sömürüsüne tacizine ve tecavüzüne ezilip yenile yenile, özünü sözünü itibarını sevgisini saygısını yetkisini yaşamsal ifadesini ve özgür irade kavramını yitirip kaybetmişliğiyle, teslim olduğu bozuk yapımın bütün benzeştiren özelliklerinin taşıyıcısı kullanıcısı tüketicisi ve koşullanmış kulu kölesine dönüştüğünden öte gelen durumdur, hiç ilgileneni olmayan doğru dürüstlüğü kendine yorgunluk veren anlamsız heyecansız cazibesiz ifadesiz boş monoton ve üşengeçlik olarak algılayıp, tamamen tersini yarışan dövüşen hırlaşan boğuşan ayrışan bozuşan düşmanlaşan kin ve nefretlerinde kendini ancak tanımlayıp bulabilme üdümlülükleri. Kökü kazınmış insanlık künyesiyle sağlık sipor güvenlik eğitim enerji ilim bilim gıda ulaşım hukuk ahlak vicdan özgürlük onur inanç geçim imar iskan ekonomi her başlıkta herşeyiyle hayatının herbir yaşam alanının eresinden tutarsan yağma yıkım enkaz artığına dönüşmüş olduğunun en çok beğenilen olmak için birbirini delik deşik ederek boğazlaşmaktan; ve arada bir Tatilya Manzarası fotoğrafyalanmakla züğürtleşmekten başka pozu düsü suratı şekli sözü ilgisi itibarı yok maalesef toplumun. Bu yüzden de eski Anayasacı ve Bop sürükleme süreçlerinin baş artizi Haşim Kılınç ’ nikaha oturtulmaksızın din ıslah ahlak namus devlet diye gelenlere evlilik vaadiyle istismar edilip avutulmuşuz ’ .. zavallılık numarası kesiyor.
Aynı numaraya ülkeyi soyup sömürüp talan edenler listesinde en başı çeken Tüsiad ve Müsiad’ açız, battıkça batıyoruz, durum vahim gidişat kötü reformlar yapın, bizi doyurmaya bakın, biz ölürsek ülke çoktan ölüp yıkılacaktır ’ ... diye baar baar siyasal-sosyal piyasa bağırttırıyor. Eğitimde her okuyan okuduğunu yoğun sanal alem tuşlamakla askıya alan sonuçla her dört sorudan birini bile cevaplayamamanın uzak evreninde vakit öldüren avare geziniyor. İşsizlikse artan pahalılığıyla birlikte almış başını , kanunsuzu mafyacısı talancısı tecavüzcüsü şiddetli gerilimde insanların her an kurma akıl ve kurgulanmış algı yönetimli itirazsız sorgusuz dolduruşlara gelerek birbirine kin ve nefret kusmal için çullanıp yüklenmeye bekletilen kışkırtma, korku ve kabus kuşanmışlığından sürekli üreyip çoğalan artışlara kayıt düşüyor. İnsanlar bu tutsaklık cinnet cenderesinde kışkırtıldıkları kin ve nefret sarmalıyla kendilerinden dışarı çıkamamanın içerisine ölü hayat taşıyıcısı ve tüketicisi olarak yığılıp yasaklaşırlarken, kendileri dışında biç bir özgün iradeli yaşamsal anlam kavram ilgi ve algısına ilişip iletişim kuramamaya saldırganlık eden kulluk kölelik yazılımına da kendini ezik değersiz mecbur muhtaç ve mahkum sayıyor.
Bir toplum ilgi duyup alakadar olduğu enerji ve ihtiyaç yoğunluğunu üretime sevgiye saygıya onura ilime paylaşıma bilime ahlaka dürüstlüğe özgür iradeye ve özgün kişiliğe karakterleşerek huzurun dirlik düzenini kurar, haysiyetli yaşam birlikteliğinin daim devamını sağlarken; tüm bunlardan ilgisini çabasını titizliğini emeğini duyarlılığını ve yakınlığını kesip kopup soğulup uzaklaşanlarsa yaşamı ve değerlerini her kışkırtanın buyruk kovalayıcısı olarak kör -kızgın şartlanmışlıklar güdümünde gayretten sorumluluktan akıldan özgürlükten iradeden itibardan kayıtsız ve kesik, adeta kendi kıyametini kudurtup koparırcasına yağmaya yozlaşmaya çürümeye kokuşmuşluğa talana tecavüze teslim ederek insanlığı huzursuz - mutsuz çalkantılardan asla kurtulamayan ölümün hükümranlığını yaşanılmaz kıldığı hayata miras bırakır.
En bitmez tükenmez acı ve dürtü bileşenlerine ancak duyarlılık gösterip cevap verebilen yalnızlık komasının kendi içinde gömülüp çürüdüğü gerçekliğini bir türlü görüp kavrayamamanın ezikliği ve eksikliği altında yaşadığı herşeyi anlamsız, niteliksiz, çaresiz, çıkışsız, işe yaramaz her kullananın ilgilenip kullandığı kadar değere sayıldığı inanç ve güvenciyle her türlü kışkırtılmış hır gür güdüm talim talimat ve nizaha batıp bulaşarak yabancılaşmayı marka değerlisi beğenilmişliğin geçim kaynağı olarak tapıyor ve tapınıyor.Bu yüzden de hasla yapıldığı soyut insanlaştırma kalıbından çıkarak kendini kavrayıp ifade edebileceği özgün iradeye haklı söze sağlam karaktere ve özgür kişiliğe kavuşup buluşamıyor. Güldür güldür gelin evcilli, recep ivedikleşme vizyotelliği çukur çarpışma kızoğlankız makara sarımıyla kısa süren hahay hingilim medya narkozuna geçici haller gevşetiyor sanarak, sancısı sorunu günden güne artan şiddet ve tecavüz sarmalına esir düşerken, insanlar bunca yalan talan yıkım geçimsizlik tecavüzünün hakim olduğu yere yoğun ilgi gösterdiği sebebini kendinden kaynaklı bilmeyip; sanki yaladığı hayat kıyametini bambaşka bir kainattan kopup gelenmiş gibisine kendi kendisiyle gün öteleyip, suçlu arayıp,suradaki yaşanılacaklara mahal ve meydan yaparcasına hiçliğe kafa buluyor.Kimsenin kıyağına yağmadına sultasına saltanat keyfiyetine bırakılamayacak olan toplumsal değerler ortaklığının tüm hayatı çekip çevirmesi gereken kültürü inancı özgürlüğü
aklı fikri iradeyi hukuku devletleştirerek; insanlığını kendinden bilip kavrayıp benimsemeye katlayarak çoğalmayı hazineden ve zenginlikten sayması, sosyal kültürel ekonomik siyasal toplam ve bütün bir hayatı besleyen doyuran ayakta tutsn huzura ve güvenliğe kavuşturan daim devamlı kaynaktır. Kendi özgür iradeli ve özgün ifadeli hayati gerçekliğinden kopuk havadar hayali konuşlandırıcı her dolduruşa kolayca gelen kışkırtmaları kulplanıp kovalaşmaksa, hayalleriyle kendisi arasına devamlı iradesiz - yetkisiz yabancı ölümcülleri mikroplaşan yaşam tükenmişliğinin çöküş çürüme zavallılık özmesini yıkar yükler insana. Orada devamlı kısır döngüler bağımlısı istismara tacize tecavüze şiddete nefrete yalana yağmaya bilinmeze belirsizliğe alışıp kanıksayarak her gün derecedi daha da artan sürdürülemezliğin kaybolmuşluğunda olması gereken kendi akıl fikir yetki cesaret liyakat bilgi beceri tarafsız kulpsuz kurgulanmasız insan değerliliğini bulup buluşamaz kesinlikle.Kendini kalıpsız kuşatmasız kulpsuz özgün değerliliğinde hiçbir tembih ve terbiye yasmasına bağlanmaksızın ve hiçbir dürtü bağımlılığına allını oynatıp ahlakını vicdanını bilincini karakterini ve kişiliğini kıvırıp bükmeksizin bulamayan;ve her kırbaçlayanın kulluk kölelik güdümcüsü olan hiç kimsenin ne kendi dışında dünya toplumunu ne de yaşamsal ortaklığını kendi hayatıyla anlamlandırıp kavrayan hak hukuk dil yol yordam huzur sevgi saygı kaynak ve haysiyet sahibi olabilme şansı vardır.
Dor, Mike, İyonya, Pers...insanlığın be dünya ayrışmasının haddini hududunu çarpıp bölüp paramparça edenlerin kendilerine göre kavramları Yuro Amerikancılığın yayılmacı ve işgalci heveslerine sembolleştirerek tarihin aklını ve akışını baskılayıp kendileri keyfiyetine sürükleyegetirenlerden hayatımız pahasına kurtarıp kazandık biz sevgili Türkiye’ yi. Orası dünya hayatımızın hiç değişmeyen biricik sevgilisi ve tüm insanlığın kutsal anlam ve kavram değerliliğini toprağında barındıran Türkiye Cumhutiyeti ülkesidir.Sevgiyle ve hasretle.

Seyfi Karaca..... .Nisan / 19
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı :