Şiir Tutkusu

Menü

Oralet Deminde Argıncık Molası

Amedsportif sifir…..Karsiyaka bir. Play of play of play of play of of of of offfffffffff….
Hatirladigim kadariyla okulun kuyu tarafina bakan avlusu yetmedigi icin rahmetli Adanali`nin harmani en cok top oynanan yer idi. Kim kimin takiminda oldugunu bile bilmeden hemen herkesin biranda bal kovanina üsüsen arilar gibi cullanip rastgeleye ve kiran kirana camur cignarcasina spor dersini futbolla gecirmenin yanisira, ikidebir dikenli tarlalara kacan topun patlayan ic lastigine tas baglayarak cigerleri kökünden sökücü sisirme fasilli köylerarasi mac oynama cenkleri de burada yapilirdi genelde…
Onun disinda yine böyle bahar kis arasi cemre günlerinde birgün yine Adil…
Köyde cereyan yok piriz yok sarj yok dinamo yok ampul yok elektrik yokken, babasi her gelisinde tüm gurbetin yüklendigi hasret heybelerini akla gelebilecek hicbir eksige ihtimal vermeden getirenler gibi Mustafa emmi tutmus televizyon getirmisti. Günlerce dizinde topugunda kimbilir ne rica inceliklerine cocuklugun dokundukca azip artan zihniyapismis merak duygusunu köreltip doyurmak icin ne diller dökerek her firsatta pesini güden gölgeler gibi gezmistik Adilin ki, ne cins birseymis dünyayi icinde gösterip oynatan televizyon dedikleri sey bilelim ögrenelim diye. O` bizim bu ucsuz bucaksiz acligimizi daha kamcilayip kudurtmak `sesi de var, rengi de var, avratlar hemen dip yamacinda sennen beraber gibiler heriflere isderseng elleyip cimcikliyebiliyong amma sanga hic seslenmiyollar..` dierek vaziyete vaziet katiyordu.. böyle böyle günlerce sefil sersem gündelikcisi olduk Adil`in. Etme dedik. Yapma sen iyisin iyicesin nazlimsin uslusun biz neyiz ki filan…ne dediysek ne ettiysek ne süründüysek kar etmedi bir gün hic beklemedigimiz sicim sagnagi ve gök gürültülü bir günde` gelin` dedi aldi bizi sürükledigi odanin önündeki örtmelige toplanip bir hayli kalabalikla ip gibi topuguna dizildik. `iceri dolusmak yok dedi, burdan gafayi uzadip bahacahsigniz.` Zireyi acti. Minder hasir sedir yüklük dolap kurmali saat islengili kabama ve yastiklar süslemeli odanin en dip ucunda üstü özenle örtülmüs örtüyü acti, alet göründü. Sasirsak mi, ürksek mi, ürpersek mi….bir türlü ne oldugumuzu bilip anlamayan kocaman bir hayrete düsme derinligi icindeyken biz, `aha bahing, bahing gorüyonguz mu bahing bahing, isde size didigim telvizyon bu..` dedigi yere boynumuz koparcasina ve birbirimizin dizine pacasina tepeleyip basarak görmeye calistigimiz kahverengi kasanin önü cam, kenari dügme dolusu ivir zivir..`hani avratlar herifler nirde ` dedikce biz, `aha lan gormüyonguz mu oynoyor isde icinde`deyip bizim boz bulanik yagmur karisimi kapkara kapi isigindan televizyon camina düsen gölgelerimizi gösteriyordu….
Telvizyon, cereyani fisi pirizi elektirigi trafosu diregi motoru olan Kayseri`ye bile yillar sonra bir iki saatlik paket oynatmayla gelmisti…her yayindaysa macin son dakikalarinda nasil olsa mac bitti hesabi duvara tirmanip sivri kancalari asmaya gerek kalmadan stad bekcilerinin tüm kapilari ardina kadar actiklari Orduspor Kayserispor karsilasmasi mekik sarip makaraya takiliyordu. Kalede Rizgullah diye baslayip ileri ücte Kel Osman ve Deli Mustafa`nin ortak oynadigi bütün maclar tiklim tiklim igne atsan yere düsmeyecek karsilasmalara bilet keserken cekirdekciler, caman ekmekciler, simircilet, gazozcular zabita kacginligini saymazsak kisa günün kesesine bin bereket versin diyordu…ben de o gün herkese acilan kapidan zar zor ezile büzüle ve ilk defa kit kanaat de olsa mahseri kalabaligin omuz ucundan trübün ve stad ici gördügümde, Kel Osman dediler ortayi yapana, Deli Mustafa`da golü atanmis gürültü koptu sarsildi yikildi ugultulu insan kalabaligi mac bitti Kayseri Sampiyon olmustu…..
Sonra….?
Sonra kendi icinde sizlayip sanidikca yabana yitige derinlesip gitmelerin kiyasiya kasip kavurdugu perem percemlerde rüzgarin nefesini kesip topragi dagindan bagindan söken sürükleyen sehirlesme mahline, ordan televizyon kutusu kusatmali yüksek binalasmalara, ordan izine henüz ayak basilmamis nerde nasil eylenip duracagi bilinmedik zamansizliga, öteye, daha daha öteye hic bitmeyen göclerle birlikte…
Sonra kürtlerin ermenilerin romanlarin hicbir ayri gayriligi seytaninin aklina dahi getirmedigi Kayseri günlük hayatinda, Lüleburgaz Beykoz Altay Altinordu….artiz fotograflarinin birlikte destelendigi alt üst orta mi…oynadigimiz ve günlerce terzi dükkanlarinda okul giysisi provasina gidip geldigimiz mahleligin ic ice kaynasmisliginda plastik top zengini oynayip oyalanmalarimiz oldu. Derken Zeki….
Sonradan MENTESESPORUN zehir gibi kaleycisi olacak olan Zeki, hergün Kayseri Lisesi`nin potalarinda tek basina basket turnikesine cikmaktan bikmis olan Hamdi ile ellerinde mesin top ayaklarinda futbol cinsi ayakkabi, yaziya gidip yazidan geliyordu…Beni de alin dedim birgün. Ayagimdaki kördügüm bagli demir uclu cok yillar giyeyim diye pederin getirdigi fabrika ayakkabisina baktilar, `bu ayaggabiynan hic olmaz biyirimize deper mepersing ` mirin kirinindan sonra düsündüler ` galeyci olursang gop gel` dediler. O gün Rigullah gibi ucacaksin topa deikce kaldirip tasa topraga calmadik yerimi birakmadigim yara bere icinde gelmistim eve…
Böyle baslayip ve ölümsüz tadlarla yasanabilecek tüm kardeslik sevgisinde hic sinir tanimayip yillar sürecek olan Mustafa Kemal Pasa Bulvarinda Kayseri`nin bittigi tpiriket tarlalarini paramizin olmadigi günde yayan yapildak yürüyerek ARGINCIK KASABASINA gidip gelmelerimizin altinda ve üstünde, var yoklar arasinda yitirdigimiz kaybolmuslugun izinden yol yordam bulup iz sürerek yeniden köklerimizle bulusmak vardi, bahanesiyse top oynamakti…
Sabahin ilk köründe Hamdi`yi Zeki
Zekiyle Hamdi beni
Ben Zeki Hamdi bahcebasindan baslayip dedesinin tam da helaya abdest almak icin Deliklitastaki avlusunda yaban dutu olan evlerinde elinde ibrikla rastladigimizi mutlaka ondan dini menkibeler dinleyerek ancak müsadesini aldigimi Naci`yi toplayip toparladiktan sonra tabana kuvvet der alti yedi kilometrelik yol yürüyüsünden sonra Arginciga varirdik…..
Bütün gün mü….
Bütün gün…..
Kalede Zeki , iki Fabrikatör, üc Kemal, Dört Naci, Bes Yüksel alti ben, Yedi adnan, Sekiz Hasan, Dokuz Memet( horuzlu) on Hamdi, onbir Nuri….`lan seliiiiiiiiiim gelip de sening gafalaringi yayilmaz miyim lan, sanga kim didi ben gelmeden formalari benden izinsiz evden alip sahaya gotürmengi `…diye su selasi vererek Kral mobilya`nin minübüsünden iner inmez kayabasi kahvelerinden asagi cigligi basip gelen Nuri, yeni sanayide calistigi icin, bizim cebimiz cibir oldugu icin, hepimizin formalarini kendi kesesinden almis fakat ona sormadan da mac antrenman olmasin istemisti….
Bütün gün mü….
Bütün gün, karnimizi cami suyuyla doyurup kandirarak argincigin her seferinde ilk yillarda bizi perisan eden beton gibi takimlariyla kan ter icinde tozda toprakta yorulup usanmak nedir bilmeden costuk cirit attik.
Bazan eften püften gelgitlere gece yarilarina kadar Yüksel gilin bahceli evinde birbirimizin muhabbeti kapanmaz hesabini kesip ertesi gün istanbul otelinin dibindeki ückagtcilarda kalan üc bes liramizi top ceviren kasnaklara yahut langirta yahut oraletine konkene sürdük savurduk….
Baktik herseferinde kayabasi kahvelerinde toplanip bulusmak olmuyor….yine Nuri`nin araciligiyla Cilli emminin hanimi Fadime haladan bos dükkanini güya klüp diye kiraladik. Kafamiza göre asli var yok madde hazirlayip tüzük uydurduk. Patatesinen mühür vurulmus gibi damga degirip dükkanin camina astik. Caycimiz Adna, Muhasebe Ilik memet, antröner Hamdi, idareci Yüksel vs.vs…bombos ve bir soba bir tüplü gazocagi birkac kütük odun masa sandalya disinda soguk, kar, ayaz…Hamdi ille idman dedikce bahara varmadan apandistim patlamisti…
Fatma hala bizden birikmis kiralarini istiyor biz ha bira atma ertelemeye birakiyorduk…
Fakat biz bu ara artik katildigimiz her turnuvada göz dolduran dereceler aliyor, benim diyen en basta argincigin tüm beton takimlarini darmaduman ediyorduk…hatta Nusret, tüm takimiyla bize gelip oynamak icin ricaci durumuna düsmüstü…
Derken Küpeliler…
Küpeliler ki, her oynadiklari oyunu mutlak kvga dögüs nizahla bitirdigiyle ünlü sanli birbirine yapiskan oymak takimiydi. Olur dedik oynadik. Bir gol attik, iki attik, üc attik, dört…hicbirini saymayip, bizim kalenin fersah fersah ötesinden giden topa israrla gol diyince, kolay kolay her adamdan gol yemeyen ve asli olmadik golü kendine yediremeyen Zeki….sinirlendi dagitti kendini…
Ondan sonrasi topyekün üstümüz cullanan cullanana kama bicak tas….Zeki`nin kafasi dizi gözünde darpolup sismedik yer kalmayip, Kemal`in üst dudagi ortadan ikiye ayrilip kanlar icinde kesik kalan yirtilmayla sonuclanmisti…takimi toplayip careyi kirisi kirmakta bulmustuk cünkü Küpeliler, baltayi kapip isigi gören digerinin cigligina sökülüp geliyordu…
Kemal a Ali abim benim postumu tiftikler bu halimde eve gidemem diyince, Fabrikstör aldi, eczaneye götürü Kemalin yirtik dudagini diktirdi. Sonra…
Sonra hic birsey olmamis gibi yaralimiz darplimiz Cami`nin kurna suyuyla yavan yufka gönlümüze katik edip, Zeki kalede digerleri etrafinda pürprvane kaldigimiz yerden oynayip gülmeye devam ettik…
Ertesi gün okul avlusunda Pazartesi merasiminde Kemal dedi hamdi, ` Kemal bir taraftan dudagindaki taptaze dikisler sökülmesin diye elini agzina kapatiyor, bir taratan da istiklal marsini okumaktan geri kalmamak icin cirim cirim cirpiniyor görüyor musun ..? ´…
Bugün, milyondolarlik spor borsasinin satilik adami olarak hayatinin heryeri Pazar piyasasi haline getirilmis ve bütün aliskanliklari birbirinden klonlanip kopyalanmis kendi iradesi disinda TAKIM TUTMA esaretinin ayrisma ve paramparcaliliginda hicbirseyin kendi anlam ve ifadesini bulmadigi ezik bozuk azgin sapkin bir dünya gündeligidir ki….herkes hic ugruna kiskirtildigi kirli gürültülü dürtülere kapanmisligin kokusmus bitmis tükenmis ögünlerine taksim ve tayin olarak Diyarbakir`in adi Amed olmus, modasi zirveye oynayanlarin borsasi disinda kalan tüm ilgi ve iletisim alanlari kimsiz kimsesizin pahasihiclik degerinde trübün yerine dönüsmüs….
Amed…sifir, karsiyaka bir biten play of of of ooooof of hesabiya, maclasma da böyleyken böyleydi.
Hikayede hatirasi ölümsüze kalan kardeslerime bitmez tükenmez sevgilerimle.

Seyfi Karaca………….Subat / 16
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca