Şiir Tutkusu

Menü

Ölümlerden Ölüm Seç...

Ölümlerden ölüm seç...Mevsimlerden iz sür,Çiğne bedenini,yık hayallerini,
Dağları tırnaklarınla yık.Yık ki o dağlarda sevda rüzgarı esmesin.
Esmesin ki silahımda kalan son kurşun kara bulutlara ölüm saçsın.Ölümlerden ölüm seç
En kısır toprak doğurmuştu seni,sen doğarken kudurmuştu ormanlar,
Çileden çıkmıştı martılar,deniz çıldırdı.Dalga geçti dünyama...
Dün ne matemdi ne alem..Canlanır sevdalar,hissi ölmüş,ruhu sönmüş,
Duygusuz yaşamak kadar ölüm yok bu dünyada... Zaman içinde zaman seç...
Çık ta seyret dört mevsim baharı,bahara sitem et,bahara isyan,bahara küskün...
Ölümlerden ölüm seç...
Filizleşen çiçeklerden dek,solan güllere doğru haykır.
Dal denizlere,suskunluğunu haykır,güneş ile dost ol,yıldızlar ile sırdaş.
Kaliteli sevdalar ile pençeleş,koş hadi durma... Ölümlerden ölüm seç...
Ayaz geçer köyümün geceleri,ne ses var,ne de seda,
Gecelerde bir gece seç...Öyle sessiz,öyle na bekar.
Samyeli’nin esip kavurduğu,selamsız geceden,
Medeniyetsizce çarpışan kadehleri koynunda dost bilip,
Diskolarda,meyhanelerin kuytu köşelerinde,Batılılaşmış insanlığın yıllanmış gecelerinden,
bir gece seç.Sokul karanlık gecelere,bitmeyen acılara inat,Tükenmek bilmeyen dertlere inat, balıklar denizde yaşar,İnsan yaşayamadı karada...Er geç doğacaktır güneş,
çıplak bedenin ürkecek, düşecek tarih kitabından,Yıllanmış resimlerin...
Sene bin dokuz yüz bilmem kaç ..?Yine böyle bir gece idi.
O geceyi de kovalayan gündüzleri vardı. Ölümlerden ölüm seç...
Kırkına gelmişken,yirmilik yaşın yamaları parladı gözümden beyaz pantolonun.
Çalmıştın kuzenin kırmızı iskarpinlerini,kaldırım kenarında ki izmaritlere uzanmadan.
Yaman kızıştığı bir gündü güneşin.Aydınlatmıştı dört bir yanı...
Savaşı ilan etmiştik gündüzlere,hatırlıyormusun.
Hatırlıyormusun ? gündüzlere inat diye,bölmedik uykularımızı.
Nevruzun şerefine patlattık Şampanyamızı,çok geç anladık..Hayatın tadı,tuzunu.
Çok geç anladık gençliğimizin hatasını.Biz dünyanın titrediğini sandık.
Güneşi sıkıp suyu çıkardı sandık.Dağlar boyun eğerdi bize, kandık.
Ömür böyle geçti havamıza aldandık.Gençliğin sarhoşluğuna yandık.Ölümlerden ölüm seç.....
Hani sen Velat’ı severdin,bende Zozan’ı.Bütün gece içip kapılarında,türküler yakardık,
naralar atardık,yazılar yazardık duvarlara.Sevdamızdan yana. Sen gölgenden korkardın,
Ben ise şimşeklerden.Yenemedik ihanet ve yalan korkusunu.Ölüm saçardık,
kurşuna dizerdik.İhanet ve yalanları.İkimizde mert ve de cesurduk.
Cahiliyetten ırak anlarımız oldu amma...Satmadık benliğimizi meyhane köşelerine...
Dostumuza dost idik,Düşmana bile ihanet etmedik.Dünyayı mezar bilirdik gençliğimize,
Yaşamayı kumar..Şimal yıldızı bizden yana idi.Kıskanırdı kartallar,yalnız uçmaktan korkardı.
Barındırırdık koynumuzda şaşa kalmış yılanları...Fırat nehri gümüş gümüş akardı,
İnancımızdan ödün vermedik diye,Dermansız sevgi ateşi yakmıştı gönlümüzü.
Aslında ne sen Velat’ı,ne de ben Zozan’ı sevmemiştik.Ben delice sana AŞIKtım,
Sende SIRILSIKLAM...Açılamadık birbirimize...Bak ölüm bile ayıramadı bizi.
Ölümlerden ölüm seç....Öyle bir ölüm seç ki;Sevdamızdan yana,efsaneleşen şiirimizden yana
Bir ölüm seç...
ÖLÜMLERDEN KALİTELİ BİR ÖLÜM SEÇ.....

KIBRIS 1998
Ali Ihsan Uluçay12 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Ali Ihsan Uluçay