Sinirdan sinira sürükleyip götüren kimi zaman upuzun bitmez tükenmez katarlar kuyrugunda günlerboyu katrankaynayan yaz sicaginin delikdesik edici bunalti verenliligi kiskacinda; pasaportmus.. yok karpuz kavun var miyms yok muymus..., `cezan cok komsu sen en iyisi cebe davran` kuzgun kilikli rüsvet avcilarinin saklanip GÖCMEN KUSLAR avlayan pusu kuruculari gibi dereden bayirdan ormanin dibinden caliliklarin arasindan hucumlayarak gecerli gecersiz bahanelerle Yolkesen Bezirganlarin cirit attigi...ne zaman büyük makinalarin azman homurtulariyla gürültü cikarip kocaman kayalari kirmaya piston döverek un ufak ettikleri TAS OCAKLARI`na varsam...SIRP NIS `ine geldigimi bildiren derin dereler sonrasi kivrilip giden sarpa gecitlerde isiksiz fenersiz silsile tünellerdir burasi. Ve ne zman git git bitmeyen dagsiz tepesiz bir ovayi yola vurup gurbet hikayelerine sürsem savursam, kendini benden önce yüke vurmus nice sayisiz ve öksüzün öksüzü yolculuklarin sahibini koynuna sarip siciline yazan....simdilerde gecmisin YÜK KERVANLARI durmunda olup römorklarinda TÜRK TIRLARI yazdigindan tanidik gelen bugünün kervancilarinin cokca rastgeldigi...Belgrat-Zagrep ovasinda, gün aksam olmaya coktaaan yüz tutmustur.

Seyfi Karaca…………Ekim / 15

2.5/5 Toplam verilen oy :