Şiir Tutkusu

Menü

Marlon Brando Bir Mayıs ve Hirbit Buğdayı

Avrupa; bugün beş kıtadan biri diye bilinen ve Asya’ nın kuzeybatı uzak çıkıntısı olarak da kabul gören sözcük, anlam, içerik ve tanımını Yunan mitolojisinden hikayelenip adlanır .
Tarihin Antika defterinde yazdığına göre çok tanrılı krallar kralı ve tanrısı Zeus İda dağının erişilmez zirvelerinde oturup oradan dünyayı bakıp gözetleyen hükümranlığın astığı astık kestiği kestik tahtında oturmaktadır. Her durumun sadece kendi alanına hükmeden sınırlı yetkilerle tanrısı varken Zeus bütün tanrıların hem buyuran imparatorudur hem de hem de yetkisi kullanım alanı ve irade kudreti herkesin üstünde sınırsız sorgusuz herşeyin belirleyicisi en erişilmez mutlak hakim patronudur. Birgün derin sular sahilinde gezerken rastladığı bakire kız aklını başından siler kumda kumsallarda süpürür, süründüğüne aldırmayıp tanrılığını unutarak afallar insan olası gelir Zeus’ un. Boğa irisi azgın tosun gösterişliliği o günün toplumunda insanlara tapınacak derecede hayranlık uyandıran gücün en etkileyici cazibe sembolüdür. Zeus zevk dalgasını sahilde suda yüzdürürken gördüğü kızı baştan ayartmak için kendini burnundan soluyan boğaya dönüştürür. Delirir deşinir oraya buraya cirit atar cinnet çıldırır tavladığına kanaat getirdikten sonra kızı kaptığı gibi sırtına yükleyip doooooğruca Girit’ in Miken’ yasına kaçağa eşkiya kesilir. Kız, Anka Kuşu ve Kaf Dağı’ nın ortak evliliğnden olma Avrupa’ dır....Yani dünyanın Avrupa diye bildiği yer , adını eskizaman efsanesinden alma Anka kuşu’ nun kızı; ve Zeus’ un karısıdır. Zeus’ la Avrupa’ nın evliliğinden Minos doğar. Minos, baş edilmesi zor Titan canavarlarını Zeus’ un muhtar ettiği alt ünvanlı tanrılar sayesinde hakkından gelir. Ünü zenginliğiyle meşhur Miken uygarlığını kurar fakat verilmiş adağını yerine getirmediği için onun da karısı boğa kılığına girmiş biri tarafından ayartılıp baştan çıkarılır. Onlardan doğan çocuklar da hep boğa olacaktır ve insanlar onlara kurban edilmedikçe de asla kimse huzur yüzü görmeyip hep gazaba uğrayacaktır.Yani tanrı taht ve tacına kaçırılan Avrupa’ dan sürekli kendine adanmış kurban isteyen, doymak durmak bilmez adeta cellat-zeban bir nesil doğmuştur. O gün bu gündür Girit; dolayısıyla Yunanistan; Avrupa’ yı Asya ’ dan ( Pers hükümranlık bölgesinden ) ayıran duvarlaşmanın sınırı olarak işine gelenin bilinç altına kazındı. Günümüzdeyse kesin tavırla Yunanistan Avrupa’ yı Asya’ dan ayıran sınır karakolu ve son uç gümrük noktası olarak tavır takınan tanımlamanın ad ve ünvanına Patron-Tanrıcılık etmektedir.
Avrupa; Büyük İskender’ in her gittiği Asya Afrika savaş ganimet turnikesinden toplayıp biriktirdiği sanat süs saray izdiham ve ihtişam toplamının üstüne konup oturarak kendini Zeus’ un yerine koyduğu güç ve otoriteyi önce Roma sonra Bizans her ikisinden sonra da Germen topluluğu devralıp üstlendi. Kurulu ortaklığın tapınak taht KARARGAH ve krallık ismi daima Avrupa adıyla insanlık tarihinin siciline işlendi.Zamanla kendi coğrafyasına sığmayan Avrupa; yeni kordan işgal ve istilacılıkarla Amerika ve Avusturalya’ lara kule kurup Zeus ve İskender karakteristik özellikli hem yayılmacı hem ganimetci hem de patron-tanrı otoriteli hükümranlık filamalar çekti.
Sürekli değişip dönüşen sosyal siyasal kültürel ve bilimsel deprem zelzeleleşmesinde Demir çelikleşme yıllarında hızına yetişilmez sanayileşmeyi imar iskan ziraat güvenlik gibi istisnasız hayatın her alanına endüstrileşirken; Bismark mı? Marks mı ? Sorusula karşı karşıya kalmışlığın muhasebesiyle muhataplaştı Avrupa. ’ Hiç birşey durağan değildir herşey değişir ve dönüşür. Eskiyen herşey yenisini kendi içinde taşır ve uygun kıvamını bulmadan hiç birşey başkalaşma şansına sahip değildir ’ gibi kurallı sıralı maddeleri olan Hegel Diyaletiği ’ ne ’ Emek -Sermaye Çelişkisi, Artı değer, Üretim ilişkileri ve Üretim Araçları, Toplumlar tarihi gibilerle hem siyasi hem de felsefi teorik kuramsallığın Diyalektik Mataryalizm’ ini ( sosyal içerikli yaşam tezini ) inanıp savunan Marks, bunun tam tersine ARİSTOKRAT’ lığın, yani herşeyin hiç değişmez yazgısızla doğup öleceği DOGMA ’ cılığına ( her türlü serbest piyasa kapitalistciliğine) inanıp savunan Bismark’ a Kim Milyoner Olmak İster proğramından meşhur Günter Jauch tarafından resmen YENİLMİŞTİR ilan edilip sağlam MORG damgası vuruldu. Günter jauch; Alman lokomotifli soygun talan sömürü piyasasında,zengin zengin doğar ölür fakirse fakir , Aristo idealizminden Endüstri Çağına taşınmış Medya Amigoculuğu’ yla markalaştırılarak dünyaya birebir ölçüt benzerleri kopyalanıp aynısından çoğaltılan ve ağzı Acayip laf bilen fiyaka Entellektüel’ i olarak proğramı formatlanmış yüksek ücretli; ve sağlam kadrolu düzen deneğiydi.Tarih herşeyin para bağımlılığıyla karşı değerini bulduğu ’Kim Milyoner Olmak İster ’ avanak avutan ölümcül noktaya Medya- Magazini olmadan evvel korkunç endüstrileşmeler,icaba göre kamplaşmalar, sapkınlık derecesinde teknolojikleşmeler, ideolojik çatışmalar, kıyamet savaşları ve insanlık değeri harcanmaları yaşamdı. Hızla artan dünya nüfüsuna kaynakları hızla tüketilen yeryüzü çölleşmeleriyle cevap verildi. İnsanı akıldan fikirden ahlaktan duygudan sorumluluktan vicdandan sevgiden cesaretten özgürlükten özgün iradeden muhtaç ve mahrum ederek acımasız duyarsız bütün uzak kalmalarla ölümün müşterisi kılan atom ilaç sanayi salgın hastalık kimyasal denemelerinin ardı arkası kesilmedi.Günter Jauch buralarda nöbeti yazılmış istifin istifadecisi olarak özelleştirilmiş ekip kadrocularından herhangi biriydi.
Marlon Brando muhtelif özgeçmişinden kopup gelen bir muhasebeydi Günter Jauch türündeki Medyatik güncellemesi.Markon Brando..? Zabata, dan Sezara motorbisikletli Asi’ den iş arkadaşlarını üç kuruşa satan patron uşağı sendika kuryeciliğine ve Mafya Baba’ sına ve Moritanya korsancılığına esas yaşamsal hücrelerini Cia’ nın hükmedip yönettiği Holliwood oynamış hayatı boyunca.Cia Amerikancılığı’ nın soğuk savaşlar sırasındaki akıl ve alışkanlık devşirme deneği olarak tıpkı aynı kaynayan kazandan çömçelenen diğerleri gibi namına ödül, topuğuna yıldız çaktıranlar arasında yerini almış.Daha ziyade Elia Kazan’ la iş tutmuş Elia Kazan, sistemini eleştirenlerin insan avına çıkan Amerika’ ya aynı fikirleri ortakça paylaştığı insanları muhbirleyen asalak olarak tarihten damga yemiş tam da bu sıralarda siyahlar üstündeki ırkçılık Hitler defterinden yövmiye tutuyormuş....
Marlon Brando tiyatrocu annesinin Ruh Hapsinden hayatının sonuna kadar kurtulamayacağı pisiko- dramatik sosyal bir vaka imiş. Çok evlenmiş çok para kazanmış ve herşeyi ’ paran kadar konuş’ kanun hükmüne bağlayan yerden bir Zeus- İskender tanrısallığına yapışıp kalarak dünyanın hiçbir yerinde ve neye ulaşırsa ulaşsın asla hayatının hiçbir evresinde huzura ve mutluluğa varamayacağı sapkınlıkları delirmeleri azmış çıldırmış. Kızı intihardan oğlu katillikten paramparçalanmaların batak haneciliğnde doktor tavsiyesi almadan dışarı çıkamayan ve sürekli kendini taşıyamayan hayatıyla sık sıkça ölüp yer altına kendini kaçırıp gömen intiharlarla can çekişmiş. Nasıl olsa param var hesabı dünyadan kaçak adalar ve süslü kadınlı hayatlar satın almış.Tapındığı herşeyi rn başta para ve şöhret olmak üzere su gibi harcayıp saçtığı savurganlıkla sapıttığı hayatını ve öldürdüğü kişiliğini doyurmaya çalışarak; aslında hiç kendi olarak yaşamadığı ve annesinin ölü ruhuyla mezarlaştığı sonuna kadar kendini katleden bir tabuta hayatınını teslim ettiği tutsaklıktan kurtulamayarak Marlon Brando; her parası ve ilgi duyanı azalmaya başladığında da kendini yüksek fiyata dakkalık afiş eden reklamcılık için kendini kiraya vermiş. Ölmeden kısa süre önce vinçle inip çıkan ve ilaçla zor ayakta duran kimyasal korkuluğa döndüğünü ’ sinemadan başka hayatım olmadı.Sinemaysa insanın içinde boşa harcadığı ve kendime dair yaşamanın hiçbir gerçekliğim değildi.Tükükürüyorum böyle yaşadığıma yaşayacağıma’ .. diyerek dünyayı terketti gitti Marlon Brando.
Marlon Brando’ la birlikte sökülüp kopan furya, her parayı bulup ün- ünvan otoritesiyle kendini ARİSTOKRATLAŞTIRAN güç gösteriş ve ihtilamın sıra düzeneğinde yerini aldıkça; tüccarı, bankacısı, fabrikatörü, siporcusu, müzisyeni, edebiyatcısı, siysetcisi, doktoru, maliyecisi, müdürü, borsacısı,müfettişi, marketçisi, reklamcısı, modacısı, gıdacısı, tefecisi, yağmacısı, tarikatçısı,hortumcusu , medyacısı, sanatçısı herkes evvela elini yüzünü konumunu medeni hal ve gidişini değiştirerek Marlon Brando özentisinden ’ paran kadar konuş’ cinsi ev bark süs dekor araba villa tabiat insan ve El Değmemiş Dünya satın aldılar. Ernest Hemingway’ den Elvis Presley’ e, David Becham’ dan Thomas Gotschalk’ a...her adım attığı yeri özel uçağıyla turlayıp tozmayı Marlon Brando ölüşüm paslaşmadından bitti tükendi insanlık. Bizdeki dönüşüm dolaşımınıysa kimi Mega kimi Diva kimi Süperstar kimi Kıvanç Kimi Terim kimi Altuğ kimi Fethulmetal kimi Boğaziçi Villa Baronları kimi Çalık Kimi Alcengiz kimi Yetenek Sizsiniz kimi Karibiyan Sörvayvulrarıyla toplum dönüştürme vitrinindeki yerini buldu.
Marlon Brando henüz dünyadayken Persing iki atom başlıklı raketleri Avrupa’nın göbeğine gömülmeye icat edildi.Enver Sedat Bop hazırlıkları için poz verdi işi bitirildikten sonra hemen ortadan kaldırıldı. Vietnam’ da gökten yere kimyasal ölüm yağdırdı Amerika. Elvs Presley , Jimy Handriks,Prenses Diyana,Marlin Monro Janet Caplin ve sayısız Marlın Brando özenti ikonları taşıyamadıkları hayatı içten içe ölüşerek kendilerinden sonrasının Maykıl Jaksen ,Georg Maykıl, Klitçko, Bret Pit, Madonna, veya Marodona’larını hayatıyla oynanan insanlığa narkoz etti gitti.
Henüz Markon Brando dünyadayken hızla çölleşip çoraklaşan dünya artık yediği şeylerle ölen tabuta dönüştü. Savaş eğitim güvenlik kültür silah finans eğlence sağlık hizmet ulaşım enerji mimari yaşam alanlarında el konulmadık hiç bir yer bırakmayan dünya işgalci soyucu sömürücüleri kendi yarattıkları krizlerin çözüm bulucuları olarak da kendilerini vazgeçilmeze dayatıp durumu direnci kalmamış toplum tükenmişliğini yepyeni hastalıklar ihtiyaçlar zorunluluklarla tutsaklayıp meçburi itaate kul köle ettiler. Balkanlar, Kafkalar,Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu, Orta veya Güney Amerika ’da dolaylı dolaysız sürekli ve hiç bitmeyen savaş çatışma karışıklık yahut müdahalelerle dünya gündemini belirleyip yön veren uluslararası tecavüzcüler ve yerli iş birlikcileri, bütün canlı cansızıyla suyun havanın ormanın kültürün inancın güvenin huzurun aklın ahlakın özgürlüğün sevginin saygının hukukun ve toprağın yaşama kimyasıyla ve yaşama oynayarak Yapay Zeka ile birlikte Hirbit buğdayı’ nı piyasaya sürdü. Burdan sonrası artık şiddetin acımasızlığın nefretin karamsarlığın güvensizliğin geçimsizliğin özendiğine benzeyerek veya kurma kafayla dolduruşa gelerek kendini sürükleyenlerin ölüm pahası zehir zıkkım hayatlar harcayıp tükettiği heryere insan dahil hiç birşey kendi aslı özü itibarı gerçekliği ve saygınlığında değildi.
Ve Marlom Brando daha henüz hayattaydı, yetmiş yedi de İstanbul Taksim’ de paradan para kazanılmasın diye insanlar aş ekmek su ev ocak okul masrafı için hayatı çağıran meydana geldiklerinde yaylım ateşler altında kimliği belirsiz kurşunlara hedef oldular. Marlon Brando daha dünyadaydı henüz, seksenlerde aylar süren grevler sonrası Alman Sanayi ve Endüstri Sendikası başkanı Franz Steinkühler ’ kim milyoner olmak ister’ kumbaralamalı patronculığuna kendini satıp borsalayarak , güvendiği değerlerden infaz edilen hüsrana uğramış insanlığı tıpkı Gerhatd Schröder Gazprom Müdürlüğüne terfi olma karşılığında kendini kiraya verişi piyasasınca, sadece tohumlandığı kimyasal hormonluğundan ibaret ve yeryüzü yaşam toprağını ölüme sürükleyişiyle Yuro-Amerikan Hirbit Buğdayı misalinde hem dünya hayatının sonunu getiren, hem de insanlığın neslini özünü aslını urunu kökünü kazıyan, intihar endüstrileşmesinin ta kendisiydi.

Seyfi Karaca......Mayıs /19
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı :