Şiir Tutkusu

Menü

Küresel Yikimdan Imalathanelenen Türkiye

Ücasagi bes yukari dedigimin kendisi degilsem ya hinim veya hainim anlamina gelen ve ücasagi bes yukari ` Irzim –namusum üzerine vatanin milletin birligini, dirligini, varligini koruyup kollayacagima; ve acina; yoksulununa, yokluguna, yoksuluna, derdine derman olacagima, irzim ve namusum üzerine and ve yemin icerim....! `….diyerekten gelen gitti, gelen gitti, gelen gitti…
Her gelip gidenin `devletin mali deniz, yemeyense keriz` yaklasimli haydut-harami prensiplesmesini doyumsuz istahlar kabartarak bütün kaymagi kiyaklarla donanmis tam düzenekli talan korunakligina her ne pahasina; hangi haysiyetsizlik alcagiyla; hangi yolsuzluk veya namussuzlukla dahi olursa olsun en kisa kestirmeden ve biranevvel kapagi mazbuta-mührünün özel adamindanir diye kodlayip hicbir gücün zerrece konforuna dokunamadagi koltugu kapma enkaziydi, arkalarinda Türkiye ülkesini her yolgecen han harabina yetim ve yikimhaneliktir diye gelecege terkolmus rehinlere biraktigi.
Olmadiysa…! Yarim yamalak uyku mahurlugunda uyanislarina amansiz acimasizlikla darbeler üstüne darbeler bindirildi herayak yollu özel atölyelerinden yapim-yönetimli kiskirtilip körüklestirilmis toplumsal sorunlari örtbasa tersyüz eden kontrollü gerilimler üzerinden. Ve yüzde on baraji, `Türkiye artik bundan böyle her yolgecene parasini ödeyip düdügünü istedigi gibi öttürenin babalar gibi satilik bakir –fakiresidir ..! ` ilamiyla birdaha ilenihayet isterse ucunda en akla gelmedik siddette ic savaslar da dahil her türlüsünden kiyameler kopsun kanun hükmüyle, geri dönüsü olmayan yikim tesisati Oniki Eylül`lendirildi. Kimler yoktu ki bu hain tuzakli mayin yüklemeceligin desisesinde ? Yerli borsaci-arsaci yagmacilari mi ararsin..? Tüsiad-müsiad endüstrielleri mi..? Batakci bitirimci Banka mürid ve mürettebatini mi..? Köyleri silip carpik kentlesmelere süpüren genetigi bozuk sürekli yikim halli insaat ve santiyecilik mühendislesmelerini mi..? Hali haraba davalik konus yargi mi..? Süresiz ve hicbir islevsiz damgapulculuk yapan kirtasiyeciligin ülkeyi yerinden yikima yürüten devlet memuriyet bürokratcilik danismanciligi mi..? Acisina gülüp göbek attirtan eglenceli; kozmetikli, dramakomikli, modalik, müzelik, hahay –hihiy- hüngürük salyali sümüklü sanat mi, ziyiyafet mi, market mi, giyim mi, yiyim mi, butik mi, camekan mi, kostüm mü, müzzik mi…?? Kimler..? Harama haramiye hayir demesini uyusturup unutturan kirli kanallar kafa ve kalp yikamahanesi vazifelisi Medya mi..? Sektör sektöre durduk yerde hastalik yaratan doktorculuk mu..? Cehalet, kul, köle ve yobazlik üniteleyen tarikat fethulanilikli ve Türk`ü Türklügünden arindirip eritmeler talim terbiyecilik kizak kaypincagi Egitim mi..? Inanctan ve itikattan yozunduran hirsizlik santiyecisi ve bop usak esbaskancilik market-meziyet merkez kafakolu dinlerarasi diyalog baldiran zehir zikkimcisi mi…? Ve bunlarin tümüne komple komplo gerek teorik, gerek madde maddeci madik, gerek mana, gerek maddiyat, gerek darbe, gerek her türlü silah, savas, banka, borsa, arazi ölcekli ortaklasmanin tam destek ve sahibi Yuro-amerikan dehset-vahset karakol kurum ve kurulusu mu…?
Buradan geldiler ve buradan yoksullugu, issizligi, gerilimi, siddeti, trafigi, sagligi, egitimi, secimi, gecimi, hakki, hukuku, dili, dini, tarihi, kültürü, insanligi, sevgiyi, hosgörüyü, bilimi, edebi, edebiyati, sanati, zenaati, ziraati, topragi, suyu, insaniyeti…kisacasi bütün bir hayati her gidenin gelene nasil kiskivrakliktan yanardönerlikle uluslararasi ve yerel capulcu talancilarin özel memuriyetini dayanip desteklenerek yolsuzlugunu ve hin-hainlik hünerini miras olarak biraktigi cöküntülerin servet avciligindan kendilerini vazgecimsiz batakciligin dönersermayeleri olarak direyip dayatarak…Eli kulaginda, gözü camda, kalbi ve kafasi binbir türlü esgalsiz suratlasmalarin yadirgisinda yabanda yalniz ve yitiklesmelerin kendi yasamsal hassasiyetlerine top atsan duymaz uyanmaz, fakat bütün reflekslerini kendini insanliktan defin defterine silip süpüren küresel tüketimciligin lagmolmus asit bulamaci sidik yarismalarina paramparcalilasmis kapalidevreliklarin kendi kimsesizligine kovuk alisveris piyonlugunu ölümkalim cancekisleriyle kutsanmis bir kullukla her türlü köleligin üstbaslanan yaban yerliyerinden geldiler…Üstüne üstlük Kur`an ve kitaba el basarak; `Irzim-namusum üzerine yemin olsun ki vatanin; birligini, varligini , dirligini…. `--dediler ve geldiler …
Meger ki simdi, `teröristle bazarlik olmaz, yapan da, yapti diyen de irzsiz namussuzun tekidir..! ` bagrislariyla, hangi sidik yarislarina kafasini bulandirip kalbini köhnelediklerinin ne pahasina kimin maymun oyuncakli yuro-amerikan ameliyathanelerinde katli vaciplikten masaya yatirilmisin toplumsuz breysellesmeler ambarina dönüstürdüklerinden hayatin disina yigip yikimladiklari kalabaliklarin sivildiktali halharabindan en az kendileri kadar emiiiiin olarak..Cok ortaklar yatirimi plakaciliginin önemle arzettigi `Delikten süpürülmemenin` tiiir tir titreyen hususuna tam tertip tebaatli ve tabice gelip; ve asla kendilerine baska acilimli emroluslar buyruklanana kadar Türkiye yikim ustaligindan hic gitmemek üzere ismarlandilar ve yerlestiler…Meger ki simdi simdi, toplumun gittikce artan yoksul ,yasak, yolsuzluk dert dünyayi sarmis icice büyüyerek insanini kendi varligindan bezdirip tiksindiren yozlasmalara takanaklayip Etnik Kürtcülügün ve Basibunak karanliklara bagli Türbanciligin ortak isletmeciliginden bütün bir hayatin tüm duyan; gören, isiten, iliskilenen atardamarlarini ölümcül duyarsizliklara parcalayip bölüstürerek örtülü ödeneklesen yerden geldiler . Meger ki simdi, her koldan gecesini gündüzüne katarak Irzlari namuslari üzerine and icip varligini birligini dirligini ayrisan, bölen, parcalayan, didik desiklemeler görüsmeciliginin her türlü `diyen –görüsen serefsizin tekidir…! ` yakim yikim müzakeresine tav ve taliptirler. Yalancidirlar öyleyse. Talancidirlar. Sahtedirler. Oynaktirlar. Usaktirlar. Semboliktirler. Sanaldirlar. Kisiliksizdirler öyleyse; her türlü zorbaligin yüzde on barajindan ülkesinin cokuluslu savas santiyeli petrokimya vahsetcilerinin özel destegiyle yalnizca hüzün hüsrana hayati küresellenmis seceneksizligin assiz isssizlesmeler sürüsünden istifci ve istifadeci tüm isgören nufusunun varligina –dirligine haram kiyan sivil diktadirlar öyleyse…Issizlik bugün kendi rakamlariya almis basini kiyamete ve yildan yila nüfus ve güc artiran milyarderlerin sayisi, almis basini bozuklara Türkiyeyi yakip yikarken …
Iste bunun burasindayiz..Ve resmen Türkiye, Türklere sövüp saymanin en asaletli is sayildigi ordusundan tarimina varana kadar rehin ve isgal yikimindayiz. Burada söz, eger yalnizca imla kurallari saglikli sembollesmelerinin insanindan ve insanlik yurdundan kendini saklayan parantez ici üstü parlatilmis asinip yozlasmalarin kilifini kaliplanana meshurluk kiyami kabiliyetsizligi sus pus olarak kafadan ve kalpten kontaklasiyorsa, oradaki pasli anahtara bagli insan zaten tarihi yikilmis bir milatsizligin kafa karistirici küresel kültürlü gürültülerine hayati yagma-lime olmus , gelecegi gecmisinden kopuklugun dilsizi, inancsizi, umutsuzu, kölesi, kulu, köpegi, usagi, tebaati, cifit dükkani, belagat carsicisi olmustur. Üstüne ülkesiyle beraber dünyasi yikilir fakat, o felaket ehli bunu, elinde Türkce Olimpiyat`i mesalesiyle isildaklandirilmis havali fiseklenmesine bakaraktan Yuro-amerikan kimyasal korunakligi kontrol kuleciliginin usak bandinda kostümlenmis kurtulususunun kehaneti olarak muzafferlesip sarhoslasir.
Böyle bir yerdeyiz simdi, donuk cümle alemlesmelerin ayazalaz yabani yalnizliklarina imla hatasizi bir dedigi bir dedigine felaket ucurumlari körükleyip kundaklayan, bitmesiz kanamalarin kin ve nefret uyanikligini kuleleyip kamcilatarak konrol gözetmelerini dünya daha acimasiza küresellestikce daim kilan yikimlarin tam göbeginde, günden güne daha kahpece vurgunlara talanolup, yaralar bereler icinde siddet artirimli acikhava hapisaneciligi serbest piyasassinda, kendi canindan usanmislar yogunu, kusursuz köstümlesmelerin insansiz kilik kiyafetinde yurttan yuvadan dilden cografyadan inanctan hukuktan haktan vazgecik…Halbu ki …önemli olan küresel piyasa parcalibölüklülügünü bugünlere düpdüzgün edilmis aci-feryat-figan-göbekhavali cildirtanlar ipsiz -sapsiz don gömlekleri giydirip begenilere cikartilmis fahis furyaciligin sus halli süslemecesi degildi ne edilmis söz, ne de icilmis And..
O bakimdan bu yolla irzi namusu adina basüstüne alinan sorumluluklar, kalpten gelen yüreklice sözlesmeler degil, `devletin mali deniz, yemeyen keriz `odakli imla hatasisizi kusursuz serefsizligin ta kendisinden odakli sapisiliklikti. Burada kelimelere her türlü ölümcül asit lagimi yalnizlastirmalarinca insan sidikleyip terbiyeleyen sosyetik havali noktalanmis virgüller yaban ve yalan agizligina ruhen ölü, bedenen car-cürük ayaküstülügün don-gömlekleri giydirilip kusandirilir. Burada aslolan sekildir. Sekil ki, purpurlu noktavirgüllerini insan kiyimi dahilinde dilden, düsünceden, iliskiden, izden, itibardan…olanca insani degerliligini yozlasarak üstü parlak ve birbirinden kopuk ve birbirini hinca hinc yiyip bitiren onursuzlugun müthis görünümlü fiyakaciligi önemsenir…Ihtivasi icerigi isterse, kendini kundaginda cöpleyen küresel kökenli tecavüz artikli tek cümlelik alemi, bop yagmaciligin daniskasindan olsun, farkina bile varmaz cenazesiyle bir yatip kalkan vahim.
Bu yüzden eger ki derdi hic de küresel kahpeligin müthis meshur ettigi zibil zirvelesmelerinde bir kucaklik yerin olsuna topuk asindirmayan ben, bu uzun soluklu Seyfi Karaca`cümlelerini böyle böyle parlak donlu parantez saklisi insansiz imajlasmalarin hatasiz kul olma imlalasmalarina cok da önem arzetmeksizin kalbimle sahit oldugum yürek yanginligindan kaynaklananlara bakarak yasama sevincliligimin pusulasini kendi özgür irademle hale ve yola koyuyorsam , birakin lafim dünyada insan gezene daginik kalsin. Nasil olsa aylar yillar baharlar güzler yazlar güller kuslar cicekler tozlar topraklar ve dünya dünya hayat benden yana, eli uzandikca döner devrandir. Mühimse eger noktasi virgülünce ask denen saatini ayarlayacaktir…



Seyfi Karaca……….Mart / 13


 
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca