Şiir Tutkusu

Menü

Kendi Çıkışsızına Çakılı Nokta

Acısını bastırmak için karanlığa göz dikip, yuyup uyuyup her seferinde sofrasında uyuduğu aynı kabuslarla ölümlerden dönmek; veya şeker gibi huzuru, hayatın günübirlik getirdiği sakinlerinde atlara koşup, yorulan yerinde  hali hazırlara bağlayarak, sefasıyla uyuyup öyle uyanmak zamanı..Dokusu yama yama üstümüze yapışmış ayakları dünya toprağı tutmaz ezik bozukluğuyla cümlenin ilk kısmıdır bize uyan.İster alının ister gücenin. Eğer yarım yüzyıl öncesi hiçbir organik bağlayıcılığı bulunmadığı halde, dünyanın altmışaltılık kapısına bağlanmış iki kardeş ülkenin arasını, insan dimağının aklı fikri kolay kolay kabullenmediği iblis ablukalarıyla gerdirip, birbirini vampirce didikleyen savaşın bilmem hangi kafadan kontaklılığına taraf olmuşsak...Ve bir yarım yüzyıl sonra o göğü yerin dibine batıran kan kızıllığı kıyametlerden sonra, taburlarca memleket çocuğu kimin ne manyak cinnetine ölümlere gittiğinin bile haberini bilmeden ve anlamadan niye güme gittiğini insan insan sevgi yüklü emeklerimiz..Yani..Yarım yüzyıl geçtikten sonra bile hala da bilememedeyse ve oralarda aynı yaralarda  arası açık kardeşliğin, karşılıklı sövüştüğü düşman sınırlarında pis tansiyonlu ve savaş çığlıklı "ya bizdensin veya şer eksenli şeytansın" Avro-amerikancılığın kriminolojik; teksasi,  haçlı sefercisi  sesleri pompalanıyorsa hala..Ve gene sanki bizdenmiş gibi fakat bize hiç mi hiç alakası olmayan "büyük projelerin piyonculuğu" aynı mayınlarda iz koklar gibi emir vakiliklerin harcına... bizi temsilen gene o ören kalıntılarının potin sürüklenmelerinden yarım yüzyıl sonra oralardalarsa.Demek ki "ne doğuda ne batıda yeni bir şey yok" insanlık bağrından el alıp bir ve beraberliklerde yaşamlar adına izi yürüyen..Kore'den bahsettiğimi sanırım anladınız.Hazret..Cumhur -devlet damatlıklarını giymiş, o felaketin son kalanlarından takımı toplamış, refaket-refika kol kola..Kadeh kaldırdı, güldü..Gül-ücük-ler attı ezber çalışılmış yüz ve notasız makamdan mistiksi muammada.. eskiler yadedildi "vay ne iyiydik " filandan.Kore ..Kaç komşuluğunuz varsa siz söyleyin, ben de yazıklar olsun diyeyim bu yazdıklarıma. Yok mu? Yani tek bir tecik bile olsa hani..Halı saha..Toptan filan hani bahçesinden uzanıp oturduğunuz mahle kıyısında ateşine hayatınızı feda edecek kadar kümeleştiğiniz..Yok ha...İşte o yoğa biz şu günlerde cumhur -cümbüş yükledik teyyareyi, şıkır şıkır dört takla olduk..Niye mi.? Hiiiç işte, hiçi hiçine..Hani "bop" var ya tarih burda biter (Yani yoro -amerikan dünya hakimiyeti artık bir sondur ve tarih  başka bir son daha yazmayacaktır diyen yeni dünya düzencisi fuçiyamak dangalak "bop") o davanın kendince tipik, birçoklarından biri niyetine bulaşıklı mikrop başıdır Kore teyyareciliği.Hani bizi düşünceden, edebiyattan, felsefeden..ve bir dizine insan zenginliklerinden oniki eylülleştirip sonrasını sivil topuklu toplu gazlamalarına havale ettikleri ve de bugünün tam tarifi sadece bu travmanın hükme bağlanmasından vücut bulan tezgah; hiç o kadarını bile düşünebileceğimizi varsaymayarak.." Biiiiz demorasiiii.. Biiiiz kardeşlik ve barııış....Biiiiz huzur toplumuuuu...Biiiiz bölge ve dünya istikrarıııı....Biiiiiz hak hıkuk adalet.....kak kuk vakkkkk.." diye tüm dengelerini adaletsizlik ve değersizleşmeler üzerine transfer eden bugünün dünya karmaşasını göklere çıkaran teraneler borazanlattırırken, bam güm tellerden..Güney ve kuzey Kore kardeşliğinin belki de hiç beklenmedik bir anda ve sürekli yoro-amerikanca suyu ısıtılan allahsızca savaşına, pek ala taraf olunabileceğine kadeh kaldırıp gül-ücük-ler teyyarelediğimizin niyesini ve niçinini..He mi..? Helal mi o haram..Pes doğrusu pes mi..? Öte yandan; krallar- şahlar devrinden beri yıllarca birbiriyle didiştirip..Sonra sureti aşınmış ve üstlendiği misyonunu helaliyle tüketmiş kral ve şahların yerlerini daha yeni ve sadık yüzlerle değiştiren; belindeki tabancasını;  cephaneliğindeki barutunu, tüphaneliğindeki kimyasını gazını, aklındaki  fitne fesat etrafına kim gelirse gelsin efelenmeliklerini tepeden tırnağa o has adamının eti kemiğine kuşatıp..Tayin edildiği süre dolunca da anında onu da bir evvekiler gibi evini başına yıkarak ipe çeken..Ya da püf deyince yoğa üfleyen..Irak saddamını, Barbak karmal Afganistanını, Şevardnaze Gürcistanını ...Somaliyi..Çeçeni...Nasıl ve hangi yollarla hakkından geldilerse, şimdi İran'dır sanırım en yakın ihtimalle belasına aslında biz de en az İran kadar çoktan bulaştığımız ve alttan alta ayağımızın dibinden uylayıp aynı İrak benzeri sarmalın en aktuel yolcusu..O bağlamda, Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi'nde alınan karar " Ne yaparsan yap, kurtlar sofrasının kuzusu durumundasın" dır.(Halbuki İran ne mektuplar yazmıştı iktidarını Yuro-Amerikayla paylaşmak için...)Ne illetlik iş değil mi..? Oysa oradaki bütün Atomik ünitelerin yapan yakıştıran mühendisleri teek tek istisnasız (Amerika bile dolaylı ellerden) bu beşli daimi üyelerden  değil miydi..?Tıpkı Saddam projesinde olduğu gibi "nitelikli kıyım" icraatı ve iiş oldukca da ciddi. Onunda (Saddam) gaz atan tüfeklerinin yapıldığı atölyeleri bunlar inşa etmişti..Yıllar yılı ve tirilyonlarca geçimlik gelir elde ettiler o işten..Sonra da başka bir işin piyonluğuna (Ortadoğuya babasının malı gibi gelip oturmaya) kendi yaptıklarını kendi elleriyle yerle bir ettiler, sonra da Saddam'ı..Boooom..Şimdi aynı fasıl da, "Filistin" ölçekli haritası bellsiz bir sancının uç noktalarından büyük resmin küçük parçacıklarını koparıp..Kendini "Bop" diye bitirimleyen ve bizle hiç alakası olmayıp da ülkemizin üstüne kakma çakma yığınlaştırılan zoraki  "eli mahkum " temsilciliğin...Değişip, açılıp, saçılıp...(Madem açılımı beğenmediniz alın size azgın terör kozunda bir çok bileşken)..Dönüp duran çıkışsıza çakılı nokta, yaklaşmakta olan nice belanın habercisi değil de ya ne...??Seyfi Karaca..............Haziran / 10
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca