Şiir Tutkusu

Menü

Kanıksanmıs Talan Tarumarı Tecavüzlülük

Ne güzel..Kültür denen sey insan kalbinde evini yolunu halini dilini dünyasini bulunca...kalem kagit essiz degerlikli dengelerden sözünü kelamini bulup hakkini kendisiyle ödesiyor. Bu cosup kabaran seyler yalnizca bir siir dizinesi degil, ayni zamanda zamanin tanikligina kayit tutan belge niteligindedir. Insan yüregine varip hayati uyandiran hal böyle olunca…

`Kendini Tani…! `
Sokrates`cesine özdesmis bir yasamsal birikimi akla yorup, düsünceye danisip,vicdana sunarak toplumla birey arasi kopmaz ayrismaz ilgin iliskililigi kurma pahasina hayatin en temel gereksinimleridir diye sinirlandirmaya calisarak duran yürüyen kati sivi gaz yahut maddi manevi herseyin tarif edip yasamin herseyine hükmettigini sandigi Tales´in Toprak, Su, Hava, Ates dörtlemesinden cokdaha fazla ve derinligi olan bir seydi…
Yeryüzüyle kurulu saltanat ve hükümranlik yakinligi disinda bütün ilgi yogunlugunu kesip kopasrmislarin üstten alta dogru yikilip yayilan hiyararsik hükümranlik cenderesinde hayati her olus bitislerine göre tanrisal sifrelerin kodlandigi akildan ücra; fikirden yoksun; özgürlüge hasret; özgüvenlilige ihtac; hukuka uzak; haktan mahrum ve iradeden yoksun sürgünlüge kovulmus kilitlenmis kalabaliklari her buyurulmus kiyim fermanina kosulsuz teslim olan korku, yildirma, azamet, üstünlük, tutsaklik,güc, zorbalik, adanmislik, kulluk, kölelik, caresizlik, itaatlilik gibi sayisiz merama adlandirilip ismarlanmis mekan ve makam sahibi olmanin kurumlasmis Antik Yunan devrindeki `Delphi Kahinleri`nin insan zaafiyeti üzerinde bütün yoksulluk yoksunlugunu kalici kilarak, en üstün ve ulasilmaz diye adlandirdiklari ZEUS` ile ara bulup kayak hayatlar ayarlama vaaz ve vaadini kendilerine ne denli donanmis devlet zirhi haline getiren yagmaci,talanci, soyguncu, yalanci, zalim, acgözlü, riyakar, desise, hain, hin olduklarini gördükten sonra BALDIRAN ZEHRiNDEN ÖLÜM PAHASI ecel serbetini icme bedeline hayatini ortaya koyup üstüne basa basa insanliga ettigi laftir `herseyin öncesini yahut akibetini kehanetcisyiz diyerek bildigini idda edip size sefilliginizi katilleyen bu deyyuslar, aslinda hic birsey bilmediklerinin farkinda bile degiller´…diyerek, ´ EY INSAN BAHTINDA DOGUP BÜYÜMEYI DiLEDiGiN HAYATINI ÖZLEMLERiN DOLUSUNA VARETMEK veya HAYATINDA KENDiNCE VAROLMAK ISTIYORSAN,EN EVVELA ve MUTLAKA KENDiNi TANIMALISIN..!` manasinda bir cümleyi de lafin gerisine eklemisti…
EMRE YUNUS, buradan cosup caglayarak bin yillara servetini sermayeleyen elenmis süzülmüs hak hukuk vicdan düsünce fikir ahlak inanc güvenc sebgi ve sorumluluk degerlerini dirhem dirhem dünya daglarindan ve insanlik sehirlerinden derleyip toplayarak;
`Kirdigin gönül ise, bu kildigin namaz degil ` diyerek…
`ilim ilim bilmektir
Ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Bu nice okumaktir…?! `…..paylasimciligina akil yordu, fikir yürüttü, vicdan özedi, ömür yogurdu, insanlik ve kisilik katip sonsuz yasam serüvenli zamana taniklik etti.
Ve nihayet HACI BAYRAM VELi hayran kalacagin bütün güzelliklere kendi aslini özümseyen yetkin yürekliligi adlandirip adanmalisin anlamindaki hepsinin özü ve özeti olanin:
`SEN SENI Bil SEN SENi` …cümle zenginligini insanligin yasamsal topragina savurup sacip harman etti..
Fakat gel gör ki…
Fakat gel gör ki, bugünkü hayatin her konu basligini ören veran ederek insanligin aklinin fikrinin vicdaninin yahut düsüncesinin dünya hayatina evrile yorua dirhem tanelerini algilamaya basladigi ilk günüyle beraber gelecegin sonsuzuna sökün olan yüzyillar yorgunundan toplanmis birikmis bütün toplumsal kazanimlarini SIDDETLI BAGIMLILIKLARA ören veran etmenin kimi zamanlaridir ki, insan ektigi bictigi bütün maddi ve manevi akil, fikir, vicdan, sorumluluk, paylasim, hukuk, inanc, güven, özgürlük, sevgi, saygi, itibar, dag, bag, tohum, su, hava, ates, kültür, bilgi, beceri, üretim, sohbet, ilgi, iliski, iletisim, ulasim, egitim, huzur, hak, ürün, ihtiyat, tedarik, bayir, yamac ve topragini GELECEKSiZ GECiMSiZLiKLERE canindan mülkünden ve malindan bikmis usanmis cildirmiscasina cigirsiz kör karanlik yolsuz yollara kaldirip köteleyerek KACGUNLUK edip terkederse …..
NATO karargahli MENDERES`liligin ellili yillara BOP´culuk eden miladi esbaskanlik devrini katololastirirdi; ille de ve ille de mecburen ` Kücük Amerika olma ugrunda her mahallede kostagi kiyak kumbarasi dopdolu bir milyoner ayarlayip uyduracagini palazlandiran küfesel yagmaciligin hususi, seckin ve sosyetik bugünlere klavuzuk edenligin evveliyat öncesi.
Türkiye`de gercegine uygun sehir hikayeleri yasamaz insanlar ve dolayisiyla yasanmayan seylerin hayal-meyal ürünleri de her ne kadar yazilip DIZILER SÜRGÜNÜ SÜREKLiLiGE kesmekes edilirse edilsin, en az damarina dokunup dürtülen hayat hikayesi eninde sonunda mutlaka amansiz , kiyasiya ve acimasiz zoraki göcler sonunda kacgunlugunu demir-beton harabesi üstüste zindanlasmaya müebbetlestirmisligin köyünü bagini tozunu topragini ekinini harmanini yurdunu yuvasini bütün bitmis tükenmislige daralmisliklar ihmalinden dolayi koyup gelenlerin VAROS`luluguna bicaklanip hancer hancere kendi yarasinda kavrulup tutusagiden acilara saplanir.
Kendi Amerikan kolejinde okuyan Menderes Adnan, büyük toprak sahibi aile efradindan gelen gelenekten olsa gerektir `tok acin halinden ne anlayacagi` atasözünü isaret edercesine kendinden sonra gelen bütün hayranlarina ayni huy ve karakterliligi mülk edindirip miras birakircasina, Türkiye`yi babasinin cifligi gibi gören yargiyi, yasamayi ve yürütmey kendi zimmetine gecirircesine adeta yasaklarla, yoksulluklarla, yolsuzluklarla terbiye ettirip sonraki hayranlarina yol ve yöntem belletti.
Ilk resmi sayimli bindokuzyüzyirmiyedide toplam Türkiye nufusu onüc milyon ve yüzde seksenücü kirsal kesim de tarimla geciniyorken, ( yaklasik onbir milyon dörtyüzbin kisi ) kentte yasayanlarin sayisi ( yani gercek kent hikaye sahibi ) yüzde onaltidir ( yani iki milyon kisidir..)
Ellili ve altmisli NATO milatli Menderes`lilige geldiginde Türkiye ülkenin sanayi üretimindeki payi yalnizca yüzde onüc onbes arasidir…bindokuzyüz seksendokuz´da, kirsalda yasayanlarin sayisi ekinini harmanini cöllesen bütün yasamsal dogal dengeleri altüst etmenin kent varoslarina ölü insanlik hikayesiyle yikip yiginaklastiran assz, issiz, gecimsiz, geleceksizligin insanlik iliskisine koyup giderek yüzde kirkdokuza, ( yani bindokuzyüz yirmi yediden bindokuzyüz seksen dokuza varana kadar hizla ve cildirmiscasina Türkiye nufusu yüzde otuz iki yerini yurdunu köyünü topragini terkedip kacarak kent sarmalli arpik yapilasmaya azalip eriyerek ) seyrelip sefillestirilmis.
Yani MENDERES hayrani Sivil Cuntaci Özal zamaninda ise sanayi´nin ekonomideki payi yüzde otuz civari ancaktir…Gayrisafi milli hasila ise ( yani cogunu mafyalarin, medyalarin, borsalarin, anklalarin, gtefecilerin, agalarin, beylerin elinde tutup kumbaraciligini yaptigi toplam ekonomik dolanim) bindokuzyüz doksanlarda seksen amerikan milyar dolaridir.
Menderes, siparis edildigi `kücük Amerika`cilik ` ugruna bugünün ogünlerdeki baska secenegi olmayan seckinligin yasaklarla yildirmalarla Hak, hukuk, bilgi, beceri, uzmanlik, ÜRETIM yoksunu ve yalnizca TÜRKiYE GENELi kendi cikarina uyanligi kadrolastirip köyünden kassabasindan gecimsiz ve geleceksiz kentlere akin eden kacginligi kadostralastirma BETON yapilasmasini öneme alan TÜRKIYE CUMHURIYETI YIKIM icraatini kollayip kucaklayip küresellemeye yapilandirdi. Amansiz bir sekilde varolan ekili dikili tasrimsal araziler hozan horatlasmasina, varilip kacilan kentler bütün sorunlariyla gelip yüklenen kalabaliklarin hazirliksiz doku bozukluguna siginaklik etmek zorunda birakildi. Kenarlarindan tasidigi bütün toplumsal KACAKLILIKLARLA kusatilarak git gide bütün alan ve meydanlari örenlesip veranelesen kentler, devletin tüm kurum ve birimleri dahil akli, fikri, vicdani, sorumlulugu, hukuku, adaleti, egitimi, kültürü, inanci, itibari herkesin herklesten bir aliskanlik bagisiklanarak irilestirip bas belasi yaptigi SIDDETLI saldirganligin küs, dargin, kinci, uzak, sogut, itis, kakis, yaris, kir, kavga, gürültü, inancsiz, güvencsiz, sevgisiz, saygisiz, gücü gücüne yetenin zoruyla zorbalasmis kanun hukuk tanimazindan yozlastikca yobazlasan kapkaranlik lambaci bu limitsiz ihmal ugruna yagmalanip talan edilen kentler, tüm dokusunu yitirdi ve taninmaz bilinmeze insanini dibine gömen mezarlasmaya kayboldu.
Özal, Menderes´in izinden Yuro-amerikanciligi tozup topuklattiran hayran olarak Menderes`in kemiklerini denizden cikarip gecmisin üzücü olaylarini hortlatarak Serbest Piyasa`ciligin öteen beri kin ve intikamciligini resmiyete soktu.
Öldügünde Özal`a anit mezar yapilarak, Ciller, Yilmaz, Dervis,Bahceli; Ecevit vesairler topyekün ülke gelecegini BOP esbaskanligina nakilleyen ve icinde Medya, Mafya, Borsa, Arazi, Arsa, Maden, Toprak, Pekaka, Tarikat ve sayisiz icli-disli cikar ortaklarinin koalisyon ortakligi yaptigi, ellili yillarda acimasiz hizla köyden kente akip giden Türkiye yikilisinin bilimden, ulasimdan, egitimden, huzurdan, taerimdan, sanattan,düsünceden, sorumluluktan, vicdandan, hukuktan,haktan, sevgiden, saygidan ve en önemlisi ÜRETiMDEN ve PAYLASIMdan yoksun devrilmis sacilmis den gesizliklerde köylerde yasayanlarin nüfüsu gittikce batiya, batidan daha öteye gittikce istanbul batagina tiklim tikis havasiz susuz geleceksiz gecimsizlige gerilip SIDDET artirdigi…
Kirsal kesimler cumhuriyetin ilk yillarindan bugüne neredeyse yüzde kirk azalarak küfür, kahir, siddet, zulüm, talan hukuksuzluga haksizliga ören veran olmus sehirleri bütün sorunlariyla birlikte artarak kusatip gaspetmis durumdadir…yani …
Insanlarin göcleri kadar yasama, barinma, huzur ve güven kaynakli altyapisizlik , yalnizca BÜTÜN ARAZILERI YAGMA ve TALAN mülkü olmus hirsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, haram INSAAT halleriyle en basta güvencini ve INANCINI yitiren bütün insani degersizlikleri kutsayici siddetli gecimsizliklerden kendini baglayip carmihlayan kalabaliklarin sürgün siginagi halini alan kentler, halen bütün hiziyla buralarda ve böylesi ehir zikkimlar nafakasini kazanip gününü her ne pahaya olursa olsun kurtarma derdinde cirpinip debelenmektedir.
Menderes`ten devralip ilerleyen Türkiye günlüklü yillarda benzer profilli ve ayni cap dairesindeki niyet okuyucu siparislenip ismarlanmis adanmis adaylarla en cok toplumsal degerlere ve kutsallarina dokunup islevsiz hale iceriksizlestiren itibarsizligi özgürlük, sayginlik, zenginlik, güc, yetki, itibar, irade ve iktidar sahibi olma diye yedire bitire algilar üretip insan tipi formatlayan bugünkü BOP ESBASKANLIGINA dönüsen bu cok ortakcikarli yikim yapisi, bütün zenginligini birbiriyle ayrisip catisan caresiz kalabaliklarin gidecek ve sececek kimsesi olmayan sessiz suskunlugunu sarayvillalayan gecmisin devami üretimsiz, ama kendini bütün toplumsal hassasiyetlere devlet diye devlet yerine koyan siddetli gerilimlerden gecimini kaynaklanmaktadir.
Kisacasiköyden kente simdiye kadar akisi bir türlü durdurulamayan kacak göc, en basta issizligin körükledigi tasidigi tüm sorunlariyla haksiz hukuksuz bütün kokmus cürümüs kayirma, rüsvet, torpil avanslarinin kemirip tükettigi akil, vicdan, sevgi, saygi, hak, paylasim, sorumluluk denge kaymalarinin cogaltip biriktirdigi acimasizligi, tecavüzü, saldirganligi herkesherkesten hic esirgemeyerek kaniksanmasi saglanmakta.
Yerli sanayisi küresellere limitsiz GÜMRÜKLESIP BIRLESMIS ve kapütüle olmus…
Tarim cumhuriyetin basinda yüzde seksenlerden bugün yüzde kirkdokuzlara düsmüs…
Varolan istihdamin veya calisan kesmin büyük bir bölümü hizmet sektöründe devlete kapagi atarak yövmiyeyi cep telefonlu acil ihtiyaca düzeltmeye calismis…
Yani ..´Benim memurum isini bilir, calsa bile calisiyor` ihtiyaci, ülkeyi bastanaya SIDDET bagimliligiyla ve her türlü cürümüs kokusmus deger yitimlriyle donatarak sarayvillalasma yolundan BOP etme meraki, ÜRETIM yoksunu memur agirlikli carpik yapilasmayi ele gecirmekte gören dirliksiz donanimsiz BOP carkindan uzman olan ekipmanligin hesap kitabiydi…
Toprak avlu. Sabah sevinci ay yildizlari kutsayan Türkiye sevgilisi bayraklasma. Adimiza varligimiza, dirigimize, birligimize yasama hakki hukuku sevincini ve özgürlügümüze yüreklenmis okunmus Istiklali`mizin marsi. Beyaz tebesir, kara tahta, dag bayir karlaerin ayak topuklarimizda birölikte oynayip suya erdigi YERLI MALI haftamizin `cigdem derki ben alayim, yigit basina belayim`veyselcemizin yurdumuzu yuvamizi özümüz topragimizla bir bütünleyen ask dolu sevg sarki türkülerimiz….iki kere iki nin yaninda fasulye harflesmesinden okuma yazmayi söküp hayatin temelini tavanini tanistirip ögreten `KENDINI TANI`dünya güzeli özümüz sözümüz güzeller güzeli sevgili ülkemiz…
Otuz kirk yil icinde sadece hizmet, insaat ve ithal ekonomisine dayali BOP katilliginin uygun uyarli talan yagma ve sömürülerine köylerden; yani topragin özünden hinca hinc bosaltilarak küresel kimyasallasmanin birbiri ardina ve birbirini katlayip katmerlestiren nispet cinsinden duyumsuz duyarsiz vurgunluk yilginlik bikkinlik bezginligini besleyip doyurmaya durmaksizin can vererek ölü hayatlar birikintisi cöllesmelerde ayakta durmaya calisan siddetli aci, zulüm, gerilim, yoksunluk, yilginlikyitiklik, karanlik, kargasa, kin, nefret, SIDDET artirici yikim, linc, TECAVÜZ ve saldirganliklara yapilandirilip tüm insanligimiz `sizi biz böyle keyfimize buyruk ettik, biz sizi böyle kalaylayip kulplayip zevkimize keyfe gelistirip güzellestirdik ` BOP kiyimina ören-veran edilirse, inanan zarardaydi, inanip güvenense hem zararda, de limitsiz ziyanda…
Yani Topragini bu ka
Bugün, göz göre göre gönlü duya duya hemen hergün korkuya, suskunluga, sessizlesmeye, sevgisizlige, kine, nefrete, harama, talana, tarumara nefrete, catismaya, yarisa, kirlilige, acimasizliga, sorumsuzluga özendirilerek, ezilip büzülen kayitsizliginin kol ve kucaginda kalalaldigi ülkesine, hukukuna, hakkina, esokagina, ormanina, denizine, meydanina, inancina, kültürüne, kisiligine, itibarina, özgürlügüne zorla dayanip diretilmis tecavüzlülügün her cesit saldirganligindaki sanki KENDINI TANIMAKSIZIN ve sanki Sokrates, Yunus, Haci Bayram Veli`cesi insanlik nimetlerinden kacak –kopukluga cok uzakmis gibi, ne zaman ki nerde nasil her bir cehennem igrentisi SIDDET`li saldirganliga maruz kalinca zivtlenip gömüldügü sokaklara dolup tasan cigliklari kapip kacarak, carpik yapilastigi oranindaki kenti kadar kendine yük,ören,sig, soyut, veran ve degerler yitimine bozgun olmus toplum; aslinda yitirdigi özü sözü inanci ve tüm ülkesiyle her yerle yeksana yikildigi cigligindan devrilip düsen kendi yapisinda tasidigi bagimliligi kendi kendinin devamina anaclayan erkekligi dogurarak, ayni küresel kalipta ayni hikayesizligin yalnizca sürgün varoslarini bizzat sahsi hayatiyla doyurup kandirmaya calisan kul ve kölesi durumunda hem ihtac hem de muhtaclar perem perisanesidir..


Dipnot : Otuz kirk yil icinde sadece hizmet, insaat ve ithal ekonomisine dayali BOP katilliginin uygun uyarli talan yagma ve sömürülerine köylerden; yani topragin özünden hinca hinc bosaltilarak küresel kimyasallasmanin birbiri ardina ve birbirini katlayip katmerlestiren nispet cinsinden duyumsuz duyarsiz vurgunluk yilginlik bikkinlik bezginligini besleyip doyurmaya durmaksizin can vererek ölü hayatlar birikintisi cöllesmelerde ayakta durmaya calisan siddetli aci, zulüm, gerilim, yoksunluk, yilginlikyitiklik, karanlik, kargasa, kin, nefret, SIDDET artirici yikim, linc, TECAVÜZ ve saldirganliklara yapilandirilip tüm insanligimiz `sizi biz böyle keyfimize buyruk ettik, biz sizi böyle kalaylayip kulplayip zevkimize keyfe gelistirip güzellestirdik ` BOP kiyimina ören-veran edilirse, inanan zarardaydi, inanip güvenense hem zararda, hem de limitsiz ziyanda…Yazi bu icerige dairdir. Sevgiyle.


Seyfi Karaca…………..Subat / 15
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca