Hic kivirmadan; direk, dolaysiz, tane tane tek tek en anlasilir dil yogunlugunda ve en hayatta sagki insan yürekliligiyle; algili , bilgili, bilincli, tutarli, özgüvenli, duyan duyarlililigini söze yahut yaziya cikarip kendini öyle ifade etmeli insan, ki artik kendini üzen sey peri bacali rüya sinemasi midir, yoksa Istanbul intiharinda yitik bir sehir mezarligimi, yoksa iki ucu ölmedikce hicbiryere varmayan asma köprülüklü sarsinti ve sallanti mi, yoksa her ne dertten neyi nereye kurtulmayi arzeden ice sakli sevinc zindanimi, yoksa yoksa disa siddetli öfke patlamalariyla vuran beynelminel yaniksamalar nezdinde hasta midir, yoksa hastaligi fersah fellik aratandan sanri sancisi sayri mi..???
Degilse her yobazliktan bir cürüntü yamanan kir yumaklarina sarinarak kendini örüp tortopak eden yasamsal baglari kopuk ipin ucunu bir türlü bulamaz söze yahut yaziya basmakalip kusuntulardan baska ekleyecek hicbir viranesi olmayan insan. Bu bakimdan da daima etliye sütlüye asla ve asla hic dokunmamadan yana öldürücü tembihleriyle kiskirtilmis kamcilasmalarin aci feryatlarini sefaletiyle yuvarlanip giden hayatin yikilis güzergahi boyutuna denge denk dengesizlesecek sekilde ortalar. Kabaca irilikler onun sonsuz tercihhidir cünkü, herkesin icinde bulundugu sürülesmis birbirine bakarak ezilmisligin tüm aci veren yüklenilmisligini agirlasan merkezde topladigindan kendini orada en korunakli ve basini belaya sokmayacak garantililikte görür. Dogustan beri sartlandirildigi bu korku siginagi ona ölmeyecek kadar birbiri artigindan salgin bulastiran laf gervzelesmelerini ölüm pahasina karsilik vazgecilmesiz kilar.Burada hayatin dünyanin hicbir kültüründe ve hic bir yerinde hic degismeyen hak, hukuk, adalet, sevgi, baris, paylasim, bilgi, egitim, iliski, ulasim, haberlesme, duyu, vicdan, saglik, güvenlik, barinma, beslenme, özgürlük, akil, fikir, düsünce, sanat….gibi degerler sanki hic yokmus da birilerinin lutfuna kalmis igreti ve yabanci kimlikli seylermis gibi yazi ve söz talibi insandan dilsiz duyarsizliga tufan ettirilir. Sonsuz ve kesintisiz calkantilar kürek mahkumlugu böylesi kisir, kör, kurak, dar, dipsiz, tutarsiz ve bütün yasam baglari kendinden kopuk iliskisizlik, icten ice tükenen karanliga gömülüslerinin yorgununda ve yikimindadir herzaman. Onun icindir ki yalnizca simsiyah feryatfiganlasmalari kendine siginti olarak yeglemenin bedelince her kim nereye kiyamet koparan kivilcimlar caksa zaten ezilmis ve kuraklasmis yenilmisliginin yükledigi teslimiyet ve ürküntü dürtüleriyle orasini kurtulusu sanip kendi kendisinin bikip usanmayan ölmüslügünü avlayacaktir. Bu tek cikar yolsuzluklu kirli, kinli, kanli kanalli dehliz; ona bikip usanmaksizin hayati kararmis bir iskelete durmaksizin degisik renk ve desenler giydiren sosyete kostümcüklügünün vitrinciliginde avuntusuyla kafayi bulup,cöküntüsüyle kalbini yoran üzgüler cöplügünü mesken edecektir. Zaneder ki, kendini hic kacisi olmayan cogunlugun bile bile sürgün edilen agir aci yüklemli sinemasal duvarinda, birbirinin hic farki olmayan yaldizli ve gösterisli purpur fiyakalasmasina erisip pay kapmaktir insani degerli ve zengin kilan sanat yahut marifet. Bunun icin de bitip tükenmeye kurulu düzen tanrilarinin beklentilerine yönelik, uyumlu, uyuskun, terbiyelenmis, bagimli, uysal, sadik, verimli, yatkin, müsait, mülayim, sessiz, aferincikler budalaciliginin hatada kusur etmeyen söz , yazi ve görüntülesmelerini tarzedip imajlasir. Adeta kusursuzluk iltihabiyla kendine hic rahat ve huzur yüzü göstermeyen bu ölümcül kaynakli yabanci bünyelerde hayat bulmayi umunan, tir tir titreyis, gün be gün terkoldugu yasamin somut gercekciligi boyutuna paralel hayat akisinin gerektirdigi bilincten, fikirden, hassasiyetten, tecrübeden, katilimciliktan, cesaretten, özgünlükten, özgüvenden, özgürlesmekten, haktan, adaletten ve paylasimciliktan terkolarak sutun sutun islenip kazilmis negatif suretli portrelesmelere medetlenip mimlenir. Hata yapma payini sifir düzeylerinde titizlenen bu sapasaglam zindansi korunagin kisisine sundugu yasam dolulugu da, bezginlerle, yorgunlarla, bunalimlarla, bikkinlarla, bogulmalarla, bitkinliklerle, yilginlara, yipranmisliklarla hinca hinc asinip dörtduvarlasmis basmakaliplar icinde insan canliligini yitirimleri özenen bezenen ve donanan yitik cercevedeki sifirin ötesinde hictir. Her bulastigi renkten kendi özgünlügünü yitirir. Her yitirilisinin ezikligi altinda kalarak kime ne yazip söyleyeceginin ari durulugunu bulamaz. Kesfine ciktigi hersey sonsuz bir kacisin kendi pesine takili iz silimidir. Gitmek icin gelislerin gözcülügüne kulelenir, hangi maaksatla nereye iliskileneceginin kayip dünyasini bulmakta zorlanir, cünkü kendine aidiyetini hep birilerinin kendini kaliplayan sekilsel görünüslerin hata payi sifir olan nicel durumlarina ihlal ve ihmal etmistir.
Birikimleri, eylemleri, gözlemleri, bulgulari tüm yasanmis degerler ve yasanmaya deger hayallerle halini yoluna koymasi gerekirken, devamli kacak, devamli ezik, devamli yazik, devamli ihrac, devamli iradesiz, devamli isteksiz, devamli mahrum, devamli seceneksiz, devamli muglak, devamli herkesin gittigi yaldiz-yildizlastirma artik tüketimli ortalamasini tutturma heveskarlliligina enerji tüketip ömrüü üzen kul-kurban gitmekten, kifayeti hicbir zaman hayatin dinc ve kendine güven veren huzurluluguna eristirmeyecektir duruma mülayim müsait kisi. Kendinde bile bahsi bile gecmeyen konudur bu haliyleki insan. Bütün ortalikta sürünmelerinin ana fikirsizligi soyut, sakli, sinik, zül, egrisi-dogru, zavalli, püryasin, derme-catma, sezgisiz, saglam temelsiz, yapmacik, benzeme özentili, ima yollu, imgesel simgesel, dolambacli, bulanik, mechul, hersey ve herkes, kayip, varligindan kendi haberi olmayan iz takipcisi, yabancilastiran söhretliliklere sönük ve sigic, ve ayni anda coksey…Ayni anda zulum iktidarlarina Bop kafasi tosunlayan demokrasi ve arap baharcisi yuro-amerikan haci sefercilikli diyalog süvarisiyken, ayni anda Suud arap emirliklerinin kirli para akintilarini yikayan musluk tamir ve tesisatcisidir mesela. Misal mesela, ayni anda tüm yerel degerleri yabana yozlastirarak kücük cikar acgözlülügünün yaldizlastirdigi dünya harükuladesi Bop sanat eser müzesi gibi filandir mesela. Insanlarinin ac ve yoksulluklarini camilerinde din, devlet ve dinayet namina hicbir güven uyandirici kirinti birakmaksizin Türban örtüsü altinda milyarzedeleyen cok ortakli localardan avanta koparirken, ayni anda Filistin cengaveri Van-minittir mesela. Ayni anda issizine assizina yeni hapisaneler yaparak yahut din kardeslerimizdir dediklerine en son teknik tahripci savaslar dürtükleyip aranirken, ayni anda analar aglamasina vay anasina vay….Etnik sülaleciligin asiret reisine esbaskandir mesela…
Yani sözü yerli yerinde söyleyip yaziyi hakettigi degerlilikte yazacak olan kisi,; bugünkü halile tüm dünya saglikta, gidada, güvende, egitimde, iletisimde, sosyallikte, breyde, ailede, sanatta, hakta, hukukta, haberlesmede, siyasette, felsefede, kültürde ve herseyde genetigi bozulmuslarin kizgin kiyamet birbirine benzestirilerek hayati yokedilen insan zindanina ören –veran ediliyorsa, ve kisi bin türlü dolambacli yollarla bu degirmenin su tasiyicisi olarak muaazzam saheserlikler kusursuzluguyla yazacak konu dahi bulamiyorsa…harabeye vrandaladigi yüregiyle birlikte sanal rengahengte mandal kiskaclayana ölmediyse bile, kendi üstünde hükümsüzden kendini dekor ve desen eden gardiyan süslü mermerdir.


 

Seyfi Karaca………..Masrt / 13

2.5/5 Toplam verilen oy :