Şiir Tutkusu

Menü

Insandan Sürgüne

Gün, bir yagmur bekleyenden iliklerine kadar seni hic ummadigin yerde üstüne tir tir titreyenlerle yakalayip, kana kana susamisligin doyumsuz hasretlerden beri kollayip kovalarcasina seni en keskin uzaklar ufkuna koyarak aklin hayalini yaman rüzgar esimlerine kuran salincaklarda ölmeyip de canin sagdalardaysan…alacakaranliksin, vakit…insan izi sürene mülteci..!
Alacakaranliksin, vakit insan izi sürmelere mülteci, kendi kendinin yarasini islak günes kiriklariyla saran bozbulaniklar tülünden, ebemkusaklarini göklerden yere sagan yasam renkliliginde insan tabiati dünyaninkine birebir sarmas dolaslarla sevgi bahcelenmelerini gezip görmeye dalmis düslerdeyken, bütün renkliligiyle ve bütün zirvelesmis derinlikleriyle daglar bir yaninda, dereler bir bögründe, yokuslar bir yamacinda, düzler dalyalar herbiryöreden herbiryaninda, bazan kizgin güneslerde Agustossun, bazan karkis günlerinden kesif ve ustura keskini kuru ayazlar kuragi..Dünya dolusu kalabaliklara rastllayacaksin yalniz, yaban, yadirgi, yitik, yoksul, yoksun, kibirli, siskin, gösteriskin, kederli, kudurgun, huzursuz, aldatici, sahte, yapay, yapmacik, yalan, dolan, hiddetli, siddetli, pozcaka, calimgülüm, hava basan, sihirbaz, hurafelik, yoz, bagnaz, efektif, sanal, fiyakabzan, elbise manyagi, esyalasma bunagi, zorzorba kölesi…ve seni övecekler belki bazan, sövecekler belki bazan sana, beklentilerine uygun rampalara egip bükecekler, hizayi bozmadigin yaldizli cercevelere süsleycekler yok sayarak hükmünü bazan, bazan kaybececekler koltuklerinda sakli ufak tefek numaralara, bazan hic olmadigin yere cikarip soytari eglencesi niyetine hokkabazlayacaklar, sana nasil bakiyorlarsa o kadarindan adam –kadin sayacaklar veya saymayip silecekler siyahbeyazdan baska karalamaligin olmayan müsveddeye, bazan üstü kiris burus olmus bir sifir gibi yamasi dikis tutmayan libastan dikis tutturmaya calisacaklar dert keder sahibi zenginine kabul gördügün zihnetten…
Hani bir zamanlar damlarda yüzlerce güvercinler arasinda yüzbirincisinin kanat cirpindigi gökyüzü sevinclerinden dönüsünü kalbi yuvasini yikarcasina doludolu sevecenliklerle gözleyip bekleyen cocugun kendi disinda baska bir varlikla delilesip divanelesen dillesmelerini unutarak, hani….ne kadar ayazdan eserse essin karakis, ne kadar poyrazdan savurursa savursun ikindi alinlarina dikili yadirgi yel, ne kadar kizgin katranlar kaynatirsa kaynatsin cikimbaslarindaki tutam tutamlarla tirpan-orak ekinler bitirip büyüten toprak tarla ve harman, damboyu yagip yigilan karda kaybolmus sicacik yuvasini isli lambalar ciralisinda bulup koyun koyuna sarilip siginan yerde dünyasini isitip isiklandiran efilefilleri unutarak, ve hani….yagmura seslenip, rüzgari cagirip, cemreleri topraga düsürüp, calidan cilpiden cicekten, cagladan, salkimdan ve tevekten en az atlarin dillerinden anlayan kadar olup da iklimlerin ve topragin halinden yolundan yazilmis okunmuslari bir kalemde silip unutarak…
Yazildigi yere varamayan dilsiz agizsiz bir solgun yüzlü puldur artik alacakaranliginda izine rastladigin iadeli taahütlü künyesizligin. Hani yikik duvarlar, kirik degirmenler , sönük ciralar, sessiz sokaklar, ugultulu issizlik, ciglikli sessizlik, feryadifiganinda mahrumluklar ucsuz bucaksizinda. Oysa ki söylemesini bilene güvercin miriltisi bile okumakla bitmeyen yasam büyüklügü hikayeleriydi genis ve saglam yürekli; oysa ki seslenip cagirmasi i bilene sögüt dallarinda salkim sacin su süzgünleriyle ince parmaklarindan oksayip sevmeyi ögreten hayata dokunus..Oysa ki arayip sormayi bilene geceler gündüzlere ezelden beri basberaberlige yazilip verilmis sevgili ..Oysa ki, konup göcmeyi bilene tarla, toprak, at, araba, han ve yol; gönül diledigincesinden agirlayip ugurlayan kalpliligin ev sahibi..Oysa ki, calmayi bilene insanin iki dudagindaki isligi bile müzik kutsali ilahiyat irfani…Oysa ki, insan olmayi bilebilene dogup büyüyüp dönüp dolandigi hayati, kendine muhabbetle davet olunmus en veresiyesiz nimetlerin nimetiydi.
Simdi alacakaranlik yarsilda yoksulda heryerde herkes. Simdi dönmeyen setenler, dikiliduran duraklar,harilgürül sokaklar, yapiskan illetler, salgin siddetler, asagilik, adi, acimasiz ve azginazman vahsetler,dehsetler,zulumlar, zilletlerle… ve simdi heryerde hersey herkese kükümdar ve hakim, oluklarindan süzme bulut pinarlari akmayan cesmeler, nesli yokoldukca yokolan saglikli sihhatli topraklar, izler, izanlar, insanlar…
Ha unutmadan, ki unutmak haydutun hainin uydurdugu usakliga uyum saglayan haramdandir…! Bugün Yirmiüc Nisan..! Yirmiüc Nisan : Ulusal Egemenlik ve Cocuk Bayrami…!

Seyfi Karaca………….Nisan / 13
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca