Hayat kendi halınca konuşmuyor zatiyi
Ağır ağır yüklü ilerleyişini adımlarla epedir
Epey bir kıvırdı kıvırttırdığını hayat
Kestane pazarı, postane meydanı, portakal hali
Yaptı ve bozdu
Bütün ıssızlıkların resmi insan geçitlerince
Hadi
Papağanı anladıydık ilk ve belki son olur diye
Papağanı...
Fakat sapıtt ya.... haddinin sınırlarını
Daha uzaklara götürmedikce kudurgunluğu susmayan
Bütün işgaller gibi
Bülbülü
Kurbağayı
Karakargayı...nerde nesini ele geçirirse dünyanın
Kendi halyolu güzergahına ümüklemeye
Aralıksız silik ve solgunlaşmanın
Eşibenzersiz takımını kuracağım diye haneli tımarlı
kan gövdeyi varsın götürsün ilkesinden
Bütün çirkin ve çıldırık
Kincil kapış kaçışların masumanecesinden
Gülünç oynatan
sayısı tükenmedik serilere kolboylu kop-yalatıp
Alıp kullanmayanı ahmak yerine koyarak
Global dalkavukluğu
Bülbüle..kurbağaya..kurda...
fifilik öğrete okuta
Her ne idiyse
Bu yol..
Böyle hal..
....ve gidişle...
Kendine de elbette en baştan arı gibi vızıldayıp
Tazı gibi üren tavırları takınanı bellemedikce
Yıkılıncaya kadar
Kendini elden
Asla bırakmayacaktır..

Seyfi Karaca..........Kasım / 10

2.5/5 Toplam verilen oy :