Şiir Tutkusu

Menü

İncir Niyetinde Kabak Tadında ( Kusursuz Fiyasko)

"İncir
" olsun niyetiyle hep zorluklarına katlanıp, ele avuca gelmez ve
tutunmasız dallarına eza cefa tırmanmaktan iflahını kesen dım dızlağa
kaldığımız hayatımızın..

Öğününü düzenlice
tayin edermişiz gibi daima tek yövmiye acılara asırlanıp,durmadan can bedeliyle
huyuna suyuna nessillendiğimiz "kabak tadı verme" lerini,  çok "marko paşalı" yüzü sirke satan
tüccarzadelere anlatsan ne yazar...Anlatmasan ne.?

Konusu sadece
simit alıp, zırıltılı düdük satmaktan dükkanını ayaz avazaya kurmuş, yetmişüstü
milyonluk insan nufusunu karikatürize ede ede karakelem çalışması karalamalık
müsveddelerden sayan ve elindeki tüm teslim aldığı yaşam renklerini yüzüne
gözüne bulaştırmaktan başka iş ve icraat edinememiş..

 Simetrisi asimetrisi darmadağınık geometri
bozuğu  galeri sahipliliğinin kendini
ressam zannetiği...Tabanları yanlış yollarda aşınmış kunduracının..Nereye ve ne
kadar giderse gitsin hayatın yerli yerince yurtlanamadığı tüm itirazlarına
" Çizmeyi aşmayın...Tepemin sigortasını attırmayın benim...! Verileni
kusulanı yutun ve susun!" Marko paşalığına...

"Söz
anlamakta fettan olsa mahbup, biraz şuh olsa ayyar olsa güzel" dese ve
dilese de Hayreti

Tünel deşme,
gedik açma, duvar uçurma, dere doldurma..Toprağın özü, suyun gözü, yokuşun
başı, bayrın yüzü ...diyenlerden kimini kaydırıp, kimini uydurup; kimini pise,
pasa, haritasını yerinden kapıp kaçan hain ve hırsızlamalarla..

 Uğru tıkandıkça dünyası keşfedilmeyi bekleyen
hayatın can damarına akılbozuğu usturalardan kıyımlar doğrayıp; kimini  yıkarak ve yıldırarak kimini; ocağı
söndürülmüş zamanın nefesi illet kokan.. Sesi soluksuzluğuna artan
sorumsuzluklar oranında askıntı, külfet ve taşınmaz yüklerle (B) askılayansa..

Hani o lafla gemi
yürüttükleriyle arpalığını kurtaran "Tüyü bitmemişlerinin" bağırta
çağırta  ömürlerinden söküp (Ç)
aldıklarının hakkıyla; uğradıkları taciz; tecavüz, aç, yoksul, dışlanmışlık,
kendi kendinden haram kılınmış musuz umutsuzu.. Mahrum..Muhtaç, kan kusup
kızılcık şerbeti içen..

Yine de
"Ölmedim ayaktayım, mutluyum.." diye, yarı iskelet, yarı ölü
.."O kadarcık kusur kadı kızın da da var" gibilerden sus
müzzziklerle..Marko paşalara..

"Terk edip
yareni firkat ihtiyar itdi gönül,

Bir niçe eyyam
gurbet, ihtiyar itdi gönül " ..derinlerinden laf söz açsa bile Figani...

Geleceği fal
bakıcılarının; hurafecilerin, yıldız okuyucularının, rakkamı rakkama üleştiren
BATIN-BETON saplantılı PARA-noyak kafadan takıntıcıların oynatan  ve tırlatan vezne-DARLI, Gayri Safi
MİLLİ  hasılatından kişi başına ya
ŞİDDETLİCE başa bela gülümsüzlükler, yahut foseptik çukurları, yahutta  ölüsüne rahmet okunan ağıtlı nizahlılıklar
düşen ülke çocuklarına her yıl hiçbir dokunur değeri bırakmadıkları YİRMİÜÇ
NİSANLARDA KAFAYA ALMA SIRASI GELDĞİNDE fosur fısır, tepeden inme üstüne
bindikleri koltukları matraktan devredip..;

_"Hadi beee
kağıtta yazılı diyeceğini di ve hemen kaybol.!"  devirli alel usüllü acelecilikle üstünde
zahmet namına çöreklediği  "Marko
paşalar " a ;

"Dostum
cevr-i feveran etmekmiş hu sana

Hey vefasız
vazgeldim, yürü var ya hü sana...!" demiş durmuş olsa da Cihani...

İster eski
çamlar, ister eski camlar her hangisi olursa olsun sonrası bardak yapılan..
Eğer yerçekimi insan ortası değilse ondan uğrun ve gizli kapaklı ne varsa
samanaltı suyu yürütülen,

tüm tanımı adi
hırsızlık dosyalarına " bana da mı lo lo lo" davasını güdenlerle
kozunu açıktan paylaşamayan cingar çıkarmalar olmasın da, ne olsun..?
Terbiyesini güzellikten alamayan oluşum....

Eğer kendi
kişiliğinin üstüne yetişip oturamamışsa insan, ister sırça köşklerde tac giyip
taç taransın altın taraktan..Kıvırdıkça dönen "avare kasnakların"
hangi rezilliğin mekanında mesken tutacağı, bir taban bir tavan yapan
düzensizlğinden aşikar değil midir..?

Aşikar değil
midir?..Kürt, Türk, Çerkez , Abaza, ....Ermeni , Süryani..Hiç ayrımsız tüm
insanlarını ekmeğe ve suyu doyurup kandırmaktan usanmayıp, tüm döşünü bağrını
sarılmış kucaklarda bir ve beraber etmeye dünden yeminli bir güzel ülke iken
sevgili ülkemiz TÜRKİYE...

Onun tüm
sömürgeci niyetlere kapısında bekleyenlerine ortak uşaklıklar edip..Hertürlü
suni ve soyut ayrı gayrılığı peşi peşine koşullayarak tezgah eden ve payına
düşen hainlik  komisyonculuğuyla ortalığı
azdırıp bezdiren...(En son numaralı Erivan Ermenistanında Türk bayrakları
yakılıp Türklüğe lanetler yağdırılırken, yine aynı günde, İstanbul taksimde
"soykırım" yası tutma dingosu gibi mesela)

Atı
alan..Üsküdarı müsküdarı geçen..Ala-vere dala-vere her bir karışı sırat köprü
geçişlerinde inşaat halli dünyasızlıklar yurtsuzluğuna getirdikleri..İğne
ucunda hop oturup hop kalkan, yaka yaka ne yalancı mumu ne şaşırtıcı feneri
kalmış ..Gündüzü şaşı, gecesi zindan..Kurdukları plak cızırtı yapınca da,
çevirdikleri karanlık işler ne duyulsun ne görülsün diye topyekün hayatı , ya
hoppacığa veya güme götüren..Marko Paşalara...:

 

"Dilde
aşkınla dağ yandırdım, yine ben bir çerağ uyandırdım

Yar sevmez dimiş
beni candan, can virip yoluna inandırdım.."  bildirdiğini..Aşık çelebi'nin;

Ve

"Onu hoş tut
garibindir efendi işte biz gittik

Gönül derler
ser-i kuyunda bir divanemiz kaldı"........Hayali'nin

Veya;

"Bülbülem
evlad-ı şah oldu bana gülşen yakın,

 Aşk-ı gülşen benem gülzar senden
vazgeçmezem..."....Virani'nin

Veyahutta;

"Yardan cevr
ü cefa lutf u kerem gibi gelir,Gayrıdan mihr ü vefa derd ü elem gibi
gelir"..Baki,

 

" Sır elinde
sevdiğim yarab hayalindir senin

İlm-i sıradan
irdiğüm yarab visalindir senin".....Ümmi sinan'ın

Dediğinden ne
bilsin..?

"Aşkında
senin ah-ü figan eylemek olmaz,

Sırr-ı gamını
halka ayan eylemek olmaz

Mecnun dimedi
sırrını na-mahreme amma,

Bir kıssa ki faş
oldu nihan eylemek olmaz...Dukakinzade Ahmet'i den..

Ne bilsin ?  Ekmeği 
her yıl milyonlaşan sorun ve çıkmazıyla yarınları başına yıkılan
sofrasızlığı simit ten ibaret sanan NANECİ;

Sırrı ne bilsin,
sırdaşı ne bilsin, sorumluluğu ne bilsin arı namusu ne..?

" Nice bir
dünya kaygusunda kalam, nice bir başıma gavgalar alam

Nice bir dünyaya
gönül virip ah, düşüp kaygu denizi içre kalam" ....Edirneli Nazmi'nin

Evvela
insanı...Güzel ülkesi kalbini..Vicdanı olmadıkça hakkı bilen olamayacağını..

Kimden bilsin
kendini, dini yahut somut sosyali diline meze ede ede kim olduğu bilme
neleşen.. Arayıp sormamışsa...Kendine varmamışsa yok şeylerlin aç gözlülüğüyle
oburlaşan ..Azıp sapan çapulculuk ..Türk'ü ne bilsin, türküsünü ne
bilsin...Toprağından taşından kurdundan kuşundan usananmışsa aldığı
emanetinin..Asvaltına markalı sosyeteler bindirip gazlatan Piştici pokerci
"Marko paşalar"

 

"Bülbülem
evlad-ı şah oldu bana gülşen yakın,

 Aşk-ı gülşen benem gülzar senden
vazgeçmezem..."....Virani'nin bahsinden haberdar olup

Evveli ne bilsin
sonrayı ne bilsin..? Etekleri zil çalan yanlış yalan..

 

Hele
hele...TÜRKİYEYİ nerden..Nasıl  bilsin?

 

Seyfi
Karaca
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca