Şiir Tutkusu

Menü

Hokus Pokus Marka Bol Karambol (ithal Sefalet)

Ağrısını sancısını duymamaya ve duyduklarını içe atarak yabancısı olduğu şeylerle kendileştirmeye alışmış hallerin evirip kıvırmadan tek kelimelik travmasıdır KRONİK vakalar.
Bu yönüyle besilenmiş ve büyütülmüş hayattan sürgünlükler, birgün gelip askılıklarda gardoraplanan elbiselerin  fiyakası ne olursa olsun insansız beş para etmeyeceğini...
Etli sütlü buzdolaplarının kapaklarını açanı olmadıkça içindekilerle birlikte paslanıp, küflenip, leş gibi zıkkım kokacağını;
 Bağların, bahçelerin, yolların, köprülerin, ev; ocak, hanay, noda, moda, tarım, ticaret, takdim, tenzilat....Bazar ve çarşıların alan müşterisi olmadıkça, satan bezirganının meteliğe ihtaçlıktan  züğürt kalacağını nerden ve nasıl bilebilecek..?
Sorma ve sorumlu olma yeteneğini insan; ilkin, bataklığını bilmediği uzak toplum derinliklerinde tepeleme dalarak sınamadan önce,  kendinden başlayarak  öğrenmediyse..
Dünya diye doğduğu hayatını çok kopyalanmış film; kendini uğruna ne sunulursa tatsız tuzsuzmuşuna bakmadan silip süpüren figüran; seyehatlerini duraktan durağa itiş kakış dolmuş ve trafik; şehir gezmelerini o mağazandan bu markete; camdan cıncığa, plastikten porselene dupleks daire bakınan toplu tüketim malzemecisi;
Hani böyleyse eğer,  yüzsüz gözsüz tarifsizliğin kendini ait olmadığı değersizliklere boyanmış- badalanmışlıklara ambalajlayan insan modeli; dağları otoban kenerlarında gereksiz kalıntı, gölleri viyadük ayaklarında fuzuli birikinti, ormanları; kırları , çayırlıkları,seyirlik-seyranlıkları luzumsuz mimar manzarasını bozan zır zevat; suyu; havayı, ışığı ve toprağı kullanımsız küsürat ve yabanından evciline varıncaya kadar biiir bir canlıları gözüne çirkinleşen ütüsüz ve pürüzlü malzeme fazlalıklarından bilip...
Haddinden çok ta kendi türünün canına okmaktan, sicilini hepten dürme cinnet tutulmalarının sebebini nerden bilebilecek (Meydan okuması, bela okuması, tellal okuması, terane okuması, rest okuması, ferman okuması, feryat okuması...bol olup, hayatı okuması sıfır düzeylilikle)
İş olacak ki, aş olacak.Aş olacak ki, yol hale haldaş olacak.Derken çarşı dolacak.Derken insan çarşıya dolacak.Derken çark düzüninde dönecek.Derken herkese az çok düşen gönül kavurgasıyla; devran seven ve sevilenin hürmetinde kalacak..  
İşin kaba taslağı bu ya da böyle sırasına iz sürmüyorsa, yani işler bütün bunları dünden yoluna koyanların kancasında göbekten bağlarla sıkıntıda kalmışda, kendi öz düzeninde gitmiyorsa..
Ekmek ve huzur yerine, perişan KRONİK sancılar çıkar bu (en)gebeli elalemlerin şifasızlığına kalmaktan. Zul ve zeval üretir koskoca hayat değirmeni.Zamansa ortalığın kimseye özeli olmayan meydanlık zembereğidir, bakmaz göz yaşına maşına.
Bundaki dubaracı, ürettiği yerine hayal ve suskunluk satar.Acizlik satar. Sadakalı kötürümlülük satar. Ham hayal satar. İntihar teslimiyetçisi edilgenlik ve sabır satar. Sesi kuru gürültü, görüntüsü cinnet cinayet kabadayılık satar. Kısadan köşe dönmelerin her yol mübahını satar.Yeri satar, göğü satar; toprağı , suyu, ateşi ve havayı..Elle tutulup gözle görünen görünmeyen; soyut somut; canlı cansız..Maddi manevi darlığı sırasında artık eline ne geçerse..Satar da satar..
O, insanlarının yolları kendi hayatından geçmeyen kablolu prizli özel terbiyelenmiş labaratuar uyum ve uyuşturma topyekün kapatılmışlıklarından, hemen hemen herkes birbiri agız kırığı kenarından pay kaptığı lisanı anlaşılmaz ilişki kesikliklerine modlanırken..
Güya dünyanın tadına varabilmek için, hıyardan  havyara geçişi zorunlu kılarcasına dönüşüm; DEĞİŞİM, başkalaşma, çağ atlama(!!) güdüsünü tüm büzülen ve hayattan çekilen dokularına yedire yuttura..
Varlığından çok bilinmeyenlere uçurularak, tutunduğu kıymetlerden gepir gupür göçürülerek taşınan bu tip insansızlaşma, soluyana haraç mezat hepten üflenendir ki..
İki el tet vucut aktörlüğüyle oniki eylül gibi nicelerini kurup, kurgulayıp , icraata sokan Avro-Amerikan uluslararası ve yerli ortaklarının daha dün gibi yarası acı, sancısı kronik ortada duran darbelerini yoksa nasıl zihninden silecek te..
Şimdi o günkü gücü üstünden çalıştığı bir kurumu, bugün filmin bir başka karesi için yaka paça eder gibi..Hem de iki eli, tek-yek (Çıkarpayı yerli-yersiz ortaklarıylla) vücut halinde aynı karanlık suretli güç ve kuvvette yılda yetmişbeş milyer CİA harcamalı Amerika olduğunu nerden ve nasıl bilecek..??
Çünkü çarşı Pazar şah-mat. Ortalık insanına okey atmış iflasta.Kovboy ve gansterler bütün marsın kapılarını kapatmış.Elinde hileli zarlarla Güzel ülkenin hali vaziyeti hep yek (Dünyada birçoklarında olduğu benzeriyle), tam ayaz. Ne bir üretim, ne bir temeli sağlam atılan gelecek..
Ne insanı arayan, ne insanlığı soran..
Acısına tamam olmuş müptelalığın böylesi kronik bağlı ve bağımlılığında, çekirdek çitip, dizi körükleyen, hayatın tümüne sinsice tecavüz sayılacak cinsteki yalaşık bulaşıklara gözünü dikmekten ve gönlünü köre kamaştırmaktan alamayıp, mayalandırıldığı acılara tuz basarak kendini kafaya aldırmaktan ancak nizamı bulana  düşmüşken hal ve hal sahibi..
Rapor üstüne avrupa birliği raporlusu Türkiye dayatmalarını, Amerikan parçabaşı savaş ve bölge bölük pörçükleşme  inşaatçılığı işinde ve icraat dahilinde"Açılım-gömülüm" diye laga ?lugalarla iç güç destekli dünden..
  Çekiç Güç'ten çuval'a, Eşref Bitlis'e, "Bu adamı daha bulamazsınız, süpürmeyin; kullanın.!" halli yollu doğulu batılı ılımlı çalımlı birbiri benzeri birden çok  eşbaşkana..
Ve bugünün hergünü birdiğerine taş çıkaran abluka arkalığındaki zihin bulama teknisyenliğine aynı iz üstünde yürüyüpte kimliğini sizden bizdenmiş gibi maskeleyeni..
 Yani,  iki el tek vucut (ve yerel ortak) hokus pokuscuyu.
Yani onun, yani Avro-Amerikanın artık iyce sivilleştirdiği darbeye ihtiyacı mı kaldı ki;
Diye sora ; hali havadissizin bizzat kendi ev sahibi.
 
Seyfi Karaca
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
4.00/5 Toplam verilen oy : 1
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca