Şiir Tutkusu

Menü

Hayatın Döngüsü ( Cüneyt Arkın`a Saygıyla )

Herkese mutlak suretle en Üstün Gelmek ve her şartta giriştiği bütün yarışları kesinlikle kaybetmeksizin Kazanmak; hayata ve insana dair herşeyini kaybetmenin karşılığında varıp ulaşılacak tamah ve tercihle olup biten sonuçtuysa eğer kazanılıp üstün geldiğine avunup inanan sonuç sahibi ardı arkası gelmedik asıl yıkılış kayıp ve yok oluşların zarar ziyan muhasebecisidir.
Her nar nohut buğday veya ceviz tanesinin içindeki cevherler değişik sayıda görünüşte ve tatlarda olsa da doyurduğu yaşama sevinci hepsinin kucakladığı insan kalbinde aynısıdır. Fakat bu böyle olmasına rağmen topraktan tomurcuğa kundaktan mezara bütün hayatlar leyleğin getirdiği müjdelerle palmiye yapraklarına sarılmış düşler dünyasının elma çekirdeğinden doğup büyümez elbette.Bu yüzden sevgi dediğin şey, ölmeyen güzelliği solmayan düşü yıkılmayan düneği gittikçe sonsuzlaşan gönüller diyarı ve boyandıkça güzelleşen hasbahçeler kisbikarıdır. Çileli bülbül de ordadır,sefil baykuş ve telli turna kervana kervana. Hele çalı dalında çığrıkçı serçeler uzun zamandır üstüne titreyen kanatlarında çöp çektikleri yuvanın horantasıyla birlikte şen şakrak cümle sazlar çalıp söyleştikçe, suya bir başka salınır salkım söğütler, rüzgar başka tarar çiçeklerin zülfünü iklim mızıkalarına dayanamaz döşün bağrın yakınlığa yara sarar, açık sinelerden sana mesken muhabbete hayran olursun . Haziran kirazdır ...
Aynı durumu özü itibarıyla saplanıp tıkandığı yerden hiç kımıldamayan ve değiştirmeyen sürekli şekil dekor ve cisim değişkenlikleriyle yapılan her müdahele tespit tayin ve mütaala; yüksek sıçrayışların en çok kazanıp en üstün geleni olmak uğruna yanlış neşteri yanlış dokunuşa kamalayıp hatasını ve hastasını ölümcül acı sancı mutsuzluk kıvranışlar içinde kanaması hiç durmayan sonuçlarla can çekiştiren zorba cebel ve delik deşik cerrahlık celsesi gibidir. Aslında her sorun, çaresini kendi içinden doğup büyüyen akıl fikir ilgi yakınlık samimiyet azim gayret sorumluluk vicdan dayanışma paylaşma emek ve ortak taşıma gücüyle ihtiyaç duyduğu hayati aciliyetin derman devasını bilgeleşerek huzura çözer rahata sağlığa ve çözüme kavuşturur.
Aradığı neydi bilinmeyen buluşların hızlı sanayileşmesiyle birlikte ne duvar ne bisiklet bahçe ne sarmaşık ne şadırvan ne hamam ne kurna ne kolonya ne hurma çekirdeği... hiçbirşey sakin huzurlu mutlu ve kendi karakter fiilinde dünya mahlesine medken değildi. Sürekli odalardan odalara varıncaya kadar insan ömrünü alıp götüren değişkenliğin kim hangi zamanın hangi ikliminde nevidir neredindedir; kimse kimseyi ne anlayabildi ne de anlamlarını günden güne anlaşılmamak üzere tek tip tek dilden konuştuğu halde taşıdığı değerden herşeyini yitiren tanımlarla farkedip kavrayabildi. Çünkü aynı içeriksizlik boğulmuşluğundaki çürümüş tıkanmış ve kokuşmuşluklarla sadece cisim kalıp ve yer değişikliği yaparak maddeye mana, derde derman bulmaya çalışmak; sonu yanlıştan yanlışı her türlü bozulmuşluğu kavrayıp sürüklenen kaçınılmaz patlamalara götürecek olan irin iltihap ve zehirlenmelerin içeri doğru büzülüp kamburlaşmış bile bile kendine kıyma izdiham intiharcılığıdır.Böyle bir bulantısı çok azgın girdapta yukarda dolunay varmış, gün nisan- mayısmıymış, karşı karlıdağlar sümbül müymüş navruz mu, selvikavaklar firik iğdeler yeşil madımaklar ıssız dereler ıslık çalan kapılar susuz tulumba derin ırmaklar kuyusu dünya ne taraf, vakit ne yön, pusula kim, kasaba köy hangi devir nice han; bakıp görüp bilmedi ne mümkün..?! Taylar kişmiyor bu meyan ve beyanda demir atlardan doğup büyüyen eğersiz yelesiz zevk ve safa ahırlarında.Eşlma çiçekleri açıyor kapağının altından ikramiyesi şurup çalkalanmış acı meşrubatlar ağaçlarında.Yollar hep başladığı yerde çakılıp kalıyor ucu ötesi olmayan kapan değirmenleri gibi ve bütün yaşam enerjisini öfkeye nefrete tacize tecavize harama kaypaklığa çıkarcılığa menfaate bencilliğe vicdansızlığa doymak bilmeyen kişiliksizliğe hiç kaybetmeden hep kazanma karaktersizliğine harcayıp boşaltan felfecir atlıkarıncalar dönüyor dolanıyor dünya denen etraf civarda.Kargalar bahçede damda papağan ibibik ve kedi el ele don gömlek,üfürdükçe şişip uçuyor zamansıza takvim hayatın heryerini sessizliğe sarılan koma halindeki insansız toplumsuz felç ve körebeci nöbetler bekleşiyor.Kaldığı yerden devam ediyor tersine tekerrür liman kayıksız yol yolcusuz içi oyuk naralara terzi dükkan hazır yapılmış hopcik züpcük zil zurnalar yerleşip curlaşıyor. Hergün her marka hır gür hırs ve hevesle kopup uzaklaştığı hatır sual selam dil durum devran dağarcıksızlığın hayatı sönük yörüngesi sakat insan evrenleri daha dara binip daha zora birikiyor; güne güneşe zıt evler yollar şehirler kir gürültü kahır eziyet boğulur boğuşurken ; insan çok şey kazandığını sandıkları karşılığında ölüp ölüp dirilmenin eceliyle can çekişiyor.İlle aslından aksini ve ıspat için çarşı bazar çark büyün zemberek çevrimini çarmıha geriyor.Otlar ormanlar yanıp kavruluyor, kendi kendine iğne batırıyor plak, matem besteliyor börtü böcek, uçaklar zivte çöküp pist ve salon anonslardan fırlayıp kalkıyor, çimen ağlıyor ayva narda sararmış solmuş küskün buruk keman...
- [ ] Elveda neresidir nerde başlar valizi hazır apartman ve istasyon dersen sevgili Arkın Cüneyt...??! Üçüncü gongtan hemen sonraydı sustu ışık parladı karanlık her köşeden her numaranın perde perdeleri insana ve dünyaya tükenişin oynak piyesi olarak yağdı doluştu...
- [ ] Yazıda sonfis oynuyordu misket çocukları. Çember elimi tutan çengelde bahar çağının tay tayındaydı. Leylak bir taraftan akasya bir taraftan manolya diğer bir taraftan bahçe kapıya, kapı sokağa, pencere her tarafa çıkıp bakan yazlık sinema serüven seyriydi.Kabak çekirdeği çamanekmek çay ve simit vardı ağzı dili sevgiye selam eden gök gürültülü yağmur ve mahle pınarıydı.
- [ ] Ardından İnsanlar güneşi tersinden okuyup üfleyecek bambaşka doğuş ve uyanışlar içinde debelenip derinleşmeye sevk ve tayin olunca, fabrika vardiye kudurttu yüzde yüzü kendisiyle katlayan rekolteye tohum bozuldu toprak bozuldu ırmak bozuldu çimen yandı bağ bostan ağıtlar yakarak kökten sicilden tarumar telef oldu.
- [ ] Ardından gün kayboldu güneş tutuldu saat durdu iklim mevsim insansız vilayetin yavan yapay yüksek katlarına zeban-zindan karargah kurdu. Hayata hiç bilmediği uzak, uçuk, başka,derin, erişilmez, değişik,şekil,anlam,fors,durum ve zenginlikler kazandırmakla beraber,aklını fikrini duygusunu iradesini kültürünü felsefesini idrakını deneyimini özünü ilgisini itibarını yaşadığı hayatıyla beraber tüm aidiyetini sınırsız kontrolsüz ÖZGÜRLEŞME posterine söküp kapıp kaçmak,sürekli sarsılıp sallanan uçurumlaşmanın zamanla yaşam sahibi insanı arasında kapanmaz mesafelerde sicillenmiş ölü tutanağıydı. Sevgili Cüneyt abi, altmışlı yıllar olduğunda artık kimse kimseyi duymuyor görmüyor saymıyor sormuyor dinlemiyor paylaşmıyor; herkes kendi müziğine kafayı bulduğu el kol hareketleriyle yıkılacak ışığı sönmüş zifir zindan boş ve loşlukları arıyor, her halini her yere çalıştırıp deşifre eden ortam ayarlılığın savrulan devrilen umum nesnesi olmayı Özgürlük olarak giyip kuşanıyordu.Herkes kendi odasının kapalı gişesinde duvarın öteki tarafından ilgisini alakasını kesmiş aynı buzdolabından değişik karışımlar içen ayrı telefonları kullanan ayrı arabalara binen ayrı pencerelerden dışarı kapanan ayrı vakitlerde biraraya gelmeye çalışan ayrı sofralardan ortak damak tadı bulmaya uğraşan ayrı yaşamlarda aynı duygu düşünce sevgi saygı his ruh mutluluk inanç emek değer hukuk bilinç ilgi itibar devir düzen uyandırıp kotardığını sanan harice ve hiçliğe sürüklendi ve taşındı insanlık. Tam da burada yaptığı müziği denemedik uyuşturucu kalmayan BEATLES ve ROLLİNG STONE açık hava terminalciliği bakıp imrendiği totem ve idollerinden bütün davranış bozukluklarını hiç sorup sorgulamadan kendi kişiliğine kodlayıp demlenen kalabalıkların bağımlılık narkozu dürtü tanrılarıydı.Burayı sündüre sündüre yapay zeka ile çalışıp işleyen mezarlığa fönüşürken dünya hayatı ve serbest piyasa köleliğine kelepçeleştikçe özgürleştiğini danan insanlık, Terminatör ve Rambo gibi kendi hayatında kımıldayan herşeyi mayınlayıp kurşuna dizen katilliğin piyesini sinema diye oynattı. Zorbalık işgal kanunsuzluk eşkiyalık aşağılaşma korku hıs yarış sömürü haram talan vurgun dayatma adaletsizlik hainlik puştluk karşısında hiçbir dayanan direnen akıl fikir cesaret algı eğitim deneyim bilgi kültür sanat edebiyat sineması olmamanın hep her hangi yolla olursa olsun kazanıp üstün gelme asalaklığına ve bencilliğine uyumlu alışkanlık gişeciliği yaptı.
- [ ] O gün bu gün aradan geçen zamanlar boyunca kendini küresel morg kalkınma kazanma ünitedine bağlayan Türkiye söz sanat ekonomi kültür eğitim gelişim ilim bilim edebiyat ahlak yol çare durum inanç tavır fikir duygu tutum düşünce ve sineması insanlara kirliliği kabalığı şiddeti soyutlaşmayı kabalığı avantacılığı zorbalığı kişiliksizliği kaymak zümreyi sefil kenar mahalleciliği ağalığı uşaklığı çeteleşmeyi mafyalaşmayı gösteriş manyaklığını fiyakalı küfürü kahırı hakareti furyayı heryolculuğu olağan saydırdıdığı herkese aşılayarak bulaştıran çok gürültülü ukelalık veya hiç kımıldamayan sessiz fotoromantikle piyes piyes perdelediler. Bütün bu zamanlar boyunca senin her filmiyin ana konusu esas meselesi olan ve aklın fikrin aidiyetin sorumluluğun ahlakın sağlam kişiliğin ve her duruma göre değişken şekiller almayan sapasağlam karakter ve kalbinle, ortaya koyduğun emekleriyin harcıydı her fırsatta hep kazanma yapı bozukluğundan uzak , hakka hukuka sevgiye saygıya kaypaklığa haine despota gaspa vurguna yağmaya yıkıma zorbalığa çevirmeye dayatmaya tacize tecavüze vicdansızlığa tefeciye kesin kararlılıkla dikkat çekip insanca duruş sergileiğini fellik fellik aranmaktadır öxgürlüğü ve çok kazanarak en üstün olmayı arayışa giderken herşeyini yitiren sosyal diyasal ve kültürel hatatımız. Şimdi oralarda hiçbirşeyi artık namahrem olmayan her saniyesi gözetim ve kuşatma güdüm altı tarımdan sanayiden ekonomiden olduğu kadar sözden kişilikten karakterden tüm yaşadığı hayatı talan tarumarlar yağmasına esir ve tutsak büyük ve kirli kent kapışmasının sürgün soyut sahne alanıdır....Bilirsinki sevgili Cüney Arkın abi, hep görmek duymak sevinmek övünmek takdir edilip sorgulanamaz kutsanmış ve üstünlüğe yüceltilmek isteyenlerin kapıp kaçtığı yerdi burası, dürekli aklı fikri sineması sanatının dibi temeli boşaltılıp boşlukta kalmışlığa çevirtilerek,oradan yapılacak insan bitmiş tükenmişliğini yanlış neşterle yalan yanlış Özgürleştirme doktorculuğundan huzura ve rahata kavuşturmaya çalışmak, her durumda salacasına ölümü çağırmanın sakat mantığı ,ecel bıçaklaşması ve morg rapor tutanağıydı.Sağlıkta sevgide insan sanatta ve hayat sahnesi sinemada hep sağlıcakla ve güzel kalasın. Hemen herkeste hakkın olan yüreğinden söküp vediğin insanca paylaşımların ve sosyal sorumluluklarınla( ki sanatım böyle bir yükümlülüğü vardır) , ömrünü yorduğum bütün emeklere sonsuz teşekkürlerimle.

Seyfi Karaca... Nisan / 19
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı :