Şiir Tutkusu

Menü

Harmansız Ekmegin Hayata Küskün Sofraları

Ekmegin dibini kenarini yokladi. Koyacak ne file vardi elde ne de ekmegin bugday kokan odun atesli buglarda harlanmis Merkez Ekmek Firini yazan hamurkarligin yoran yoguran insan izli el emekleri. Ucundan tutup koparasi geldi acligini kabartmak icin kamciladigi istahina latifeden…cigneyip yutkundugu ne dis ne damak sanki kendinin degil kaybolmusbir dünyanin suyu topragi irmagi deresi dagi bulutu günesi dolunayi olmayan seyirsiz tatsiz tuzsuz ve sadece acilara dil degiren ölü maden cukuru simsiyah bir kuyu gibiydi..
Elini kendine uzatti, bedeninde yudumlanmis bir yigin harabenin her devrilislerden parke söküp tugla sarip sirtlayan yarali omuzlari vardi. Bir kopuk urgan gibi sanki yaslandigi bütün duvarlar uinadina asiz ve baz istasyonlarinin yanlis sinyallerle dünyasindan ne kadar uzaklastigini kirli oyuncaklar haline mezarkasan yanik yikim külleriydi. Sate bakti. Kayseri kalesinin yamaci son kalan kulede cingiraklari susmus akrep kulesi gibiydi. Meydana bakti . Kimsesize kopup giden üstü acik donuk tualli püskürmüs kalabaliklardan baska hic kimsecikler yoktu. Istanbul Oteli`nin üst rampasina bakti orada daha ziyade kredi kartiyla carsi -Pazar kancalarina takilmis büyük bir vincin askisindan ölürcesine gükuru gürültüler icinde bus bus bunalip can cekisen sehrin havali kornalari bagirip duruyordu. Kursunlu Cami`simin avlusuna bakti. Bahce kenarinda Gorali`nin Otobüsü son seferini coktan yazisi silik seferlere ismalayip yitik yellere kayipti. Kazancilara bakti. Bakir renginde belediye hoparlörü insana aciyan destanlarini okuyuop üflemis kalayci körükleriyle sanki yabanci bir komsudan ates calarcasina göcüp gideli asirlar olmustu. Kuyumculara öteki esnaflara bakti. Hersey para derdinde bambaska alemlerin kendi kumbaralarina nakit bozdurup külce eriten kac göcler pesindeydi. Verem Hastahanesine bakti. Tramvaya bakti. Gömec ile Hacilar arasinda Mimarsinasn´in hatirasi var bile demeden devirip döken beton yikintilari arasinda yerden yirtilip göge silah ceken canavar ruhlu bir sehrieskiya zamani bozuk sarkaclarda bilinmedik harabelerin dünyasini seyrüsefer ediyordu. Hunata bakti. Saginda solunda seciyelerle kosturup duran Kayseri suretini azad olmus canak cömlek kiriklariyla havalandirilmis koma halli ins yokuslar vardi. Kicikapiya bakti. Ne Bahcebasi vardi, ne samanpazari , ne atmeydani, ne üc terkerlekli bisikletci, ne kavun karpuz tezgahcilari, ne zilli girgir, ne okuryazarui insan okutana rastgelen Lise…Hacikilica bakti. Hürriyte Bakti. Urganpazarina bakti. Deliklitas, Talas, Germir, Ambar, Yazi, Hisarcik, Kümbetler, Kumarli, Karpuzatan, Gaziosman, Yenimahalle, Yesilmahalle Yenisanayi, Eski durak….
Tir tir titroyordu meydan mesken insanligini celenk bir tah yüksek daireli delalet harciyla yogrulmus bosaltmis iskelelerle camlarindan ne dag ne bag ne asma ne burcak ne basak gözükmeyen, istasyon candesinden binip yirmiyedimayis güzergahindan dolanarak katiksiz bir para sayma makinasina dönüsmüs olan ucu ucuna yetisememenin Emek ve Hastahane civarlariyla günde belki gelir belki gelmez trenciliginin kimsesizlik garini asvalt zifirisi ve aycicekli ve lahana ve marul ve nane tarlalarini hozana haraba cöle har vurup harman eden yerden
Nefesinde aci yellerin cigligi esiyordu. Can kafesi yutkunmasi zor bir cigliga ve opatladi ha patlayacak derinlerde gömülü fisiltilarin sasnki alciya sarili ayagindaki sizlayan sancisi yürekteki agrisinin tuzu büberiymis gibi…Yola cikip yoldan eve gitmesi hic de icinden gelmeyen eloktrokaynak közünde jyanip kavrulmus üzüntülerini ha devrildi ha devrilecek bir merdivene alelacelece kendi kaline dogru kosarcasina….hincahinc yüregindeki acliga düren saran yavanlarda yapayalnizda…
Gitti Erciyese bakti. Ayni dert ortakligina O´ eteklerini her demde gelinkizlar gibi giyinmis kusanmis güzellerin güzeli koca dag, hortlatilip korkunc duvarlarla insandan özünü kökünü gelmisini gecmisini hayati hatirlatir diye sanki insanindan uzaklastirilip yernde yeller esiyora mahkum ve maphus edilmiscesine tuz buz.. En son soluk soluga gitti Verem Hastahanesine bakti.Yarali ve öksüz bir cigere adeta insakan kusup kizilcik serbeti icitini gördü. Metin derler…Menteseli Metin adinda bir deli cocuk..

Dipnot : Hayatimiz artik eli tutulmayan fermuarlarin bulantilarini insan varliginin darmadaginik, soguk, uzak ve külbenizli dirliksizligine sorutup sagiltan buz sarkitli dikili direkler betonyasidir. Yüregi hep cocuklukta kalan üzümlü baglar ve ekinli topraklarin her kim ve her kimse kendini insana özgü bilmissse, herseye ragmen hayatta kalanlarina sonsuz selam ve sevgilerimle.

Seyfi Karaca…………..Ekim / 14
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca