Şiir Tutkusu

Menü

Harmandan Değirmene Yazbaharolan Menteşe

Yaban rüzgarlarla sevilip okşanmış kaysak yüzleri, gün yanığı güneşlikler dinlencesinde bir çocuğu düşünün... Belki kenarı köşesi kırık kınalı bir misket bulmuştur örenlikte aklıyla oynaştığı viraneliklerin birinde. Canını bütün dünyanın alıcı kuşlarından saklar gibi koynunu çala çala avuçlarının içinde sakladığı aygördüm saklambacı misali...düşünün ki, toprağın altından hayatın cevharlarini besleyip büyüten meydanlardan geçmektesiniz..
Düşünün ki; bu deli sanılan aşk adıyla hayatı sevince boğmanın işine başlatan günaydın atlısı çiçeklerin binitine binili suvari siz bizzat kendinizsiniz...Vazgeç, etme bu deliliğin sonu divaneliktir deseler...Akıl mantık yürütseler sizden fazlasına size amansız... Bir de üstüne üstelik kendi bozuk paralı kumbaracıklarını mapus giymeyi salık verseler yaşamın bütün canlılılığa bezenip boyandığı rengarenklilikten kenara kilitmeler pahasıyla mahsura...?!
Şimdi ne taraftaysanız bu soruya...Tam ordasınız işte. Ya aşka vebalini ödeşerek kalbinizde yaşayan sevgili. Yahut hayatı iflas hükmüne bağlamış ölüm fermanı boynunda borcuna gezip dolaşan kalbiyle arası buza kesik künyeli mefta... Sonrasına sağlamasını yapmak, hayatın inceleri işleyen pusulasına kalmıştır gayrı.
Bu meramda bağlar gezdim ben sıla diyarı sevgili Menteşe' de. Dağlar dolaştım kuruyup kavrulduğu dünkü sularını derelerin derininde dirhem dirhem damlalara süzüp sağılan. Ağaçlara yüreğimi dokundum takatinden kesilip mecalsize ömrü beraberini serip uzanmış ıssızda. Salıncaksız köprüler geçtim, zler sürdüm dedeye ebeye kalabalık bir sessizliğin etrafımda kavilleşen insan kavmini selamlaşarak..
İşte böylesi bir delidizginde yurdunu gezdim geçmişin. Geleceğe deli rüzgarların kanatlarıyla yol eyerledim. Navruzları öptüm..Çiğdemleri tülledim. Kuru otlar arasında kanamış yüreğinden sakız tutamladım kengerlerin.
Yokuşlara tırmandırdım koynunda konakladığım adım kadar tanıdık ben diyarlı geceyi. Ezgiler bezedim böyle telli ytelsize..Gramafonlarında dolandım durdum sofrasını gönül tadından kurulmuş hayale. Sabahı en sevgili behrinden karşılayıp kucakladım ki, misler tütüyordu kekiklerden kolanyalar demlemiş de öyle kapılara kadar gelmiş olan kehribarlık tertemiz nefesten.
Gıcırtısını kırık dökük yollara bırakmış olan kağnılardan sözaçtım ikindilere yakın öğlenle. At arabalarına vardı dizgin kooştu bir hayali eski...Irağfana ..doludizgine...ışkına...
Gezdim gördüm bağrımda düşğüm düğüm çözülen kül yanıklı hasreti.
......Ne kadar özlemişim meğer ben beni..kuyunun bağında akşamı uğurlayan cami duvarı. Açtım bende sürgüsü sökülen kilidi. Güneşi duldaladım kapısını çaldığım koynumda. Pırıl pırıl misketleri parlıyordu taş yıkıntıları arasında kaybolmuş yitik avlunun.
Ve bir ayna parlıyordu süyemleri derelere aşağı akışan sularda.
Oturdum ...dambaşlarında çalıp çığlıkladığım sesler beni türkü dilinde çağırıyordu. Yanında güvercinler saz ediyordu kumru kumruya. Menteşe minaresinden, vakit vedayı okurken.


Seyfi Karaca........Mart / 12
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca