Şiir Tutkusu

Menü

Hamhayal Tutanakli Iliskisiz Abluka

Insan insan yetistirirken, kendikendinin devamini saglayan cogalip büyümelerin koruyup kollayip soyaceken bozulmamis ve engellenmemis aksaksiz baskisiz zorunlu, saglikli, sürekli, kesintisiye ugramamis ve iliskin iletisimlerin esirgenmesiz emekleriyle ödesen dengelerden dünyasina kurulur.
Insan insan yetistirirken, kendini kendine veren dogurganligin baslangici bitis noktasindan yol alan mesken ve meydanlarini eliyle koymuscasina kolayliklarla edilmis eylenmis zahmetlerin sayesinde en basit sadelikte bulup bulusur. Bunca bilinmez ötelerden yasamak arzusunu özümseyen duyarlilik, dinc; diri, dingin has, hususi, hic bir zerresini hasara ugratmaksizin dilenmis hayaller dolusunu varilmis erekler olarak yola koyulmus uzakliklara gidilip de, arzedilen mahal; öngörülen yer, sorulup sual edilen mevzubahis ve koynuna kucagina sokulup siginilan yurt ise eger icinde uyanilmis düssel güzellige mahsus Dünya düzenliliginde Yasamak; hayali gercegiyle birebir örtüsen halini, hususunu, ilmini , boyunu, boyutunu… ögrendikce güzelligine daha bir güzellik katan kaliciliklarca nasil devaldigi gibi, kendinden sonraya zerrece hasara ugratmadan devredene insan büyüklügünde cogaltip kalabaliklastirir.
Madem insan böyleyse, madem Askin maksadi insani da birlikte barindirip besleyip büyüten sunulu güzellikler meskeni sonsuz ve bitimsiz zenginlik diyari esirgeyip kollayip ve bagislayan cokluklar yekunu ve nasip kismetlilikler bütünüyse, madem kendi düsünde kendisiyle görüsmeyi dileyen cagladan cekirdege ölümsüzlük agaci hayat serüveninde varip bulduysa insan….hirsa kapilip, hirsiz-haramilige zulumlasip, gözüdönmüslükler bagnaz ve bunakliginda herseyin sonunu getiren yikim ve imha imarliligini yapilasan bozulmusluklara meyledip, kendi sonunu da getiren cöküntüleri cöllesip harabelesecektir. Bu yüzden, tabiri caizseler laf yuvarlakligina ücüncü sahis rivayetiyle ilgi ve münasebetini mesrulastiran kimligi kisiligi belirsizligin kendini devamli yoklara saydiran nufuz yoklamasiyla taciz tecavüz gürültü kopukluklarini devami olmayan yasam devrelerine kayip üstüne kayiplar yikip düzenbazlamaktan baskaca sansi da yoktur bu hemencecik ilkadimdaki nerden nereyesi belirsize yitik- bitik tükenmisligin.
Akil, vicdan, duyu, algi, fikir, bellek, bilinc, irade, iktidar, yetki, etki, tepki…gibi duyaliliklarla büyüyen gelisimini saglayamamis ana-babasizligin her iki yarisi eksik her iki yakasi yikik köprülesmelerin yikik yollu ören veranlarinda dünyaya gelen cocuklugun daha henüz gözlerini dünyaya actigi andir böylesi veran veren rehin. Madem ki anne kucaklarinda dünya sicakligi bulunan Sefkat`in; ve madem ki baba güvencesinde görüp gözeten Otorite`nin illa sorumluluklarini insan omzuna yüklenmesi gereken yasam agirlikli yariyariyalikti, bunda yetisip büyüyememis olan eksiklik eger ki hasbihalini hic hazir olmadigi ihmalliklerle yasamin ilerisine dogru kayip gidecek olmussa, sonu hic kuskusuz ve kacinilmasiz dipsiz felaket sürüklenmesinden, saf ve som yikim yagmasi ucurumlasmalar olacakti.
Insanligini yetisememis olan engellemelerle kizaklanmis kayip gitmelerin büyüttügü bu tür örtbasli kocamanlasmalar, yetisemedigi eksik, hasar ve kusurlu gelisimsizligini boguk, bozuk, bunak, bulanik, batak, bagirti ve bögürtülerle ve devamli semboller saplantisindan bürüncekleyip etrafina kendi bozuklugunu yayan yaygaraligi didik didik desip dagitan yaygaraciligi diretip dayatacaktir.
Her döküntüden bambaska bir cöplügü toparlayarak vitrin degisikligine giden temelsizlige dünya evini insa eden ebelesmeler evcillesmeleri, daima karsilikli birbirini silip süpürmeye yönelik kanunsuz hukuksuz ve haksiz haramyerliligin kendikendine yeterliligi olmayan idrak, algi, bilgi, beceri ve iktidarsizligini hakim kilan egik bükük derlenis toparlanislarin yidip güttügü tektiplemelik esir kampi harabesidir. Yagmura nasil yagacagini, günesin kac dakka ara vererek ertelenmis zamani oyalayip idare edecegini, daglarin nasil toztopraga unufak olacagini, derelerin; ormanlarin, akarsularin, göllerin, kugularin, sigirciklarin, kertenkelelerin, sincaplarin…yani bir cümle cihan dünyasinin hangi hizada hangi kilitli komutlulukla durup hareket etme buyrugunca otur –kalk nizamina girip girmeyecegini hükme baglayip yönetmet isteyen sömürü carkli azip bozulmuslugun kendi karakterine yakisir eseridir bu muaazam manzarali cöküs. Yasamak denen yenisini sürgün etmeksizin emeksiz ve zahmetsiz hayali konuslanmalar prangalasmasinin birbiri ardina gelecek nesilleri baglayan cikaryolsuzluklarin örüp donattigi ve yalnizca sefalet, felaket, yokluk, yoksulluk sermayelesmeler anadöngüsünü kuraklayip kasitliligi kisitlayarak kendine derinlik ve devamlilik saglamakla ülesen bu ölüsümün her dünü herbir diger gününden ve yarinki geleceginden azgin, bozgun ve daha daha azaptir.Onun icindir, emelleriyle erekleri arasina kendi hayatini bedel koymalidir kendini düsledigi yasamlara yetistirmek dileyen insan. Eger hal böyleyken böyle degilse kendini yalan yanlislar zindaninda, hirsiz haramiler cirasi sönmüslügün gayri menkullesmis kafayapisizliginca istahi kabarik mezar mermeri beyazimsisi emirkulu dehlizlerinde sonsuz rehin nöbetlerine esaretlikten ömür cürütür.Kula kul olmus ölü mabetinin gecesini gündüzüne katarak, kendinde olmayan kurakligin durmaksizin dev- devasa yükseklik özentili kendini gösterise sunan yasamin her basligindaki kacak, kusurlu, hasarli, kirli, kanli yapilasma ve yaniltma hesaplasmalarini kindarlasan inancsizliklardan desik didik parcalarini birlestiren; ve bu ayrigayrililigin tarafgir müptelasi duvarlasmalarina hicbir özgüvencesi olmayan insani halli iletisimsizligi depolayarak yaniltma, oyalama, yildirma, korkutma, sindirme, silme, sefil sefaletler dolusu soysop tüketme ürkec takvimliliginden ögün-c koparip kurtarir.Bol keseden kof, kir, gürültü, kusur, hasar, kesat, haset, fesat, kin, garez, garabet, fena, feci, felaket, hiyanet, delalet, zalim ve zulmet atarak bozdugu insan düzenine ayar tutturmaya calisan sekilsiz ve suratsizlik, yokluk suretinde maskelenmis ve minareyi camisiyle birlikte calan kula kul olmalarin hususiyeti en akla gelmez vahsilikle dehset sacarak zulumunu kotaran küresel sömürgeciligin hususiyeti kendini kuran düzenege özel` Esbaskanlastirdiklarindan `biri de MIsir idi. Paylasilabilir yasam güzelligini hak hukuk düzeneginden esas kilmis; her cesit emelleriyle erekleri arasinda kendi hayatini bedel koyan saglam temelli insan yetistirememenin, Sadakat, Bilinc, Bellek, Özgürlük, Dayanisma, Adalet, Idrak, Irade, Ilim, Irfan, Sagduyu, Vicdan, Akil, Kültür, Fikr, Fen, Tabiat, Cografya, Inanc …degerler dolulugundan yerle bir yeksan yoksunlugunun dünya yagmaciligina varini yogunu peskes cekmekle vazifelendirilmis oldugu Esbaskanlik karakollarindan biri Misir, olmayan insani yoklugunun tüm sefalet beklentilerine `Ham-hayal` satarak ve küresel soygun sermayedarliginin süsleyip labaratuarladigi `Dinler Arasi Diyalog` zügürtlügüyle hayati her yaniyöresini soykirimladi.
Bazan Askeri Darbe, bazan da Dini Bütün Vatandas Ümmeti Müslüm kilik kiyafetliligiyle etrafindaki her kapikullugunu kendi cikarhükmünce yapip yöneten ve bütün idrak ve iradesini yasamak yeteneginden yitiklerin tiklim tikis oldugu hayat sefilcesi delik desiklerin derin dipli talan vurgunlar silsilesinden haczedilmis kalabaliklara sefalet nafakasi yedirip en kolaya kacani yutturarak isbirliklendigi….. Bugün ne gfariptir ki, Misir ve Türkiye, ayni günlerde ayni ibresi bozuk ayarda, ayni Esbaskanligin kapsam alaninda, vurgunda, sürgünde yerli yabani bir ve beraberce ayni soygunda, apayni talanda…

Seyfi Karaca………….Temmuz / 13
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca