Dilsiz agizsiz kendine yabanciligin
Sürgün söyleyen soguk kapilar ardina kilitli kalmis
Yasadigi gördügü soguk vurgunu dalgalara günlük yazan sicil defteri
Öyle azat
Öyle terk
Öyle kovulmus
Öyle kann kusup kizilcik serbeti icen gurbet demlerden
Kara kuslarla hicran mektuplari yazdik
Hicbir yere gitmeyen vapurlarla marti kiyilarini döndük dolastik ciglikcigliga
Cok ezildik ve pek cok üzüldük yorulan yipranan herseyden daha fazla
Hasta sayri üzüntüler bagindan aci yemisler topladik, dertlendik…
Dertlendikce kanayip dinmeyen nacarlara sarildik, daha dertlendik…
Yalnizligin sahipsizligin ve kimsesizligin diyarina hükümdar olduk
Ilkin ….camasirhanelerin zemin katlarinda mefta bir yerdi son salamizi okuyan
Sagnak bir sahildi ve sira sira soguk limanda
Yagur güvercinleri gibi tedirgin yorgunluklara hüzün yövmiyeleri cogalttik
Sonra sonra salacalara yüklendikce son dünya arzusu
Biriktirdigimiz acilardan kubbeli minareli tanidik bir yer oldu yalnizlik
Fabrikalar arasinda gidip gele gele nicelere
Ziyareti yaban yilkisina dönen
Hoyrat sürgün ömrümüzün..

Seyfi Karaca……….Ocak / 17

2.5/5 Toplam verilen oy :