Issız camlara çerçevelenmiş soğukluklarla ağulu
Buz gibi pencereler önünde yığılıp kalansa şehir
Hacizliğini resmeden kördüğümler boğumu sancıyan hallerini uğunur
Kendini yarılayan bir gece gibi nefesi tükenen mumlara aldanıp
Ve karlar yağar kara kışlara kışlara ki bembeyaz..
Tipiler tipiler ayazın eline diline düşmüş sürgünlükle sokaksız kapılarda ısıza
Varan giden herşey
Öksüzlüğünden kalan yaprak solgunu dallarını hepten poyraza verir
Kalan güzler arsız zamana göçebede seyranken
Yol yorgunu bir handan
Açılınca kapıları sımsıcak harlar vurur belki sineye diye
Sevda adlı kucaklar dolusu sebebine yandığı özlemin
Belasına yunup yıkandığı yürekhanesinde çeşmeler kurup
Çektiği çile oymaklarından ve içtiği şerbetten şıradan
Aşkın yüzünü
Helalince aklar gibicesine

Seyfi Karaca.......Aralık / 11

2.5/5 Toplam verilen oy :