Şiir Tutkusu

Menü

Eskı Harman Yellerınden Esip Göcerek

Usul ugrun ve iraklarca gittigi yere vardigi göcün körpesini kuzusunu ekinini kadrini kiymetini bilfiil sulanmis ekmek ve tuzlu yarelerde sarilmis yüklenmis yavan kurusu katiksiz hasret sofralariyla aziklanip iller diyarlar güderek, insanligin ilk aklibariligi ve deligönüller devresidir; her yerinden yikinerek yüke vurulan nice yolculuklar seyrinin yasadikca yer-yurt tutan kesif siralarinda dikilen agaclar, kurulan evler, bahcelenen baglar, gidilen gelinen yollar kadar, gecmisi okuyup gelecekte kaybolmamak adina kurulan dünyalar ve izlenen yollar boyu, dikilen taslarin insan nufusuna kayitli bilinc ve belege taniklik ettigi…
Mentese….daglar burcusu düzler incisi yagmur ve bulutlar hisari nice yeller yollar yillara ömrü bahtiyar gönül evimizin kutsal kapisi ve dünya hayatimizin diyar esigi ve toprak besigi düzüyle deresiyle bozkir güzeli Mentese, bizden önce sularin seyrini, daglarin izini, mevsimlerin demini, sürüp savusan adsiz sansiz uygarliklarin gelecekte kaybolmamak ve insanliktan ziyan olmamak adina Kursunlu `dan Höyüge, Höyükten Atöyüne, Atöyünden ( Atahöyügünden ) kücük-büyük Kavacik`lara, Kavacik`lardan Sarikaya`ya tepeler yigmislar, kendini her firsatta kolayca bulmanin yerini yöresini beldelemisler.
Böyle bir insanlik ailesi mirasinin, sogugun karli buzlu cat ayazinda ve kizgin katran günlerin yakip kavuran Temmuz Agustos`unda, metrelerce esilmis tpraga göversin de salkim koruk versin diye kaysi sacagini, bag cubugunu, dut kökünü, erik fidesini veya sögüt ve kavaklari sulu özlere ve sulak cay derelerine …
Kendi caglayaninda akip bulanan irmak bile degil artik bülbül calisi ve kanarya cilpisi. Sabahin seherinden baslayarak büklüm büklüm heybelenip kürtünlenen baglar yöresi ve daglar koyagi yollarla, suyuna yetkin yerinden düsen kizarmis kaysi, sekerlenmis dut ve sararmis armutlarin dallar budaklari arasindan, sanki hic oylum oymak insan katarlari gelip gecmemis gibi…siraneler viran, asmalar hozan, örtmeler odsuz ocaksiz kül künyesi viran ören..
Artik bir biri ardina, yalniz kimsesizligin uzak kapisinda sefil sürgün köse bucaginda kaldigina kuvvetli kanaatle, sanki bütün kaybolmamak üzere kerpic üstüne kerpic, ocak üstüne ocak, cira yaninda cira, bag bahceler yaninda gertne ve tarla beldelenip yurt diyar olan künyesinden kalan sicilini söküp göcüyor bizi taniyan toprak ve bizim urumuz aslimiz kökümüz olan halimiz hasbihalimiz insan.
Gündüz sicaginda gece yelinde, gündüz seherinde gece seferinde sanki sürüler güden yozlar sagan bebeler besikleyen ocaklar yakan komsuluklar yapan ses, soluk, seda, meram ve muhabbet burali degildi ve hep mosmor esip yikinen basibos aci yellerin felfeleye hükümdar oldugu susta pustaymis gibi yukari bayirlar, asagi isikler, kupkuru agaclar ve giden gelenden ugru yakasi kesik yollar yolculuklar…
Yitimosmanin harmani fener yakardi, Anisin Osmanin cira, Alidayininki Lüküs, Koca Ömer Emmininki ne bulduysa onu kibritleyip cakmaklayarak, devrini konu kmsulugu ayni insanlariyla birlikte aldi götürdü savuran tig, dogan aydede, esen eleyen kalbur gözerler..
Simdi son kalanlarini cagrilms sala ile ve her gidenin kendi salacasini kendi omzunda tasidigi yitik yalniz matemde, kerpic damli ocaklardan sönük kül benizli eski harman yellerinin `geldi gecti bir devran ` gicilayip seslenisleriyle, künyesi hazin mi bilmem, her gidenden vasiyeti yokluga kalan, viran yüklü kervan matem miydi neydi…?!
Seyfi Karaca……..Kasim / 17
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı :