Şiir Tutkusu

Menü

Emektar Düdüklesme

Emek…Degerler icinde bir güzel degerdir, duyum ve düsüncelerle bezenerek büyüyen yorulmalarin hic esirgenmedik fedakarliklarla yasami kendine vazgecilmesiz sayma bedelince hayati dengeledigi ve de hic üsenmeksizin yorunulan öpözgün birebirlesmelere fikredilmis, insana esdeger hayalleri mümkün oldugunca firesiz verimliige dönüstürme halidir. Bu halvet öyle, hu hu hu hudeh hudeh huuuu cekerek inzivaya saklanma suskunluguyla dünya kayitsizlisi haricten gazel okumak mecut bozukdüzen ayarciligindan vaziyet kurtarmalarla uzaktan yakindan hic mi hic ne ilgisi vardir, ne de iliskisi.
Özet cümlelerle mi …yani kafaniz darmaduman da fazla lafi götürür saglamlikta degil misiniz misiniz ki de, yani kendi caninizdan yorgun hic bir agirligi tasiyamayacak dereceden saplanmis bir hancer demiri gibi misiniz kendi kendinize yani, acidan baska hicbirsey…ne duydugunuz, ne isittiginiz, ne gördügünüz, ne görüstügünür yalnizca ve yalnizca dogu ve güneydogu anadolusunun kanrevanla karmaskarisik sagnaklarinda parcali bulutlu iciniz disiniz basibozuk hangi topraga nasil yagacagini bilmeyen asit kitlikkiranlariyla mi batik ve bulaniksiniz…? Yani özetle Emek diyorum Emek….!
Cengiz Atamov`un romanini `Selvi Boylum Al Yazmalim` tipine tercüme ettikten sonra heyet halinde tüm sinema oynattiran ekip Atamov`un ülkesine giderek keci kebabi yediler yahut yemediler orasini bilemeyiz ama, `sagini solunu kirpip keserek baya bir kusa benzetmissiniz benim güttügüm hayali fakat, dogrusunu söylemek gerekirse bu haliyle de hic de fena olmamis elinize saglik ` diyip tebrikte bulunmus Atamov Cengiz filime, filimciye ve cümbür cömaat filmin arkasindan önünden durum kotaran ekibe. Türkiye`nin ayak basmadik hicbir beyaz perdesini ziyanda komayan ve tekrar, tekrar, tekrar, tekrar ve bikip usanmazcasina adeta yeniden ve yeniden dibini kovugunu kaziya kaziya tekrar tekrar tekrar tek tekrar makinistleyip makaralayarak özünü iliginden yiyinceye kadar dönüp dolanan Film, istisnasiz herkesin bildigi üzere acaip asortik `ben kadir lenülennn` artizine varmiyordu da filmin gözdesi Türkan, Ahmet`in bekledigi toprak yola akip gidiyordu, alisilmisin oyununu bozarak. Finalde sosyetik bir slogan Türkiye`nin kamyon arkasina yazilan süslü laflarindan biri olarak tarihi bir sözlesmeye imza atiyordu…`Sevgi Emektir…`….diye son yazan filimde.
Dün…Konstanz köprüsünde ayazin ayazi mart. Kimligi belirsiz deli poyraz bütün anacaddeleri bos olan Pazar sokaklarinda cildirmis bir yalnizliga ancak kurtulup siginmiscasina sagi soluna belirsizli-
gin rastgelesince apagir darbeli bicaklar vuruyordu kendi kendine. Yuvaya cöp cekmekte teredütkar kuslar gelmekte epey geciken bahara sanki acaba saatte bir yanlislik mi var yoksa icti icti sarhos oldu da, bop civarlarinda telörgülü biryerlere mi takildi kaldi daha da yok yoksa, bop cendermesi Yuro-amerikanlarin yaylim ateslerine mi vurulup cölolup gitti de bahar… bizi darda koyup vakit bu vakit oldu gelmedi böyle dercesine, ask mesk ediyorlardi büzülmüs kanatlarinin altinca hüzünnesveden. Yelayaz duraklarda otobüslere bindirip indiriyordu insanlar. Trenler giciliyordi irmagin bir o uzunun bir bu uzununa, bisikletteki kiz akademiden eve elde ekmek dudaklarinda tüten bug…ihtiyar kulede rapunzelsiz sessiz eski bir masal uyuyordu, gün ögleyi geciyor, martilar yere göge sigmayan cigliklarla vapur iskelesine savrulup saciliyor gazino önünden ekmek arabasi savusoyordu Isvicre`ye dogru ve köprüde bir adam ayaza birikmis gönül delisi mecnun ve leyla birakilmisliklarini piyanoya y ük-lüyordu. Süre sürükleye onca zahmetle köprünün en ayaz yerine getirip durdurdugu yerden herkesin icindekileri söküp feryat figan kendi icine kapanmis sehre yayip yankiliyordu. Adam sanki yoktu kendinde. Yorgun sandallar suya, su köprüye, köprü insanlara sokuldukca sokuluyor adeta sallansarhos hersey orda o an tekvucut tek nesne…bize dokunmayin ihsaniniz sizin olsun gibiden elde kör bir fener, kalpte birbirine sarilarak melhem olmus yaralarla adam, her tusa dokundugunda ici titriyordu alip götüren kumru kuslarinin. Sonra polis geldi. Durdu ve dondu hersey. Bozuldu …eridi..yandi tutustu yikildi köprü, darmadaginoldu birbirinin düs büyüsünde ayni kalbi bulup yuvalanan insanlar…sikayet üzerine dedi polis...vaziyete el koydu…
Sevgi Emekti ya…! Emek sinemasi yikilip yerine süpermarket acgözlülügü yapilmasin diye sesverip yürüyenlere el koydu Istanbulda polis. Ayni gün. Bibergazi fiskiyeledi. Adam silip süpürmeli tazzikli sular püskürttü. Bir adam vardi…Amerikan esbaskanligiyla artik yetinmeyerek terör bize ücyüzmilyar dolara maloldu diyip kas keman ederek göz boyuyordu ankaraistanbullara ayni vakit. Amerika`yi siyasi atalarindan ezberleyerek onlara fark atmanin zevkini cikariyordu. Yere göge sigdiramiyordu övüyor…övüyor…övüyor da övöyor…Amerikan baskanlik sistemi isterim de, baska birsey istemem diyip bagirip cagiriyordu kendinden baska kimsenin olmadigi ampülü catlak karanlik ve hirsiz fenerli bos bulunmus meydana. Amerika da bu adami yere göge sigdirmiyordu. Birbirinin körleyip sagirlayip agirliyorlardi esbaskan ve yuro-amerika ayni gün… Barisi getiren acaip zeki ve yetenekli adam diyorlardi kendi elleriyle vazifeledikleri esbaskana. derhal yeni anayasa yapilmali diyordu, daha dogrusu emrediyordu ayni patron ayni günde ayni bop icraatina projeledikleri adamlara…Ergenekon diye cikis kanali yaftalayarak hedef tahtasina tuttuklari Türkiye imhasinda hertaraf dinleme cihazi, cop, dipcik, baski, yikim insaati sürerken, tüm yerel sömürücü, sülük, asalak , etiksiz, etnik cetelesmeler bütün ülke zenginligini iliklerine varana kadar yagmalayip iktidarina elkoyuyordu eszamanli infilaklasmalar sürecinde…
Biradam, zaten günboyu en militanist tetiklesmelere dile benden ne dilersen acik cek karsiligi ihya olmalar bedeliyle yuro-amerikan ve yerli isbirlikcilerin insan kafalama silahsörlügünü yapanlarin arasina iyiden iyiye `Selvi boylum al yazmalim` magazininden bosalarak yeni sarjüre sürüyordu kendini. Cünkü sagi solu bellisiz kendinden bosalmisligin hadsiz hudutsuz kölelesmelerine savassiz teslim olan asimilasyon, Türk milli takimina mavi forma giydiren ve yabanci antrönerle milli olma meziyetini yiyip afyonlasan emperyal sömürücü ve yerli isbirlikciligini hayatinin kurtulan yalan adaciklari olarak bilip bellediginden beri…tükendikce tükeniyoruz iste..Kürtler de agit nizah böylesi gözboyamacilikta hicbir insan yasam temellisi hak ve hukuk vadetmeyen zafer sarhosu gaza getirilmelerin en yatkin piyonu olarak, tipki gündüz vakti havayi fiseklerle artik avrupali olduk ve kurtulduk bagirti cagirti naralasmalari gibideler…saniyorlar ki, Türkiye`den ayrilirsak, gökten zembille cevher yagacak baslarina…asil cehennemin dibini ondan sonra göreceklerini nerden bilsinler..!
Ve bu kafasi bünyesine ait olmayan `akil artizligine gebece` intiharda bop hükümetine sonsuz kredi acarak ve susarak vaziyeti zamanasimina birakan halktan kopuk cehepe…milliyetini ayaklar altina aldirdigi halde heralanda hala her türlü kiymetli yardimlarini boptan esirgemeyerene ayakta durmaya calisan mehepe…asil isin kotarildigi yer ve alandir. Nasil ki Bop hükümeti Yuro-amerikan projelerine tasaronlukta millete gaz vererek en etkin elemansa, digerleri de milletin gazini siboplamakta ayni yakici ve yikici Türkiye Cumhuriyeti intihar isininin, kalan kismini tamamlamaktadirlar…


Seyfi Karaca………..Mart / 13


 
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca