Şiir Tutkusu

Menü

Düne, Bugüne, Aşk-ı Divaneliğe ve Sonsuza

Yazı yazmada yahut söz söylemede kimi zamanlar vardır, eğer gün o günse sadece susulur ve hayatın sunduğu sakinliklerin eşsiz güzelliği huzurla sineye çekilip demi sürülür. Kendi istirahatinin sefasını sürer kalem de, kelam da. Kalem ve kelam sahibiyse bunda hem maşuktur hem aşık..
Fakat gün o gün behrinden azap yemiş, azgın-bozgunların ibliscesine şeytaniliklerinin ipsiz sapsızlığına kurban gitmiş...Hem dünya denen güzel vatan, hem insan denen dünya güzeli vatandaki misafir olan varlık huzurunu ve dirliğini elden aldırmışsa...ne amana bakılır ne yamana...
Çünkü burası tam da bu vaklitten sonra HZ. Muhammed'i çığlık çığlığa çağıran ayarını azmış imdat yeridir. Çünkü, burada yalnızca dünya denen küre adalet; sevgi, saygı, devamlılık, ilişki, iletişim, paylaşım, hoşgörü...gibi insanı her türlü cani ve canavarlaşmadan farklı kılan hasletlerden dengesini bozmakla kalmamış, bütün bunlara sebep insanın kendi neslini sağ , salim ve sağlıklı yarınlara taşıyacak neslini de ören verana koymuştur.
Burada;
' Eğer durum bu ve bundan ibartetse, yani saat zamanayarsıza körkütükse, içinde bulunduğun şart ve imkanlarına bakmayacaksın...' ....diyen dertlilikle, dünya içinde bir güzel dünya Türkiye' yi ve insanlık içinde bir güzel insan Türk insanını kaygılanan sevgili Atatürk 'ü bu yüzdebn vazgerçilmesiz kılar bu dar vakit..
Yazı yazmak yahut söz söylemek, akşamlara kadar insan manyaklaştıran hususi kurulu aygıtlardan artıklar aktarıp gevezelik bulaşığı döndermek için olacaksa dilde, hiç luzumu yoktur şu çapul zamana daha fazlası. Çünkü zaten her taraf çöp. Hertaraf çöpten adam-kadınlar melezi azgınlık karikatürü dramagoji montajı.
Yerden mantar biter gibi yalaş- bulaşık kuduzluğuyla, günboyu insanlığın üstüne abanmaktalar bu foto-montajcılar. Bu yüzden yeni çöplere gerek yok. Ama eğer sözkonusu lafı da, yazıyı da yerinde ve zamanında söylenmiş kadar kıymetli kılan bir şey olacaksa, lafın içerisindeki söylenen yahut yazılanların ne kadar yukardaki insani hasletlerle donanıp; dünyası durumundaki yurdunu ve vebali durumundaki insanlığını ne kadar kaygılanan; ilgilenen, iletişimlenen ve paylaşanlığına bakılmalıdır.
Yazıyı yahut sözü hem gerekli ve hem de farklı kılan şey budur. Ayrıca her yazılan –söylen şeyler hayata dair olmalıdır. Hayatsa oku oku bitmez bir sonsuzluğun yaşam adlı dersanesinde tenefüse çıkmaksızın dahil olunabilindiği kadar ses ve soluk bulur kişide.
Hayat; siyaset dahil herşeyi kapsar sanılanın aksine.
Siyasetse...: Müziği, kültürü, sosyal dokuyu, aileyi, toplumu, ahlakı, inancı, sanatı, tarihi....Bulaşmayıp kapsamadığı yer var mıdır..? Diyebilen varsa çıksın söylesin...!
Uzatmayım...
Marşal planı ve Nato üyeliğiyle birlikte, gün be gün gerek zorla, (Darbelerle ) gerek aslı faslı olmayan demokratik seçimlerle kendi çiyan çıkarları için Türkiyeyi koşulsuz sömürgelik (serbest Pazar maduru ithalatcı alıcı) durumuna altmış altılık eden YURO_AMERİKAN eksenli yüksek tesirli bomba...
Özellikle Kemal dervişle hızını artıran bir devinim sonrasında vardığı ve son iktidarla birlikte tam bir sivil dikta sürecine soktu memleketi (Bütün muhalif seslerin buzdolaplandığı tutuklulukla).
Gerek askeri, gerek siyasi, gerek kültürel, gerek ilmi, gerek fenni, gerek ahlaki , gerek dini....tam bir sınır tanımaz yozlaşmanın çöküntüsünde can çekişen büyük bir doku çürüşmesi yaşandığı şu günümüzde, batan gemiyi ilk farelerin terkettiği ortalıkta kalmaların öksüzü Türkiye, 'Ahval ve seriatına bakmaksızın ..' istisnasız hepimizi çığlık çığlığa çağırırken ve Türkiye' ye ve Türklüğe en can alıcı noktalardan serbest atışlılıklara eli kolu bağlı kelepçelenilirken....
....... vardan yoktan KURAL ve KAİDE uyumunu bozmamak şirinliğine şahane pozlar mı düşelim yani..?
Geçmişte nice devlet yıkılışlarını benzeri kayıtsızlıkla elalemin lüksüne terkedişlerimizden zerrece ders çıkartmamış olup...
Ve İstikşlal marşını yazarken Mehmet Akif...Davrandığında kalem dahi bulamayıp sağında solunda, çakısıyla coşan duygularını duvara yazdığı 'ahval ve şeriatına bakmaksızın' ..gelmişimizi geçmişimizi bir yana bırakıp da öyle mi..? Yani bütün sakinliğini bozmuş günü –dirliksizliğimizin en çok yazı yazılıp söz söylenmesi gereken şu zindan zamanında ..???
Yazıyorsak deli dolumla ben, dert edinişimizdendir vatan denen dünyayı ve insanlığı. Yazacaksak yalnızca bu aşka devamlı dairdir meramımız..Bu şimdiye kadar böyleydi, ömrümüz oldukça da bundan sonraya böyle olacaktır.
Sevgiyle...

Seyfi Karaca........Ocak / 12
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca