Şiir Tutkusu

Menü

Çocuk (insan) Yetiştirmek At Bakıcılığı Değildir

Günü harap , geleceği haraç mezat olan hal ve gidişler, ortalığı kızılca kıyametlere teslim edip ve yine ondan teslim aldığındandır.."Geleceğe işiniz aşınız bundan olsun.!" diye hüzün eker, acı biçer, olan mapusanelerine yenilerini ekler (Bünyana yapılacağıla övünüldüğü gibi..)Sonra da "Sikletlerine uygun " kimseyi bulamazlarsa, tutup birbirini boküslerler..
Aşağıda buna ilişkin sebepleri yazdım.Umarım baş göz ağrıtmaz.
?????????
 
Çocuk yetiştirmek beygir bakıcılığı ya da katır seyisliği değildir. Hiçbir zaman da olmamalı.
Dalsız budaksız çıplak yamaçlı dağ zirvelerini tırmanan herhangi birisiyle,ucun kıyın bulgu karmaşaları arasında icadının peşi sıra kayıplara karışmış mucidin merak, sevinç,haz duyma duyguları aynı benzerliklerde denge kuruyorsa; bu büyümenin adı :
"Alabildiğine ve sonsuza kadar kendini çevreleyip kuşatanların arasında,kendi hayatına mümkün olduğunca kazasız belasız kurtulmaya çalışan çocukluktur"
"Nerdeyim?, Kimim?,Bana görüneler ve benim gözüktüklerim kim?, Duran ve yürüyen bunca şeyler ne veya nelerdir?"....Diye sıralanıp giden bilmek ve öğrenmek dürtüsü; insanı doğduğu gününden tümüyle bakıma, beslemeye, korumaya gözetmeye ve büyütmeye muhtaç dadılık (Denilebilir ki seyislik) bağımlılığından bir an evvel sıyrılarak, gerek bedeninin gerekse ruhunun yönetimini kendi ellerine alması arzusundandır.
Bu oluşum , kişinin kendinden binyıllarca evvelinden beri kurumlaşıp kalıp kesen toplumsal tortular tarafından, ne kadar çelmelenip sekteye uğratılırsa, dünyaya kendini yaşamak için gelmiş olan o öz sahibini hayatının sonuna kadar ENGELLER, kötürümleştirir, yok ve muhtaç sayar; ve kendi seyisliğine güdümlü katır ?beygir muamalesi gördürür.
Sebebi şundandırki; sürekli aynı kapıdan yemlenen küçükbaş kanatlıları hiç alışkanlıklarını değiştirmeksizin illa aynı kümese tüneyecek ve niye günün birinde piliç çevirmeliğine kurban gideceğini ne idrak edecek ne de hesabını soracağı hususuna?
Kediler bin kere kovulduğu kapıya, bilmem kaç mil uzaktan? Süne sürüne yine bıkmadan dönecek..
Köpekler o azamatine hüküm yetmez hallerine aldırmaksızın, sahibinden işittiği küfür ve "hoşt" azarlara hiç mi hiç aldırış etmeden bir damla gördükleri yakınlaşma karşısında ve ilk fırsatta, yine aynı kapının kulu kölesi olacak?
Kuzular annelerinden öğrendikleri üzere yine aynı..Tekeler, tosunlar, malaklar, çebişler?.Hiç değişmeksizin ve hep aynı?
İnsan ya öyle mi.??
Kurduğu ilişkiler ve kullandığı dünyası karşılığında gün ve gün; akıl; bilinç, gözlem, kayıt, algılama, yorum, hayal takibi(Merak), düşünce okuması(Gerçeğe yansıtma), ilişkilendirme, ?.Türünden binlercesiyle haşir neşir ola ola(Yani yaşamayı kafaya koyarak) beyni gelişir.
Gelişen beyniyle de olayların geliş gidişini yönetip yönlendirmeyi öğrenir.(Kendinden evvelkilerin güdümlülüğünden kurtulur, yani kendini sonuna kadar hayatını farklılaştırma yetisinden yoksun beygir ve katırlar..sürüsünden ayırdeder)
Çünki bu denli hayatın birebir her kelime karşılığı eder değerini(Olumlu ya da olumsuz) bilip, bulup, öğrenme merakının cesaretini sırtına yüklenmiş olan sorumlulukların harfiyen bulduğu mana karşılığıdır..Bal da..Zehir zıkkım da.
Bu yüzden, ancak anlam karşılığını bilen; ya bilinci; tecrübesi, katkısı ve yorumuyla iyiyi kötüden seçip sahip çıkacaktır; ve ya; herşeyi aynı sayıp içgüdüselleştirdikleriyle kurrayı zurrayı bilmeyerek (Uyutulmuş, engellenmiş, seyis bakıcılığı maduriyetiyle) pisi pisine haberi olsun veya olmasın (Uyarılmaksızın) yalana ve yanlışa teslim olacaktır.
O kafayladırki, kendi özgüvenini bir türlü kazanamamış bu yetisizlikten dolayı, İnsan olmanın adresini parada, pulda, güçte kuvvette şa şa da ve en son piyasaya sürülmüş kullanım tarifesi karışık makine üretenlerin baş bayi merkezlerinde (Yani kendi hayatını baştan kurup kurgulayanların seyisliğine tabi olma yenilgisi) olduğunu sanan saplantısı , yaklaşık üç milyon kadını dul; beş milyon çoçuğu öksüz, birbuçuk milyon insanı hunharca ölüme götüren  ve halada götürmekte olan bir canavarlaşmaya(Irak) bilim, ilim, hakça paylaşım ? demeokratikçe özgürleşmedir kabuluyle fikirsizliğini kılı kıpırdamadan rehin verebilir.
Ve böyle, alanları kuraklaştırılmış, toprağının verimli düzlemleri toz duman olmuş kafadan ve gönülden kısırlaştırıan "Çocukluğu kendine çok görülen" baştan zehrolmuş hayat tanımsızlığında ; yaşam; üstü başı harabe ufuksuzluğunun zindani "Gün nasıl gelir ve geçerse geçsin" kayıtsızlığıyla, parmak izi farkını asla bulamayacak..Ve "geleceğin en büyük yatırımıdır" diye durmadan mapusanelere mapusane ekleyecek, güne kan doğrayıp kızılca kıyametleri ekip biçen kabuslar kalaylayacak berbatına.
Dolayısıyla bu kuşatılmışlıktan süregiden devamda, kendi hayatını es geçen insan, şahsi başı belasıyla uğraştırılan eli kolu bağlılığı yüzünden, çölleşen toprağında, kim, nasıl ? Güdülerse onun gözetim ve denetimiyle el artığına dilenecek ve diyetlenecektir..
Demem o ki; çocuk yetiştirmek:
 İlla dünya kardeşliği edeceğim diye oturup Japonla yahut çinliyle kurbağa - köpek eti yemek sanmanın aksine,  onun yaşayıp kendini büyüttüğü değerler içinde kendini bulup, çevresini bilip, öğrenip geliştirerek bizzati emekleriyle birikintili yaşama hevesliliğince ona güvenmek; kendine yettiği ve yetiştiği hayatına saygı duymak, sevgiyle yaşamı aynı seviyeden paylaşmak, gerekirse yanlışlarından doğrulttuğu hayatına her aldığı yol mesafesince yürekten kucaklar dolusu alkışlarla sarılmak..Kalp güzelliğine komşu olmak?.Türü incelerle eş değerlidir..
Ya da bir başka deyimle çocuk yetiştirmek; Onu başta ve sonda ebediyen hiç yurduna azad eden "At bakıcılığı" değildir.
 
Sonsuz sevgiyle
 
Seyfi Karaca           Şubat / 10
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
4.00/5 Toplam verilen oy : 1
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca